DÖNÜŞ

Door ayskrkss

34.5K 1.3K 490

"Biz büyüdük Rüzgar. Değiştik. Artık hiçbir şey eskisi gibi olamaz." "Biz senelere meydan okuduk Eylül. 3 sen... Meer

Dönüş
1-Anne♣️
3-Efe♣️
4-Telefon♣️
5-Alışveriş♣️
6-Lunapark♣️
7-Sevgili♣️
8-Şenlik♣️
9-Emir♣️
10-İlk Öpücük♣️
11-Buluşma♣️
12-Mutluluk♣️
13-Dönüm Noktası♣️
14-Yeniden♣️
15-Biz♣️
16-Şişe Çevirmece♣️
17-İhanet♣️
18-Futbol Maçı♣️
19-Eğlence♣️
20-İzmir♣️
21-Anne-Kız♣️
22-Sedef♣️
23-Abi♣️
24-Hastalık♣️
DUYURU-1
25-Tekne Turu♣️
26-Kandırılmak♣️
27- Çocuk♣️
28- Pınar♣️
29-Bela♣️
30-Doğrular♣️
31-Aptal Aşık♣️
32-Kist♣️
33-Yer ve Duvar♣️
34-Kokteyl♣️
35-Kız Kardeş♣️
36-Doğum Günü♣️
37-Doruk♣️
38-Eğlence♣️
39-Nişan♣️
40-İntikam♣️
41-Sarhoş♣️
42-Kavga♣️
43-Parti♣️
44-Sarhoş ♣️
45-Düğün♣️
46-Umut♣️
47-Kaçırma♣️
48-Acı♣️
49-Çöküntü♣️
50-Savaş♣️
51-Hisler♣️
♣️Final♣️
TEŞEKKÜR!
❤️Özel Bölüm❤️

2-Geri Dönüş♣️

1.5K 59 0
Door ayskrkss

Medya- Elvis Presley/ Don't Cry Daddy

2.Bölüm


3 koca senenin ardından artık geriye dönmeye karar vermiştim. Artık her şeyden kaçıp sığındığım Amerika serüvenime nokta koymalıydım. Abim, babam ve arkadaşlarımı daha fazla üzmeye hakkım yoktu. Zaten buraya geldikten sonra hiçbirisiyle konuşup iletişim de kurmamıştım. Sadece Abim ve ayda bir kere babamı aradım. O da sadece iyi olduğumu söylemek içindi. Evet 3 yılımı aynı bu şekilde geçirmiştim. Herkesten kaçıp acımın arkasına sığınarak. Annemin gözlerimin önündeki ölümünü unutmaya çalışarak. Ama kim annesinin ölümünü unutabilirdi ki? Bende unutmamıştım. Sadece kendimi toparlamıştım. İlk zamanki kadar güçsüz ve aciz değildim artık.

Artık kendi ülkeme, kendi insanlarımın yanına dönme vaktiydi. Türkiye'de ki arkadaşlarımdan birisini arayıp, yakınlarım hakkında bilgi aldım. Abim bildiğim üzere üniversite son sınıftaydı. Ondan, bu zamana kadar en çok üzülen babam hakkında bilgi istemiştim. Çünkü ilk önce onun yanına gidecektim. Sedat'ın öğrendiği bilgilere göre babam o yaşananlardan sonra Holding'i bir süreliğine zaten ortağı olan dayıma bırakmış. O sırada da eski mesleği olan askerlikten geçici görev istemiş ve şu anda Fethiye/Kemer Askeriyesinde albaylık görevi yapıyormuş.

Burada onun yoğun ısrarları sonucunda arkadaşım olan Melisa ile havaalanına geldik. Artık ona veda vakti gelmişti. O da ailesi ile birlikte ülkelerinden ayrılıp buraya gelmişlerdi. Geçirdiğim zor zamanlarımda sürekli yanımda olup bana yardımcı olmuştu. Valizimi yere bırakıp sıkıca Melisa'ya sarıldım.

"Eylül kendine iyi bak ve eskisi gibi olmaya çalış tamam mı? Biliyorum çoğu şey eskisi gibi olmayacak ama sen elinden geldiği kadar düzeltmeye çalış ve sana el uzatanları sakın ol ki itme! Kimse benim gibi ısrarcı olmaz bak!" Söylediklerine güldüm. Haklıydı. Bu kadar ısrarcı olmasaydı şu anda yalnız oluyor olabilirdim.

"Bu zamana kadar yaptığın her şey için çok teşekkür ederim Melisa. En kötü zamanlarımda yanımda oldun. Sana söz verdiğim gibi sözlerini dinleyeceğim." Alaylı bir gülüşle baktıktan sonra hafifçe öksürüp, muzip bir bakışla bana döndü.

"Unutma! Sevgili sıkıntısı çekersen burada sürekli seni bekleyen bir John var." Gözlerimi devirip önüme döndüm. O konularla ilgilenmediğimi söylemiştim.

"Tamam tamam asma suratını sustum. Hem sen boşver bunları. Sen, sana hayatının aşkını yaşatan Rüzgarına geri dön. Eminim ki hala seni bekliyordur." Bakışlarımı boşluğa daldırdım. Hayatımın aşkı. Rüzgar. Artık bunların bir önemi var mıydı ki? Hepsi geçip gitmişti.

"Artık bitti Melisa. O günlere geri dönüp, aynı aşkı yaşamamız zor. Biz artık bittik. Olamayız." Bu cümleleri beynim kurmuştu ama kalbim onaylamıyordu. Ama başka çaresi yoktu artık. İstese de, istemese de bunlar gerçekti.

"Kendin bilirsin canım. Ama yine de söylediklerimi dinle tamam mı? Pişman olacağın şeyler yapma." Gülümseyerek başımı salladım. Bundan ne kadar emin olamasam da, yapmayacağımı umuyordum.

"Çok teşekkür ederim canım. Bugüne kadar yaptığın her şey için ve yanımda olduğun için. Kendine çok iyi bak. Alex ile bir ömür boyu mutluluklar." Son kez sıkıca Melisa'ya sarıldım. Uçağımın kalkmasına az kalmıştı.

"Darısı senin başına. Hadi bakalım sende kendine iyi bak. Aramayı unutma." Gülümseyip baş selamı vererek check-inimi yaptırmaya gittim. Her şeyi halledip, güvenlikten geçtikten sonra, uçaktaki yerimi aldım.

..

Bol düşünceli ve heyecanlı geçen uçak yolculuğumun ardından Türkiye'ye iniş yaptık. Artık benim için yeni bir hayat başlıyordu. 3 yıldır görmediğim kişileri görecektim. Hayatıma eksiklerle devam edecektim. Beni neler beklediğini bilmiyordum. Eskiden aramız çok iyi olanlar şimdi nası bir tepki göstereceklerdi bilmiyordum ve açıkçası korkuyordum da. Yanımda getirdiğim tek valizi de aldıktan sonra dışarıya çıkıp bir taksiye bindim. Gideceğim adresi söyledikten sonra 1 saatten fazla yolumuz olduğunu söyledi. Kulaklıklarımı takıp, tekrar düşüncelerin beni sarmasına izin verdim.

Taksinin durmasıyla gözlerimi açıp, kulaklıklarımı çıkardım. Bir buçuk saate yakın süredir yoldaydık. Ve şu anda ağaçların arasında yeşillik bir alanda duruyorduk. Ücreti verip, valizimi de aldıktan sonra dışarıya çıktım. Mis gibi temiz havanın bedenimi doldurmasına izin verdim. Babamın neden gelmek istediğini şimdi daha iyi anlıyordum. Her şeyden uzak, tam kafa dinlemek için uygun bir yerdi. Valizimi sürükleyip, arka tarafı orman önü de yol olan askeriyenin önüne geldim. Doğal olarak kapıda nöbetçi vardı.

"İyi günler girebilir miyim?" diye sordum nazik kız gülümsememle.

"Nereye girmek istiyorsun? Askeriye burası. Alışveriş merkezi falan değil!" Duyduklarımla şaşkınlıktan ağzım açıldı. Ne demek istiyordu böyle?

"Biliyorum herhalde! Babam burada onun yanına gitmem lazım." diyerek ısrarcı bir tonda konuştum. Neden bu kadar geri konuşuyordu ki?

"Ya kızım bas git! Buraya görevlilerden başka kimse giremez. Hem girecek olsan, haberim olurdu." Oflayarak ayaklarımı yere vurmaya başladım. Haklı olmaya haklıydı ama bende babama sürpriz yapmak istiyordum.

"Biraz kibar olsana sen! Önemli bir mesele var ve ben girmek zorundayım." diyerek bende ona karşı meydan okudum. Başka yolu yoktu. Ya girecektim. Ya da girecektim.

"Çattık bela mıdır nedir? Ne girmek zorundasın kızım ya git belanı başka yerde ara." Bildiğiniz çatmıştım. Başka görevli yok muydu burada ya?

"Murat bırak kızı gelsin hoş gelsin!" Yüzümdeki tiksindirici ifadeyle görevli olduğunu tahmin ettiğim adama baktım. Bunların hepsini aklıma not etmeliydim. Sonra dalga geçmek ne demek onlara soracaktım!"

"Ya sen ne laftan anlamaz birisin be! Acil durum var diyorum. Komutanınız diyorum!" Sinirden bağırarak konuşmaya başlamıştım ve bazı askerlerde merakla bahçeye çıkmış bize bakıyorlardı.

"Murat ne oluyor? Ne bu gürültü?" Duyduğum sesle içimde bir şeylerin kopmasına aldırmadan sesin geldiği tarafa döndüm.

"Baba!" Nöbetçi falan dinlemeden hemen önünden koşarak babamın yanına gittim. O hep korktuğum zaman sığındığım kollarının arasına girdim ve sıkı sıkı sarıldım babama. Üç yılın acısını çıkartırcasına. Buraya gelirken verdiğim sözlerden birisi de ağlamamaktı. Artık ağlamayacaktım. Artık mutluydu. Ağlamamak için kendimi sıktım. Uzun süre sarıldık babamla. O özlediğim kokusunu doyasıya çektim içime. Çevredeki herkes susmuş sadece bize odaklanmışlardı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyor gibilerdi. İlk konuşan babam oldu.

"Kızım. Ne zaman geldin? Nasıl geldin? Nereden öğrendin?" Şu anda konuşmak istemiyordum. Tek istediğim babamla doyasıya özlem gidermekti.

" Öğrendim ve geldim işte baba. Buradayım yanındayım ve hep yanında olacağım." Babam tekrar sıkıca sarıldı.

"Sen nasıl istersen. Artık yanımdasın ya gerisi önemsiz kızım." Gülümseyerek başımı salladım. Yavaş yavaş eski parçalarımı toplamaya başlamıştım.

"Ben hep buradayım. şimdi sıra sende. Neden buradayız?"

"Artık eskilere dönmeyelim kızım. Bende geçici görevle buraya geldim. Sanırım bende senin gibi bazı şeylerden uzaklaşmak istedim. Zaten bu yıl son yılım bitiyor. Eski işlere geri döneceğiz. Sen onu boşver de, hemen gelir gelmez nasıl cadılığını gösterdin herkese? Neydi o bağırmalar?" Mahcupça güldüm. Evet ilk başta öyle bir şey yapmıştım.

