KARANTİNA

By semayazicisy

893K 30.5K 14K

Umutsuzluklardan sonra nice umutlar, karanlıklardan sonra nice güneşler doğar. ▪ Bir Düşman Sınıf hikayesi. ... More

BÖLÜM 1: "KARANTİNA?"
BÖLÜM 2: "BU KIZLARDA BİRŞEY VAR!"
BÖLÜM 3: "BUNLARI YAŞAMADIK! TAMAMMI?"
KARAKTER TANITIMI
BÖLÜM 4 :"KIZIM SAPÜKMÜSÜNÜZ LA SİZ"
BÖLÜM 5: "WİFİ Yİ İSTİYORMUSUN?"
BÖLÜM 6:"ZÜMRÜDÜ ANKA"
BÖLÜM 7 :"POYRAZ ÇOK KÖTÜ LAN!"
BÖLÜM 8: "VOLKANLA...."
BÖLÜM 9:"OH MY GOT!"
BÖLÜM 10: "OH MY GOT!" 2
BÖLÜM 11: "SEV-İM-SİZ!!"
BÖLÜM 12: "BU ORGANİZASYONDA BERABER..."
"HEY! GENÇLİK BİR BAKIN HELE!"
BÖLÜM 13: "SEN GÜLME ZALIMIN OĞLU!"
BÖLÜM 14: "YOO. ŞAKA DEĞİL!"
BÖLÜM 15 :"KAYBOL BURDAN! - ÜZÜLDÜNMÜ KALBİM?""
BÖLÜM 16: "HA PATLADI! HA PATLİCAK!"
BÖLÜM 17: "MUTLU YILLAR!"
BÖLÜM 18: "ARIZALI!"
BÖLÜM 19: "KARDEŞİM"
BÖLÜM 20 (SEZON FİNALİ) : "ÖPTÜ"
= SADECE DUYURU =
DYR 2
21.BÖLÜM: "ESKİ VOLKAN GERİ DÖNDÜ!"
22.BÖLÜM: "TERTEMİZ AŞIK!"
23.BÖLÜM: "CEZA MI ÖDÜL MÜ?"
....
25.BÖLÜM: "YAPMA/HAYAT ARKADAŞI"
26.BÖLÜM: "ÖZÜR DİLE/ GECE MAVİSİ/YILDIZLARIN ALTINDA"
~KARANTİNA~
27.BÖLÜM: " ASANSÖR/ GİZLİ HAYRAN KİM?"
BEN
28.BÖLÜM: "GELİRİM KÜÇÜK."
YENİ HİKAYE
29.BÖLÜM; "BU GÜN NE YAPIYORUZ?"
Me
FİNALMİŞ.
ÖZEL BÖLÜM:1
♡♡♡
ÖZEL BÖLÜM: 2
Özel BÖLÜM: 3
ÖZEL BÖLÜM: 4 (SON)
❤❤❤
BEN GELDİM
YENİ HİKAYE♡

24. BÖLÜM."ELVEDA MY FAMILY"

10.2K 1.4K 474
By semayazicisy

Hey sen!
.
.

Senden birşey isteyebilirmiyim?
.
.

Şimdi ekrana bir kere dokun bakalım.
.
.

Dokun dokun.
.
.

Altta gördün mü şöyle tatlış bir Yıldız?
.
.

Ne güzel.
.
.

Şimdi o yıldıza dokun bakalım,ne harika şeyler olucak.
.
.

Dokundun mu?
.
.

Yiaa Teşekkür ediyooorumm.

              _____________________

ADA ZORLU...

Sabahın erken saatleri olmasına rağmen gözüme bir gram uyku girmemişti. Uyuyamıyordum. Bir Kızılderili kabilesinin inancına  göre gece uyuyamamamızın nedeni başka birinin rüyasında uyanık olmamızdanmış. Bunu Gökçenin okuduğu bir kitaba göz gezdirirken görmüştüm. Acaba gerçekten öylemiydi? Biz uyuyamazken başkasının rüyasında da uyanıkmıydık?

Derin bir nefes aldım. Gökçen e baktığında hâla uyuyor olduğunu gördüm. Bazen onun gibi olmayı çok istiyorum. Yada Azra gibi olmayı. Özelliklede Eylül gibi olmayı. Mislina ya özenme gereksimi hiç duymadım. Çünkü o da benimle aynı kaderi paylaşıyordu...

Gökçen çok ama çok zeki bir kızdı,tabi aynı zamanda da güzel. 3 yerden burs almasını saymıyorum bile. Çok iyi kalpli bir annesi ve babası var. Abisi de çok kafa dengi. Hatta abisi Gökdeniz abi ile kanka gibiler...

Azra herşeyden önce çok güzel. Hele sesi...Bence Üniversiteyi Konservatuar olarak kolayca kazanır. O da sesi sayesinde burs alıyor. Ayrıca anne babası giyinimine karışmıyor. İstediği zaman şort,istediği zaman dar giyinebiliyor. Bende onun gibi olmak isterdim...

Eylülün imkanları çok güzel. Aramızdaki en zengin o diyelim. Güzel bir aile apartmanlarında oturuyorlar. Annesi ne güzel Öğretmen. Babası desen ünlü bir şirketin 2  ortaklarından biri.  Ona da çok özenirim...

Mislina ile bana gelicek olursak diğerleri gibi burslu yada zengin değiliz. Ne zekiyiz nede yeteneğimiz var. Kısa yada dar giymemize kızıyorlar. Üzerimizdeki o "Müthiş" baskıdan bahsetmiyorum bile.

İlk başlarda yalan yok kendimi çok dışlanmış hissediyordum. Okul çıkışı onlar burslarını aldıklarında markete girip elleri dolu çıkıyorlardı.

Ama "Yiğidi öldür hakkını yeme." derler. Beni hiç ayırmadılar. Ama insanın içine oturuyor işte. Eskiden arada sırada aklıma geldiğin de ağlıyordum. "Ben niye onlar gibi olamıyorum?"diye.

Ama olmayınca olmuyor. Alıştım artık. Hayat bir zaman sonra koymamaya başladı. Ruhsuzlaştım. Hatta o kadar iyi rol yapmaya başladım ki en yakın arkadaşlarım bile gülüşümün altında ki kederi göremediler.

Hayal bile kurmayı bıraktım ben. Çünkü her defasında ya babam yada annem tarafından su'yla bir oluyorlardı. Özellikle de babam. Çok iyi hatırlıyorum 9.sınıfın başlarında Sağlık Meslek Lisesini 3 puanla kaybettiğim için "Şaşırmadım."demiş ve bana iğrenerek baktıktan sonra odasına girmişti.

Kursağımda kalıyordu herşey. O günden sonra 7 saat aralıksız ağlamıştım. Saçmalamayın. Kime söyleyebilirdim ki?

Hani insan ağlaya ağlaya sessizleşir hep içine atar ya? Bende işte hep sessizce ağladım. Bir gün ağlarken Mislina yakaladı beni. Geldi. Oturdu yanıma. Herşeyi dinledi. Siz sanın ki o mescid Marul kafanın kendi yeri. Önce den orada ağlarken bulmuştu beni.

Ben sustuktan sonra o ağlamaya başladı. O ağlarken bende tekrar ağlamaya başladım. Onun hayatı daha da berbattı. Bu sefer ona ağladım. Bize ağladım.

Lafın kısası bir farklıyız. Farklıydık. Farklı olacağız. Şimdi siz söyleyin ben bir erkeğe nasıl güveneyim? "Ya o da babam gibi olursa?"korkusu ile nasıl yaşamayayım?..

Ben kendimi dış dünya ya kapattım. Hiçbir zaman sıcak bir gülümseme yollamadım arkadaşlarıma. Bende böyleyim işte. Sonu belli olmayan, gülmeyi daha adam akıllı bilmeyen, ruhsuz, çağresiz bir kız.

Dışarıdan çok yorum aldım. "Neden bu kadar soğuksun? Kızım az gülsene!"vs.vs.  Ama olmayınca olmuyor. Ben Ada Zorlu. Ve benim hayatım bu kadar çok boktan.

              ____________________

ENES YÜKSEL...

Sabah yine alarmın o iğrenç sesi ile kalkmadım çünkü o genelde kitapların giriş cümleleri olur. Ama ben, Serkanın o iğrenç -Aslında sesi güzel- sesi ile kalktım. Ya bu çocuğu ciddi ciddi eksik yapmışlar. Hani insan sabah sabah INNA nın "GİMME GİMME" şarkısını söyler!??

Lan piçin sesi de çok güzel! Lanet girsin!

"I pulled up to place in old town.
Twenty minutes from Bali,oh yeah.
Got a feeling that it's about to go down.
Party people wanna party so I say.

Gimme,gimme,gimme,gimme that love.
Gimme ,gimme,gimme,gimme that love.
I'mma love you,love you,love you long time.
So. Gimme gimme the way that I like it.

Everybody all stay when the night ends.
We can do it all again the sun's up.
You know I really wanna be that one you windin.
You know you really wanna give me your love.

Gimme gimme gim-AH!"

Bu kulaklar bir nakarat a hazır değil!

Volkanın attığı yastıkla Serkan mecburen susmak zorunda kaldı. Bende sırıttım ve yataktan kalkıp yatağı toplamya başladım. Tabi Serkan 2 dakika susarmı? Yok! Başladı söylenmeye.

"Lan hep kıskançlığınızdan yapıyorsunuz he! Ne istiyorsunuz lan yüzümden!? Kızlar yüzüme düşüyor! Bu yanaklar bu gözler bu dudaklar günde kaç Kız götürüyor sizin haberiniz var mı!?"

Volkanla bakıştık. Ben sırıtırken Volkan ciddi bir ses tonu ile "Bizim haberimiz vardaa galiba Eylül ün yok. Dur ben bi haber vereyim."dedi ve yavaşca kapıya yöneldi.

Serkan ani bir değişim ile Volkanın ciddi ciddi ayaklarına kapandı ve "Gitme lan! Ben hamileyim lan! Yapma lan bunu çocuğuma! Düşürürüm korkudan lan! VOLKAN! Söyleme lan! Lan ayrılırsa Kahrolurum! Lan niye sırıtıyon psikopat mal lan! Harbi lan!  Kulun köpen olam lan!"

Bu cümleler aynen devam ederken kendimi tutamayarak hunharca kahkaha atmaya başladım.

Serkan bana bir iki saniye "Ne oluyor amk!?"atsada sonra Volkanın şaka yaptığını anlayıp yerden kalktı ve "Allah sizi sevdiğinizle alışverişe  çıkarsın! Yazın en sevdiğiniz dondurma kutusundan ananızın dolması çıksın! İnsallah yanlış mağzaya girersiniz de kadınlar sizi don paça bırakırlar!"gibi tuaf ve fantastik küfürleri bizimle buluşturdu.

Volkanla sırıtırken Serkan aynanın karşısına geçti ve saçlarını düzeltirken mırıldanmaya başladı. "Çikita  muuz muuz muuz çikita muuz muuz."

                  __________________

Serkanın konserinden sonra iyice acıkmıştım. Volkan sanki beynimi okurcasına kafasını telefonundan kaldırdı ve "Rüzgar ve Poyraz kantinde yemek yiyorlarmış. Bizde inelim."dedi.

Başımı onaylarcasına salladım ve ayağa kalktım. Serkan yatağına uzanmış  dalmış bir şekilde telefonu ile oynuyordu. Yavaşca yaklaştım ve kafasına vurarak "Kalk hadi sevimsiz!"dedim.

Cidden bu lakap Serkan a çok yakışıyordu. Eylül bu lakabı  "Cuk." şeklinde oturtmuştu.

Seran yüzünü buruşturdu ve "De siktir git lan! Onu sadece benim Çaklıtlı Şempazem diyebilir!"dedi.

Çaklıtlı?..

Şempaze?...

Eylül?...

IYK!

"Pislik herif!"dedim ve Serkan malının kafasına yine vurarak Volkanın yanına gitti.

Volkan telefonunu cebine koydu ve "Aptal Âşık! "Dedi. Sırıttım.  O sırada karnımdan gayrimeşru sesler gelince "Hadi gidelim. Acıktım."dedim. Başıni salladı. Seran da uyuşuk uyuşuk sallana sallana yanımıza gelince şükür ki kantinin yolunu tuttuk.

Kantine indiğimizde biz hariç herkes oradaydı. İki masayı birleştirmiş oturuyorlardı. Hatta Eylül bile vardı.

Serkan sırıtarak Eylülün yanına geçip oturdu ve sulu sulu öptü. Volkan ise Ada nın tam karşısına geçip oturdu. Bende tek boş yer olan Azra ile Gökçenin ortasına oturdum.

Masa bomboştu. "Eee? Masayımı kemireceğiz?"diye sordum. O sırada Poyraz ayaklandı ve "Hepimize Tost?"diye sordu.

Bizden onaylayan niğdalar çıkarken Volkan da Poyraz a yardım etmek için ayaklandı.

5-10 dakika sonra ellerindr tost ve çaylar la geri geldiler.

Karnımı güzelce doyurduktan sonra sırtıma dokunan ve "Yavrum."diyen ellerle arkama döndüm.

Eslem Sultan gülerek bana bakıyordu. Hadi tahmin edin Eslem Sultan kim?

"Annen" diyenlere +10 bonus puan.

"A-Anne? Siz daha gitmediniz mi?"

Yavaşca kafama vurdu ve "Gidelimmi yani oğlum?"diye sordu. Başımı iki yana sallarken annemin arkasındaki Veli ordusunu gördüm. Doğru ya. Bu günden sonra hastalık kesin olarak bizden gitmediği sürece ailemizle konuşamayacaktık. Ah! Bana bir inme indi!

               _____________________

MİSLİNA SU YILMAZ...

Enes in annesinin arkasında kendi annemi görünce böğürüme bir öküz oturdu.

Gitmeleri beni hem üzüyor,hemde sevindiriyordu...

Ben ayağa kalktığım an  annem zaten dibimde bitmişti. Bazen bu kadının hızına yetişemiyordum.

Boynuma atladığı an ciddi bir şekilde öleceğimi düşündüm.  Yav o nasıl sarılış?.. Ölüyorum kadın!..

"Anne tamam sal artık."

En sonun da bırakmıştı. Bırakırken de  saçlarımı öpüp kokumu iyice içine çekmişti.

Benden yavaşca ayrılırken kulağıma "Bu erkek parfümu kimin?"diye fısıldadı.

Gözlerim hayretler içinde açılırken benden ayrıldı. Daha şoktan çıkmadan babam gelip sarıldı. Benden ayrıldığın da kötü kötü baksada birşey demedi. En sonun da Arda. Yani "abi" dediğim şahsiyet-i varlık sarılınca kulağıma "Hangi Piç bu ?"diye sordu.

VUAH!

O kadar mı belli ki?

Abim benden ayrılınca zoraki bir şekilde gülümsedim. Annem "Kuzum biz gidiyoruz. Dikkat et kendine. Sakın soğuk su filan içeyim deme! Sana bakacak bir anan yok ha! İnce de giyineyim deme! Sorun olursa ara. Tamam mi benkm keçi kızım?"diye sordu.

Keçi?

WFT?

Aklımdaki soruyu aynı şekilde annem e yönlendirdim. "Anne? "Keçi kızım" ne demek ya?"

"'Marul' diyoruz kızıyorsun kızım. Hem sen keçiye daha çok benziyorsun. Hem inatçı hemde marul. "

"Sen ciddi olamazsın?"

"Yoo. Gayet de ciddiyim. Dediklerimi unutma. Arkadaşlarına dikkat et tanımadığın kimseye numaranı verme. Terli terli durma akşam vaktinde yat."

"Anne sen şakamısın?"

"Yoo gayet ciddiyim."

"Sen beni sü-"

"Bir eksiğin olursa ara!"

Annemle fantasik konuşmamızı pek sevgili Babacığım böldü. "Tamam. " diyebildim sadece.

Babamla çok iyi anlaşan biri değilim. Genelde o sorar ben cevaplarım. Başka bir diyaloğumuz olmaz dı.

Bu sefer abim kolunu omzuma attı ve "Bana bak şort yarım göbeği açık dar mar giyinmek yok! Yemin ediyorum Karantina marantina demem Kırarım bacaklarını!"dedi.

"Öyle giyinmeyecek tabi ki. Dimi kızım!?"

Babamın bakışları üstümdeyken Anneme cevap verdim. "Hı hı."

Abim bana iyice sarıldı. En fazla yarım saat sonra bütün aileler gitmişti. Giderken de babam "Notlarını düşürme!"diye de uyarmıştı. Bu hastane süresince özel ders alıcaktık.

Aslında Müdür bey 1.Dönem hepimizi geçireceğini söylemişti ama gelde bun Babam a anlat!

Bizimkiler gittikten 1 2 saat sonra saat 1 e geliyordu. ELVEDA MY FAMILY

Hadi bilin bakalım biz -yine- neredeyiz? Yok valla bu sefer Çatıda değiliz.

"Kantin"diyenler yeminle Karantina fanı.

Masadakiler muhabbete dalmışken annemin uyarısı aklıma geldi ve kimseye belli etmemeye çalışarak üstümdeki sweeti kokladım.

Siktirrr.

Cidden erkek parfümü kokuyordu. İşin acı tarafı bu Rüzgarın kokusuydu. Ve en büyük sorun şu ki Rüzgarın kendine has yani vücut kokusuydu. Hiçbir parfüm vs.içermiyordu.

Nasıl anladın diye sormayın. Çünkü o gün mesciddeki kokusu ve ceketindeki kokusuda aynıydı. Ve bu koku hiç bitmiyordu. Bende bunu seviyorum ya.

Gökçenin "Mislina!"diye bağırmasıyla Tam Gökçene dönecekken üstünde oturduğum sandalye aniden yan tarafa doğru düştü.

Sandalye bir tarafa ben bir tarafa savruldum. Doğrulmaya çalıştığımda üstümdeki şahsiyetde doğruldu. Önce üstüme düşen çocuk kalktı ve sonra da bana elini uzattı.

Tam tutacakken araya Rüzgar girdi ve beni kaldırdı. Daha sonra ise dudakları ile dudaklarımu buluşturdu. Ayrıldığımız da ise beni düşüren çocuğa tekme tokat daldı.

Ben ara- Yiaaa sizde ciddi ciddi okuyorsunuz. Kıyamam.

Tabikide böyle birşey olmadı. Çocuğun uzattığı eli tuttum ve ayağa kalktım. Direk üstümü düzelttim ve çocuğa baktim.

Bu...Bu benim kurs arkadaşım Bera olamaz dı dimi?

Hadi lan!

Siyah kısa saçları uzamış ve önüne düşmüş ,yeni yeni uzayan sakalları ise ayrı bir hava katmıştı. Abi bu çocuk taş!

Yani sağdan da taş soldan da taş! Lan TAŞ!

"Özür dilerim."

Benden Özür dilemesi ile anında gülümsedim. "Önemli değil. Senin de Karantina altına alındığını bilmiyordum."

Güldü. "Hatırladın beni."dedi. Bende gülümsedim ve "Len niye hatırlamayayaım? Aynı kurstayız Bera hatırlarsan?"dedim.

Gülümsemesi yüzünde daha da yayılırken gözleri parladı. Biz bu şekilde gülüşürken "Öhöm Öhöm."diye bir ses geldi.

Sesin geldiği yere baktığımda Azra sırıtarak bana bakıyordu. Diğerleride merakla bana ve bize bakarken bende gülümsedim ve "Bera. İngilizce kursundan arkadaşım. Yanılmıyorsam 10-G de?"dedim.  Burda Bera ya baktım. Başını onaylarcasına sallayınca devam ettim. "İşte öyle valla. Kaç ay oldu gelmiyordum da kursa ?"

"Evet. Bazı durumlar oldu. Sonra anlatırım."

"Pekiii. Nasıl istersen."

"Mislina? Arkadaşını bizimle de tanıştıracakmısın?"

Bu soru Ada dan gelmişti. Gülümsedim ve Bera ya baktım. Bana göz kırpınca gülümsemem daha da yayıldı ve "Öncelikle bir oturalım. Öyle konuşalım."dedim.

Hepimiz otururken Rüzgar dik dik bakıyordu. Gözlerimiz kesiştiğinde o an gömülmeyi  istedim.

Bera bizimkilerle baya iyi anlaşmıştı. Yanii... Şuan Rüzgarın sorgusunu saymazsak.

"Kardeş senin sınıfın hangisiydi?"

"10-G."

"O sınıfta genel olarak Ateist  vardı dimi?"

"Evet. Doğru ama hepsi öyle değil. Zaten olsalarda kimsenin Dinine Diline Irkına yada Rengine karışamayız."

"Tabi tabi. Eee? Yenge filan var mı? "

Bera ile çok yakın olmasak da arkadaştık. Örneğin geçen yıl bana bir kızdan hoşlandığını ama kızın onu bir türlü görmediğini söylemişti. Rüzgar bu konuyu açarak yarasını deşebilirdi.

Hızla söze girdim ve "Rüzgar. Başka konulara mı geçsek?"diye sordum. Rüzgar huzursuzca bakarken Bera minnettar bir şekilde baktı. Daha sonra ise aynı geçti.

Saat 5 yada 6 ya gelirken Bera yanımızdan ayrıldı. O da Karantina dan etkilenmişti. Ama malesef hastanenin diğer Blok'unda kalıyordu.

"Mislina Bera ile aranızda ne var?"

Rüzgarın ani sorusu ile şok a girdim. Ah saçmalamayın please. Tabikide hiçbir şey yok.

"Hiçbir şey."

Bu sefer Eylül damladı. Ya kızım sen komadan yeni çıkmadın mı!? Bu ne hız amk!? "Kızım sana nasıl baktığını fark etmedin mi? Resmen dibi düştü. Yakışıklı birşey de ha. İdeal Enişte."

Sinirle soludum. "Ay Eylül ne eniştesi ne yakışıklısı ya!? Saçmalama arkadaşız sadece."

Kendi açıklamamı yaparken Serkan kolunu Eylül ün omzuna koydu ve "Eylül haklı baldız. Sen anlamamış olabilirsin ama bu çocuk sana boş değil."dedi.

"Ya niye anlamamakta direniyorsunuz?"diye en sonunda patladım.

Cidden öyleydi ama! Bera arkadaşımdı. Kardeşimdi.

Saat hızlıca ilerlerken çoktan 11 e gelmişti. Kış ayında olduğumuzdan hava çabuk kararıyordu.

Herkes odalarına ayrılırken bende kantine inip Elmalı Kurabiye ile çay aldım. Ah! Bu ikiliye bayılıyorum.

Odaya çıktığım da Rüzgar Egeyi karşımda görmek en son istediğim şeydi. Bu gün Bera yüzünden yüzüme bile bakmamıştı.

Yatağıma oturup elimdelileri komidinin üzerine koyarken "Azra nerede?"diye sordum. Ayaklanıp yanıma geldi ve komidinin üzerinde duran Elmalı Kurabiye pakedini açtı. İçinden bir tane alıp ağızına atıp sindirdi ve üstüne üstlük benim çayım dan içti!

Hadi bilin ben bu olanları nasıl izledim?

A şıkkı. Ağızım 180 derece açık gözlerim kocaman ve şokla.

Bu tipim komik olucakki "Ha ha yüzün..Öhöm öhöm. Neyse... Dünki oda paylaşımı daha iyiydi. Bizde karar aldık. Artık oda arkadaşıyız." Dedi.

İndi. Valla inme indi!

Artık nasıl baktıysam telefonunu çıkarıp ani ve hızlı bir şekilde flaşı açıp fotografımı çekti. Foto ya bakıp erkeksi bir kahkaha attıktan sonra "Ya seni yerim"dedi.

Len asıl ben seni yerim yiağğ.

Şaşkınlığımı üstümden attıktan sonra yatakda dikleştim. Rüzgar Ege nin kurabiyeye uzanan eline vurdum ve "Çek elini benim!"dedim.

Hızlıca elini çekti ve "Tamam be!"dedi. Gözlerimi devirdim. "Ayrıca. Seni oda arkadaşı filan  istemiyorum!"

Yanağımdan makas aldı ve yatağa yanıma oturdu. İç sesim  "Yine ne oluyo amk!?" derken "Sen ne oluyon??"diye sordum.

Gülümsemesi yüzünde solarken "Bera ile çıkıyormusunuz?"diye sordu.  Sahte bir kahkaha attım ve şu korku filimlerinde olduğu gibi aniden durdum. Biraz Rüzgar Ege ye yaklaştım ve "Acı gerçek! Çıkmıyoruz."dedim.

"Sana nasıl baktığının farkındasın dimi?"

"Evet. Gayet normal bakıyor işte"

"Normal?..Ha sen anlamadın. Kızım çocuğu zor kazıdık yerden sana bakarken. Resmen dibi düştü sana!"

"Sen bana bağırdın mı?"

"Ben sana bağırmıyorum ben seni sevimiyorum!"

Durdu. Yaklaştı ve "Ben sana bildiğin tapıyorum!"dedi.

Şok içinde kalırken dudaklarım aralandı. 3-4 saniye boş boş baktım. Daha sonra ise omuzlarımı silkip "Ben sevmiyorum.."dedim.

Bana biraz daha yaklaştı ve "Hiç mi?"diye sordu. Allahım hiçliği sorgulayan tek milletiz!

Kafamı bir kere hafiçe yukarı kaldırdım ve "Tıh. Hiç."dedim.

Dudaklarıma baktı. "Yalan söylüyorsun."

Bende dudaklarına baktım. "Söylemiyorum."

Gözlerime baktı. "Sen beni seviyorsun."

Gözlerine baktım. "Ben seni sevmiyorum."

"Ben seni hep sevicem."

"Ben seni hemen sevemem."

Kafasını aşşağı çevirdi ve "Neymiş efendim hemen sevemezmiş."diye fısıldadi kendi kendine. Ardından kafasını kaldırdı ve sinirle "Vade farksız 12 ay taksit yapıyorum öyle severmisin?" diye sordu.

1-2 saniye gözlerine baktım. Ama sorduğu soru öyle acayip,öyle saçma ve öyle gereksizdi ki lafamı aşşağı çevirip kıkırdadım.

Kıkırdamam kahkaya dönerken Rüzgar Ege bana tip tip bakıp o da gülmeye başladı.

5-6 dakika sonra karnıma ağrılar girince zor da olsa kahkahamı durdurdum. İstemsizce "Ayy ah"diye bir ses çıkardım.  Rüzgar bana bakınca duramadım ve tekrar gülmeye başladım.

Len ben en son ne içtim?

Gülerken yanlışlıkla geriye doğru düştüm. Rüzgar son anda beni tuttu ama malesef o da üzerime düştü.

Şuan yatakda ben altda o üstteydi. Hop hop! Atın bakem o salakça düşünceyi aklınızdan. Jsjhshddh.

Yatakda yana kaydı ve omzunu  üstünde yatarak bana döndü. Bende aynı onun gibi ona dönünce birbirimize baktık.

Uyku bütün hücrelerime hücum ederken Rüzgar sağ eli ile önüme düşen kıvırcık sarı saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Bu hareketi iyice mayışmama neden olurken o da parmaklarını buklelerime sokuyordu. -İçiniz fesat içiniz hsjshsh.-

Saçlarımla biraz daha oynadıkdan sonra "Mislina?"dedi. Gözlerim kapalıyken "Hmm?"dedim. Yatakda -Mümkünmüş gibi- bana daha da yaklaştı. "Ben kattım sana biraz. Öyle sevdim seni. Çünkü sende bensiz,çok güzel değilsin hani."dedi.

Gözlerimi yavaşca aralayıp gözlerine sabitledim.  "Özdemir Asaf ı bu işe bulaştırma."dedim. Sırıttı ve beni göğüsüne yatırdı. "Tamam Keçi."dedi.

Gözlerimi büyüterek ve kaşlarımı çatarak ona baktım. Ayyy yiağğ Gamzesine ekmek bandığım!..

"Annem derken duydum. Hadi kabul et aynı bir Keçi gibisin kadıncağız haklı."

Şoke içinde "'Annem'derken?"diye sordum. Sırıttı. Sorumu cevapsız bırakarak "Hadi uyu Marul kafa."dedi ve beni göğüsüne geri yatırdı. "Hmm"dedim. "Marul kafayü daha çok sevdim."

Kıkırdadı. Çünkü göğüsü inip kalktı.

Bende güzel ve huzurlu bir uykuya daldım. Bulmuşum böyle güzel ve yumuşacık kasları,kaçırırmıyım?

Ah! Tabiki de  NOVV!

               __________________

Herkese merhabalar.

Şimdi. Bu bölümün erken gelme nedenleri çok var. Ama baskın olan 2 neden ; Hem Karantina yı özlemeniz,hemde benim 2-3 ay yeni bir bölüm atamamam. 

Evet tahmin ettiğiniz gibi,2-3 ay yeni bir bölüm atamayacağım. Nedeni birçok nedenden ama baskın olanı Karantinayı daha yazamamam. Mislina, Azra, Eylül, Gökçen, Ada, Rüzgar, Serkan, Poyraz, Volkan ve Enes bana ağır gelmeye başladı.  Yazamıyorum bir türlü. Üzülmenizi ve kırılmanızı istemem ama malesef böyle.

Neyse. Bilmeniz gereken uzunca bir süre buralarda yokum. Ama ben yokum diye de Karantinayı boşlamayın tamam mı?

Wattpad de özelden gelen mesajlara olabildiğince cevap veriyorum. Ama Wattpad'e uzunca girmiyeceğimden dolayı mesajlarınızı instagram üzerinden bekliyorum.

İnstası olmayanları unutmayacağım o yüzden arada Wattpad mesaj kutuma bakacağım.

Ayrıca Karantina yı "BİZİM HİKAYE"olarak değiştiricem. Sadece isim farkı olucak. 10-A ve 11-A hâla sizin "KARANTİNA" nız olucak.

Geçen bölüm de size Önerdiğim "Çember" adlı hikayenin 2.bölümü yazıldı ve yayınlandı. Dilerseniz kütüphaneme girip "Grift Çember" i okuyabilirsiniz. Sır, Sihir ve yetenek uyandıran alanlarda ki kitapları seviyorsanız Girift Çemberi tavsiye ediyorum.  Okuyup oylarsanız beni ve aynı zamanda da çok sevdiğim bir arkadaşımı çok mutlu edersiniz.

Takip ve oylarınızı bekliyorum.

Esen kalııın.









Continue Reading

You'll Also Like

Eftalya By esmaa

Teen Fiction

289K 12.9K 21
Eftal: Hamileyim Dora. Eftal: Cidden hamileyim.
539K 35.2K 28
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
38.1K 499 14
Kız Karakter Önerileri :) İlk kitaba bakmayı unutmayın!
631K 36.9K 33
Kuru öksürükleri durmadı bir süre. Boğazının acısını ben hissetmiş gibi yüzümü buruşturdum. Hastalığı benden kaptığı için kendimi iki kat kötü hissed...