4. Ters Çalışan Kalp

332 52 91
                                    

4.Bölüm | Ters Çalışan Kalp

"Uyumadın mı sen?"

Buse'nin sorusuyla açmakta zorlandığım gözlerimi çok az açarak ona bakmış, cıklayarak başımı tekrar masaya yaslamıştım. Elimin altında duran kâğıdı ve kalemi alarak çantama koyarken göz kapaklarımı kaldırma zahmetine bile girmedim. Bu şehirde ailemden uzak bir şekilde yaşıyordum. Ailemin maddi durumu pek iyi olmadığından onlara yük olduğumu hissetmemek için çalışmak zorundaydım. Yurtta oda arkadaşımla yaşadığım sorundan sonra bir ev ararken Buse bir ev arkadaşı aradığını söylemişti, böylece o eve taşınmıştım. Kira ve masraflar her ne kadar ikimiz arasında bölünse de miktar yine de çok olduğundan babamları zora sokmak istemiyordum.

Dersten hemen sonra bir kafede garsonluk yapmaya başlamıştım. Günün yarısı okul sayesinde gittiğinden akşam geç saatlere kadar işte oluyordum. Ders aralıklarında bulduğum az bir vakitte uyuyordum genelde ancak bugün hiçbir şey uyumama izin vermiyordu. Gece de garip bir his tüm gece kafamı kurcalayarak uyumamı engellemişti. Bilmiyordum. Bir haftadır kendimi her şeyden o kadar fazla soyutlamıştım ki, ortalıklarda ruh gibi geziniyordum.

"Bugün Furkan bize gelecek. Film falan izleyelim dedik. Sorun olur mu senin için?"

Onaylamaz bir mırıltı çıkardım. "İşte olacağım, rahatınıza bakın." Furkan çok sık olmasa da ara sıra bize geliyordu. Birkaç kez işe gitmediğim günlerde denk geliyorduk, o zamanlarda da odamda takılıyordum. Furkan her ne kadar onlarla takılmam için ısrar etse de Buse'nin bundan rahatsız olmasını istemediğimden, en büyük nedeni bir şeyler yapmak istemememdi, odama geçiyordum.

"Bu yorgunlukla çalışabilecek misin?"

Kaşlarımı çattım ve başımı ona doğru çevirdim. Gözlerim hâlâ kapalıyken yaptığım bu saçma davranışa takılmadım. Ona ne olduğunu sormak geldi içimden çünkü gereksiz ilgili tavır onluk bir şey değildi. Ancak bunu sormadım. Onun yerine, "Uyuyacağım şimdi," dedim. Buse başka bir şey demedi. Öğrencilerin baş ağrıtan gürültülerine kulaklarımı tıkayarak uyumaya çalışsam da başarılı olamamıştım. En sonunda kulaklarımın daha sonra ağrıyacağını bilsem de kulaklığımı takarak şarkı açmıştım. Böylece uykuya dalmam çok uzun sürmemişti.

Uykunun kolları arasında olduğum zaman yanımda bir hareketlenme hissetmiştim, ardından omuzlarıma yerleştirilen bir şeyin varlığını.

Birinin adımı fısıldamasıyla mırıldanarak elimi kulağıma götürdüm. Kulaklığım yoktu, elimi kulağımın üzerine kapatarak sesi duymamaya çalıştım ancak kime ait olduğunu seçemediğim sesin sahibi susmamakta inat ediyor gibiydi. Gözlerimi en sonunda açmayı başardığımda diğer kulağımdaki kulaklığımı çıkardım. Kulağım gerçekten acıyordu. Kulaklığımın diğer teki biri tarafından defterimin üzerine bırakıldığında gözlerim ince elin sahibine çevrildi.

Aslı.

O günden sonra onu sadece bir iki kez görmüştüm ancak konuşma fırsatımız olmamıştı. Kendisini bana açıklamaya çalışmıştı ancak o an tek derdim başımdaki şiddetli ağrı olduğundan umursamamıştım. Akşamında evde yalnız başımayken bir baygınlık yaşamıştım, bu yüzden ertesi gün okula gelmemiştim. Kimsenin haberi dahi olmamıştı ve bunu birine bile söylememek ilk defa bu kadar canımı sıkmıştı. Diğer gün işe başladığımdan derslerde uyuyor, yine eskisi gibi yalnız takılıyordum. Ne onu görmüştüm ne de diğerlerini. Ben ne kadar şu an ölü gibi duruyorsam karşısında o, o kadar da canlı ve neşeliydi. Başımı çevirerek diğer tarafa baktım ve esnedim. Hâlâ çok uykum vardı.

BEYAZ IŞIK KIRINTISI | KIRMIZI Where stories live. Discover now