22.

2.4K 116 14
                                    

 Ben geldiim, nasılsınız?

22. Bölüme geldik kurgu nasıl gidiyor?

Lütfen yorum yapar mısınız, beni çook mutlu edersiniz.

Hadi bakalım buraya bir tarih alayım, ben bunu 11.05.2023 de yayınlıyorum. 

<3


Siz: Neredesin?

Siz: Ben bahçeye çıktım, kapının girişinde seni bekliyorum.

Alperen: Tamam, bir şeyler alıp geliyorum. 

Siz: Bekliyorum. 

Dünün sabahında beraber evden çıkmış, okula gelmiştik. Sabahtan dersimiz vardı bu yüzden kahvaltı yapmaya vakit bulamamıştık. Sabah keyifli bir şekilde uyanmıştım, ve hala da keyfim yerinde duruyordu. Bakışlarım elinde yiyecek ve içecekle gelen Alpereni bulduğunda, onun da bakışları birkaç saniye sonra beni bulmuştu. Adımları seri bir şekilde yanımı bulduğunda, gülümsedi. 

"Sandviç ve çay aldım ikimize. Seversin umarım."

"Teşekkürler, severim."

Uzatılan yemeği elime aldıktan sonra oturacak bir yer aradık. Saat öğleyi bulduğu için bahçe kalabalıktı. Hava da güzel olunca insanlar dışarıya çıkmıştı, bizim gibi. Ağaç köşesinin boş olduğunu görmemle orayı işaret ettim. 

"Şurası boş oturabiliriz."

Başını onaylar anlamda sallamasıyla önüme doğru döndüm ve dediği yere oturduk. Sırtımızı ağaca yasladığımızda aç olan karnımızı doyurmaya başladık. Yemeklerimiz bitene kadar konuşmadık. Elimdekiler bittiğinde kağıdı, boşalan bardağın içine sıkıştırdım ve kenara koydum. Başımı ağacın gövdesine yasladığımda, gözlerim kapandı. 

Birkaç hışırtı sesinden sonra, dizlerimde hissettiğim ağırlık gözlerimin açılmasına sebep oldu. Başımı eğdiğimde onun yüzüyle karşılaştım. Gözleri az önceki ben gibi kapalıydı, ifadesi ise huzurlu görünüyordu. Ellerim çekinerek saçlarını bulduğunda onlara dokundum. Dudak kıvrımları yukarı doğru yükselmişti. 

Dizlerimde yatıyordu.

O an dizlerimin heyecandan titremesinden korktum. Zaten kalbim deli gibi çarpıyordu onun hızı bütün bedenimi ele geçirmeye yetmişti. 

"Burada uyuyabilirim."

Ben ise sadece, "Uyu o zaman." demekle yetindim, sesim tutuklu çıkmıştı. Onun yanında hep böyle oluyordu zaten. Ne söylemem gerektiğini bilemezdim. Kalbim nasıl hareket etmem gerektiğini söyler ona göre hareket ederdim. Akışına bırakmıştım aslında, olsun istiyordum. Aramızdaki o his büyüyerek çoğalsın...

Ne kadar izledim onu bilmiyorum. Bir ara telefonumu çıkarıp, fotoğrafını çektim. Artık tek fotoğrafı vardı telefonumda. Birlikte bir kez fotoğraf çekip paylaşmıştık. Her anımızı çekmek ve paylaşmak istiyordum. Şimdi de onlardan birisindeydim. 

Uygulamaya girdikten sonra hikayeye bastığımda, onun dizlerimde yatan fotoğrafını paylaştım. O kadar güzel duruyordu ki, dizlerimdeyken ayrı bir masumdu. Dudakları öne doğru bükülmüştü. Kahverengi gözlerini göremiyordum çünkü kendisi sanırım uyumuştu. Kirpikleri neredeyse tenine değecekti. Saçlarında duran ellerimi, yanağı boyunca kaydırdığımda dudağının köşesine ulaşmıştım. 

Teni yumuşacıktı. 

Elimin altındaki dudakları kımıldadığında ellerimi tedirginlikle kaçırdım. Gözlerine baktığımda hala kapalıydı. Sanki açmak istemiyordu. Uzaklaştırdığım parmağıma dokunup çektiğinde "Kaçırma. Tenin tenime değsin." Dedi. Kendine çektiği avucuma öpücük kondurduğunda, kalbimin kasılmasına gözlerimle şahit olmak istedim. 

"Bak, ellerin tenimdeyken ne kadar huzurlu olduğuma bak."







Yanlış Pasaport|Yarı TextingKde žijí příběhy. Začni objevovat