Kod: 18 Deney Başarısız

By rainbowandcandies

129K 11.4K 9.8K

Yıl 2050 İnsanlığa yön verecek deneylerin her geçen gün daha da artması sonucu başarısız olarak tanımlanan d... More

Giriş
Kod 18
Sevimli ve zararsız?
Köpük
Konuşma
İyi geceler Magnus
Korkuttun beni
Çok güzel uyuyordun
Sevgi?
Kızma bana...
Onu sevmedim
Lütfen kızma
Bowling
Kokun çok güzel
Soğuk ve karanlık
Neden değerliyim?
KISKANANLAR ÇATLASIN
Yanında olacağım
Alkollü içecek
Lunapark Macerası Bölüm 1
Lunapark Macerası Bölüm 2
Dudakların çok güzel
Dans
Bana dokunmanı istiyorum
Sen mükemmelsin
Utandın mı?
Bilerek yaptın!
Salaksın sen
Onu seviyorum.
Ne yapacağımı söyle
Bir deniz anası boynuna yapıştı sanırım.
Senin dilin bayağı uzadı.
Kıskançlık
Masum
Akşam yemeği
Sophia
Bana yalan söyledin
Sana küsüm ben.
Duygu sömürüsü
Senden uzak kalamam
Özlem
Saf ve temizsin.
Sürpriz
Saphael
Yanlış yöndesin
İşkence odası
Son aşama
Güvendeyim Alec
Rüya
İyi eğlenceler
Bana güven.
Final
Sen benim her şeyimsin.
Ben kötü birisi değilim.
Biz kazanacağız
Daha iyi hissediyor musun?
Bunu yapmanı istemiyorum
Sensiz uyuyamıyorum.
Şefkat
Sevgi kavramı
Bunlar senin suçun değil
Birlikte gitmeliyiz
Çocuk değilim ben
Ben mi korkağım?
Plana sadık kalmalıyız

Hile yaptın.

1.3K 108 124
By rainbowandcandies

Sabah gözlerimi açtığımda Alec'in bana sarmaş dolaş olduğunu fark etmiştim. Her ne kadar ona sinirli de olsam içimden gelen hisle onu öptüm ve kokusunu içime çektim.

Tüm bu kötülüklerin içinde, ona yapılan her şeye rağmen hala masumdu ve belki de masum olması yüzünden ona hiçbir şekilde kızamıyordum.

"Günaydın." Diye seslenmesi ile korkuyla irkildim. Tabii ya, o her zaman benden erken uyanıyordu.

"Günaydın sevgilim." Diyerek üstüne eğildim ve dudaklarına bir öpücük bıraktım. Anında yüzüne bir gülümseme yayılırken ona neden kızgın kalamadığımı bir kez daha anlamıştım.

"Sana sarılmayı seviyorum." Deyip beni kendisine mümkünmüş gibi daha çok çekmişti. "Sanki hayatımda hiç kötülük yokmuş gibi hissediyorum böyle olunca."

"Keşke öyle olsaydı ama maalesef ikimizin de hayatında yeterince kötülük var." Deyip saçları ile oynamaya başladım. "Ama yine de hala çok masumsun."

"Ben mi?" Deyip yüzünü bana çevirdi. "Ben masum değilim. Kötüyüm ben."

Onun dediği şeyle istemsizce gülmüştüm.

"Sen büyüdün de kötü adam mı oldun bakayım?" Deyip bir elimle onun yüzünü kavrayıp yüzünü sıkarak sevmeye başlamıştım onu.

"Böm kötö ödömüm."

Zar zor konuşurken farkında olmadan kahkaha atmıştım. O kadar tatlı gözüküyordu ki anlatamam.

"Tamam tamam inandım, sen kötü adamsın." Deyip bir elimle yanağını sıktım. "Ama kötü adamlar bu kadar tatlı olmamalı, sonra onlara aşık oluyoruz."

"Başka tatlı olan kötü adam mı var?"

"Olmaz mı?" Deyip gülümsedim. "Mesela Loki; gerçi ona kötü adam demezdim ben ama olsun."

"Loki kim?" Deyip sinirle yüzüme baktı. "Sevmedim onu, sen de sevme."

"Tamam sevmem." Deyip uzandım ve sinirle büzdüğü dudaklarına bir öpücük bıraktım. "Sadece seni seviyorum ben."

"Ben sana yeterim öyle değil mi?"

"Fazlaca yetiyorsun hem de. Başkasına ihtiyaç duymuyorum sayende." Deyip tekrar saçlarını okşamaya başlamıştım.

"Seni özledim ben." Dediğinde anlamaz bir halde onu süzmüştüm. "Seni öpmeyi ve seninle çıplak olmayı özledim. Tamam, böyle bir durumda aklımda bu olmamalı ama... en azından öpüşsek ya? Bana kızgınsın biliyorum ama dudaklarını özledim. Ve..."

Yüzünü başka yöne çevirmişti.

"Ve?"

"Ve gece kalkıp seni öptüm. Birkaç kez. Çünkü özlemiştim."

Dediği şeylere istemsizce gülüp yüzünü kendime çevirdim.

"Seni sevmediğini düşündüğün bir adamı öpmen doğru mu sence?" Dedim gerçeklikten uzak bir ciddiyetle.

"Burnumdan getireceksin değil mi?"

"Hem de her saniye."

"Burnumdan getir ama lütfen bana kızgın kalma. Ben cezaya razıyım."

"Cezana razı olman güzel çünkü cezanı çekmeni sağlayacağım. Ama şimdilik..." deyip onu kendime çektim ve dudaklarına bir öpücük bıraktım. "Ben de seni öpmek istiyorum."

Gülümseyip üstüme uzandıktan sonra kendimizi derin bir öpüşmenin içinde bulmuştuk.

Normalde ikimiz de duygusal ve mental açıdan çökmüş durumdaydık. İkimizin de bedeni ağırlığın altında eziliyor olsa da şu anlık bunu bir kenara bırakma kararı almıştık.

Her ne kadar Alec dokunuşları ile öpüşmeyi ileriye taşımaya çalışmış olsa da ona bu denli kolay teslim olmayacaktım. Onu öpmeye devam ettim ama onun daha fazlasını elde etmesine izin vermedim. Her ne kadar bu onu az da olsa hırçınlaştırsa da -bunu tişörtümü çekip yırtmasından anlamıştım- yine de hiçbir şey olmamış gibi onu öpmeye devam edip son raddesine kadar sınırını zorlayarak yataktan çıktım.

Kendini yüzükoyun halde yatağa bırakıp derin bir of çekti.

"Bilerek yaptın."

"Tabii ki bilerek yaptım. Ama üzülme, nasıl olsa seni sevmiyorum ve fazla kafaya takmam."

Yırtılan tişörtümü yana atıp dolaptan kendime yeni bir tişört çıkardım.

"Sonsuza dek kaçamazsın." Deyip bana bakmıştı. Laflara da bakın hele, kimden öğreniyorsa...

"Evet ama istediğim kadar kaçabilirim." Deyip normalde değiştirme ihtiyacım olmayan eşofmanı bilerek gözleri önünde çıkartıp yana bıraktım. Arkamı ona dönüp aynada kendime bakarken gözlerinin beni süzdüğünü görebiliyordum.

"Hala devam ediyorsun ve bu haksızlık."

"Birileri tahrik olmuşa benziyor." Deyip ona döndüğümde yüzünü zar zor yüzüme çevirmişti.

"Bir keresinde bana demiştin ya, ağzımın suyu akıyor sana bakınca diye. Şu an benim de ağzımın suyu akıyor."

Daha ne olduğunu anlayamadan kendimi Alec'in üstüne düşerken bulmuştum.

Az önce beni güçleri ile resmen kucağına çekmişti.

İtiraz etmeme izin vermeden beni altına aldı ve üstüme uzandı.

"Hile yaptın."

"Adil oynamıyoruz değil mi?"

"Sen kimden öğreniyorsun bu lafları?" Deyip gözlerimi büyüttüm ama o sadece gülmekle yetinmişti.

"Beni öpecek misin yoksa böyle beklemeye devam mı edeyim?"

Elimle yüzünü okşayıp ona yaklaştım ve dudaklarına birkaç santim kala konuştum.

"Beklemeye devam et."

