AJAN

2.8K 142 41
                                    

Arkadaşlar okumaya geçmeden önce bir şeye değinmek istiyorum. Betimlemeleri elimden geldiğince iyi tasvir etmeye çalışacağım. Satırları okurken kendi hayal gücünüz ve benim anlattıklarım Harmanlanırsa sizin için daha iyi olacaktır. İyi okumalar🤍

Bölüm Şarkısı: Aysel Yakupoğlu- Gün Gelir

Umay'dan

Buz gibi bir odaya alınmış öylece bekliyordum. Kimi beklediğimi az çok tahmin ediyordum aslında. Buraya ilk girmek istediğimde kapıda ki iki tane herif izin vermedi fakat içerden gelen biri "Bado gönderdi kızı" diyip beni kolumdan sürükleyip buraya attı.

Tedirgindim. Ne olacağını ne ile karşılaşacağımı bilmiyordum. Rutubet kokmuş odanın içinde öylece volta atıyordum. Cam yoktu. Yani fobim tutsa büyük ihtimalle ölürdüm ama şu an öyle bir şey yoktu.  Aklımda sürekli Giray vardı. "Uyurken bile nefesini duyuyor olacağım" demişti. Şu an duyuyor muydu kalp atışlarımı?

Demir kapı aniden açıldı. Kendime gelip kapıya baktım. Uzun boylu, zayıf, saçı sakalı birbirine girmiş esmer bir adam girdi içeri. Yüzüne bakar bakmaz tanımıştım onu. Çaçan.  Bana rahatsız edici bakışlar atıp boydan boya süzdü. Bu bakışlar... Bana yine eskiyi hatırlatmıştı. Yüreğim daha da hızlı atmaya başladı. Onu manipüle etmem gerekiyordu. Yüzüme sahte bir gülüş yerleştirip ona baktım.

Adam kapıyı kapatıp yavaşça yanıma geldi. Önümde durdu. Şu an karşımda Çaçan değil Giray'ın olması lazımdı. Yutkundum.

"İsmin ne" dedi aşağılar gibi. Sesi de görüntüsü kadar iğrençti.  O an aklıma Yarbay'ın anlattığı detaylar geldi.

"Dilzar" dedim Kürtçe aksanımla. Güldü. Eli omuzumda ki saçlarıma uzanınca deli gibi onu itmek istedim ama yapamadım.

"Kes saçını orospunun" kafamda yankılanan sesi susturmak için gözlerimi sıkı sıkı yumdum.

"Bado'dan bunu beklemiyordum doğrusu sen beklediğimden de güzelsin" dedi dudaklarıma bakarak. Çözemediğim bir aksanı vardı. Şivesi sürekli değişiyordu. Utanmış gibi yaptım. Ama içimden şerefsiz haysiyetsiz diye geçiriyordum.

"Ne yapacağını biliyor musun?" Dedi yüzüme dokunurken.

"Yüzüne bak abi nasıl da ağlıyor" bu adamın her dokunuşu bana bir şeyi hatırlatıyordu. Ama bu Giray'da olmuyordu. Ya da bana hiç dokunmadı ondan mı? O bana sarılırken de bir şey olmamıştı.

"Sen ne dersen o" dedim gülerek. Allah'ın belası nasıl da sırıtıyor. Bıyığını bilmem ne yaptığım.

"Bado senden çok bahsetti. Okudukça iyimişsin. Bado'nun bütün adamlarını doyurmuşsun" ne doyurması der gibi yüzüne bakmak istedim ama yapamadım. Kafamın içinde tonlarca soru vardı. Bunlardan nasıl kurtulurdum? Bana ne yapacaklardı? Ben görevimi yapabilecek miydim? Vesaire vesaire. Yutkundum. İyice ürkmeye başlamıştım. Çaçan ise benim yüzüme eğilip pis nefesi ile yüzüme konuştu.

"Hepimizin altında zevkten dört köşe olacaksın. Kadınımız sen olacaksın. Bize en iyi muameleyi yapacaksın" diyince kan beynime sıçradı. Bunu bilmiyordum. Büyük ihtimalle Tim de bilmiyordu. Ben buraya hangi sıfatla gelmiştim. Gözüm dolmuştu. Bana bakan adama sertçe bakıyordum. Midem bulanmaya ve başım dönmeye başladı. O an gözüm karardı ve kafamın içinde ki sesler konuşmaya başladı.

Sonrası karanlık...  Bilincimin son kırıntıları ile tek bir şey fısıldadım.

"Herkül"

😱

Giray'dan

"Orospu çocuğu sikerim senin dilini" toplantı odasında Tim ben ve Yarbay Umay'ın kolyesinden konuşulanları dinliyorduk. Şeref yoksunu piçin Umay'a dediği şey beni çıldırtmaya yetmişti.

ENKAZ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin