MAJESTELERİ BOŞANMAK İSTİYOR !!!! ( BL - TÜRKÇE ÇEVİRİ )

Bölüm 30-Kaynar suyundan korkmayan ölü domuzlar !!

***

Yan Ke saraya girdi ve tahtırevan üzerindeyken imparatorun onu neden saraya girmesi için çağırdığını düşündü.

Mantıken, annesinin ailesini görmekten çok mutlu olmalı. Fakat imparator, Su Yu'ya savaşı kaybetmesine neden olan sahte şehir savunma haritasını verenin kendisi olduğunu bilmiyordu.

Bu nedenle, Chu Krallığı söz konusu olduğunda, o gerçekten bir haindi.

Saraya varır varmaz Tang Qi'nin onu orada beklediğini gördü.

Tang Qi alçak bir sesle, "Çok fazla endişelenme. İmparator sadece senin fikrini bilmek istiyor. Chu ülkesinden gelen insanlar kesinlikle ona boyun eğecekler, böylece Su Yu'yu geri almak isteyebilecekler."

Yan Ke: "Siyasete karışacak biri olmadığını söylememiş miydin?"

Şimdi onu bunun hakkında konuşması için çağırırken, niyetinin saf olmadığı görülüyordu.

Tang Qi güldü: "Siyasetle uğraşmadım. İmparator muhtemelen sadece düşüncelerini duymak istiyordur. Kararı veren o."

Yan Ke güldü. İmparatoru en son şehir savunma planını çalmakla suçlandığında görmüştü. Prensin Malikanesine genellikle birçok hediye gönderilirdi ve hepsi de bu kayınpeder tarafından gönderilirdi.

Ancak ilk kez devlet işleri hakkında bir karar vermesi için çağrıldı.

Yan Ke içini çekti: "Ne diyebilirim. Ama gerçekten bir şey söylemek zorunda olsaydım, kaplanın dağa geri dönmesine izin vermemen gerektiğini söylerdim*."

[Ç / N: Bu, üç yetenekli düşman generali yenen ve annesinin isteği üzerine gitmesine izin veren ve sonunda üç yıl sonra aynı insanlar tarafından mağlup edilen dikkatsiz bir generalin hikayesinden kaynaklanan bir deyimdir -'必定是放虎歸山'.]

Su Yu sonunda yakalanmıştı. Bu Su Yu, . Su ailesinin iki büyük erkek ve kız kardeşinden biri haremi, diğeri mahkemeyi kontrol ediyordu ve tek yapmaları gereken Chu Eyaletini Su'ya teslim etmekti.

Su Yu'nun mizacı göz önüne alındığında geri dönmek zorunda kalsaydı, bu hakareti sessizce yutması pek olası değildi.

Tang Qi: "Chu ülkesinden müzakere için gelenlerin birçok hediye getirdiğini duydum. Tek başlarına sundukları iki şehir imparatoru cezbetmek için yeterlidir."

Yan Ke:" ..."

İki şehir!

Kendi gelin fiyatı sadece birkaç kutu gümüşten ibaretti. Bu hediyeyi Su Yu'nunkiyle karşılaştırırsak, doğrudan çamura verilmiş miydi?

Bu Su Yu gerçekten Chu'nun prensiydi.

Tang Qi: "Başlangıçta Chu, bol kaynaklara sahip geniş bir bölgeydi. Su Yu'yu gerçekten geri almak isteselerdi, bu sadece bir cümle meselesi olurdu. Ancak üç ay önce Su Yu'nun savaştığı savaş çok gösterişliydi. Ulusların hepsi, birliklerini sebepsiz yere savaşa gönderdikleri için tutuklandıklarını biliyorlar. Çünkü ilk hareket eden onlardı ve hatta kaybettiler. Bu yüzden Su Yu için bu kadar çok şeyi değiştirmek zorundalar."

Üç ay geçindikten sonra, Tang Qi'nin gözünde Yan Ke zaten kendisinindi. Resmi olması gerekmediğinde, Yan Ke'yi doğrudan adıyla çağırırdı.

Bu nedenle Yan Ke'nin Chu'nun gerçek prensi olduğunu da unutmuştu.

Yan Ke: "Evet, değil mi? Su Yu'yu bu kadar yüksek bir fiyata geri aldılar. Daha iyisini bilmeyen insanlar, Su Yu'nun Chu'nun prensi olduğunu düşünürdü."