Wanjeonhan (완전한) ✓

By yenaa_w

64K 5.6K 3.8K

Jimin Yoongi'nin mükemmelliğin vücut bulmuş hali olduğunu düşünüyordu. ♤ #1 yoongi #1 semegi #1 soft #2 ukemi... More

First Talk
First Smile
First Luck
First Message
First Deal
First Sunset
First Wonder
First Yeontan?
First Love
First Hug
First Sleep
First Match
First Realisation
First Thank You
First time in 8 years
First Home Visit
First Leaving
First Coffee
First Fireworks
First Festival
First Meeting
First Tears
First Court
First Acceptance
First Fear
First Cliché
First No
First Confession
First Jealous
First Birthday
First Study
First Nursing
First Travel: final
Teşekkürler
Special: First Christmas

First Run Away

2K 203 88
By yenaa_w







Jimin odasının etrafında dolanırken düşündükçe daha da sinirlendiğini ,sinirlendikçe daha da çok düşündüğünü fark ediyordu. Sinirden elleri titriyor, ağzına asla yakıştırmadığı küfürleri bin bir yaratıcılıkla yeniden oluşturuyordu.

Aslında bugün hyunguyla bir plan yapmamıştı. İki gün arka arkaya onu bir yerlere sürüklediği için bugün dinlensin istemişti. Hatta Yoongi antrenmanı bittikten sonra Jimin'e bir şey yapıp yapmayacaklarını sormuş o ise hayır demişti ama şimdi kafasında kurduğu sinsi planla ona ihtiyacı vardı.

Aslında gerçek neden tek gitmek istememesiydi.

Saat gece yarısını geçerken hızla yatağının üzerindeki telefonunu alıp hyungunun numarasına basmıştı. Bu saatte uyumayacağını zaten biliyordu ama yine de onu uyandırırsa diye endişelenmeden edememişti.

Üçüncü çalıştan sonra uyuduğuna kanaat getirip tam telefonu kulağından çekecekti ki telefonun açılmasıyla Yoongi'nin sesini duyması bir olmuştu.

"Jimin? İyi misin? Bu saatte bir şey mi oldu?"

Jimin hyungunun endişeli çıkan sesiyle tebessüm etmiş sinirinin yerini yavaş yavaş heyecana bıraktığını hissetmişti.

"İyiyim hyung. Gece gece rahatsız ettiğim için özür dilerim. Bir şey istemek için aramıştım."

Yoongi telefonun diğer ucundaki çocuğun sesini duyduğunda rahatlamayla derin bir nefes vermiş ve elindeki kitabı yatağının yanındaki komodine koyarak oturduğu yerde dikleşmişti.

"İste bakalım." diye cevapladığında Jimin dudaklarını dişlemiş ve onu rahatsız etmeyeceğini umarak konuşmuştu. "Hyung biliyorum geç oldu ama benimle bir yere gelebilir misin? Tek gitmek istemiyorum ve saat çok geç yani birazcık da korkuyor olabilirim ama eğer uyuyacaktıysan sorun deği-"

"Tamam Jimin gelirim sorun değil."

Jimin sözünün kesilmesiyle afallasa da aldığı cevapla kıkırdamış ve neşeyle "Teşekkürler Hyung!" demişti.

Yoongi'nin de dudaklarına bir gülümseme yayılırken Jimin "Yarım saat sonra meydanda buluşalım mı hyung?" diye sormuştu.

Yoongi'nin kaşları hafifçe çatılırken "Alışveriş merkezi mi?" diye tekrarlamış ama o sırada suratına kapanan telefonla dudakları şaşkınlıkla aralanmıştı.

Boş gözlerle bir süre telefonuna bakakalmış ardından derin bir nefes vererek ayaklanmıştı. Üzerini değiştirmek için dolabına yönelirken Jimin çoktan evden çıkmıştı.

—————————

Pekala Yoongi evden çıktığında ve meydana doğru yürümeye başladığında böyle bir şey beklemiyordu.

Yani Jimin'i elindeki tornavidayı sallayarak kendi etrafında yürürken görmeyi beklemiyordu.

Adımlarını hızlandırıp yanına giderken "Jimin?" diye seslenerek dikkatini çekmiş, Jimin'in az önceki halinden sıyrılıp yüzüne kocaman bir gülümseme yayılmasına sebep olmuştu.

"Hoş geldin hyung." diyerek o da yürümeye başlamış ve karşı karşıya geldiklerinde durmuştu.

"Gece gece çağırdığım için üzgünüm." diye mırıldandığında Yoongi "Sorun değil ama onunla ne yapacaksın?" diyerek elindeki tornavidayı göstermişti.

Nedense kafasında Jimin'in aslında takıntılı bir psikopat olduğu ve onu tornavidayla deşmek için çağırdığı bir senaryo oluşmuştu.

Jimin gülümseyerek "Göreceksin. Hadi gidelim." demiş ve yürümeye başlamıştı. Yoongi kafasında kurduğu şeyleri atmaya çalışarak peşinden ilerlerken ilk defa uyuyamadığı için sevinmişti.

Jimin ona ulaşamasaydı tek başına mı gelecekti buraya?

Kapanmış dükkanların ve kafelerin yanından geçerlerken Jimin sokak lambasının altına gelmeleriyle durmuş ve Yoongi'ye dönmüştü.

Cebinden çıkardığı maskelerden birini ona uzatırken "Bunu tak hyung." demiş ve kafasına da bir şapka geçirmişti. Yoongi Jimin'in elinden maskeyi alıp takarken "Ne planlıyorsun Jimin?" diye mırıldanmış ama Jimin onu takmamıştı. Kendi maskesini de çenesine taktıktan sonra onun da takmasını beklemiş ardından Yoongi'ye yaklaşarak üzerindeki hırkanın kapüşonlusunu başına geçirmişti.

Tabi ki Jimin yine yakınlıklarını çok geç fark etmişti.

Elleri Yoongi'nin şapkasının kenarlarında kalırken göz göze gelmişlerdi. Yüzleri arasındaki mesafe çok azdı ve nefesleri birbirlerine çarparken Jimin algılarını karşısındaki hyungu dışındaki her şeye kapatmıştı.

Yoongi ise ne yaptığını bilemiyordu. Sadece karşısındaki çocuğun gözlerine bakıyor ve anlamlandıramadığı bir çok duygunun esiri oluyordu.

Jimin sonunda ne olduğunu kavrayabildiğinde hızlıca ellerini geri çekmiş ve yalandan öksürerek kızaran yanaklarını kapatacağını umduğu maskesini takmıştı. Jimin bir adım gerilediğinde Yoongi de gözlerine onun dışında her yerde gezdirmiş ve hırkasını düzeltir gibi yapmıştı.

Az önce ne olmuştu öyle?

Jimin "Şe-şey gidelim o-zaman." dediğinde utancından kekelemesine şaşırmamış ve arkasını dönüp yürümeye başlamıştı.

Yoongi arkasından görmeyeceğini bilse de başını sallamış ve peşinden gitmişti.

Sonunda ikili bir oyuncak makinesinin önünde durduğunda Jimin'in vücudunu işgal eden sinir geri gelmiş ve az önce olan her şeyi bir anda unutmasını sağlamıştı. Yoongi ise hala neler döndüğünü anlamadığından "Ne işimiz var burada?" diye sormuştu.

Jimin şişirdiği yanaklarıyla Yoongi'ye dönmüş ve tuttuğu tornavidayla kollarını göğsünde bağlamıştı. (Y/N az önce tornavidaya ne oldu bende bilmiyorum şşşş)

"Senin antrenmanından sonra Taehyung'a sözüm vardı ve bizde dolaşmaya gelmiştik. Sonra buraya geldik ve bir iddiaya girdik." diye söze başladığında derin bir nefes almış ve tekrar makineye dönerek pembe peluş bir yunus göstermişti.

"Ben bunu çok isteyince bana bozuk para vereceğini söyledi. Ama peluşu alamazsam onun İngilizce ödevini yapacağımı söyledi. Alsaydım da benim istediğim bir şey olacaktı. Tabi ki de alamadım."

Jimin makineye hafif olmayan bir tekme attığında sinirle "Çünkü bu lanet şeyler hileli." diye neredeyse bağırmıştı.

Yoongi aceleyle kolundan tutup onu geri çekerken "Peki neden geri geldik?" diye sormuştu.

Jimin ise gülümsemiş ve elindeki tornavidayı göstererek "Onu almaya geldik." demişti.

Yoongi'nin gözleri şaşkınlıkla açılırken "Şaka yapıyorsun değil mi?" diye mırıldanmış ama Jimin ona aldırmamış çoktan makinanın ön vidalarından birini sökmüştü bile.

