AŞKA TUTSAK 🚬 BİZE SEN KALA 3

By Sldakser

1.6M 15.4K 23.6K

Mafya ve Aşk masalı devam ediyor... MAFYA Ve AŞK 5 Komiser yardımcısı bir kadın ve Mafya'nın hiç başlamaması... More

TANITIM
Mavi
Bölüm 2
Tehlikeli oyunlar
Bölüm 4
Sonsuz girdap
Bölüm 6
MaviŞah
Bölüm 8
Nazende
Bölüm 10
Gülüşlerinde saklı
Bakışları nimet
Bölüm 14
Kurban seçilenler
Bölüm 16
Aşktan Kaçış
Bölüm 18
Zamana adanmışlıklarımız
BÖLÜM 20
Aşkın kıyısında
Bölüm 22
Sendeki aşk değilmiş
Bölüm 24
Sevda çiçeğim
Bölüm 26
Sen eşittir ben
Bölüm 28
Yalnızlığa esir olduk
Bölüm 30
Ne güzeldik oysa biz
Bölüm 32
Gitme kal yanımda
Bölüm 34
Sona yaklaşırken
SON

Bölüm 12

4.9K 389 529
By Sldakser

Yine bekledim seni...

Güzel bir düşten uyanır gibi mırıldanarak gözlerimi araladım. Bu benim en tatlı uyanışımdı. Kendimi bulutların üstünde uyumuş gibi hissediyordum. Biraz daha gerindiğimde yatağın boş olduğunu fark ettim. En önemlisiyse yatağın dolu olması gerektiğiydi. Normalde yatakta birilerini aramam saçmalık değil miydi? Uykulu gözlerle dün geceye gittiğimde mırıldanarak doğruldum. Beni bıraksalar burada haftalarca uyuyabilirdim. Etrafıma bakındığımda ne ufak ses dahi yoktu. Sonra aklıma İsviçre bileti geldi acaba Şahin gitmiş miydi? Sorumun cevabını almak için doğruca aşağıya indim fakat ortalıkta görünmüyordu.

"Şahin evde mi yoksa çıktı mı?"

"Şahin Bey sabah erkenden çıktı Mavi Hanım, giderken de kahvaltıyı size göre hazırlamamı söylendi." Anladım derken kadının yüzüne bakamaya devam ediyordum. İlk kez benimle bu kadar uzun bir cümle kurmuştu. Normalde ona sataşırdım ama hiç keyfim yoktu. Son günlerde olanlar beni epey yıpratmıştı. Üstelik dün ölümden dönmüştük fakat Şahin Bey gitmişti. Oysa tehlike geçene kadar evde kalması gerekmez miydi? Anlaşılan yurt dışına çıkmış uzun süre de gelmeyecekti. Ben o gelene kadar bu evde sıkıntıdan ölür giderdim. Ev sürekli gözetlendiğinden orayı burayı da karıştıramıyordum.

Bir kez daha ofladığımda akşamı akşam etmek neler yapmadım ki... Hatta bir ara kaçmaya bile yeltendim ama elde vardı sıfır... "Aptal televizyon sen gerçekten çok sıkıcısın." Hayatın bu denli boktan olmasına inanamıyordum. Bir kez daha kanal değiştirdiğimde içten içe yine güzel bir şey bulamazsam gidip uyuyacağım diyordum. Kendi kendime kızarken kapının açılmasıyla kaşlarımı çattım. Kim geldi diye baktığımda gözlerim kendiliğinden kocaman oluvermişti. Ne çabuk gelmişti başka bir değişle gitmemiş miydi? Kumandayla birlikte kalktığımda aptal gibi ona bakmaya devam ettim. Bana kaşlarını çatıp baktığında yüzümdeki aptal ifade yayılmıştı. Birkaç saniyelik duraklamadan sonra yanıma gelirken elini cebine sokup telefonu çıkardı. Telefonu bana uzattığı anda ona aptal gibi sırıttığımı fark ettim. Ona gülünce benim ona kedi gibi sırnıştığımı bunu da telefonu için yaptığımı düşünmüştü. Bende hemen kendimi toplayarak elinden telefonu aldım. Onu burada gördüğüm için sevindiğimi düşünsün istemiyordum.

"Uyarmama gerek var mı?" Aptal değilim sürekli uyarman gerekmiyor... Ona odaklanmadan direkt babamın numarasını yazdım fakat Umur Kabacık, yazıyordu. Demek sonunda babamın numarasını da kaydetmişti. Babamı arayıp oturduğumda gözlerini bana diktiğini fark ettim ama oralı olmadım. Babamla neşeyle konuşurken sonunda pes edip yanıma oturmuştu. Benden babamla olan diyalogumu uzattıkça uzatıyordum. "Kızım neyin var, diye sormak istemiyorum fakat sesim ilk kez bu kadar iyi geliyor. Hayatında güzel bir değişiklik mi var?" Var mıydı? Yüzüm düşünce yanımdaki adama baktım. Babamla uzun uzadıya konuşmama sinirlenmiş gibi durmuyordu. Bir anda modum düşünce babama seni sonra yine arayacağım diyerek telefonu kapattım. Ona telefonunu uzattığımda yarım şekilde zoraki bir tebessüm edip elimden almasını bekledim. "Kötü bir haber mi var?" Telefonu elimden aldığında ayağa kalkmıştım.

"Kötü haber mi? Kötü haber ne biliyor musun? Beni burada tutsak edişin... Ben aileme özledim. Annemleri görmeden geçirdiğim iki ay bana azap gibi geliyor. Sende durmuş kötü haber mi var diye soruyorsun. Kötü haber tepeden tırnağa sensin."

"Benden önceki hayatın beni zerre...."

"Biliyorum biliyorum alakadar falan etmez. Neyse gidip kendime kahve yapacağım sende ister misin?"

"Zehirli olmayacaksa evet, isterim." Bu defalık koymam diyerek mutfağa yöneldim ama o yukarıya çıkmak için çoktan harekete geçmişti. "Hey koymam dedim, kahveni içmende nereye gidiyorsun?"

"İzin olursa üstümü değiştireceğim..." İyi izin veriyorum, dediğimde cevabını almadan mutfağa geçmiştim. Kahve için malzemeleri alırken bir yandan da gülmemek için dudağımı dişliyordum. Sanki iyi kötü anlaşıyorduk. Başta tanıdığım o soğuk nevale biraz da olsun kanlanıyor bana karşı ısınıyor gibiydi. Bakalım, belki zamanla... Ne zamanla Mavi, ne zamanla? Bazen kendimi tanıyamıyorum. Bu adam beni değiştiriyor...

Kahveleri yapıp salona geçtiğimde hala ortalıkta yoktu. Bende hiç düşünmeden yukarıya çıktım. Odasına geldiğimde kapıya ayağımla vurup kolumla açmıştım. Şahin'i telefonla konuşurken yakaladığımda anında kapatır diye düşündüm ama yapmadı. "Sana daha fazla ne diyebilirim ki her zaman burnunun dikine gidiyorsun..." Ona kahveleri gösterdiğimle başıyla bir işaret yaptı ama ne anlama geldiğini anlamadım. "Yarın sabah kahvaltı da ol Meriç, erken gel aksi takdirde beni evde bulamazsın." Karşı taraf bir şeyler demiş olmalı ki tamam diyerek telefonu kapattı. Meriç diye bir kız ismi olmazdı değil mi? "Yarın misafirin mi var?" Başını salladığında canım sıkıldı. "Odaya kilitlenmek istenmiyorum." Lütfen beni odaya kilitleme bu durumdan hiç haz etmiyorum.

Lütfen mi? Mavi kendine gel artık onun kim olduğunu unutuyorsun. Şahin yanıma gelip kahvesini aldığında başını olumsuz anlamda sallayarak tadına baktı. "Kilitlenmen gerekmiyor kuzenim kahvaltıya gelecek." Kuzeni mi? Bu adamın bir ailesi var değil mi?_ Oysa dışarıdan bir ağaç kovuğundan çıkmış gibi görünüyordu. "Seni kapının önüne hep bir şahin bıraktı zannederdim." Bana gözlerini devirince iğrenç bir espri olduğunu anladım. "Dayının oğlu mu?"

"Hayır amcamın... Mavi sana az da olsa anlattım. Dayım bana düşmanken çocukları beni sevebilir mi? Bu ihtimali düşünebiliyor musun?" Midem kasılırken odaya göz attım. Onun odasındaydık. Sanki kendimi onun karısı gibi hissetmiştim. Bir kez daha yatağına oturmak için can atsam da onun azılı bir katil odluğunu unutamazdım. "Haklısın... Ben odama çekiliyorum, iyi geceler..." Bir anda ne oldu sana diye sorduğunda ne cevap vereceğimi bilemeden o da ısrarla cevabını beklemedi. "Yaran nasıl ağrı var mı?"

"Hayır, yok ben gayet iyiyim... Şey gitsem iyi olacak..." Başını salladığında gülümsemeye çalışarak odasından ayrılmıştım. Odama girdiğimde sabaha kadar dövünüp durdum. Bana böyle ne oluyordu ki geliş sebebim belli olsa da bazen unutuyor gibiydim. Sabah erkenden uyandığımda salonda oturup ne yapmama gerektiğini düşündüm. Kadınlar hızla kahvaltı hazırlarken sonunda kapı çalınmıştı. Erkenden gelmesine şaşarak ayaklandım. Hizmetli kapıyı açtığında gözüm adama gitmişti. Neredeyse Şahin'i andırabilir desem de o biraz daha sarışındı, bir de boyu kuzenine göre dört beş santim kısa gibiydi. Genel olarak iyi bir fiziğe sahip olduğunu söylesem de sırf onun kuzeni olduğu için bile ona hiçbir sempati duymadım...

"Günaydın... Siz?" Yanıma yaklaşırken günaydın demiştim ki arkadan gelen tok ses devam etmemi engelledi." Hoş geldin Meriç, seni Mavi ile tanıştırmak istiyorum." Şahin hangi ara yanımda soludu bilinmez ama panter gibi üstüme atlayarak kollarını omzuma koymuştu. "Mavi benim sevgilim... Mavi sana bahsetmişti bu da Meriç, benim hayırsız kuzenim..."

"Demek o kahraman kadın sensin... Şahin hayatını kurtarmak için kurşunların önüne atladığını söyledi. Kuzenime de ancak sen kadar cesur bir kadın yakışır..." Teveccühünüz dediğimde bana sırıtmıştı. Adam yakışıklı olmasına rağmen üstünde bir cıvıklık var gibiydi. Şahin kolunu omzumdan çekince elimden tuttu. Bunu neden yaptığını anlamasam da çok pis hesabını soracaktım. "Kahvaltıya geçelim." Dediğinde elimden tutarak benim için sandalye çekmişti. Onun düşmanıyken imdi yanına mı oturacaktım. Bu durum gerçekten canımı sıkmıştı. Ben onun sevgilisi değil arkadaşı dahi olmazdım.

Keyifsiz şekilde kahvaltımı yaparken onlardan çıt çıkmıyordu. Galiba aile terbiyelerine göre yemek masasında konuşmak yasaktı. Yine de Şahin'in bu yasakları deldiğini biliyordum. Kahvaltı bitiminde bahçeye çıktıklarında Şahin kahvelerini benim getirmemi istedi. Hizmetli kahveleri yaparken aklım hala olanlardaydı. Kuzeni durduk yere nereden çıkmıştı. En önemlisi ise beni neden sevgilisi olarak tanıtmıştı. Bu adamın niyeti neydi? Kadın Mavi Hanım dediğinde kahveleri alarak arka tarafa geçtim.

"Şahin bana yardım etmen gerekiyor, şirketim batmak üzere sen destek vermezsen kim bana yardımsı olur. Hadi ama senin yardımların olmazsa ben bittiğim artık bunu anla..."

"Meriç her defasında bu son diyorsun, sana milyon kez yardım ettim. Amcamın hatırına o şirketi yeniden kalkındırdım. Şimdi karşıma geçmiş mali durumundan dem vuruyorsun, sen sorumsuz bir adamsın. Ben sana sonsuza kadar yardım etsem yine de hayır demeyeceksin. Asıl sen şunu anla artık kendine gelip sorumluluklarının bilincine varmalısın. Bu gemi böyle yürümez.

"Son bir yardım diyorum, söz bir kez daha..." Derken Meriç'in gözleri beni bulmuştu. O susunca ben hemen yürümeye başladım. Şahin bana göz ucuyla bakarken kahvelerini verip ayakta kalmıştım. Gitsem mi kalsam mı bilemiyordum. "Mavi nende ayakta duruyorsun?" Tabi ya neden duruyorum. Şahin'in yanına oturduğumda Meriç gözlerinin içine bakmıştı. Şahin neden pis parasıyla ona yardım etmiyordu ki o paraları onun bunun kanıyla kazamıyor mu? Hem haydan gelen huya gidermiş...

"Anlatsanıza nasıl tanıştınız, ufakta evlilik var mı?" Onunla nasıl tanıştığımı bilsem küfür ederek kaçarsın. Bir yandan da evlilik dediği için Şahin'e baktım. Onunla ölür yine de evlenmezdim. "Şimdilik bizim için erken ama sen söyle seni ne zaman nikah masasında göreceğiz. Belki evlilik sana sorumluluk duygusu aşılar, sadık bir adam olursun."

"Güldürme beni Şahin, ben ve evlilik asla. Evlenecek kadar aklımı peynir ekmekle yemedim."

"Bana kalırsa büyük konuşma Meriç, hayatın bize neler getireceğini asla bilemeyiz hayat sürprizlere doludur..."


****

Yeni bölüm için kalplerimizi alalım...


ALINTI - KESİT

"Sana söz veriyorum Mavi, bu işi batırdığım gibi temizleyeceğim. Kardeşin... Ekin için elimden geleni ardıma koymayacağım." Sözüne güvenmiyordum. Ona inanmıyordum. Ona gözü yaşlı buna mecbursun, diyebildim. Mecburdu o bana bunu borçluydu. Ben onunla bir hiç uğruna evlenmemiştim. Şahin başını sallayıp gittiğinde bende gizliden gizliye onu takip ederek kapıya kulağımı dayamıştım. Kuzeniyle ne konuşacaklardı bilmek istiyorum.

"Hadi ama Şahin, çatlatma da şartını söyle. Ne gerekiyorsa yapmaya razıyım. Aksi takdirde yarın haciz işlemleri başlayacak varımı yoğumu kaybedeceğim."

"Meriç sana tek bir şartla yardım edeceğimi söylemiştim. Amcamın hatırına son bir yardım... Ekin... Mavi'nin kız kardeşiyle evlenip yuva kuracaksın. Ancak evlenmen şartıyla sana yardım ederim." İçeriden güçlü bir kahkaha gelince irkilmiştim.

"Sen delirmiş olmalısın o sıska üstelikte hamile kızla asla evlenmem... Şahin beni öldür daha iyi o kızın evlilikten bir halt anlattığını düşünmüyorum... Hem başka birinin piçine babalık...."

"Kes sesini yoksa gerçekten seni öldürürüm. Şimdi ya kabul et ya da defolup git. Sen istemezsen isteyecek düzinelerce adam tanıyorum Meriç, son karar senin..."


İnstagram: Sldakser

takipte kalın....
















Continue Reading

You'll Also Like

45.6M 2.1M 86
Korkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm...
271K 14.4K 48
Alya özer (asil ) küçük yaştan beri ailesinin intikamı için yanıp tututuşur tam herşey bitmişken gerçek ailesi ortaya çıkar.
451K 12.9K 32
Saplantı serisinin ilk kitabıdır. BU HİKAYE GERÇEK,YAŞANMIŞ BİR HAYATTAN İLHAM ALINARAK KURGULANMIŞTIR.BU HİKAYENİN KARAKTER İSİMLERİ HAYAL ÜRÜNÜ OL...
48.4K 2.6K 15
28 yıl önce karıştırılmış bir binbaşının hikayesi.Ben Asena Doğu namı değer Kızıl Dağların Kızılı ismini duyanların korkudan titrediği kadın Bu ben...