Abimin Kankası || Texting

By terayaziyore

3.8M 206K 144K

Bilinmeyen: Abimin kankası olmasaydın olmazdı değil mi? Bilinmeyen: Şu kocaman okulda gittin Bilinmeyen: Her... More

AK/1
AK/2
AK/3
AK/4
AK/5
AK/6
AK/7
AK/ 8
AK/9
AK/10
AK/11
AK/12
AK/13
AK/14
AK/15
AK/16
AK/17
Ak/18
Ak/19
AK/20
AK/22
AK/23
AK/24
AK/25
AK/26
AK/27
AK/28
AK/29
AK/30
AK/31
AK/32
AK/33
Ak/34
AK/35
AK/36
AK/37
AK/38
AK/39
AK/40
AK/41
AK/42
AK/43
AK/44
AK/45
AK/46
AK/47
AK/48
AK/49
AK/50
AK/51
AK/52
AK/53
AK/54
AK/55
AK/56
AK/57
AK/58
AK/59
AK/60
AK/61
AK/62
AK/63
AK/64
AK/65
AK/66
AK/67
AK/68
AK/69
AK/ Final

AK/21

63.5K 3.1K 1.4K
By terayaziyore

Medya; Gece.

Koymayı unutmuşum sjjfjfkf

İy okumalar.

..

Uzun zaman olmuştu.

Ateş'le konuşmayalı çok uzun zaman olmuştu.

Aslında sadece 3 haftaydı ama bana 3 yıldan bile fazla gelmişti.

Son konuşmamızdan sonra bana yazdığı son bir mesajla her şeyi sonlandırmıştı.

"Madem öyle, artık sana cevap vermeyeceğim. Sen kendi gerçek adınla bana gelinceye kadar."

Mesajı defalarca kez seslice okumuştum. Günlerce, haftalarca. Her okuduğumda içimdeki deli ses 'çık işte karşısına Gece, siktir et her şeyi!' diyordu.

Ama hayır.

Yapamazdım.

İpin ucunda Ateş'ten de değerli biri vardı benim için. Onu uçurumdan itercesine hayatımdan atamazdım.
Yavaş yavaş dolmaya başlayan gözlerim peşi sıra bana bir sigara yaktırırken ilk damla gözlerimden firar etmişti bile.

Karan.

Gözlerim yavaşça kapandığında iki damla daha kaymıştı yanaklarıma doğru. Kapadığım gözlerim aklımdaki geçmişi sanki tekrar yaşıyormuşum gibi hissettiriyordu.

'Bana söz vermelisin prensesim.'

Sana bir söz vermiştim abim, ve o sözü tutacağım. Ne olursa olsun tutacağım. Aşkımdan yanıp kavrulsam bile seni kaybetmeyeceğim.

'Ne olursa olsun, tutacağın bir söz.'

Ne olursa olsun.

Yavaşça gözlerimi açıp elimdeki sigarayı dudaklarıma götürdüm.

"Hadi ama Gece.."

"Yarın okullar açılıyor. Üniversitede ilk günün olacak. Bu kadar mutsuz olma."

Kendi halime gülüp kendimle konuşmaya başlamıştım. İyi değildim. Gerçekten iyi değildim. Mutsuz olmamalıydım. Aksine heyecanlı olmalıydım. Gerçekten heyecanlanmalıydım. Aynamın karşısına geçmeli yarın için kendime güzel bir kombin yapmalıydım. Hangi ruju süreceğimi belirleyip saçlarıma bigudilerimi yerleştirmeli ve uyumalıydım.

Normal Gece olsaydı, bu saydıklarımı yapardı.

Ancak şu an ki Gece, iyi değildi.

İyi değildim.

Lanet olsun ki onunla konuşmayı bu kadar kısa bir sürede alışkanlık haline getirmiş ve onu özlemiştim. Telefonum titreyince hızla sigarayı dudaklarımdan çekip telefona uzanmak istedim. Ancak dudaklarımın arasındaki sigarayı bir hışımla çekmem üstünde ki külün elime düşmesine neden olmuştu. Hissettiğim acıyla elimi havada tutup sallarken diğer elimlede telefonumu aldım. Ekranını açıp gelen mesaja baktığımda umutsuzlukla omuzlarımı düşürdüm.

