Ölüm gerçekten var mıdır? Dünyada milyonlarca kalp ve her bir kalp için hazırlanan bir ölüm vardı. Dünya bir ölüm sahnesiydi,biz ise bu dünya'nın kuklalarıydık. Ölüm tahmin edemeyeceğimiz kadar gerçekti. Benim kabusum ölümdü.Kaçıyordum,korkuyordum,kalbim deli gibi hızlanıyordu. "Gece oldu, oyun vakti " diye sürekli biri bana fısıldıyordu.O ölümün ta kendisiydi.Acaba ölümden korkmalımıydım yoksa ölüme sadık mı kalmalıydım? İşte hayat ve insanlar bana bunu düşündürüyordu.Herkesin bir amacı bir hayali bir korkusu vardı ,amaçlarını gerçekleştirmek için çabalar,hayalinin peşinden koşar ve korkularını illaki yenerlerdi ama tek yenilmez ölümdü. Herkes herşeyi yenebilirdi ama ölüm asla yenemezlerdi çünkü ölüm pes etmeyi sevmeyen yenilmez bir gerçek,kaçtıkça bir adım daha yaklaşan korktukca nefesini vücudunuzda hissedecek bir gercek. En yakınlarınızdan başlayan ve bir bataklığa batana kadar,çaresiz kalana kadar ve en sonunda sizi kendine mahkum edene kadar duymayan sizi ta kendisi yapan bir gerçek.Gerçekler kabus gibi, benim kabusum ise ölüme yaklaşmak,ölümü iliklerime kadar hissetmek ve ona mahkum kalmak. Ben LARA MARS...