KARA AĞA |Mardin SERİSİ 1,2|...

By onur_rr

3.2M 121K 60.1K

Bir kadını ağlatmak çok zor degildir aslında. Kadınlar her şeye ağlayabilir; bir filme, bir şarkıya, bir yazı... More

𝑷𝑹𝑶𝑳𝑶𝑮 |𝑲𝒂𝒍𝒃𝒊 𝑮𝒊𝒃𝒊 𝑲𝒂𝒓𝒂 𝑨𝒅𝒂𝒎 |
1. |𝔸Ğ𝕀𝕋 |
2.| ℕ𝕀𝕂𝔸ℍ |
3.| 𝔹𝔸𝕊 𝔹𝔼𝕃𝔸𝕊𝕀|
4.|𝕐𝕆𝕃|
5|𝕊𝔼ℕ𝕀 𝕌𝕐𝔸ℝ𝔻𝕀𝔾𝕀𝕄𝕀 ℍ𝔸𝕋𝕀ℝ𝕃𝕀𝕐𝕆ℝ𝕌𝕄|
6 |𝔸ℕ𝕃𝔸𝕋𝔸ℂ𝔸𝕂 𝕄𝕀𝕊𝕀ℕ?|
7 |𝔾𝔼ℂ 𝕐𝔸𝕋𝔸𝔾𝔸|
8 |𝕊𝕀ℤ𝕀|
9 | 𝕄𝕌𝕄 𝕀𝕊𝕀𝔾𝕀𝕐𝕃𝔸 𝔸𝕃𝕃𝔸ℍ'𝔸 𝕐𝔸𝕃𝕍𝔸ℝ𝔸 𝕐𝔸𝕃𝕍𝔸ℝ𝔸|
9 .Bölüm
10. Bölüm
11. Bölüm
12.Bölüm
13.Bölüm
14.BÖLÜM
15.BÖLÜM
16.BÖLÜM
17.BÖLÜM
18.BÖLÜM
19.BÖLÜM
20.BÖLÜM
21.BÖLÜM
Hangi kapak güzel sizce?
22.BÖLÜM
23.BÖLÜM
24.BÖLÜM
Canlarım
25.Bölüm
26.Bölüm
27.Bölüm
28.Bölüm
29.Bölüm
30.Bölüm
31.Bölüm
32.Bölüm
33.Bölüm
34.Bölüm
35.Bölüm
36. BÖLÜM
37.Bölüm
38.Bölüm
39.Bölüm
40.Bölüm
41.Bölüm
42. Bölüm
43.Bölüm
44.Bölüm
45.Bölüm
46.Bölüm
47.BÖLÜM
48.Bölüm
49.Bölüm
50.Bölüm
51.Bölüm I.SERİ FİNAL
2.SERININ IZCIK UCUNDAN KESİTLER
Duyuru
52.Bölüm II.SERİ DEVAMKEE𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚"
53.Bölüm 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚"
54.Bölüm 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚"
🤩Yeni Kapak🤩
KARA AĞA'DAN.. ZAMANINDA FAYDA ETMEDİĞİ ZAMANLAR OLUYOR.꧁♡❤♡꧂
55. BÖLÜM "𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚"
56.BÖLÜM𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚"
57.BÖLÜM𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚"
58.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
60.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
61.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
62.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
63.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
64.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
65.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
66.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
67.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
68.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
69.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
70.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
71.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
72. BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
73.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
74.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚
75.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚 FİNAL
꧁♡❤♡꧂ÖZEL BÖLÜM꧁♡❤♡꧂
DUYURU
🌬Yeni Yıl ❄
𝕐𝔼ℕ𝕀 𝕐𝕀𝕃 𝐎𝐙𝐄𝐋 𝐁𝐎𝐋𝐔𝐌 𝟚𝟘𝟚𝟛!

59.BÖLÜM 𝓑 ꧁♡❤♡꧂𝓚

31.5K 1K 46
By onur_rr

KARA AĞA'DAN..

Arabayı süren Cenk'e bakıp söylenmeye başladım.

"Nasıl adamın cesedini buluyorsun Cenk?", dedim sinirle yumruk yaptığım elimi torpidonun sert yerine vurdum.

"Ağam akşam senin emrinden sonra tüm adamları sorguya çektim. Bir haftalığına işe giren Mahmut'un ortada olmadığını söylediler. Aramaya başladık saat gece üç gibi Mardin'in çıkışında ki boş arsada cesedini buldu bizim çocuklar. Kafasından bir el ateşle ölmüş.", dedi kaşlarımı çatarak ona döndüm.

"İnfaz mı yani?", dedim Devrim piçi arkada delil bırakmamak için adamını mı öldürmüştü.

"Yok abi silah yanındaydı. Kendi intihar etmiş.", dedi kafamı salladım.

"Tamam şimdi Devrim piçi nerede?", dedim ona bu yaptığı işe bin pişman edecektim. "Abi garip bir şekilde Devrim'e de ulaşamıyoruz.", dedi Cenk kafamı salladım elimle Devrim'in konağı tarafını gösterdim. "Sür bakalım Devrim Beyimizi ziyaret edelim.", dedim Cenk emrimi alarak direksiyonu Devrim'in konağına doğru kırdı.

Konağın önünde arabanın durması ile inip arabadan indim. Dışarıda ki korumalar beni görünce ceketlerinin önlerini ilikleyerek kafalarını önüne eğdi.

"Hoş geldin Ağam.", dedi Kahya Mahir. Kafamla selam verip konağın içine girdim. Amcam Taş merdivenleri inerken beni gördü.

"Oo yeğenim hoş geldin.", dedi bir kaç adımda konağın ortasında yüz yüze geldik.

"Amca Devrim nerede bizim çocuklar ulaşmaya çalışmış, bulamamışlar. Bizim bi işimiz vardı.", dedim. Amcam şüpheli gözler ile ban baktı.

"Hayırdır kötü bir durum mu var?", dedi Amcam. Kafamı iki yana salladım.

"Yok amca ne gibi kötü bir durum olabilir?", dedim. Devrim iti bir boklar yerken Amcama asla danışmazdı. Aklında ki bildiğini yapardı. Dün gece ki olaydan dolayı amcamı suçlayamazdım. Ki bir tane evlat acısı yaşamışken ikincisini yaşamasını asla istemezdim. Bu amcama duyduğum derin sevgiden kaynaklıydı.

"Ne bileyim oğlum söz konusu Devrim olunca her şey olabilir gibi geliyor bana. Birde malum sizin elektriğiniz pek uyuşmuyor. Allah sizi kuzen olarak getirmemişte iki azılı düşman olarak gelmişsiniz dünyaya.", dedi beyaz kaşlarını çatarak baktı. 

"Olur mu amca bizim elektriğimiz öyle bir uyuşuyor ki bir ömür şu Mardin'in jeneratörü biz oluruz.", dedim amcam üzgün bakışları ile elini omuzuma koydu.

"Ah benim iki inatçı oğlum.", dedi konuyu değiştirmek için sordum.

"Eee amca Devrim nerede diyecek misin?", dedim kafasını salladı.

"Mardin de değil, dün gece sınırdan gelecek mallar olduğu için sevkiyatın başına gitti. Süriyede ki  evdedir şuan. Akşama gelir ben senin aradığını söyler yanına salarım.", dedi eyvallah anlamında kafamı salladım. Tam gideceğim sıra amcamın sözlerine gözlerimi yumup açtım.

"Yanlış yaptıysa sana cezası neyse ver ama o silah belinden çıkmadan.", dedi ah amca başa bir şey istesen olmaz mıydı. erin bir iç çekip arkamı dönüp konaktan çıktım.

Cenk dışarda konuştuğu Mahirden gözlerini çekerek şoför kısmına geçti. 

"İyi günler ağam.", dedi Mahir. Bakışlarımı ona çevirdim.

"Mahir var mı bir yaramazlık etrafta?", dedim amcam sıkıntı olsa söylemeyen koca yürekli bir adamdı.

"Yok ağam çok şükür.", dedi kafamı salladım.

"İyi iyi. Olurda bir  ters durum olursa hemen beni arıyorsun.", dedim başını eğdi. Arabaya binip Cenk'in arabayı çalıştırması ile Şirkete doğru sürdü.

"Abi Mahir'in ağızını aradım. Devrim akşam Süriye'ye gitmiş.", dedi kafamı salladım.

"Başka bir şey öğrenebildin mi?", dedim bakışlarını bana çevirdi.

"Yok abi. Devrim'in bu yaptığı işten kimsenin haberi yok gibiydi.", dedi Cenk. Doğru diyordu.

"Neyse akşam gelecekmiş amcam yanıma salacak. Ayağıma kendi gelecek bende ona bu yaptığının hesabını soracağım. Hadi Şirkete gidelim de işlerin ucundan tutalım.", dedim. Cenk kafasını salladı.

"Tamam Ağam.", dedi. Arabanın içinde yankılanan telefonumun sesi ile telefonumu elime aldım. Ekranda gördüğüm Harirem yazısı ile yüzümde ki tüm dertler bir anda gitti.

"Efendim harirem?", dedim telefonun diğer tarafından gelen kıkırdama sesi ile benimde yüzümde ki tebessüm arttı.

"Efendin değil kölenim aşkım, nasılsın?", dedi sözleri ile dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı. Daha konaktan çıkalı kaç saat olmuştu.

"Bende senin kölenim harirem. Sesinizi duyunca daha iyi oldum Hanımağam. Sizi sormalı ?", dedim gene kıkırdı sesi geldi.

"Bende iyiyim, ama sesini duymak bana yetmiyor biliniz ağam. Birde sana bir şey diyecektim, müsait misin ömrüm?", dedi ah ulan senin o ömrün diyen dilene. İki elim kanda olsa bırakıp gene sana gelirdim ben harirem.

"Müsaidim harirem buyur?", dedim. Tatlı tatlı konuşmaya başladı.

"Şimdi akşama Vildan'ın kız istemesi var ya?", dedi elimi çeneme koyarak hariremi dinledim." Hımm", dedim devam etmesi için "İşte ben senden sonra Azad abiye izin verdim. Ama sen ona bugün para ver, sonrada de Vildan da çıkacak dışarıya gelip onu alsın biraz takılsınlar.", dedi hanımağam.

"Emrin olur hanıma ağam. Azad'ı salmadan Vildan ile birlikte çıksalardı ya harirem, insanları niye yoruyorsun", dedim güldü.

"Biz kız eviyiz ağam.", dedi yorulacaktı tabi demeye getiriyordu lafı. 

"Tamam hanımağam.", dedim şirketin önünde araba durunca "Harirem ben kapatıyorum , bir şey diyor musun?", dedim beni sevdiğini söyleyerek telefonu kapattı. Yüzümde ki şapşal gülümsemeyi düzelterek arabada indim. Cenk ile beraber  şirkete girince şirketin memurları ile ayaküstü konuşan Mirto'yu gördüm. Elinde ki dosyaları yanında ki adama vererek yanıma doğru yürüdü.

"Abi günaydın.", dedi Mirto. Yanımıza gelerek beraber şirkette odaya doğru yürüdük.

"Sana da günaydın koçum. Bir sıkıntı mı var?", dedim daha demin ki olayı sorarak. Mirto iç çekip konuştu.

"Odanda konuşalım, şirkette bir şeyler ters gidiyor. Bazı açıklar var. Nereye gittiği gözükmeyen.", dedi kolumda ki saate bakıp Mirto'ya döndüm.

"Beyaz'ın tedavisi için biraz limiti açmış olabiliriz eğer o gözüküyorsa merak etme ben onu halledeceğim.", dedim Mirto kaşlarını yukarı kaldırıp indirdi.

"Yok abi sen adaletli adamsın Beyazın hastane işlerine harcadığın parayı kendi hesabına yatırarak  oradan çektin ki sana ne kadar bunun gerek olmadığını söylesek de. Her zaman ki gibi bildiğini yapıyorsun. Zaten Cihangir abimin bu şirketin gelirine karışmadığını hepimiz biliyoruz. O İstanbul da ki şirketin geliri ile çarkını çeviriyor. Bora desen oda her ay şahsi hesaplarımıza yatan maaşını kullanıyor ki bende aynı şekilde. Meriç.. Şey işte biri şirketin hesabından gider yapıyor ama kim gözükmüyor.", dedi kaşlarımı çatarak odama girdim.

"Şirkette kızlarında hakkı var, ben her ay başı onların hesabına para yollatıyorum. Ela yengem'in hesabına artık para İstanbul'da ki şirketten yatıyor. Burçin, Nazende ve Beyaz'ın  de hesabına buradan yatıyor. Beyaz'ın hesabında ki para yıllardır yerinde duruyor malum. Sen bu giderleri unutmuş olmayasın. Annemle, Babamı unutma ha birde Hizo ağamızın emri ile şimdiden torunların hesaplarına yatan paraları söylemiyorum.", dedim aklıma gelen şirketten gider paraları bunlardı. Başka bir yere para çıkışı vermiş miydik biz bu ay? Aklımda şirkette yaptığım sözleşmeleri geçirdim.

"Yok abi bu para bildiğin gizli çekilerek gizli yollanmış. Kim çekmiş, niye çekmiş, nereye göndermiş bilmiyoruz.", dedi Mirto.

"O nasıl oluyor koçum bizim şirketimizde bizden habersiz ne dönüyor?", dedim Mirto dudaklarını öne doğru bilmiyorum anlamında büzdü.

"Tamam sen bana bu giderlerin hangi aylarda olduğunu gösteren dosyayı yolla.", dedim Mirto kafasını salladı. Sonra aklına gelen şey ile bana döndü.

"Abi tek bu ayda olmuş. Bir seferde yapılan baya yüklü bir çekim söz konusu. Ne yapmamı istersin, para kısmıyla ilgilenen memurları yanına yollayım mı?", dedi Mirto. Masama geçip oturdum. Kaşlarımı çatarak kafamı yukarı kaldırım.

"Yok gerek yok personelleri bırak. Ben hallederim. Sen çıkarken Cenk'i sal.", dedim Mirto kafasını sallayarak odadan çıktı. Dakikalar sonra odaya giren Cenk'e baktım.

"Buyur ağam beni çağırmışsın?", dedi elimde ki kalemi sinirle ona hırlattım. Sesimin yüksek çıkmaması için dişlerimi sıkarak konuştum. Umarım aklıma gelen aptallığı yapmamıştır.

"Sakın yurt dışına yolladığımız bu ay ki parayı şirketin hesabından yollamadığını söyle. Yoksa seni Mardin Meydanında asarım Cenk.", dedim bu konu öylesine ince bir konuydu ki. Hatayı asla kabul etmeyen türdendi. Cenk panikleyerek telefonunu çıkardı. Yolladığı parayı kontrol etmeye başladı.

"A..Ağam hemen bakıyım.", dedi sinirle elimi yumruk yaptım. Şuan Cenk'in bana verdiği cevap 'Hayır ağam ben asla öyle şuursuzluk yapmam' olacağı yerde. Cenk yutkunarak titreyen elleri ile telefonundan kaldırdığı başını bana çevirdi.

"Ağam ben öyle bir bok yemişim.", dedi gözlerimi yumdum. Kendimi zor tutarak elimle kapıyı gösterdim.

"Çık dışarı.", dedim  bu hatasını asla kabul edemezdim. Acemi değildi bu işte, yıllardır benim hesabımdan  yolladığı parayı nasıl şirketin üstünden atardı! Yolladığı parayı tekrar hesabımdan yerine koymak zor değildi ama şirketin neden yurt dışına böyle yüklü bir para gönderildiği sorulur ,yada araştırılırsa o kadar töreden kurtardığım insanın hayatı riske girerdi.

"Ağam ben nasıl yaptım böyle büyük bir hatayı bilmiyorum.", dedi Cenk'te bu meselenin hayati önem taşıdığını bilerek perişan oldu.

"Çık dışarı. Bana Mirto'yu yolla.", dedim Mirto'nun ağızını biran önce kapatmam gerekiyordu. Cenk üzgün bir halde hızlıca Mirto'yu salmak için  odadan çıktı.

Sinirle masadan kalkıp odada volta atmaya başladım Akılsız Cenk Allah'tan akıl etmişte nereye yolladığı kısmı gizli yapmış. Odaya giren Mirto ile Bora'ya baktım.

"Abi Mirto bir şeyler söyledi. Şirkette ki bu büyük gider neyin nesi?", dedi Bora. Gözlerimi Mirto'ya çevirdim Beş dakika ağızını sıkı utsan ölür müsün kardeşim. 

"Başka kime dedin Mirto! Kaç kişi biliyor bu meseleyi!?", dedim yüksek çıkan sesimi zor zapt ederek. Mirto tepkime şaşırarak Bora'ya döndü.

"Abi bir tek Bora'ya dedim. Bizim gizlimiz saklımız mı var?", dedi normal olarak şirketin bütün her şeyinden biz sorumlu olduğumuz gibi her şeyinden de haberdar olmak hakkımızdı.

"Belki vardır koçum. Belki vardır. Her neyse bu meseleyi başka bir kişiden duymayacağım. O yüksek çekilen meblağ yanlışlıkla çekilmiş benim şahsıma ait bir şey. Geri yerine koyulacak. Şimdi ağzınızı sıkı tutun. Böyle bir olay olmadı yaşamadık olarak düşünün. O belgelerde yazan giriş kodlarını da sil Mirto. Şirketin hiç bir belgesinde bu mesele yer almayacak.", dedim Mirto el mahcup kafasını salladı. Bora kaşlarını çatarak sordu.

"Başlarım parasına. Bizim burada ki derdimiz para mı abi gerçekten. Biz bi an şirkette illegal işler döndüğünü düşündük. Şimdi sen diyorsun ki parayı ben yolladım Allahtan yanlışlıkla şirketin hesabından yolladın da bu kadar büyük bir meblağı nereye yolladığını sormamda sakınca yok umarım abi.", dedi  Bora. Cenk'e olan sinirimi şimdi Bora'dan çıkaracaktım. Sanane a*** k*** pavyonda yedim belki, kumar oynadım.

"Sana ne koçum para benim değil mi, istediğimi yaparım.", dedim Bora gözlerini devirdi. Ellerini beline koydu.

"Abi ben sana bir sıkıntın mı var diye sormak istiyorum İlla abimizsin diye sen mi hep bizim peşimizde olacaksın. Varsa sıkıntılı bir durum sıkıntı yaşama biz varız bunu bil. Sonrada paranı her ne zıkkımda harcıyorsan harca. Zaten seninle hangi konumuzu düzgün konuştuk ki bunu konuşalım. Ne bok yiyorsanız yiyin.", dedi Bora bıkkınlıkla odadan çıkıp gitti. Mirto ile beraber şaşkınca ona baktık. Vardı bunun bir derdi çıkardı yakında. Kaşlarımı çatarak Mirto'ya döndüm.

"Nesi var bunun?", dedim Mirto derin bir nefes çekip konuştu.

"Ne olacak Balkız anasının tarafına yatılı gitti gene. Bu da kızının yokluğunu bizden çıkarıyor.", dedi kafamı salladım.

"Abi sen şu parayı kime yolladın merak ettim valla.", diyen Mirto'ya sinirden karattığım gözlerimi çevirdim.

"Dostuma saldım Mirto.", dedim masanın önünde ki deri koltuğa oturdu. Pencerenin önünde onun bu meraklı hallerine daha çok sinirlendim.

"Hangi dostun abi, Hamza Mahir'e mi diyeceğim ama Gül ile Beyaz'ın arkadaşı. Hangi dostun bu?", dedi durum düşümdüm. Benim bu kardeşim ne zamandan beri meraklı Melahat olmuştu.

"Dost tuttum Mirto, onun giderlerine yolladım.", dedi kocaman açtığı gözleri ile açılan  ağzını eliyle kapattı.

"Yalan.. Şaka yapıyorsun demi abi? Sen Beyaz'ı üç senedir hasta haliyle bırakmadın da şimdi mi dost tutacağın tuttu.", dedi sonlara doğru kelimelerinin desibeli yükselmişti.

"Şimdi tuttuğumu nereden çıkarıyorsun? Hem sana ne?", dedim ayağa kalktı karşıma geçti.

"Yok yok sen benimle eğleniyorsun. Yoksa önce Beyaz yani şu yıllardır dilinden düşmeyen Hariren sonrada babam kafanı kırar senin. ", dedi arkasını dönüp kapıya doğru yürüdü "Ne çirkin kelime ağızına bile yakışmıyor. Dost tutmuş muş ta. Oldu Ağam sevdanla herkese örnek ol sonra dost tuttum de. Bende yedim.", dedi söylenerek odadan çıktı. Derin bir nefes alarak sakin kalmaya çalıştım.

Akşamın olması  ile masada ki incelediğim dosyaları kenara bıraktım. Kolumda ki saate baktım, artık konağa gitme vakti gelmişti. Masadan kalkıp odadan çıktım. Cenk başını yere eğip mahcup ifadesi ile durdu.

"Yürü kedi yavrusu gibi durma. Sanma ki hatanı affettim. Cenk aklını başına al.", dedim taş merdivenlerden hızlı hızlı inerken Cenk'te arkamdan geliyordu. Şirketin önünde duran arabama binip Cenk'in şoför koltuğuna geçmesi ile konağa doğru hareket ettik.

Konağın önünde arabanın durası ile inmem bir oldu. Dışarıda ki adamlara gözlerini dört açmaları konusunda tekrar uyarıp konağa girdim. Ortalıkta ki sessizlik ile  etrafa baktım. Nereydi bu konak halkı. Akşam ki kız isteme merasimi bu kadar mı yormuştu. Devran ve Yonca'nın koşarak bana doğru gelmesi ile sağ dizimi yere koyarak onların boyuna kadar eğilip kollarımı iki yana açtım. 

"Dayııı!", diyerek boynuma sarıldılar. İkisini kucağıma alarak ayağa kalktım.

"Dayınız size gurban olsun. Devran, dayım nasılsın? Annenden sordum seni baya bir uymuşsun bugün uykucu. Bende sizi alıp gezdirecekti.", dedim Yonca eliyle Devrim'i gösterdi.

"Dayı bu beni de uyuttu ya.", dedi kardeşini şikayet ediyordu. Devrim gülerek ikizine cevap verdi.

"Olsun.", dedi taş merdivenlerden gelen topuklu ayakkabı sesi ile bakışlarımı merdivenlere çevirdim. Beyaz üstüne giydiği kırmızı ince ipek elbise ile periler gibi süzülüyordu. Yüzüne özene yaptığı makyaj ile ev ahalisinin neden ortalıkta gözükmediği şimdi anlaşılmıştı.

Harirem elbisesinin eteğini tutarak merdivenler indi. Gözlerini yerden kaldırıp bana baktı. Kızaran yanakları ile derin bir nefes aldı, göğsü inip kalktı ben ona tutulmuş onu izlerken süzülerek yanıma geldi.

"Hoş geldin Kara'm", dedi sesi kulağıma değildi sanki gönlüme vardı, oturdu. Kucağımda ki afacanı yere bırakıp karıma döndüm.

"Hoş bulduk Beyaz'ım.", dedim elimi beline koyarak onu kendime doğru çektim. Kafamı açık lüle lüle olan saçlarına bastırdım. Fısıltı gibi çıkan sesimle konuştum.

"Derde düştüm, dermanını aradım. Dermanı yar imiş meğer.", dedim gözlerimi kapatarak bu anın güzelliğini yaşadım. Beyaz elini sol göğüs kafesimin üstüne koydu. Işıl ışıl gözleriyle bana baktı.

"Dermanı yar imiş meğer.", dedi gözlerimin içine bakarak. Bakışlarımı etrafta gezdirdim, çocuklar birbirini kovalarken konağın içine girdi. Merdivenlerde duan Gül'de ortalıkta gözükmüyordu.

"Gözlerin neden böyle?", dedim afallamış bir şekilde bana baktı.

"Nasıl?", dedi ilk kez birine gözleri ile ilgili bir şey demiştim. Harirem  benim sorumu düşünürken yüzüne yayılan ifadeli iyimi kötümü bir şey demiştim onu alamaya çalışıyordu. Yüzüme yayılan gülümseme artarken, dudaklarımı dudaklarına yaklaşırdım, dudakları arasına önce üst dudağımı aldım, kulaklarımın tipinde çalan saatli bomba sesi ikimizin kalp sesiydi. İzin ister gibi dudaklarımı dudaklarının üstünde gezindi bir kaç saniye sonra Hariremin dudakları usul usul dudaklarımda kendi hükmünü sürmeye başladı. Bende onun gibi onun dudaklarının üstünde gezintiye çıktım. Eli yanağımda yerini alırken yanağımı hafif hafif okşamaya başladı. Şuan ikimizde konağın ortasında olduğunu unutmuş bir vaziyette öpüşüyorduk. Bu hissi ilk kez yaşıyormuşçasına acaba onun hisleri ne durumdaydı. Saat dilimi çoktan bizi bu konağın içinde baş başa bırakıp uzak ülkelere gitmişti. Ciğerlerime üflediği hoş bir esinti sanki bana hayat veriyor gibiydi. Allah'ım sen aklıma mukayyet ol. Dudaklarını dudaklarımdan ayırdı, gözlerimin içine baktı gerçek olduğuma inanır gibiydi bu bakışları. Yanağımdaki eli hala aynı şevkatliği ile işine devam ediyordu. Sonra alt dudağını ısırarak yüzüne yayılan geniş tebessüm artarken gözlerinde ki yoğunlukta artmıştı. Sonra dudaklarını araladı ortamda yayılan ses ile ikimizin de kaşları çatılmıştı.

"Kara ağam", diyen Devrim ile arkamı döndüm.

.

Bölüm sonu.

..

.

Continue Reading

You'll Also Like

421K 31.4K 50
Mahallenin başında ki duvarda yazılıydı o yazı ve yıllar geçse de silinmemişti hiç. Ne yağmurlar yağmıştı o duvarın üzerine kaç kış geçmişti kaç baha...
1.4M 30.5K 27
Bir yanda kadınlardan nefret eden ve cinsellikten başka bir şey düşünmeyen bir adam,diğer yandan kalbi yaralarla dolu ve duygusal bir genç kız...Yağm...
572K 26.9K 51
Tan Evren, yıllardır aradığım adam. Onu hep babam için aradığımı sanardım, oysa babam gitti... Ama o hep benimleydi. ° "Sana neden Nepenthe dediğimi...
21.3K 1.2K 36
Hayatın kurban olarak seçip yaşamı boyunca ona daima acı çektirdiği bir kız üzerine devrilen enkazların altında herşeye rağmen nefes almaya devam ed...