"Yüzyılın Kralı adlı kitabımızı kuzenimle beraber yazmış bulunmaktayız kitabımız fantastik bir kitaptır eğer kitabımız özetini beğendiyseniz ve çabukcak bitermek isterseniz internet temin edebilirsiniz arkadaşlar"
Boz Randy: Şimdi Morgların sınırları içerisindeyiz, çok dikkatli olmalıyız. Burada Morgların nöbetçileri olabilir, eğer görünürsek onları hızlı bir şekilde öldürmemiz gerekecek.
Hector: Şşşşşşşşşşş! Biri bizi takip ediyor galiba.
Arthur: Sanmıyorum, öyle olsa çoktan fark ederdim.
Boz Randy: Neyse boş verin, zaten geldik. Savaşçılar gizlice epey yol kat ettiler, görünmeden ve dikkatlice; sonunda kalenin etrafına gelmişlerdi. Kenarda bir yere çekilip beklemeye koyuldular. Bu esnada iki Morg askeri kale etrafında devriye geziyordu. Artur, Boz Randy’e beklemesini söyledi; kendisi Hector’la beraber sessizce, Morgları arkadan indireceklerdi. Bu planlarını uygulamak için harekete geçtiler. Sessizce Morgların arkasına geçtiler ve arkalarından iyice yaklaşıp bıçaklarını çıkardılar ve ikisi de Morgların boğazını yakalayıp kestiler. Ölen Morg cesetlerini hızlıca yerde sürükleyip, Boz Bandy’nin bulunduğu yere çektiler. Bir plan düşünmüştü Arthur. Morgların zırhlarını çıkartıp kendi üstlerine giydiler ve kokuları da anlaşılmasın diye Morgların saçlarını keserek kendi yüzlerine ve üstlerine sürdüler. Böylece biraz daha rahat bir şekilde içeriye girebilirlerdi. Boz Randy, Arthur ve Hector’u kale dışında bekleyecekti.
Dikkat çekmeden, Morglar gibi yürüyerek kale kapısına kadar geldiler ve kale kapısının önünde beklediler. Kale kapısının bekçisi aşağıda bekleyenleri, kendi Morg devriyeleri sanıp kapıyı açtı. Savaşçılar dikkat çekmeden içeriye doğru yürümeye başladılar. Kafalarındaki soru işareti Aksav’ın nerede olduğuydu. Aksav’ın odasının nerde olabileceğine dair hiç bir fikirleri yoktu. Etrafta gezip aramaya başladılar. Daha sonra Hector tahminler yürüterek, kale içerisinde, Aksav’ın nerede kalabileceğini düşündü. Gözü bir yere takıldı; kalenin en yüksek tepesindeki, bir oda dikkatini çekti. Aksav’ın orda olabileceği kanaatine vardılar, dikkat çekmeden ilerlemeye devam ettiler. Nihayetinde dikkatlerini çeken yere geldiler, yanılmamıştı Hector; ölümcül Aksav’ın bulunduğu oda burasıydı. Aksav da içerideydi; etrafındaki Morglara bir şeyler söylüyordu ve sessizce Aksav’ı dinlemeye başladılar