Yoongi endişeyle etrafında dört dönerken sürekli birileri geliyor mu diye kontrol ediyor aynı zamanda da neden böyle bir şey yaptıkları ile ilgili söyleniyordu.

Jimin sonunda kapağı açıp yunusu eline aldığında "Hyung aldım!" diye bağırmasaydı da her şey yolunda ilerliyordu.

Arkalarından "Kim var orda?" diye bağıran bir ses duymalarıyla ikisinin de gözleri kocaman açılmış ve birbirlerine bakakalmışlardı.

İlk kendine gelen Yoongi olduğunda hızla Jimin'in boşta olan elini tutmuş ve "Jimin koş." Diyerek koşmaya başlamışlardı.

Nefessiz kalana kadar koşmuş ve farkında olmadan ara sokaklardan birine girmişlerdi. Sonunda durduklarında ellerini ayırmış ve ikisi de dizlerine yaslanarak soluklanmaya başlamıştı.

Jimin nefes nefese "Geliyor mu?" diye sorduğunda Yoongi duvarın köşesinden ileriye bakmış ve kimseyi görmeyince "Sanırım atlattık." demişti.

Yoongi bedenini duvara yaslayıp bir süre daha soluklandıktan sonra aynı anda kahkaha atmaya başlamışlardı.

Jimin kahkahaları arasından Yoongi'ye baktığında gülüşü tebessüme dönüşmüş ve onu ilk defa böyle görüyor olmasının tadını çıkarmıştı.

Yoongi sonunda gülüşünü biraz bastırabildiğinde "Gerçekten ingilizce ödevi için, ah tanrım." demiş ve bakışlarını aya çevirmişti. Jimin ise omuz silkip "Taehyung iddiayı çoktan kazandı ben sadece bunu istemiştim." demiş ve mutlulukla peluşuna bakmıştı.

Yoongi başını sallayıp onu onayladığında Jimin boşluk hissiyle "Ah hayır..." demişti.

"Tornavidayı orda unuttum, babam beni öldürecek." diye devam ettiğinde Yoongi tekrar kıkırdamıştı.

Yoongi "Dönelim mi?" diye sorduğunda Jimin'den aldığı onayla yürümeye başlarken şapkasını ve maskesini çıkartıp cebine koymuştu.

Çıt çıkmayan sokaklarda sessizce ilerlerken Jimin aşık gözlerle peluşuna bakıyor Yoongi ise hayatında ilk defa kahkaha attığını düşünüyordu.

Jimin'in evinin önünde durduklarında Jimin sahip olduğu en güzel gülümsemesini takınmış ve "Her şey için teşekkür ederim hyung." demişti.

Yoongi gülümseyerek "Rica ederim, eğlendim." dediğinde Jimin kısık sesle "Bende." diye mırıldanmış ve başını eğerek tuttuğu yunusa bakmıştı.

Yoongi hala neyi beklediğini anlamazken Jimin birden başını kaldırıp öne doğru atılarak kollarını Yoongi'nin boynuna dolamıştı.

Ani gelen sarılmayla Yoongi'nin vücudu gerilemiş, başını omzuna yaslamış olan çocuk ile anlamlandıramadığı bir şekilde kalp atışlarının hızlandığını fark etmişti.

İki yanda sallanan elleri Jimin'in beline yönelirken parmak uçlarının ona ulaşmasına kalmadan o geri çekilmiş ve "İyi geceler!" diyerek evine doğru koşmuştu.

Yoongi ise evde babasından yiyeceği azarı çoktan unutmuştu.





Bölüm sonu


25.02.2020


Tam olarak kafamdaki bölüm oldu mu emin değilim ve biraz da kısa oldu ama bu sefer erken attım bence 😋

Ve bu bölümü oyuncak makinesinden pembe yunusunu alamayan lastwannable 'a adıyorum dkxmeşwş

Continue Reading

You'll Also Like

26.3K 1.4K 6
Park Jimin sadece kaçıyordu ama kaçtığı şey hep onu buluyordu. * omegaverse
134K 15.2K 36
jeon jungkook en yakın arkadaşının amcasına aşık olmuştu.
12K 1.7K 11
[Türkçe Çeviri] ・ Bir yarışma programı için, Jimin yüz gün boyunca her gün Yoongi'ye onu sevdiğini söylemek zorunda kalır. Oysa bu sadece Jimin için...
319K 27.2K 34
''Sana bir şey söylemiştim. Hatırlıyor musun, Jimin-ah?'' | Clan Serisi - Ⅱ