Hızlıca onu üstümden atıp -ki bu çok zor olmuştu- tekrar ayağa kalmıştım. Hemen sonra eşofmanımı altıma geçirip odadan kaçarcasına çıktım yoksa Alec'e yem olmam an meselesiydi.

....

Hep birlikte kahvaltı yaparken Simon'a nasıl olduğunu sormuştum. Başta şaşırıp Raphael'e baktığında bir şeyler döndüğünü sezinledim.

"Birkaç gündür rahatsız olduğun için odadan çıkmıyorsun ya, Magnus onu soruyor."

"Haa... yok yok iyiyim şimdi. Biraz halsizdim hepsi bu. Raphael de yataktan çıkmama izin vermedi."

Yemiş gibi yapıp başımı aşağı yukarı salladım ve kahvaltımı etmeye devam ettim. Geçen kısa zamanın ardından sofrayı toplamaya başlamıştık.

Her şeyi düzenledikten sonra ben Simon ile salonda kalmıştım. Alec ve Raphael de bulaşıkları yıkamak için mutfaktalardı.

"Ben şunlara yardım edip geliyorum." Deyip ayaklandım ve mutfağa yöneldim. O sıra ikisinin konuştuğuna şahit olup kapıda onları dinlemeye başlamıştım.

"Çok aptalca şeyler yapmışım öyle değil mi Raphael?"

"Hem de aşırı derecede yapmışsın. Bak, Magnus seni seviyor ve bunun için ispata ihtiyacın yok. Bazı şeyler ispatlanmaz Alec, duygular gibi. Karşındaki kişi sana hissettirir ve sen de olduğunu bilirsin. Ama senin yaptığın şey tamamen güvensizlik olmuş."

"Ona güveniyorum. Sadece panik yaptım Raphael. Onu kaybedeceğim sandım."

"Magnus senin için bu denli değerliyken onun seni sevip sevmemesi bile önemli olmamalı aslında. Sevdiğimiz ve değer verdiğimiz insanlar her zaman bizi sevecek diye bir şart yok. Bazen bazı şeyler karşılıksız olmalı. Ne yani, Magnus seni sevmiyor olsaydı ona ne yapacaktın? Öldürecek miydin?"

"Hayır tabii ki!" Dedi Alec korkuyla. "Ben... ben sadece... saçmaladım işte."

"Bak Alec. Magnus senin ya da benim gibi bir insan değildir. Biz... bir kırılmayız. Kırılsak bile yolumuza devam ederiz ama Magnus öyle birisi değil. O kırılır, üzülür ve toplayamaz kendini. Ben de duygusal bir insanım ama kimsenin beni kırmasına izin vermem. Ama Magnus... Magnus'u kırmamalısın. Seni çok seviyor ve sana değer veriyor. Ben arkadaşımı hiç bu kadar kararlı ve fedakar görmemiştim. Kendini tamamen sana adamış durumda ve her şeyden feragat etti bunun için. Beni bile bu işin içine sürükledi. Gelip onun aşkını ya da sevgisini sorgulamak senin haddine bir mesele değil. Kimsenin haddine bir mesele değil. Bence bunu bir daha sakın yapma."

"Asla. Bir daha asla yapmam. Beni sevmediğini söylese bile yapmam bundan sonra."

"Böyle olması en iyisi." Dedikten sonra ikisi de sessizliğe gömüldü. Bir süre kapıda bekledim sonra hiçbir şey olmamış gibi mutfağa girip neşeyle konuşmaya başladım.

Dostum dediğiniz insanın gerçekten dostunuz olduğunu hissettiğiniz o özel anlar vardır ya, işte tam olarak bunu yaşıyordum şu an.

....

Continue Reading

You'll Also Like

28.3K 1.7K 31
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
16.8K 4K 27
+82 10 1311 5960: Hamileyim. JJK: Kimsin?
16.1K 628 25
Bu kitap Yabani dizisinin 28. bölümünden sonra ASLAZ cephesinde yaşanan olayları konu aldığım bir kitaptır. Görmek istediğimiz fakat tüm beklentileri...
329K 12.8K 77
Ailesinden kalma küçük ve güzel pastanesiyle ilgilendiği sırada rastgele bir mafyadan gelen mesaj ile dalga geçip uğraşan bir kızın hikayesi