37.Bölüm||Ulan Dede Bozuntusu

19.2K 463 66
                                    

37.Bölüm||Ulan Dede Bozuntusu

✳ Kerem'in Ağzından ✳

"Abi, ben bu adamı görmek istemiyorum ya. Geberip gitmedi zaten." Sitemle konuşmama abim gözlerini devirdi.

"Yeter ulan. Kafamın içine ettin sabahtan beri. Bir gidip, göreceğiz. Dertleri neymiş öğrenmiş oluruz."

Sinirle soludum. "İlla bu sabah olmak mı zorundaydı?" Dün gece Zeynep'in özel günü bitmişti. Ama bizim canlarımız (!) olan Can, Yağmur ve Aksel sağ olsunlar bir yalnız bırakmadılar. Sabah, tam sevişmemizin ortasında 'dan' diyerek abim arayınca tüm sinir sistemimin içine büyük tuvaletini yaptılar.

"Ne varmış lan bu sabah? Alt tarafı beş dakika duracağız. Karı gibi nazlandın."

Hayretle baktım. "Karı gibi mi? Orada duracaksın, abi."

"Dalga geçiyoruz oğlum. Neyse girelim bizim moruğun yanına da derdi neymiş bakalım."

"İnşAllah tedavisi olmayan bir hastalığa kapılmıştır da toptan kurtuluruz."

"Amin." diyerek beni onayladı.

İçeriye girdiğimiz de ilk önce adamları bizi karşıladı.

"Hoş geldiniz, Koray Bey ve Kerem Bey."

"Hoş bulduk, hoş bulduk. Nerede bizim moruk?" Dudaklarımı birbirine bastırdım. Adamlar garip bir şekilde baktı bize. Moruk dememize takıldı, sanırım.

"Selim Bey'den bahsediyorsunuz, değil mi?"

"Evet. Ha Selim Bey ha moruk, ne fark var?" dedim. Adamlar tekrardan kaşlarını çatarak baktı. Kapıyı açarak, 'ya sabır' diyerek içeriye girdik.

Etrafı gözlerimizle taradığımız da, bizim morukla karşılaştık. Hiç değişmemişti. Aynı moruktu.

"Ooo, kimler gelmiş. Torunlarım, hoş gelmişsiniz." Torunun batsın senin, puşt. Bir de gülümsüyordu! Senin ben o ağızına, Aksel'in kokmuş olan çoraplarını sokayım.

"Niye bizi çağırıp, duruyorsun?" diyerek bodoslama olaya girdi abim.

Bizim genler de var bodoslama girmek. Her konuda. Anladınız. 

"Hızlı giriş yaptınız. Peki o zaman. İşim düştü size." Tüm sinir hücrelerim harekete geçti.

"Ne istiyorsun?" diyen Koray'a şaşkınlıkla bakakaldım. Ne demek ne istiyorsun? Bizim şuan o adamı burnunu götüne sokup, ağzını alnına yerleştirmemiz lazımdı.

"Bir hastalığa yakalandım. Bir böbreğimi aldılar diğer böbrek de işe yaramaz hale geldi. Anne ve babanızın böbrekleri de benimle uyuşmuyor. Ama ikinizin ki de büyük ihtimal bana uyuyor. Yani anlayacağınız birinizin bana böbreğini vermesi lazım."

Ulan dede bozuntusu.

Yanına doğru yaklaştım. "Sana ben kanımın milimini bile vermem lan! Senin bize yaptıklarından sonra bir de bizden mi istiyorsun? Sikime bile takmıyorum seni."

Kaşı seğirmeye başladı. "Vereceksiniz."

Koray, lafa girdi. "Orada duracaksın moruk. Vermiyoruz dediysek vermiyoruz. Eğer bir daha bizi ararsan veyahutta rahatsız edecek herhangi bir harekette bulunursan, mezarına erken kavuşursun."

NEFESİMWhere stories live. Discover now