7

1.7K 133 8
                                    

"Aptal Taehyung, yine kurtaramadın." Kendi kendime söylenerek parktan içeriye girdim.

Burada bankta biraz ders çalışabilirdim. Burayı iyice kendime alışkanlık edinmiştim.

Banka oturup çantamdan kitaplarımı çıkardım ve masaya koydum.

Kafam çok doluydu.

Hiçbir şey anlamıyordum.

Paragrafı 50. kez okumayı bırakıp kapağını kapattım ve oflayarak kafamı masaya koydum.

"Oturabilir miyim?"

Kim olduğuna bakmadan konuştum.
"Hm, otur."

Karşı tarafta hareketlilik olunca kafamı kaldırdım ve kıpkırımızı suratıyla Jeongguk'u gördüm.

"Yine mi sen?"

"Evet, ders çalışacağım." Kitabının kapağını açmış, kulaklıklarını takmıştı.

"Bu soğukta ne ders çalışması?" Duymadığı için cevaplamamış ayağıyla ritim tutturarak soruları çözmeye başlamıştı.

Jeongguk garip birisiydi. Okulda yanına gelip bir şey konuşmasan seninle asla konuşmazdı. Ama sen gidip konuşsan sanki 10 yıllık arkadaşınmış gibi seninle konuşurdu. Hiçbir şeyi kafasına takmazdı. Önüne geçip ağır küfürler etsen de ses çıkarmaz, hiçbir şey olmamış gibi gider sırasına otururdu.

İlk aylarda Jeongguk çok zorbalığa uğramıştı ama umursamaz tavırları yüzünden okları kendinden başkalarına yöneltmişti.

Kolay kolay kimsenin yanına gitmeyeceğini bildiğimden bir kaç gündür yanıma gelmesi beni germeye başlamıştı.

"Ne yapmaya çalışıyorsun?" Duymadığını bildiğimden içimdekileri dışarıya vuruyordum.

Ayağının ritmi bir saniyeliğine durmuş ve sonrasında tekrar devam etmişti.

Elimi yumruk haline getirip masaya tıkladım ve bana bakmasını sağladım.

"Hava soğuk, git kütüphanede çalış. Beni rahat bırak."

Atkısını burnuna kadar çekmiş ve kısılmış kızarık gözleriyle bana bakmıştı.
"Buraya hep gelen benim, ders çalışan benim. Rahat bırakılması gereken kişi de benim."

Ardından tekrar test kitabına dönmüştü.

Ne kadar çok benzetmişti bu hâliyle o çocuğa diye geçirdi içinden Taehyung. Bir an yumuşamıştı.

"İyi." Kitaplarımı çantama doldurup batmaya hazır olan güneşe bakıp gözlerimi kapattım.

O eve gitmek istemiyordum.

"Jeongguk." Jeongguk bir an kafasını kaldırır gibi oldu ama kaldırmadı. Ayağındaki ritim de durmuştu.

"Jeongguk!" Biraz daha sesli şekilde bağırınca gözlerini bana doğru çevirdi.

"Kulaklığını çıkar."

Sağ kulaklığını çıkartıp parlak gözleriyle bana baktı.

"Bugününü bana ayırır mısın?"

Hangang Parkı / taekook✓Où les histoires vivent. Découvrez maintenant