Hücrelerime kadar kıyıldığımı hissettim, paramparça olup toz taneleri kadar görünmez oldum. Ben oldum, hissettim ama o görmedi. Neden bunu en başında söylememişti. "Belki" kelimesiyle kanat çırpan kalbim kafesinden çıkmadan, o kafesin demirlerine çarparak en dibe düşmüştü. Akan kanı hissedebiliyordum. O akan kanın bütün bedenime bir hastalık gibi yayıldığını. O kadar zorla gülümsedim ki, dudaklarım kanadı ama o görmedi. Sessiz bir gülüş dudaklarından firar ettiğinde bu gülüşü canımı yakmıştı. ..... Bu çoğrafya umutla harlanmış olsa da hayatları yarım bırakmaya and içmiş gibiydi.