Uyanıyoruz

198 16 4
                                    

Melodi

Gözlerimi açıyorum. Sabah güneşi sanki tüm dünyamın içine sızmaya çalışıyormuş gibi odanın her yerinde parlıyor. Sabah güneşinden sonra ilk fark edilen şey soğuk... Yaz mevsiminde nereden geldiği belli olmayan bir sabah serinliği esiyor.

Neredeyim?

Yavaşça yattığım yerden doğruluyorum. Gözlerimi kaldığım yerde gezdiriyorum. Küçücük ve basık bir odadayım. İki kişilik rahatsız bir yataktayım ve evet doğru tahmin, yanımda biri yatıyor. Çok güzel gerçekten sıçtım.

Yavaşça kafamı çeviriyorum ve Deniz'in suratı ile burun buruna geliyorum. Nefesim kesiliyor. Ne yaptım ben? Kulüpten çıktığımızı hatırlıyorum ama sonrası bulanıklaşıyor. Bir şişe tekilayı tek başına içmek çok güzel bir fikirdi evet. Denizi uyurken incelemeye başlıyorum. Uykusunda bile kaşları çatık gözüküyor. Hayatımda hiç bu kadar yakışıklı bir adam görmedim. Uzun kirpiklerinin gölgesi yanaklarına düşüyor. Kafamdaki korkunç ağrıya rağmen yakışıklılığı içimi acıtıyor.

Pekâlâ, şu ana dair fark edilenler

Bir, Deniz.

İki, yatakta olmamız.

Üç, çıplaklığımız.

Gerçekten ne bok yedim ben?

Yavaşça yataktan çıkıyorum. Deniz'in uyanmasını istemiyorum şu an, ona ne diyeceğime dair en ufak bir fikrim yok. Âşık olduğum adamın artık git bakışlarına ihtiyacım yok.

Tanrım ne yaptığıma dair en ufak bir fikrim yok, kıyafetlerimi bulamıyorum, nerede olduğumu bilmiyorum ve başımın ağrısı ayağa kalkınca daha da fazla artıyor. Yataktan dışarı çıkıp çıplak halde etrafıma bakıyorum, pekâlâ Melodi hemen toparlanman lazım.

Yavaşça olduğum küçük odadan çıkıyorum. Ev inanılmaz soğuk ve basık. Tanımadığım bir evde çırılçıplak ve gerginim. Dün gece ne yaptığımı hatırlamıyorum ama bir kaç fikrim var ve bu fikir hoşuma gitmiyor. Muhtemelen tanımadığım bir adamla yattım. Üstelik adam bana tecavüz mü etti yoksa ben de istekli miydim onu bile bilmiyorum. Hadi canım kimi kandırıyorum ki onu gördüğümden beri istekliydim, benim adama tecavüz etmiş olma olasılığım bile daha yüksek.

İçeri geçiyorum ve kıyafetlerimle karşılaşıyorum. Küçük bir odada inanılmaz eski bir kanepe, ufak bir televizyon ile karşılaşıyorum. Hızlıca giyiniyorum. Öncelikli yapmam gerekeni yaptığıma göre etrafı incelemeye başlıyorum. Hayatımda gördüğüm en kötü evin içindeyim. Yazın ortasında nereden geldiği anlaşılmayan soğuk ince kıyafetlerimin içinde ürpermeme sebep oluyor. Ortadaki sehpanın üzerinde 4 tane boş şarap şişesi duruyor. Sonra dün geceye dair bir şey hatırlıyorum. "İçmeye devam edelim mi Deniz, bu gece her şeyi unutmak istiyorum."

Gerçekten bunu demiş olmalıyım ve ölene kadar içmek çok işe yaradı gerçekten.

Çantamı buluyorum ve koltuğa oturuyorum. İçinden telefonumu çıkarıp bakıyorum. Ve beklendiği üzere Ata'dan 50'nin üzerinde cevapsız çağrı var. Şaşırtıcı olansa Güneş'in 3 defa aramış olması. Eşyalarımı toplayıp evden tam çıkacakken geri dönüp koltuğa oturuyorum. Dün gece ne yaşandığını bilmiyorum ama Deniz'le bir şansım olmasını istiyorum. İstiyorum ki beni arasın istiyorum ki içinde bulunduğum hapishaneden bana kaçacak bir yer yaratsın. Neresi olduğu fark etmez bu ev olur cehennemin dibi bile olur. Çantamın içinde kalem ve kâğıt bulup numaramı üzerine yazıp masanın üzerine bırakıyorum. Ve yavaşça evden çıkıyorum.

Sabahın oldukça erken saatleri ve cumartesi günü. Sokaklarda insanla karşılaşmıyorum. Gecekondu mahallesinde siyah kısa elbisem topuklu ayakkabılarım ve dağılmış saçlarımla inanılmaz uyumsuz duruyorum. Lütfen kimseyle karşılaşmayayım diye dua ederek evin önündeki patikadan hızlıca ilerliyorum. Nerde olduğum evime nasıl döneceğime dair en ufak bir fikrim yok. Başım ağrımaya devam ediyor ve ağzımda iğrenç bir tat var.

İntikamın NotalarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin