1. BÖLÜM

2.9K 235 77
                                    

Uyumayanlara iyi geceler dilerim : )

Yeni hikayemin ilk bölümüyle geldim. Bakalım neler anlatacaklar sizlere? Bana anlattıkları pek fena: ) 

Medyadaki şarkı, bölümün içinde dinledikleri şarkıdır efendim.

Keyifle okuyun.

Vira bismillah : )


*"- Ben dün akşam mühim bir karar verdim.

- Neye?

- Yaşamaya.

- Bu ne demek?

- Gayet sade, kendimi öldürmemeye."

Elindeki kitabı dizlerine bırakırken aklında son okuduğu kelimeler vardı. Dün akşam kendisi de böyle bir karar vermişti. Henüz on dokuz yaşına yeni girmiş genç bir kızın böyle bir karar alması elbette normal değildi, hatta bir insanın kendini öldürmeye karar vermesi ve sonra vazgeçmesi normal kabul edilmezdi ya, fakat bu kararı verenler çaresizliği hiçbir şekilde tatmamış olmalıydılar. Derin bir iç geçirerek kaldığı sayfanın kenarını kıvırdı ve kitabını yanı başına bırakarak kıvrıldı yatağın içine. Canı çok yanıyordu. Bazen gerçekten dayanamayacağını düşünüyor ama aklına annesi ve babası geldiği anda tekrar toparlanıyordu. Çok erken gitmişlerdi. Feride'yi bu hayatta bir başına koyup göçüp gitmişlerdi erkenden. Kimsesiz kalmıştı anne ve babasının ölümünden sonra genç kız. Onları kaybettiğinde yedi yaşındaydı ve yaşlı babaannesinden başka kimsesi de yoktu.

Babaannesi ise çok fazla dayanamıştı oğlu ve gelinini kaybettikten sonra. Feride altı ay sonra da babaannesini kaybetmiş, o küçük kalbi kaldıramayacağı kadar derin yaralarla delik deşik olmuştu. Hiç akrabasının olmaması onu yaşadığı yerdeki zalim insanların kucağına atmıştı. İlk önce köyün muhtarının yanına sığınmak zorunda kalmıştı. Sığınmayı bile bilmiyordu aslında, daha doğrusu muhtar evine almıştı onu ama karısını ikna edememişti uzun süre kalması konusunda. Üç çocuğun doyabildiği evde Feride'nin doyamayacağın kanaat getirmişti karısı ve adam da ona daha fazla direnememişti. Aslında resmi makamlara bildirmeyi düşünmüştü bir ara ama kimsesiz çocukların kaldığı yerlerde yaşanan bazı olayları duyduktan sonra kıyamamıştı küçük kıza. İyi mi yapmıştı orası tartışılırdı ya o zaman doğru olan bu gelmişti muhtar efendiye.

Feride yıllar akıp giderken bir evden başka bir eve taşınmış, o küçük haline bakmaksızın türlü işlere koşulmuştu köylüler tarafından. Karın tokluğuna geçirmişti yıllarını onun bunun yanında ama on dört yaşına geldiğinde hayatın bunca yıllık dayağı karşısında yaşıtlarından çok daha olgun bir kız olmuştu da anne babasından kalma küçük evlerinde tek başına kalmaya başlamıştı. Okutmamışlardı Feride'yi. İşe koşulmaktan okula gidecek vakit bulamamıştı. İlkokul üçüncü sınıfa kadar devam edebilmiş, daha doğrusu direnebilmiş okuma yazmayı kendi gayreti ile sökmüştü. Kitap okuma merakı sebebiyle gayet akıcı okuyor, çoğu lise mezunundan daha güzel yazı yazıp, cümle kurabiliyordu ama bu kadardı işte. Küçücük dünyasında sadece kitapları ile kurduğu bir hayat yaşıyordu. Yaşıtlarının hiçbir imkanına sahip değildi. Çalıştığı işlerden aldığı paralarla ancak karnını doyurabiliyor, kendine üst baş bir şeyler alabiliyordu. Tek lüksü kitaplarıydı. Dokunmaya, okumaya kıyamadığı kitapları onun her şeyiydi. Bazılarını birden fazla kez okumuş, bazı cümleleri aklına kazımıştı resmen. Eğer okuaybilseydi yazar olmak isterdi Feride. Okuduğu kitaplar gibi kitaplar yazmak, kendi kahramanlarını yaratmak, onlarla konuşmak, kendi kurduğu dünyalara konuk olmak isterdi ama nasip olmamıştı işte.

GÜNEŞİN KUCAĞINDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin