9. Korkutucu Belirsizlik

271 39 126
                                    

9.Bölüm | Korkutucu Belirsizlik

En son ne zaman şanslı hissettiğimi bilmiyordum. Genelde tüm şanssızlıklar aynı anda beni bulurdu. Ece şans getiren şeylere çok inanırdı ve bazen o kadar şanslı biri oluyordu ki, benim payımı da elimden aldığına inanırdım. Taktığı bilekliklere, kolyelere ve taşlara aptalca şeyler demelerim onu kızdırırdı. Ona göre önemli olan bunlar değildi, inançtı.

İnanmamı istemişti ama uğraşmamıştım bile.

Bileğime dolanan kırmızı ip saatler öncesine kadar onun bileğindeydi ve ona şans getirdiğini söylüyordu. Bileklik şanslı bir bileklik olsa dahi bendeki etkisinin nasıl olacağına dair bir fikrim yoktu. En azından şans konusunda. Kalbim için aynısını diyemezdim çünkü gözlerimin odağına her girdiğinde Ateş'in bilekliği koluma taktığı anı hatırlıyor, bileğimde onun dokunuşlarını hissediyordum.

Garson çocuğun masaya bıraktığı içkilerden birini direkt alıp kafama diktiğimde çocukla göz göze geldim. Bana sırıtarak bakmasına karşılık yüzümü buruşturdum. Boşalan bardağı tekrar yerine koyarken bu sefer ikinci bir shot bardağına uzandım. Garsonun aşırı yavaş davranması ve benimle göz teması kurmaya çalışması sinirlerimi bozarken elimdeki bardağı kafasına vurmak istemiştim ancak bundan vazgeçtim. Yanımda oturan Ateş'in her an çocuğun üzerine atlayacakmış gibi baktığını düşündüğümüzde bu davranışım bir kavganın başlangıcı olacaktı.

"Koçum," dedi Ateş dişlerinin arasından. Gürültü yüzünden yerinden kalkarak ona doğru yaklaşmıştı, böylece bana yaklaşarak görüş açımı da kapatmıştı. Garson çocuk ona doğru dönerek duymak için yaklaştı. "Biraz daha oyalanırsan ben de seni fena oyalayacağım." Çocuk geri çekilerek tedirgin bir bakış attı. Ateş yerine geri otururken, "O gözüne de sahip çık," dedi. Gözlerimi devirerek içkiyi tek dikişte içtim.

Boğazımı yakan iğrenç sıvıyla yüzümü buruşturdum. Geriye doğru kayarak oturduğumda gözlerim etrafı kolaçan etmişti. Doğrusu buraya gelirken görmeyi beklediğim şey tamamen farklıydı. Bar dedikleri için her tarafta iğrenç çiftler görmeyi bekliyordum mesela ancak birkaç öpüşen çiftten fazlası olmamıştı. Yüksek sesli müzik insanların gürültüsünü azaltıyor, aynı zamanda feci bir baş ağrısı bırakıyordu. Işıkların da pek bir farkı yoktu ondan. Yine de kendi müziklerimi bu baş ağrısına tercih ederdim.

"Hadi gel dans edelim," diyen Aslı bilmem kaçıncı içkisini içiyordu. Kör kütük sarhoş olmuştu. Ona nazaran daha ayıktım. Aslı elimden tutarak beni çekerken elimdeki boş bardağı diğer yanımda oturan Doruk, elimden alarak masaya bıraktı. Burada bile telefonunu bırakmıyordu. Bardağı yerine bırakarak oyuna devam ettiğinde ona olan bakışlarımı fark etmemişti. Doruk bana hem çok yakın hem de çok uzak bir karaktere sahipti. Bu yüzden onunla anlaşabileceğim kadar tam aksi bir şekilde kavgasız anımızın geçmeyeceğinin farkındaydım.

Cihan'la çok iletişimimiz olmamıştı ancak kötü birisine benzemiyordu. Hiçbiri benzemiyordu ancak Cihan aralarında en masum karaktere sahip biri gibiydi. Masumluğa en uzak karakter sağ tarafımda oturan Ateş'ti. Aslı'nın beni çekiştirmesine müsaade ettim. Dans pistine ulaşarak insanların arasına karıştığımızda bedenime yayılan alkol o an bedenime temas eden bedenleri umursamamı önlüyordu. Ellerimden tutarak dans eden Aslı'ya ayak uydurdum.

Dikkatimin tamamen başka şeylere odaklanmasından olmalı ki halsizlik hissetmiyordum. Benim aksime Ateş bunu fazla önemsiyordu çünkü geldiğinden beri birçok kez ateşim olup olmadığını ve nasıl hissettiğimi sorup durmuştu. Beni biraz fazla bıktırmıştı ancak bir yanım onun bu ilgisinden fazlasıyla memnun olmuştu. Bunun farkında olmak içkinin dibine vurmamı sağlamıştı. Kaç bardağı kafaya diktiğimi bilmiyordum ancak ışıkların da etkisiyle kayan bakışlarım yeterince sarhoş olduğumu bana fısıldıyorlardı.

BEYAZ IŞIK KIRINTISI | KIRMIZI Where stories live. Discover now