İntikamın Notaları

Dans Eden Şeytan ve İlk Hata

Deniz

"Hadii ya çıkalım artık. Ay Ata'nın partileri süper oluyor var ya. Bayılacaksın Deniz."

Güneş bir şekilde bizi dükkândan dışarı çıkarıyor. Melodi ile karşılaşma zamanıma kadar kesinlikle boktan bir gündü. Neredeyse hiç müşteri gelmedi. Gene de geçen ay kazandığım para bu geceyi atlatmama yardım edecek. Aptal bir partide para kaybedecek lüksüm yok ama Melodi'yi takip ediyorum. Gözlerim taksi çağırmak için telefonunu çıkarışına takılıyor. İnce uzun parmaklarına bakıyorum. Küçük değiller ama bir şekilde narinler. Sinirlice ısırdığı dudakları ve titreyen elleri... Gergin bedeni... Av, avcısını hissediyor. Şeytanımla ben gülüyoruz.

Kızlar taksi aramakla uğraşırken Camel paketini çıkartıyorum.

"Sigara?" diye soruyorum. Güneş yüzünü buruşturuyor ve bana beklediğim cevabı veriyor sonra Melodi'ye dönüyorum. Beklemediğim bir şey yapıp sigara paketinden bir tane sigara alıyor. Babasının cici kızı sigara içiyor... Babasının cici kızının başka neler yaptığını merak etmeye başlıyorum. Sandığım kadar kurban olmaması için cılız bir dilek içimde yükseliyor. Bir yandan da güçsüz olmasını diliyorum. Diliyorum ki ilk darbede beni babasına ulaştırsın. Bu kadın içimin çelişkilerle dolmasına sebep oluyor. Üstelik onunla karşılaşalı daha on dakika olmamışken.

Küçük çantasından kibrit kutusu çıkartıyor. Önce kendi sigarasını yakıp kibrit paketini bana uzatıyor. Elimdeki kibrit paketine bakıyorum. Şaşırdığımı anlamış olacak ki

"Çakmakları hep kaybedince kibrite geçtim" deyip gülümsüyor.

Asla ama asla gülümsememesini istiyorum. Asla bana gülümseme diye bağırmak istiyorum. O güzel dudaklarını bana doğru çevirme. Gülümseme bana...

Kafamı çevirip kibritle sigaramı yakıyorum. Hava hafif esiyor ve Güneş, Melodi'ye neden taksiyi çağırmadığını sorup telefonundan taksiciyi arıyor. Kafamı çevirip Melodi'ye bakıyorum yumuşak ela/ sarı gözleri üzerimde dolaşıyor. Göz göze geliyoruz ve gözlerinin bakışlarım karşısında parladığını görüyorum. Hayatım boyunca ilginç gözlerim olduğu söylendi ama bu kadar farklı gözleri olan birini daha önce görmemiştim. Bakışlarımın soğukluğu karşısında bakışlarını çeviriyor ve bende onu iyice inceleme fırsatı buluyorum.

Şimdi sokak lambasının ışığında saçlarının kızıldan çok kahverengi olduğunu görüyorum ama dikkatle bakarsam o kızıl pırıltıların gözlerime takılacağını biliyorum. Kapanmış gözlerine, ince ve küçük dudaklarına. Düzgün burnuna, hafifçe çıkık elmacık kemiklerine, elbisesinin açıkta bıraktığı uzun boynuna ve omuzlarına, küçük ama dolgun göğüslerine, ince beline neredeyse düz kalçalarına ve uzun bacaklarına... İlk defa içimdeki şeytan intikamdan başka bir şey için hareketleniyor. Karşımda duranın kadın olduğunu fark ediyorum. Güzel denemeyecek ama etkileyici olan bir kadın için...

"Şu zıkkımı içmediniz mi daha?" diye aramızda patlayan ses kendime gelmemi sağlıyor. Melodi kapanmış gözlerini açıyor ve bir an kaçıp gitmek istermiş gibi bana bakıyor. O sırada yolun başında taksi gözüküyor ve önümüzde duruyor.

Güneşin bakışlarına takılıyorum. Kesinlikle Melodi'ye bakarken beni gördüğünü fark ediyorum. Koyu gözleri kıskançlıkla kararıyor. Çok umursamadan taksinin ön koltuğuna oturuyorum. Kızlar da biniyor ve Güneş dudaklarını büzerek "Paradise'a gidiyoruz şoför bey" diyor.

Gece kulübüne kadar kimse konuşmuyor. Güneş kesin beni Melodi'ye kaptırmamak için planlar yapıyor bense kafamda intikam planımı evirip çeviriyorum.

Onun seni sevmesini sağla... Babasına rest çekmesini sağla... Babası kızını kaybedeceği korkusu ile seni yakalamaya çalışsın... Kendini sağlama al ve Melodi'nin seni korumasını sağla... Babasına yanaş ve şirkete sız... Şirketin batması için bir yol bul... Melodi'yi terk et. Şirketi terk et. Melodi perişan olurken babasının sana dönmen için ayaklarına gelmesine sebep ol. Ayaklarına geldiğinde o adamı öldür... Kanını akıt. Bu senin tek şansın olacak... Geriye, dağılmış bir aile, yıkılmış bir kız ve iflas etmiş bir şirket bırak. Yıkıntıların üzerinde yürü, hatta o yıkıntıları bile yak.