AŞK / Hayallerin Ötesinde

By SibelAzraDeniz

12.8K 957 448

- Kes sesini... Mehmet'le evleneceksin işte o kadar! +Abi ben evlenemem, çünkü ben, ben zaten evlendim. Male... More

1) Kendinden giderken
2) Kendine Gelmek
3) Düğün günü ♡
4) Hiç Hesapta Yokken
5) Beklenmedik Şeyler
6) Küçük Bir Umut
7) Yaşanacak Çok Şey Vardı
8) Büyük Yalan
9) Yalan yalanı doğururmuş.,.
10) Umut
11) Tekrar Mutlu Olabilmek Mümkün Müydü?
12) "Böyle Olsun İstemezdim"
13) Küçük bir umut
14) Evlilik Oyunu
15) Veda Günü
16) Yeniden Ruhumun Ait Olduğu Yerdeydim
17) Gerçek ailen yanlarında büyüdüklerin midir?
18) Hazırlıklar güzel günler için miydi?
19) Büyük Anlaşma
20. Bölüm
21) Düğün *Part 1*
23) Balayı ~ Bali ♡ 1
24. Bali ♡ 2
25. Büyük Gün
26. Bölüm
27. Bölüm
28. Bölüm
29. Bölüm
30. Bölüm
31. Bölüm
32. Bölüm
33. Bölüm
34. Bölüm
35. Bölüm
36. Bölüm
37. Bölüm
38. Bölüm
39. Bölüm
40. Bölüm
41. Bölüm
42. Bölüm
43. Bölüm
44. Bölüm
45. Bölüm
46. Bölüm
47. Bölüm
48. Düğüm
49. Bölüm
50. Bölüm
51. Bölüm
52. bölüm
53. Bölüm
54. Bölüm
55. Bölüm
*56. Bölüm **Final**

22. Düğün *Part 2*

209 17 9
By SibelAzraDeniz

Yanımıza Warda ve Sofya ablayı alarak fotoğraf çekineceğimiz yere gitmiş... Fotoğraflarımızı çekinip hızlıca düğünümüzün olacağı salona gitmiştik.

Tam zamanında geldiğimiz için hepimiz rahatlamıştık. Ama ben yine heyecanlamaya başlamıştım... Yanımdan ayrılmasına izin vermediğim kardeşim Warda'ya dönerek;

+Warda ben yine çok gerginim, ne yapacağım, içerisi nasıl çok kalabalık mı?

*Kalabalık kardeşim ama sen bunları düşünüp stres yapma, sakin ol, inan her şey çok güzel geçecek diyerek elimi elleri arasına alarak beni sakinleştirmeye çalışmıştı... Bir iki dakika sonra da düğün törenin görevlilerinden biri gelip kendini tanıttıktan sonra, içeride sadece gelin ve damat kalsın diyerek Warda ve Sofya ablayı ne kadar istemesem de dışarı çıkarmıştı.

Sonra da bize törenin işleyişi ve törende baştan sona neler yapmamız gerektiğini kısaca anlatmıştı.. Aynı şeyleri bilmem kaçıncı kez dinliyor olsak da yine de pür dikkat kesilmiş bir şekilde hem unuttuğum varsa hatırlayayım diye hem de belki farklı bir şey duyarım diyerek dikkatle görevliyi dinlemiştik. 10 dakika sonra bizi içeriye alacaklarını söyleyip, içeride sorun var mı diye son bir kez daha kontrole gideceğini söyleyip yanımızdan çıkmıştı.

Daha fazla gerginliğime dayanamayıp, yerimden kalkarak odanın içinde, duvarın bir ucundan bir ucuna topuklularla zorda olsa yürümeye başlamıştım... Bir iki turdan sonra Fahri;

-Eylül yeter otur artık, beni de geriyorsun sakin ol biraz... diyerek ciddi bir şekilde yüzüme bakmıştı...

+elimde değil Fahri, kalbim patlayacakmış gibi atıyor...

Biz konuşurken görevli kapıyı tıklattıktan sonra içeriye girmiş. '' Hiç bir sorun yok her şey hazır, konukların çoğunluğu da burada, şimdi siz içeriye girebilirsiniz. Bir sorunuz var mı? ''

-yok..