Ne bekliyordum ki, onun yazmasını mı?

Bana cevap bile vermeyeceğini söylerken mesaj atmasını mı?

Üstelik kendi hattımın takılı olduğunu bile adım gibi bilirken. Bir umut ekranda onun adını görmek istemiştim işte.

Yinede telefonu alıp sigaranın son dumanını çekip küllüğe attıktan sonra kilit ekranını açtım. Yade'nin gönderdiği mesajı açıp cevap vermek adına parmaklarımı klavyede gezdirdim.

Yade'ler Yangın🔥: Uyudun mu kanka

G: Hayır

Yade'ler Yangın🔥: Heyecan var mı heyecan djkfkdkd

G: Yaa ne demezsin

G: Heyecandan uyuyamıyorum zaten

Yade'ler Yangın🔥: Kanka yaa üzme bu kadar kendini

G: Neredeyse her gün Karan'ı görmene rağmen nasıl dayanıyorsun?

Yade'ler Yangın🔥(yazıyor)

Yade'ler Yangın🔥(çevrimiçi)

Yade'ler Yangın🔥: Sanırım alıştığım için

G: Bi ben alışamadım anasını satayım

Yade'ler Yangın🔥: Düşünmemeye çalış

Yade'ler Yangın🔥: İşe yarıyor

Yade'ler Yangın🔥: Hem olum

Yade'ler Yangın🔥: Ben ilk defa farklı okullara gideceğimiz için dertleniyorum

Yade'ler Yangın🔥: Senin hiç umrunda değil

Attığı son mesajla gülümsedim. Başımı yukarı kaldırıp gökyüzüne baktım. Doğruydu. İlk defa Yade olmayacaktı. O farklı bir üniversiteydi ben farklı. Yokluğunu çok fazla hissedecektim.

G: Garip olacak

Yade'ler Yangın🔥: Aynen öyle

Yade'ler Yangın🔥: Seni özleyeceğim hep ndnfjdjd

G: Aksjfkrkkf

Yade'ler Yangın🔥: Neyse yatsak iyi olur

Yade'ler Yangın🔥: İlk günden ikimizde geç kalmayalım sjjsjds

G: Tamamdır koç djdjjsj

Yade'ler Yangın🔥: Umarım gerçektende gülüyorsundur

Yade'ler Yangın🔥: Seni seviyorum iyi geceler

G: Bende seni

G: İyi uykular💞

Mesaj görüldü olunca bende Whatsapp'dan çıktım ve oturduğum yerden kalktım. Biten sigarayı küllüğe attıktan sonra küllüğümü her zaman sakladığım yere saklayıp sigara paketiyle çakmağı aldım. Ve balkondan çıkıp odama geçtim. Paket ile çakmağı çantama atıp ışığı kapadım ve yatağıma doğru ilerledim.

Doğrudan yatağa girip son bir kez kurduğum alarmları kontrol ettim ve telefonu bırakıp sıkıca yumdum gözlerimi.

Uyumam gerekiyordu.

Uyumalıydım.

...

Son kontroller için aynaya baktım.

Rimel ve hafif renkte bir ruj. Birde olmazsa olmazlarım, halka küpelerim. Her şeyim tamamdı.

Siyah tişörtüm, kot ceketim ve pantolonum.

Uyumluydu.

Masanın önünden ayrılmadan önce parfümümden birkaç kez sıktığım sıra kapım çaldı.

"Gece, hadi yavrum ya geç kalıcaz!"

Karan'ın kapının ardından gelen boğuk sesiyle hızla parfüm şişesini çantama attım. Kapıyı açtığımda kapı pervazına yaslanmış beni bekleyen Karan ile karşılaşmıştık. Siyah bir kot ve lacivert düz bir tişört giymişti.

