Nutuk

By WattpadClassicsTR

16.8K 727 245

Mustafa Kemal Atatürk tarafından kaleme alınan Nutuk (Söylev) yeni Türkiye devletinin yazılan ilk tarihidir... More

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 12
Bölüm 13
Bölüm 14
Bölüm 15
Bölüm 16
Bölüm 17
Bölüm 18
Bölüm 19
Bölüm 20
Bölüm 21
Bölüm 22
Bölüm 23
Bölüm 24
Bölüm 25
Bölüm 26
Bölüm 27
Bölüm 28
Bölüm 29
Bölüm 30
Bölüm 31
Bölüm 32
Bölüm 33
Bölüm 34
Bölüm 35
Bölüm 36
Bölüm 37
Bölüm 38
Bölüm 39
Bölüm 40
Bölüm 41
Bölüm 42
Bölüm 43
Bölüm 44
Bölüm 45
Bölüm 46
Bölüm 47
Bölüm 48
Bölüm 49
Bölüm 50
Bölüm 51
Bölüm 52
Bölüm 53
Bölüm 54
Bölüm 55
Bölüm 56
Bölüm 57
Bölüm 58
Bölüm 59
Bölüm 60
Bölüm 61

Bölüm 11

107 6 0
By WattpadClassicsTR



Sivas, 12.9.1919

Çok acele

Malatya'da 15. Alay Komutanlığı'na

İlgi: 12.9.1919.

1- Kim olursa olsun, giriş belgesi olmayan bir yabancı subayın Osmanlı ülkesinde işi yoktur. Kendisine büyük bir nezaketle, fakat askerce, kesin bir tutumla durumu bildiriniz ve geldiği yere hemen dönmesini isteyiniz. Memleketten çıkıncaya kadar da ileri gelen kimseler ve memurlarla hiçbir siyasi temasa gelmemesi için yanına yetenekli, uyanık bir subay katınız.

2- Kaçak valinin vatan hainliği ile suçlandığını, ele geçince yakalanarak kanunun adaletli pençesine teslim edileceğini, bu konuda başka bir şey yapma imkânı olmadığını ayrıca anlatırsınız, efendim.

Mustafa Kemal


Efendiler, alınan tertip ve tedbirler ve özellikle gösterilen sertlik ve şiddet sayesinde, Ali Galip ve Halil Beylerin ayartmaya çalıştıkları aşiretler dağılmış, ümitsizliğe düşen Ali Galip, önce Urfa'ya oradan da Halep'e kaçmıştır. Mister Nowil de göz altında rahatça Elbistan üzerinden gitmiştir. Ötekiler de, birer yolunu bularak kaçmışlardır. Bu safhaları daha çok açıklamakta bir yarar görmüyorum. Bu konuda söylediklerime ek olarak yayınlanacak belgelerin okunmasından, bugün ve gelecek için ders olabilecek noktalar çıkarılacağını umarım.


Hainlerle İşbirliği Yapan Ferit Paşa Kabinesi'ne Hücum

Efendiler, bilginize sunduğum belgeleri gördükten sonra, zannederim Ali Galip tarafından yapılan faaliyetin Padişah'ın ve Ferit Paşa Hükûmeti'nin ortak bir faaliyeti olduğuna şüphe ve tereddüt edenler kalmaz. Bu hainliğin ortak elebaşılarına karşı nasıl bir durum almak gerektiği bellidir. Ancak, buna karşı yapılacak faaliyette, elden geldiğince açıktan açığa hareket etmekten vazgeçmek ve o günün gereğinden olmakla birlikte faaliyet gücünü çeşitli hedeflere yöneltmekten sakınarak, bir noktada toplamak ihtiyatlı bir davranış olurdu. Biz de hücuma hedef olarak yalnız Ferit Paşa Kabinesi'ni tespit ettik ve bu Ferit Paşa Kabinesi'nin Padişah'ı olaylardan haberdar etmeyip aldatmakta olduğu tezini tuttuk. Padişah, durumu öğrenecek olursa, kendisini aldatanlara layık oldukları işlemi uygulayacağına güvenimiz olduğunu ileri sürdük. Hükûmetin ortaya çıkmış olan cinayeti üzerine, kendisine güven duyulmaması doğal olduğundan, gerçeklerin yalnız ve ancak doğrudan doğruya Padişah'a arz edilmesi ile durumun düzeltilebileceğini, faaliyetlerimiz için hareket noktası olarak kabul ettik. Bu düşünceyle, Eylül'ün 11. günü, Padişah'a çekilmek üzere telgraf hazırlandı. Bu telgrafta, tahmin buyuracağınız üzere, zamanın gereği olan birçok basmakalıp sözler içinde: "Hükûmetin silâh zoruyla kongreyi basma yoluna giderek Müslümanlar arasında kan dökülmesine sebep olacağı, Kürtleri ayaklandırmak şekliyle vatanı parçalatmak plânını para karşılığında yüklenmiş olduklarının belgelerle açığa çıktığı, hükûmetin bu işlerde âlet olarak kullandığı adamların perişan edilerek kaçmaya mecbur edildiği, yakalandıkları takdirde kanunun pençesine teslim edilecekleri, bu cinayetleri hazırlayan Dahiliye ve Harbiye Nâzırları vasıtasıyla da, emredip uygulatan İstanbul Hükûmeti'ne milletin güveninin kalmamış olduğu bildirildikten sonra, namuslu kimselerin oluşturduğu yeni bir hükûmetin kurulması, bu casus şebekesi hakkında hızla kanunî soruşturma yapılarak suçluların cezalandırılması isteniyor; âdil bir hükûmet kuruluncaya kadar, İstanbul Hükûmeti ile hiçbir haberleşme ve ilişkide bulunmamaya karar vermiş olan milletten, ordunun ayrılamayacağını, olayın içyüzünü bilen ve o çevrede bulunan biz kolordu komutanları arza mecbur olduk" deniyordu.

İşte bu telgraf örneğinin bütün kolordularca İstanbul'a çekilmesinin uygun olacağı düşünüldü. 11 Eylül günü telgraf başında kolordu komutanlarına şu talimatı verdim:

"Şimdi bir örnek vereceğiz. Bu örneğin 3., 15., 20., 13 ve 12. Kolordu Komutanları'nın ortak imzalarıyla çekilmesini uygun görüyoruz. Okuduktan sonra diğer komutanlarla aynı zamanda çekmek için bekleyiniz."


Kopye Sadrazamlık Yüksek Katına

"Şimdi doğrudan doğruya kutsal Başkomutanımız, şanlı Halife'miz Efendimiz'e önemli bir arzda bulunmak mecburiyetindeyiz. Engellenmemesini rica eder, aksi takdirde bundan doğacak ağır sonuçların sorumluluğunun yalnızca yüksek şahsınıza ait olacağını arz ederiz. 12. Kor., 13. Kor., 20. Kor., 15. Kor., 3. Kor."

Yapılacak önemli maruzat, yukarıda bildirmiş olduğum üzere, padişaha çekilen telgrafta yazılanlardan ibaretti.

Eylülün 11. günü ve özellikle 12/13 gecesi, her tarafta, kolordu komutanları telgraf merkezlerine gelerek kararlaştırıldığı şekilde İstanbul'la haberleşmeye çalışıyorlardı. Fakat, Sadrazam ortadan kaybolmuş gibiydi. Cevap vermiyordu. Biz de, telgraf başında, Sadrazamın telgrafları alıp vermesi için baskıda bulunuyorduk. İstanbul merkezindeki telgraf memurları ile yapılan uzun çekişmelerden sonra, bir telgraf memuru şu bilgiyi verdi:

"Sadrazam Paşa'ya yazılanlar telefonla söylendi. Alınan cevapta: Telgraf metni Sadrazam Paşa Hazretleri'ne arz olundu. Bildirecekleri maruzatları, gereğince telgrafla arz olunmalıdır. Gelen telgraflar da şekline uygun olarak Padişah'a takdim edilir, buyurduklarını Müdür Bey söylüyor, efendim."

Bunun üzerine, gece yarısından sonra saat 4.00'te Sivas telgrafhanesine çekilmek üzere şu telgraf gönderildi:

11/12.9.1919

Sadrazam Ferit Paşa'ya

Vatan ve milletin haklarını, kutsal varlıklarını ayak altına alarak, Padişah Hazretleri'nin yüce padişahlık şeref ve haysiyetlerini çiğneyerek, gafilce birtakım hareket ve faaliyetlerde bulunduğunuz ortaya çıkmıştır. Milletin, Padişahımızdan başka hiçbirinize güveni kalmamıştır. Bu sebeple, durum ve dileklerini ancak Padişah Hazretleri'ne bildirmek zorundadır. Hükûmetiniz, yasal olmayan hareketlerinin ağır sonuçlarından korkarak, millet ile Padişah arasına artık engel çekiyor. Bu konudaki direnmeniz daha bir saat sürerse, millet kendisini her türlü hareket ve faaliyetlerinde serbest saymakta haklı bulacaktır ve bütün vatanın yasal olmayan hükûmetinizle kesin olarak ilgi ve bağlantısını kesecektir. Bu son uyarımızdır. Bundan sonra milletin tutacağı yol burada bulunan yabancı subaylar aracılığıyla, İtilâf Devletleri temsilcilerine de ayrıntılı olarak bildirilecektir.

Genel Kongre Heyeti


Sivas Telgraf Müdürlüğü'ne de aynı zamanda, telefonla şu emir verildi:

"Kongremizden seçilen bir hey'etle telgrafhaneye gönderilecek bir telgrafımızın doğrudan doğruya Mâbeyn-i Hümâyûn'a (Saray Genel Sekreterliği) çekilmesine İstanbul'ca engel olunduğu bildiriliyor. Bir saat içinde telgrafın çekilmesine izin verilmediği takdirde, İstanbul'la bütün Anadolu telgraf haberleşmelerini kesmeye mecbur olacağımızı üstünüze bildiriniz."

Genel Kongre Heyeti Kolordu Komutanlarına da aşağıdaki genel duyuru yapıldı:


Sivas, 11-12/9/1919

20. Kolordu Komutanlığı'na

15. Kolordu Komutanlığı'na

134. Kolordu Komutanlığı'na

3. Kolordu Komutanlığı'na

Kongre'nin Padişahlık yüce katına olan maruzatına İstanbul'da Telgraf Başmüdürlüğü'nce engel olunmuştur. Bir saatlik bir sürede Saray'a yol verilmezse, bütün Anadolu'nun İstanbul'la haberleşmesinin kestirileceği cevap olarak adı geçen müdürlüğe bildirilmiştir. Kongrenin bu doğal isteğine olumlu cevap alınmadığı takdirde, bildirilme anından başlayarak Ankara, Kastamonu, Diyarbakır telgraf merkezleriyle Sinop'taki telgraf haberleşmelerinin durdurulması, yani kongre ile ilgili haber ve bildiriler dışında hiçbir telgrafın İstanbul'a geçirilmemesi ve İstanbul'dan da kabul edilmemesi; Batı Anadolu ile haberleşmemize engel olmayacaksa, Geyve Boğazı yönündeki hattın da tutulması veya geçici olarak kesilmesi ve yapılan işlerin sonuçlarının bildirilmesi rica olunur.

Bu talimatın yerine getirilmesine engel olacak telgraf memurları, bulundukları yerlerde derhal Divan-ı Harb'e verilerek haklarında en ağır ceza uygulanacaktır. İşbu bildiri gereğinin yerine getirilmesi 20., 15'nci, 13. ve 3. Kolordu Komutanlarından rica edilmiştir. Alındığının bildirilmesi.

Sivas'ta Genel Kongre Hey'eti


Bu telgrafla verilen talimat daha sonraki telgraflarla da tamamlanmıştır.

11-12 Eylül gecesi yapılmış olan genel tebliğe ek olarak şu ricada bulunuldu:

Bu gece sonuç elde edilinceye kadar bütün komutanlarla sivil idare âmirlerinin ve ilgili hey'etlerin telgrafhaneden ayrılmamaları rica olunur.

Genel Kongre Hey'eti


Telgrafhanelere de şu uyarıda bulunuldu:

Ektir: Bu tebligat gereğinin yerine getirildiği haberi Kongre Hey'eti'nce öğrenildikten sonra, yine aramızda haberleşmeye devam edileceğinden telgrafhanelerde adam bulundurulması rica olunur.

Kongre Hey'eti


İstanbul'daki Hükûmetle İlişkiyi Kesme Kararı

İstanbul'un kendilerine tanınan bir saatlik süre içinde, Sara'ya telgraf bağlantısı vermeyeceği anlaşılıyordu. Bu sebeple, 12 Eylül 1919 günü bütün komutanlara şu genel duyuru yapıldı:

Örneği aşağıya çıkarılmış olan telgraf, Genel Kongre Hey'eti tarafından bir saate kadar Sadrazama çekilmiş olacaktır. Bu itibarla, siz de hemen bu esas ve nitelikte birer telgraf çekiniz ve hemen bildiriniz, efendim.

Genel Kongre Hey'eti

Saat beşte Sadrazam'a, "bilgi için" diye gönderilen ve aynı zamanda bütün komutanlara ve illere yapılan bildiri şundan ibarettir:

1- Hükûmet, milletin sevgili Padişahına olan maruzat ve bağlantısını kesmekte ve ortaya çıkan haince hareketlerine devamda direndiğinden, millet de yasal bir hükûmet iş başına geçinceye kadar, İstanbul Hükûmeti ile olan yönetim ilişkilerini ve İstanbul ile yapılan her türlü posta, telgraf, haberleşme ve ulaştırmalarını kesmeye karar verilmiştir. Bölgelerindeki sivil memurlar, askerî komutanlarla, işbirliği yaparak bu konuyu sağlayacak ve sonucu Sivas'taki Genel Kongre Hey'etine bildirilecektir.

2- Bu tebligat bütün komutanlara ve sivil idare âmirlerine gönderilmiştir.

Genel Kongre Hey'eti

12.9.1919


Milletvekillerinin Seçimi İle Meşgul Olunmaya Başlanması

Efendiler, ayın 12. günü İstanbul Hükûmeti ile genel olarak haberleşme ve bağlantı kesildi. Bunların dışında kalan bazı yerler ve bu yerlerle olan tartışmalarımızı ayrıca açıklayacağım. Fakat izin verirseniz, bundan önce daha önemli sayılması gereken bir konu üzerinde bilgi sunayım. Yüksek kurulunuzca da bilinmektedir ki, Ferit Paşa Hükûmeti milletvekillerinin seçimleri için görünüşte bir emir vermişti. Ancak, içinde bulunduğumuz tarihe kadar, yani Anadolu'nun İstanbul'la bağlantısını kestiği 12 Eylül gününe kadar, bu emir uygulanmamıştı. Son durum üzerine, en önemli meselenin, milletvekillerinin seçimini bir an önce yaptırmak olacağını takdir buyurursunuz. Bu bakımdan 13 Eylülde derhal bu konu üzerine de eğilindi. Uzun açıklamalar yapmaktansa, bildirdiğim tarihte verilen ilk genel talimatı, olduğu gibi bilgilerinize sunmayı daha yararlı buluyorum. Tebligat şudur:

13.9.1919

Tel.

