"Eee Hyunjin nerde?"
"Uyuyor. Uyanınca bana seslenecektir, o zaman görürsün." Elindeki kahveden bir yudum daha aldı. Hyunjin'i oradan aldıktan sonra Minho onu aramış, normalde olsa asla söylemezdi, ağzından kaçırmıştı.
Tabi Minho durur mu? Durmaz.
Anında Seungmin'in kapısında dikilmiş, Seungmin onu içeri almamakta ısrar etse de, elindeki anahtarla içeri girmişti.
Çünkü Minho, ölürsen ve sana ulaşamazsak hırsız gibi eve girmek istemiyorum , demişti. Asıl niyeti şimdi belli oluyordu işte.
"Ben Jisung ve Changbin'i de çağırdım-"
"Ne? Sen delirdin mi? O kisinin Hyunjin'in önünde yiyişecek potansiyeli var."
Hyunjin uyuduğu için kısık sesli olsada bağırdı Seungmin. Dedikleri doğruydu, o ikisinden her şey beklenirdi.
"Seungmin, orda mısın?"
Yukardan Hyunjin'in kısık sesi duyulduğunda Seungmin'den önce Minho ayaklanmış hızla Hyunjin'in yanına koşmuştu. Seungmin işe oturduğu yerden Hyunjin'in tepkisini beklemeye başladı.
"Seungmin! Evimizde çirkin ve yabancı bir adam var!"