44.Bölüm||Seni Aşeriyorum

12.6K 512 109
                                    

Diğer bölüme oy ve yorum yapmayı unutmayın. Günün ikinci bölümü. İyi okumalar, hatunlarım :*

Anneannem, gitmişti. Annemle barışmışlar ve aralarındaki sorun her neyse hâlletmişlerdi. Kerem'le yalnız başımıza oturuyor ve hamileliğimin aylarında çekindiğimiz fotoğraflara bakıyorduk.

"Zeynep, 5.Aydan sonra karnın baya büyümüş..." Evet, doğruydu.

"Hem de nasıl..." diye çıktı ağzımdan.

"Bunu bilmen ne güzel." deyip, dudaklarımı öptü.

"Bunu dert etmiyorum. Çünkü, ben bebeğimizi taşıyorum. Ve istersem daha fazla kilo alayım, umurumda dâhi değil."

Kerem, bana uzun uzun baktı. Bakışlarını tam olarak anlayamıyordum. Hayranlık mıydı?

"Her geçen gün beni kendine daha da hayran bırakıyorsun, hatun," diyerek, dudaklarıma ateşli bir öpücük kondurmayı ihmâl etmedi.

"Hmm..." diye mırıldandım, keyifli bir hâlde. "Sen ne güzel şeyler diyorsun öyle."

"Çok hoşunuza gitti bakıyorum da," dedi ve elindeki albümü masanın üzerine bıraktı. Çok geçmeden, beni kollarının arasına aldı.

"Hep böyle şeyler duymak için, Teen Wolf'u bile izlemekten vazgeçebilirim." Şu hamileliğim boyunca, Teen Wolf'un 4 sezonunu başa sarıp izlemiştim.

Ve ben de, 29 Haziranı heyecanla bekleyenlerdendim. (Burada kendimden de bahsediyorum. Çabuk gel, 29 Haziran!)

"O derece diyorsun yani." Başımı salladım.

"O derece." Kerem, elini karnıma koyarak kızımızı hissetmeye başladı.

"Hatun iki ne yapıyor acaba içeride?" Kahkaha attım.

"Napsın o içeride... Okey oynuyordur." Kerem, dalga geçmemin üzerine kaşlarını çattı.

"Dalga geçme kocanla."

"Peki kocacığım," dedim usulca.

"Sana meyve getireyim." diyerek, kollarını geri çekti. Boşluğa düşmüş gibi hissetmemi umursamadan, Kerem'e üsten bakmaya başladım.

"Hiç zahmet olmazsa falan demeyeceğim. Canım feci bir şekilde erik ve kiraz çekiyor!" Kerem bu hâlime gülerek bakıyordu.
"Haydi, koca bebek, karına meyve yetir!" diyerek, kalçasına şaplak attım.

Bir saniye.

Ben ne yaptım?

Gözlerim yaptığım hareketten dolayı irileşirken, yavaş hareketlerle Kerem'in yüzüne baktım. Onunda gözleri irileşmiş ve gözleri arzunun tonu ile örtülmüştü.

"Zeynep, sen bana az önce kalçamamı vurdun?" Emin olmak istercesine yüzüne baktım.

"Sanırım," diyerek, dudaklarımı sertçe ısırdım.

"Bana ne yaptığını bilemezsin..." Boğuk ve arzulu fısıldamasının ardından, belirgin sızı kendini bacak aramda belirginleştirmişti.

Ah, ne kadar olmuştu birlikte olmayalı! Ama, olmaz. Sakıncalı. Hayır, hayır.

"Sen bana meyve getirsene."dedim, direkt ve hızlı bir şekilde.

"Getireyim," dedi otomatik bir hâlde. Kerem'le uzun zamandır birlikte olmuyorduk. Hamileliğim ilerleyince, bazı şeylere durdurmak zorunda kalıyordu.

Ben kendimi ne kadar Kerem'in üzerine atlamakta tutsamda, Kerem için bu durum hâyli zordu.

Şimdi de hormonları baya coşmuştu.

NEFESİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin