BÖLÜM 10 : BEDEN
Sessizlik…
Huzur…
Alyssa akciğerlerinin tümünü havayla doldurdu. Bir süre havayı içinde tuttuktan sonra geri üfledi.
Uzun çınar ağaçlarının olduğu güzel bir ormandaydı. Evin yakınlarındaki bu orman ona olanların hepsini unutturmaya yetmişti. Şu anda tek istediği şey ailesinin yanında güzel, uzun bir yaşam sürmekti. Umutsuzca bunu düşündü ve gülümsedi. Aklına çocukluğu gelmişti. Annesi, Alyssa ‘nın kısa, turuncu saçlarıyla oynamayı çok severdi. Babası ise ona her gece yatmadan önce kafasından uydurduğu masalları anlatırdı.
“Keşke geri dönme şansım olsaydı.” Dedi kısık bir sesle.
Her adım atışında yerdeki sararmış yaprakların hışırdaması kulağına bir müzik gibi geliyordu. Kafasını kaldırdı ve uzun ağacın çıplak dallarına konmuş küçük kuşa baktı. Kuş Alyssa ‘nın ona bakmasıyla bir havalandı ve oradan uzaklaştı.
Doğadaki her canlının ondan korkması kalbini acıtmıştı. Bitkiler onu görünce soluyordu. Yaşla dolmuş gözlerini kapattı. Güçlü kalmalıydı.
Hızlı adımlarda büyük eve geri döndü. Evde sadece Mace vardı. Elindeki viski bardağını sehpanın üstüne koydu ve Alyssa ‘ya gülümsedi.
“Hoş geldin. Nerelerdeydin?
“Biraz yürüyüş yaptım. Diğerleri nerede?” dedi Alyssa ve Mace ‘in yanına oturdu.
“Bilmiyorum. Geziyorlardır her halde.”
Alyssa Mace ‘in yüzünü inceledi. Ve sonra cevap verdi.
“Sen neden gitmedin?”
“Benim evde korumam gereken küçük bir farem var.” Dedi ve tebessüm etti Mace.
Alyssa ‘nın gözlerine baktı. Ona karşı bir şeyler hissediyordu. Bu hayranlık olabilirdi. Lilith ‘e karşı duyduğu aşk ve hayranlık. Bu hisse bütün şeytanlar kapılırdı. Ancak duygularını bastırması gerekiyordu.
“Bana fare demeyi kes.” Dedi ve kıkırdadı.
Mace oturduğu yerden kalktı ve Alyssa ‘nın karşısındaki koltuğa oturdu. Kendine güvenmiyordu. Alyssa ‘ya bakması, kalbinin hızla çarpmasına neden oluyordu. Mavi gözlerini Alyssa ‘nın yüzünden kaçırıyordu.
“Mace?” dedi Alyssa en masum ses tonuyla.
Mace cevap vermedi.
“Bu olanların bitmesinin bir yolu yok mu? Tüm bu çektiğim acının sona ermesini istiyorum artık.” Dedi Alyssa ve önüne düşmüş düz saçlarını kulağının arkasına koydu.
Mace tekrardan sessiz kaldı. Ve kalkıp boş bardağına tekrardan viski doldurdu.
“Ne acısından bahsediyorsun?”
“Ben Lilith ile beraber yaşamak istemiyorum. Lütfen, yardım et bana.” Dedi ve Mace in yanına gidip elini tuttu.
Mace, elini hızla çekti.
“Üzgünüm, Lilith ‘e ihanet edemem.” Dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı.
“Mace!”
Alyssa, Mace ‘in yanına gidip kolundan tuttu.
“Mace, lütfen. Buna ihtiyacım var. Böyle olmak istemiyorum. Ben bir şeytan değilim, kötü biri değilim. İnsanların ölümüne izin vermem. Lucifer ‘ın buraya gelmesini istemiyorum, lütfen acı bana.”
Mace, donuk gözlerle Alyssa ‘ya baktı.
“Böyle olmak hiçbirimiz istemedik. Kaderimiz böyle yazılmıştı, Lucifer tarafından. Eğer tanrı gerçek olsaydı emin ol buna engel olurdu. Kötülüğün yayılmasına izin vermezdi. Üzgünüm… Lilith ve Lucifer ‘ın işi bitene kadar böyle olacaksın.”
Alyssa sinirle Mace ‘in yüzüne baktı. Kollarını havaya kaldırdı ve tavana baktı. Tüm gücüyle bağırdı.
“Lucifer! Seni aşağılık herif. Gel ve artık tüm bu olaylar sonra ersin!”
Hiçbir kıpırtı olmamıştı. Alyssa tekrar Mace ‘in suratına baktı.
“Lucifer da en az tanrı kadar sahte. Gördün mü Mace? O kocaman kıçını kaldırıp buraya gelmiyor.”
“Kendine uygun bir beden bulur bulmaz burada olur merak etme Alyssa.”
Alyssa masanın üstündeki viski şişesini alıp bir yudum aldı.
“Saçmalık.” Dedi ve içkinin hepsini bitirdi.
Alyssa yüzüne damlayan kan damlasını elinin tersiyle sildi. Kimin kanı olduğunu ve nereden geldiğini anlayamadan etrafına bakındı. Sonrasında ise kafasını yukarı kaldırdı ve tavanda alevlerin ortasında yatan bedenini gördü. Bedeni kanlarla kaplıydı. Ne olduğunu anlayamadan çığlık atmaya başladı. Etrafına bakındığında Mace ‘in de gitmiş olduğunu fark etti.
Tavanda alevler içinde olan bedeni ona baktı ve bağırdı.
“Şimdi Lucifer ‘ın gerçekliğine inanıyor musun?”
Kalbi hızlıca atıyordu. Gözlerini kapattı ve var gücüyle çığlık attı.
“Hey! Neler oluyor?” dedi Mace, Alyssa ‘ı omuzlarından tutup yavaşça ileri geri sallarken.
Alyssa ağır ağır göz kapaklarını araladı. Korkuyla bakışlarını tavana doğru yönelttiğinde tavana asılmış avizeden başka hiç bir şey yoktu. Büyük bir rahatlamayla iç geçirdi.
“Gitmiş…” diyebildi sadece Alyssa.
Mace, Alyssa ‘nın yüzünü ellerinin arasına aldı.
“Ney gitmiş?”
Buz kesmiş bir halde Mace ‘in yüzüne baktı. Korkuyu o an iliklerine kadar hissetmişti. Cevap vermekte zorlandı.
“K-kendi bedenim. Yukarıda bedenimi gördüm. Alevler içinde…”
Mace kötü bir şekilde gülümsedi.
“Lucifer sana gerçekliğini kanıtlamış. Şanslısın, çoğu zaman bunla yetinmez bile…”
…
James, ellerindeki poşetlerle zorlanarak kapıyı açtı ve poşetleri yere bıraktı. Arkasından Caroline ve Meredith de girdi.
“Bütün marketi almışız neredeyse ha?” dedi Meredith kıkırdayarak.
Caroline elindeki poşetleri yere bıraktı ve James ‘in yanına doğru yürüdü.
“Biraz konuşabilir miyiz?”
James tek kaşını kaldırıp Caroline ‘a baktı. Alyssa ile küs olmasının tek nedeni, oydu.
Ayağa kalktı ve balkona doğru yürüdü. Caroline da arkasından geldi.
“James, ben…”
Gözleriyle küçük bir kız çocuğu gibi James ‘in suratına baktı.
“Bak, o gün beni neden zorla öptün anlamıyorum. Ama bu durum Alyssa ‘nın beni yanlış anlamasına neden oldu. Ve ben onu seviyorum Caroline… Üzgünüm ama biz diye bir şey olamaz ”
“Sen onu değil, Lilith ‘i seviyorsun! Duygularına hakim ol James, yoksa bu ölümüne yol açabilir.”
“Sen.. Sen ne dediğinin farkında mısın?”
Caroline ‘ın bakışları bir anda yere indi.
“Üzgünüm. Sanırım senden hoşlanıyorum ve… Her neyse.” Dedi ve içeriye geri döndü.
Ani gelen bir çığlıkla James içeri koştu. Yerde Meredith ‘in parçalanmış bedeni vardı. Alyssa ve Mace koşarak yanlarına geldiler. Alyssa yüzünü buruşturdu.
Mace, Alyssa ‘ya doğru döndü ve ciddi bir surat ifadesiyle ona baktı.
“Sanırım Lucifer yakında ziyaretimize gelecek.”
...
Arkadaşlar merhaba^^ Her zaman olduğu gibi emeğe saygı açısından vote ,düşüncelerinizi duymak ve ona göre değişiklik yapmam açısından yorumlarınızı bekliyorum. <3