Balıkesir'de 14. Kolordu, Konya'da 12. Kolordu.,

Diyarbakır'da 13. Kolordu, Erzurum'da 15. Kolordu.,

Ankara'da, 20. kolordu, Bursa'da 17. Tümen.

Çine'de 58. Tümen, Bandırma da 61. Tümen.

Komutanlıklarına ve 61.Tümen Aracılığıyla Edirne'de

I'nci Kolordu, Niğde'de 11. Tümen Komutanlıklarına,

İllere, Bağımsız Sancaklara, Belediyelere.

(Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Merkez Kurullarına)

İstanbul Hükûmeti'nin tuttuğu ve takip etmekte olduğu gericilik yoluna ve yaşamakta olduğumuz günlerin büyük korku ve tehlikelerine karşı haklarımızı savunmak ve varlığımızı korumak için Millî Meclis'in seçilmesini ve toplanmasını sağlamak ve çabuklaştırmak bugünün en önemli görevidir.

İstanbul Hükûmeti, milleti aldatarak milletvekillerinin seçimini aylarca ertelemiş olduğu gibi, son zamanda vermiş olduğu seçim emrini de türlü sebeplerle savsaklamakta ve geciktirmektedir. Ferit Paşa'nın, Toros'un ötesindeki illerimizden vazgeçtiği Barış Konferansı'na vermiş olduğu notadan anlaşılmış, Aydın ili üzerinde Yunanlılar'la sınır tespitine kalkışması, oradaki işgali oldu bitti halinde bir ilhak olarak kabul etmiş olduğuna delil sayılmış ve memleketin işgal edilen başka bölgeleri için de bunlara benzer gafilce ve haince siyasetiyle memleket ve milleti parçalayacağı kesinlikle anlaşılmıştır. Millî Meclis'in toplanmasından önce barış anlaşmasına imza koyarak milleti bir oldu bitti karşısında bulundurmak niyetinde olduğu anlaşılmıştır. Bu itibarla, Genel Kongre, orduyu ve milleti uyanık olmaya davet ederek aşağıdaki konuların en kısa zamanda yerine getirilmesini, milletin hayatî konusu olarak kabul eder ve bildirir:

İlk olarak- Seçim hazırlıklarının yürürlükteki kanunda yer alan en kısa zamanda yapılıp tamamlanması için Belediyeler ile Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri yoğun bir faaliyet içine girmelidir.

İkinci olarak- sancaklardan çıkarılacak milletvekili sayısı oraların nüfus durumuna göre hemen tespit edilerek Hey'et-i Temsiliye'ce şimdiden bildirilmelidir. Adaylar konusu daha sonraki haberleşmelerde ele alınacaktır.

Üçüncü olarak- Seçim hazırlakları yapılırken gerek seçimler sırasında gecikmeye yol açacak engellerin şimdiden düşünülerek ortadan kaldırılması ve hiçbir gecikmeye meydan verilmeyerek seçimlerin en kısa zamanda sonuçlandırılması.

Bu kararı, bölgenizdeki bütün Belediye ve Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri'ne bildirerek, gereğinin hemen yerine getirilmesine yardımcı olmanız rica olunur.

Hey'et-i Temsiliye

"Memleketi, başvurulacak bir yerden yoksun bırakmamak için Ferit Paşa Hükûmeti inadında devam ediyordu. Bilindiği gibi bu durum hükûmet düşünceye kadar süregeldi. Memleketi günlerce başvurulacak bir yerden yoksun bırakmak elbette büyük sakıncalar doğururdu. Bundan dolayı, önce fikir sormak üzere, sonra da bazı itirazlara aldırmadan emir şeklinde bildirdiğimiz kararları Eylül'ün 13/14. gecesi şu şekilde tespit etmiş ve kaleme almıştık.

Kongrece alınması düşünülen tedbirleri gösteren suret aşağıda arzedilmiştir: bu konudaki yüksek görüş ve düşünceleriniz alındıktan sonra, genel kurulca görüşülerek uygulamaya konacaktır. 15.9.1919 günü öğleye kadar cevabınızı bekliyoruz, efendim.

Millî dâvâyı haince bir saptırma ve yorumla olduğundan başka türlü göstererek millî teşebbüs ve faaliyetlerimizi yasallık dışı ilân eden, milletin Saltanat ve Hilâfet makamına karşı duyduğu sonsuz bağlılığını bütün haklı ve kanunî araçlarla ispata çalıştığımız halde, padişah ile millet arasında bir engel perdesi oluşturan ve halkı birbiri aleyhinde silâhlandırıp öldürmeye sürükleyerek bunun kışkırtılacağını yapan İstanbul Hükûmeti ile ilişkilerini kesmek mecburiyetinde kalan Genel Kongre Hey'eti, aşağıdaki kararları zâtıâlilerine bildirmeyi görev sayar.

1- Padişah Hazretleri'nin yüce adına ve yürürlükteki kanunlar çerçevesinde devlet işleri eskiden olduğu gibi yürütülmeye devam edilecektir. Irk ve mezhep ayrılığı gözetilmeden halkın canı, malı, namusu ve her türlü hakları güvence altında bulundurulacaktır.

2- Devlet memurlarının, kendilerine verilmiş olan görevleri milletin meşru dâvâsına uygun bir şekilde yürütmeleri doğaldır. Aksi takdirde, görevden kaçınanların mazeretleri bir istifa gibi işlem görerek, yerlerine uygun görülen kimseler vekil olarak getirilecektir.

3- Görev sırasında Millî Dâvâ ve akıma ters düşen davranışları görülecek ve tespit edilecek memurlar, din ve milletin selâmeti adına kesinlikle ve şiddetle cezalandırılacaktır.

4- İstifa etmiş memurlardan ve halktan her kim olursa olsun, millî kararlar aleyhinde kışkırtıcı ve bozguncu hareket ve telkinlerde bulunanlar da şiddetle cezalandırılacaktır.

5- Memleket ve milletin selâmet ve saadeti, hak ve adalet, ülkede güven ve huzurun sağlanması ile mümkündür. Bu konuda gereken her türlü tedbirin alınması kolordu komutanlıklarıyla vali ve bağımsız mutasarrıflardan beklenmektedir.

6- Millet isteklerinin, Zâtışâhâne'ye arzı ve duyurulması başarılıp da milletin güven ve desteğini kazanmış meşru bir hükûmet kuruluncaya kadar, haberleşme merkezi, Sivas'ta Genel Kongre Temsil Hey'eti olacaktır.

7- Bu kararlar, bütün millî teşkilât merkezlerine gönderilecek ve ilân edilecektir.

Mustafa Kemal

Continue Reading

You'll Also Like

17.7K 572 13
Taaşşuk-ı Talât ve Fitnat, Tanzimat Edebiyatı'nın birçok türünde eserler vermiş yazarlarından Şemsettin Sami tarafından kaleme alınmış bir romandır...
795 63 11
Ünlü bir şarkıcı olan Chanyeol'ün skandalını, kuzeni Kim Jongin çözmeye çalışırken, bir yanlış anlama sonucu dublör Do Kyungsoo ile karşılaşır. O kar...
5.2K 608 20
Çukuruma herkesi çekerken bende o çukurda kayboluyordum. Yalanlar ve acılarla birlikte. Ancak bu odadaki herkes yalancıydı. Bazıları üzmemek için baz...
1.3M 100K 27
Onların kaderi yıllar önce yaşanmış tek bir gece sayesinde birleşti. Bir anda karşısına çıkan ve peşini bırakmayan Atmanlı aşireti genç kızın bütün s...