"Baba geldim işte. İçeriye girmek için izin istedim. Beni içeriye almadın Neymiş alışveriş merkezi miymiş?" Homurdanarak ona döndüm. Orada gerçekten fazlasıyla saçmalamıştı.

"Haklı ama Eylül. Buraya herkes giremez. Sadece görevliler ve bizden haber giden kişiler gelebilir." Yavaşça başımı sallayarak kapıdaki görevli askere döndüm.

"Özür dilerim ya. Bir anlık heyecanla kaptırmışım kendimi." Yavaşça başını eğerek selam verdi. Sanırım özrümü kabul etmişti.

"Evet çocuklar! Sanırım şu anda bizi çözmeye çalışıyorsunuz. Bu benim kızım Eylül. Üç yıldır Amerika'daydı ve gördüğünüz gibi ilk defa geldi. İlk defa görüştük." Askerlerine seslenmesini bıraktıktan sonra bu sefer de bana döndü.

"Evet Eylül burası da benim yaşam alanım. Bu askerler de çocuklarım gibidir. Şimdilik bu kadar yeter. Eylül hani valizlerin nerede?" Elimle yerde duran tek valizi gösterdim. Babam şaşkınlıkla gözlerini açtı.

"Bir valizle mi geldin? İnanamıyorum sana. 1 haftalık tatile bile 3 valizle giden sen?" Omzumu silkerek babama baktım.

"Baba ya dalga geçme. Artık eskiyi eskide bıraktım, kendime yeni sayfa açtım. Bu yüzden de eski eşyalarımı falan da orada yardım kuruluşlarına verdim." Her şeyimi geride bırakmıştım. Yanımda sadece benim için sürekli değerini koruyacak şeyler vardı. Babam gelip beni kolunun altına aldıktan sonra saçlarımı okşadı.

"Çok iyi düşünmüşsün kızım. Hadi o zaman seni odana geçireyim. Fazla yorgun görünüyorsun." Minnetle başımı salladım. Son günlerde heyecandan uyuyamamıştım ve malum yolculukta da uyuyamadığım için fazlasıyla yorgundum.

Babamla beraber, önümüzdeki günleri geçireceğim odaya baktım. Klasik bir odaydı işte. Bir yatak, masa gardırop ve banyodan oluşuyordu. Babam yalnız kalıp dinlenmem gerektiğini söyleyip beni yalnız bıraktı. Aceleyle aldığım kısa bir duşun ardından kendimi yatağa bırakıp, bana iyi geleceğine emin olduğum uykuya daldım.

♣️♣️

Bu bölümden sonra ithaflara başlamak istiyorumm :)

Evet canlarımm yeni bir bölümle daha karşınızdayım umarım beğenirsiniz. Bu arada önümüzdeki bölümlerde gerçek dışı şeyler olabilir gördüğünüz zaman ne kadar saçma gibi düşünmenizi istemem yani Eylül'ün askerlerle beraber bir yerlere gitmesi gibi ;)
Multimedya Eylül'ün gittiği askeriye binası olarak düşünebilirsiniz ☺️

İyi ki Varsınız!  




Ga verder met lezen

Dit interesseert je vast

1.1M 51.5K 60
(Bu isimle yazılmış ilk kitaptır.) Girdiği depresyon sonucu gittiği bir barda birlikte olduğu adamdan hamile kalan Hira, hayatında bir çocuğa yer ver...
167K 10.1K 28
"Kimsin sen?" Adam duyduğu soruyla yeşil gözlerini kızın gözleriyle birleştirdi. Masal'ın sesinde meraktan çok öfke ve kırgınlık vardı. Genç adam cür...
8.6K 322 40
Hayatını ailesine adamış bir kadının yeniden aşık olup hayal kırıklığına uğraması..
9.6K 3 1
Birbirinden çok farklı iki insan ve onları bir araya getiren kader . Güç bulduğu ailesinden uzaklarda bir kadın ve ailesine güç veren bir adam . Zora...