34.Bölüm||Kerem! Uslu Dur +18

25.6K 540 150
                                    

34.Bölüm|| Kerem! Uslu Dur +18

"Zeynep, sen kilo mu aldın?" diye sordu Kerem bedenimi süzerken. Ben de Kerem gibi bedenime baktım. Sanki... Göğüslerim birazcık büyümüştü. Hah, bir de kalçalarım. Onun dışında hâlimde değişiklik yoktu. 90 60 90 formunda kadınım! Tü tü tü maşallah.

"Yo," deyip dudak büzdüm. "Senin genellikle mıncıkladığın yerler hariç bir değişiklik yok."

Kerem, çapkın bir şekilde sırıttı. "Hımm, o mıncakladığım yerler nerelermiş?"

"Bence sen daha iyi bilirsin," deyip, göz kırptım. Göz kırpmamdan fazlası ile etkilendiğini biliyordum. Bunu dile getirmişti. Dün gece oldukça yoğun geçmişti. Kerem, çocuk diye tutturmuştu. Ben de tabiki de istiyorum! Ama bunun için gerekli şartlar var. Uzun zamandan beri birlikteyiz. Ve artık gerçekten birşeyler bekliyorum. Eğer, Kerem bana evlilik teklifi etmesse, onun çükünü kerpetenle sökerim.

Kerem, yanıma yaklaşıp, ellerini kalçalarıma yerleştirdi. "Meselaaa, kalçaların." Sonra sağ elini kalçamdan çekip, göğüsüme getirip, avuçladı. "Veee, göğüslerin."

Ellerini çekmeye çalıştım. Tabii ki de sonuç başarısız. "Kerem! Uslu dur." diye gülmeyle karışık uyardım onu.

"Bencede büyümüşler," dedi Kerem göğüslerimi ve kalçalarımı süzerken.

"O kadar ellemenin sonucunda büyümeleri çok normal." Kerem, muhteşem kahkahasını attı. "Haklısın."

"Benim de katkım var şimdi. Az oynamadım o bebeklerimle."  İki elimle omzuna vurdum. "Kes şunu." diye tısladım. Hâlâ utanıyordum. Özellikle Kerem'in bu kadar edepsiz konuşması hem utandırıyor hem de hoşuma gidiyordu. Hey aklınızdan ne geçtiğini biliyorum. Sapık falan değilim. Eğer Kerem gibi bir sevgiliniz olsaydı sizinde hoşunuza giderdi. Ama üzgünüm ki bu dünyada bir Kerem var, o da benim. Kötü kız kahkahası.

"Sevişirken hiç öyle demiyorsun ama 'Kerem daha fazla' diye yalvarıyorsun." Şaşkınlıkla gözlerimi kırpıştırdım.

"Eğer biraz daha devam edersen, erkekliğine sıkı bir tekme yiyeceksin." dediğim de Kerem anında geri çekildi.

"Hooop, sakin. Küçük Kerem canı yansın istemiyor." Kahkaha attım.

"Sen ne güzel güldün öyle. Gel buraya öpeceğim." diyen Kerem'e havada öpücük gönderdim. "Bu sana yeter."

"Ne! Havaya attığın öpücük nereme yetsin? Gel buraya öpüşeceğiz." Benim birşey dememe kalmadan Kerem, anî bir şekilde dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Artık bundan sonra film kopmuştu. Israrlı dudaklarına  daha fazla dayanamayarak, öpüşüne karşılık vermeye başladım. Dudakları dudaklarımda kayarken, Kerem kendini bana daha da yaslayıp, boğukça inledi.

Birlikte yatağa doğru ilerledikten sonra, Kerem beni hızla yatağa atıp, üzerimde ki yerini aldı. Tekrardan öpüşürken, elleri bedenimde keşfe çıkıyordu. Öpüşü ve dokunuşları ile çıldırmak üzereydim.

Kerem'in dudakları boynumla buluşunca, derin bir iç çektim. Dudakları çıldırtıcı bir şekilde hareket ediyordu. Ah.

Emmeye başlayınca, başımı geriye atıp kesik kesik inlemeye başladım. Kerem dilini devreye sokunca, artık delirmeme ramak kalmıştı. Piç, beni nasıl kıvrandıracağını iyi biliyordu.

Üzerimizdeki kıyafetlerin ne zaman çıktığını bile fark etmemiştim. Kerem, etkili öpücüklerini göğüslerime bahşettiğinde, iki elimi Kerem'in başının üzerine getirip, göğüslerime bastırdım. Kerem'in memnunca sırıttığını görmesem de anlayabiliyordum. Kerem'in elleri arsızca bedenimde dolaşıyor, mahrem bölgelerimde fazlası ile oyalanıyor ve bu benim çıldırmamı sağlıyordu.

NEFESİMWhere stories live. Discover now