*buyurun öyleyse diyerek, bize yolu göstermek için onu takip etmemizi söylemişti... Fahri bana dönerek tutmam için elini uzatırken bir yandan da sakinleşmem için konuşmaya başlamıştı;

-Eylül sakin ol, hiç bir sorun çıkmayacak inşaALLAH..

+inşaALLAH ama elimde değil. demiştim, bir elim Fahri'de, diğer elim kalbimdeyken...

-Eylül yüzüme bakar mısın demişti ciddi bir ses tonuyla, Ben ona bakarken o bir yandan da kalbime götürdüğüm elimi, yavaşça indirdikten sonra ''kendini dinleme bu kadar.. Bu anın tadını çıkarmaya çalış. Hem birilerini bu evliliğin gerçek olduğunu göstermemizde gerekiyor biliyorsun. Sadece an'a odaklan. Ve birazda gülmeye çalış'' demişti.. Haklıydı gerginlikten suratım ne haldeydi kim bilir... Sanki kendi düğünümde değil de bir cenazede gibi göründüğüme emindim... Bu halde anlaşmamızın bir kuralını çiğniyor oluyordum ve bunun bedeli de bana anlaşmamıza göre ağır bir şekilde ödetilebilinirdi. Derin bir nefes alıp yavaşça bıraktıktan sonra, hala Fahri'ye bakıyorken;

+Haklısın teşekkür ediyorum, hadi gidelim diyerek zorda olsa gülümsemiş, koluna tekrardan girmiştim...

-Bende teşekkür ediyorum. dedikten sonra kapıda bizi bekleyen görevliye doğru yürümeye başlamıştık...

Tören alanının içine girmeden önceki kapıya gelmiştik. Derin bir nefes daha almış, görevlinin tekrardan ''hazır mısınız '' sorusuna ''evet'' dedikten sonra; müzikle birlikte aynı anda, önünde durduğumuz kapı iki yana açılınca, merakla bizi izleyen kalabalığın arasından bizim için açılmış yolda yürüyerek oturacağımız yere doğru yavaşça ilerlemeye başlamıştık. Süslemeler büyüleyiciydi...

+Bu şarkıyı çok seviyorum.

-bende... derken tebessüm etmişti..

Biz yerimize gelip oturduktan sonra şarkı değişmiş bu sefer sesi biraz daha kısılmış olarak başka bir sevdiğim şarkı çalmaya başlamıştı. Ayrıca ilk Malezya dizimin şarkılarından birisiydi bu şarkı...

Tören çoktan başlamış, Fahri'nin diğer kuzenlerine göre biraz daha iyi anlaştığı kuzeninin ailesi adına düğünümüzü tebrik eden konuşmasından sonra sıra yüzüklerimizi takmaya gelmişti. Sofya abla yanımıza gelerek yüzükleri bıraktıktan sonra gitmiş, Fahri yüzük kutusunu açmış, benim yüzüğümü parmağıma taktıktan sonra, bende kutudan Fahri'nin yüzüğünü alarak yavaşça onun parmağına takmıştım. Sonra tıpkı imam nikahındaki gibi, Fahri anlımdan öpmüş sonra da bende eğilerek onun elini alıp anlıma koymuştum.

Düğün töreni ilk önce yalnız sonra da, yakınlarla birlikte fotoğraf çekimleriyle devam etmiş. Sonra da ikram edilen yemekler yenilmiş ve herkes yavaşça dağılmıştı. Salonda sadece yakın arkadaşlarımız ve ailelerimiz kalmıştı.

Fahri'nin arkadaşları bizim için bir plan yapmışlardı. Birlikte düğünümüzü kutlamak için bir restorantta yer ayarlamışlardı. Fahri'nin de benim gibi fazla arkadaşı yoktu, 2 si orta okuldan 2 tanesi de şirket ortaklarının çocuklarından olan 4 arkadaşı ve kuzeni vardı, benim de Warda, Fehime, Hanis (Fehime buraya ilk geldiğim zaman çantamı almak için gittiğimde şirkette tanıştığım sekreter ve Hanis buradaki restorasyon iş ortaklığımızda tanıştığım arkadaşlarımdı) ve Yusri den başka burada tanıdığım kimse yoktu. Ekstra olarak Sofya abla eşi ve Halime abla ve Fattah abi de bize katılmıştı...

Çok güzel vakit geçirmiştik. Bir iki saat sonra herkes evine dağılmıştı... Biz de Fahri'yle eve gelmiştik...

~~~~~

Eve geldiğimizde saat 18:30 a gelmişti. Bu eve ilk defa girmiştim. Zamanın kısıtlı olmasından ve tadilat nedeniyle gelip bakamamıştım. Giysilerimde valizde aynı şekilde duruyordu.

Duş alıp üzerlerimize günlük rahat bir şeyler giydikten sonra, namaz kılmıştık. Fahri odaların hepsini gezdirmişti, ev iki buçuk katlıydı. Villaydı, çatı katı büyük bir oda ve kocaman bir açık terastan oluşuyordu. Önünde kocaman bir bahçesi vardı. Evin çok iyi bir mimarın elinden çıktığı belli oluyordu. Bütün detaylar kusursuzdu. Evin en merak ettiğim kısmı kesinlikle yatak odasıydı. Ve nihayet sıra buraya gelmişti.. Odayı ikiye bölmek için, araya koyulan paravanımsı sürgülü duvarı çok merak ediyordum..

Odaya girdiğimizde beni mutlu eden bir manzarayla karşılaşmıştım. Oda tahmin ettiğimden daha büyük ve paravan ise duvardan duvara kapatılabilecek şekilde 3 parçadan yapılmıştı. Ortadaki parça istediğimiz yere çekilebilecek şekilde ayarlanabiliyordu. Mimar olduğum için ilk defa bu kadar mutluydum çünkü örnek çizimini, Fahri'nin tuttuğu mimara fikir olarak detaylı bir şekilde ben vermiştim.. Paravanın üzerindeki motifleri ve kalan her şeyi mimara bırakmıştım. Sonuç düşündüğümden harika olmuştu..

Fahri'nin yatağı ilk girişteki yataktı, benim yatağım ise paravanın arkasında gardropların arasındaki duvardan yere açılıp kapanabilecek şekilde ayarlanmıştı. Bu şekilde kurup işimiz bitince toplayınca odada iki yatak olduğu hiç anlaşılmayacaktı. Fahri söyleyene kadar yatağın nereden çıkacağını ben bile anlamamıştım. Çünkü dışardan toplanmış haline bakınca yatağın altında kocaman bir tablo görünüyordu. Diğerlerinin de anlamayacağı kesindi. Yatağı her seferinde tek başıma indirip kaldıracak kadar güçlü değildim ama bu işi Fahri yapacağı için bu konuda da rahatlamıştım.

-nasıl buldun?

+harika olmuş Fahri... Bayıldım. Bu kadarını açıkçası beklemiyordum..

-biliyordum. Bu kadarını beklemediğini...

+Bu konuda gergindim.. Ama bir odanın içinde iki oda gibi olmuş tam istediğimiz gibi. Çok şükür çok sevindim ve teşekkür ediyorum...

- asıl ben teşekkür ediyorum. Baştan ayrı odalar olacak diye söz verdim ama sonradan bildiğin sebeplerden ötürü vazgeçmek zorunda kalmıştım. Anlayışla karşılayıp, rahat hissedebileceğin şekilde odaya müdahale ettiğin için asıl teşekkür ediyorum. Şimdi benim içimde rahatladı.

+elinde olan bir şey olsaydı yapacağını biliyordum. Her ne kadar üzülmüş olsam da, şuan sonucu görünce sevindim. Söylediklerimi dikkate aldığın için de ayrıca teşekkür ediyorum...

-rica ederim. Sağol.

+sende sağol. Bu arada bahçeye de detaylıca bakmak istiyorum. Bakabilir miyim?
derken telefonu çalmış, kısa süren bir görüşmeden sonra bana dönerek;

-tabi bakabilirsin. Benim işle ilgili bir kaç maile acil olarak bakmam gerekiyor. Sonra gösteririm derdim ama hava kararacak, sen istersen tek başına bakabilirsin.

+tamam sorun değil ben gidip bakarım. Sana kolay gelsin.

dedikten sonra başörtümü düzeltip, üzerimdeki tişörtümün üzerine uzun kollu bir şey giydikten sonra bahçeye inmiştim.

Bahçe çok büyük ve güzeldi, oturmak için kapalı ve açık alanlar vardı. Bazı işlerimi çizimlerimi burada oturup yapabilirdim. Bahçe çok bakımlıydı, düzenli olarak ilgilenen birileri olduğu belliydi ama süs ağaçları ve çiçekler dışında çok boş yerler vardı. Yani oralara bir şeyler ekilebilirdi. Aklıma direk domates, salata, maydonoz, biber gibi sebzeleri ekme fikri gelmişti. Ama bunun için Fahri izin verir miydi emin değildim. Müsait bir zamanda söylerim diye düşündükten sonra açıkta olan masa sandalyeye yaklaşıp temiz havayı içime çekmek için oturmuştum...

Burada çok fazla ev yoktu. Olan evler birbirinden uzak olarak konumlandırılmıştı. Bu yüzden şuan kolu kısa ve saçı açık bile dolaşsam kimse göremezdi.. Dış kapıda içerisi görünmeyecek şekilde tamamen kapalı ve içerden biri açmadıkça yada anahtar olmadan açılamayacak şekilde yapılmıştı. Çok huzurlu sessiz ve sakin bir havası vardı. Rahat olacağım için çok sevinmiştim..

~~~
Ben bahçede otururken hava kararmaya başlamıştı. Fahri'de işlerini halledip gelmişti.

-üşümedin mi hava serinledi.

+yok.

-Hımm. Gezdin mi her yeri?

+sadece bahçeyi gezdim. En üst kattaki balkona ve odaya çıkamadım henüz. Orayı da merak ediyorum sakıncası yoksa?

-tabi ki bakabilirsin. Birazdan akşam namazından sonra kahve yapıp orada içebiliriz... Bu arada evi beğendin mi?

+tamam olur. Beğenmek ne kelime bayıldım desem yeridir.
biraz sessizlikten sonra;

+ Bu evi babanla birlikte bu hale getirmişsiniz. Eşyalardan, annenin zamanından kalan eşyalarınız bile varmış. Her yerde bir hatıranız var. Çok güzel huzurlu bir ev...

-sen bunları nerden biliyorsun?

+Sofia abla söylemişti.

-Tamam. Bu arada tekrardan söylememe gerek yok sanırım ama yine de hatırlatmak istiyorum. Sadece 3 kişi + olarak senin Türkiye'deki müdürün olan kişi. Sadece 4 ümüz biliyoruz bu evliliğin gerçek olmadığını o yüzden diğerlerinin yanında nasıl olacaksak, ablamın yanında da hem davranışlarımıza hem konuşmalarımıza dikkat edeceğiz.. Kurallardan biri ihlal edilince ne olacağını biliyorsun...

+biliyorum Fahri çocuk değilim. Elimden geldiğince dikkat ediyorum ve etmeye de devam edeceğim. Merak etme!! Bunu sürekli hatırlatmana gerek yok yani...

-tamam..




~~~~~~~~Bölüm sonu~~~~~~~

Ne kadar da yeni evli gibi olmayan bir çift 🤭🤭🤭😅

~Gelecek bölüm eğlenceli bir şeyler olabilir😍🌸~

Bu arada Malezya düğünlerine tv de yada youtube da rastlayıp hiç izlediniz mi?? İzlemediyseniz izlemenizi öneririm. Ben çok seviyorum. Düğünlerinde olanları birebir yansıtmaya çalıştım. Ama illa ki arada atladığım noktalar olmuş olabilir. Bilen varsa yorum olarak bırakırsa bizde öğrenmiş oluruz💕🌸

Bu arada bu bölümü nasıl buldunuz yorumlarınızı bekliyorum???😍😍

Continue Reading

You'll Also Like

23.1K 1.1K 30
"Açık konuşacağım Cihangir. Başıma gelenleri ve buraya nasıl getirildiğimizi biliyorsun. Senin de benimle evlenmek istemediğini düşünüyorum. Bu yüzde...
GERBERA By ...

Teen Fiction

578K 19.2K 30
Sessiz olmaktan uzak bir kız... Fazla çaresiz bir genç adam... Onları bir araya ne getirebilir? Kader mi? Yoksa tesadüfler mi? Hayır,onları...
3.6K 301 20
Hayat ona hep tekme vurmuştu. Hiç sevilmedi. Hep en yakınlarından zarar gören oldu. Ama asla hayalinden ve ondan vazgeçmedi... Hikâyemin desteğe iht...
101K 2.6K 31
İyiliğin olduğu her yerde çaresiz bir günah vardır. Birkaç yanlış, birkaç günah Bunların bir hayat doğuracağını kim bilebilirdi, Ya da bir hayat alac...