Bölüm 47'

24 4 68
                                    

Bölüm şarkıları:Cem Adrian, Aylin Aslım-Herkes Gider Mi?

.

Seni yeni bulmuşken sana doyamadan gittin..

Uykumdan genel olarak kâbuslarla uyanıp, Rüzgar ile sakinleştiğim gece en sonunda bitmişti ve Rüzgar yan tarafımda saçları dağılmış bir şekilde derin bir uykudaydı.

Başımda oluşan ağrı ve içimde olan boşlukla ayağa kalkıp banyoya girdiğimde, dün kırdığım diş fırçası aparatının kırıkları temizlenmişti, bunu Rüzgar'ın yaptığını bilmek istemsizce yüzümde bir gülümse oluşmasını sağladı ama gülümsemem babamın öldüğü gerçeğiyle solduğunda üstümdekileri çıkarıp kendimi soğuk suyun altına attım..

Hissettiklerimi kelimelere sığdıramıyordum bir türlü..Ama sanki kalbimde bir boşluk vardı ve boşluk hissi hep benimle olacaktı, annem öldüğünde neler yaşadıysam, neler hissettiysem hepsini yeniden hissettiğimde on üç yaşında ki Güneş geldi aklıma..Sürekli ağlayan, sakinleştirici alan o kız..

Şimdi babam öldü ve ben yine o kızım, ama bu sefer o kızın yanında birileri vardı.

Rüzgar vardı, abim, Saye, Emre, Eren, Ateş, Rüya abla...

O on üç yaşında olan Güneş yanımda birilerinin olduğunu görse mutluluktan ağlardı, çünkü on üç yaşında ki Güneş'in yanında teyzesi ama onu istemeyen teyzesi, kuzenleri, ama onu sevmeyen kuzenleri vardı, ve o on üç yaşında olan Güneş, yalnızdı..

Şimdi ise yanında ona destek olanlar vardı, onu seven, onu koruyan ve en önemlisi o vardı...Rüzgar vardı..

Sadece o yoktu..Babam..Onunla tanışalı, hayatıma gireli çok zaman geçmemişti ki babam ölmüştü, canım acıyordu, bu hisse ne denir hâlâ bilmiyorum ama sanki kalbim sıkışıyordu, bacaklarımın beni taşımadığını hissedince soğuk olmasını umursamadan yere oturdum ve çoktan dolmuş olan gözlerimden yaşlar düşmeye başladı..

Hıçkırarak ağlamaya başladığımda kapım hızla açıldı ve Rüzgar dizlerinin üstüne çöküp beni bir havluya sardıktan sonra kucağına aldı.

Giyinme odasına getirip beni oturttuktan sonra üstümü giydirip saçlarımı bir saç havlusuna sardı..

''Güzel kızım, yapma bunu kendine..''

''Canım acıyor..Bu acı geçmeyecek..'' bunu biliyordum, canımın acısı geçmeyecekti, sadece o acıyla yaşamaya alışacaktım..

Rüzgar yutkunup ellerimi ellerinin arasına alıp aşağıdan bana baktı..

''Geçmeyecek..Ama alışacaksın, zor, çok zor, ama alışacaksın, maalesef...Senin için her şeyi yaparım, tüm imkânsızlığın içinde olan imkânları bulur seni mutlu ederim, ama Güneş ölen birini geri getiremiyorum ki..Emin ol yapabilsem yapardım..''

Gözlerim bu sefer Rüzgar'ın dedikleriyle dolunca sıkıca ona sarıldım, o da kollarını bana sarıp beni kucağına aldıktan sonra benim oturduğum yere oturdu, onun kucağındayken ona daha sıkı sarıldım, saçımda olan havlu yere düştüğünde önemsemeden ona sarılmaya devam ettim..

''Sen olmasan..Ne yapardım ki ben?''

Ağlamam durmuyordu, ne yaparsam yapayım ara sıra durup tekrar başladığında nefes alamadığımı hissettim, Rüzgar beni yatağıma kadar taşıdı ve kolumu eline alıp bir iğne yaptı, iğnelerden korkardım, iğneler canımı acıtıyordu ama buna ihtiyacım olmasaydı yapmazdı bunu da biliyordum, gözlerim kapanırken ben sadece Rüzgar'ın elini tuttum.

Beş HecelilerWhere stories live. Discover now