Kolumu boynuna atıp yürümeye başladığımızda "yakışıklı abim benim. Okula senle gitmek beni korkutuyor bu kadar yakışıklı olma. Bak sonra kızların senden sonra ikinci hedef noktası ben olurum" dediğimde gülüp kafasını bana çevirdi.

"Allah vergisi tatlım."

Söyledikleri önce beni güldürmüş olsada aklıma gelenlerle önce yüzüm düştü sonrada gözlerim daldı.

Ateş'de aynısını söylemişti.

Evin bahçesinden çıkıp arabaya doğru ilerlemekte olduğumuzu Karan'ın cebinden anahtarı çıkarışıyla algıladığımda hafifçe silkelendim.

Onu düşünmemeliyim, onu düşünmemeliyim.

İçimden sürekli tekrarladığım cümleyle Karan'ın arabasına biner binmez aklım dağılsın diye radyoyu açtım. Sevdiğim şarkılardan birini bulana kadar Karan çoktan arabayı çalıştırmıştı. Evin garajından çıkıp yola girdiğimizde nihayet bende güzel bir şarkı bulmuştum.

"Ee nasıl hissediyorsun?"

Karan'ın sorduğu soruya sırıtıp "farklı hissetmem mi gerekiyor? Neden herkes aynı soruyu sorup duruyor ki?" dedim. Karan kısa süreli olarak kafasını bana çevirip güldü. Ardından önüne dönüp "ne bileyim ben ilk üniversite günümde heyecandan telefonumu bile evde unutmuştum" dediğinde minik bir kahkaha attım.

"Çünkü sen salaksın bense en mükemmel en inanılmaz en zeki en inanılmaz en mükemmel en harika insanım."

Söylediklerime alaycı bir şekilde gülüp "daha doğrusu en egoist insansın olacaktı" dedi. Ona göz devirerek arkama yaslandım. Arkadaşını tanımıyor muydu bu?

Onu düşünme Gece, onu düşünme.

Yol boyunca aramızda başka bir konuşma geçmemişti. Ta ki okula varana kadar.

Karan, okulun bahçesine girip arabayı park ettiğinde etrafı inceledi ve "Ateş hala gelmemiş anlaşılan arabası yok" dedi.

Al işte.

Ben aklımdan atmaya çalışırken Karan ismini zikrederek aklıma sokmuştu. Hiçbir şey söylemeyerek arabadan çıktığımda Karan'da beni takip etti. Ne yapacağımı bilemeyerek arabanın önünde beklediğimde yanıma gelmişti. Ona sormak istediğim bazı şeyler vardı ama nasıl soracağımı bilmiyordum.

"Ateş'i mi bekliyorsun?"

Bana bakmadan "evet" dediğinde hala etrafı inceliyordu. Öylesine soruyorum gibi bir tavır sergilerken "aynı sınıfta mısınız?" diye sordum.

Konuya nereden gireceğimi bilemeyerek ortaya böyle bir soru atmıştım. Önce kafasını sallayıp "birkaç dersimiz hariç" dedi. Doğru ya. Seçmeli dersler ve bazı zorunlu derslerin sınıfı farklı olabiliyordu. Ve kesin olarak seçmeli dersleri farklı sınıfta alıyorlardı. Çünkü Karan aranjörlük, Ateş ise ses ve şan dersleri alıyordu.

Sesini canlı olarak hiç duymamıştım.

Ancak videolardan ve bazen Kutay'ın açtığı canlı yayınlardan biliyordum ki, harika bir sesi vardı.

"Aha geldi."

Karan'ın söyledikleriyle düşüncelerimden ayrılıp onun baktığı yöne baktığımda bize doğru yaklaşan araba ile Ateş'in geldiğini anlamam kısa sürmüştü. Karan'ın arabasının aksine onunki daha spor daha yere yakın ve küçüktü. Aynı zamanda mat gri rengindeydi. Ne yalan söyleyeyim daha havalı duruyordu.

Arabasını tam Karan'ın arabasının yanına park edip birkaç saniye sonrasında inince gözlerimi onun yerine bahçede gezdirdim.

Ateş bu okulda sesinden dolayı, çok tanındıktı. Daha önce okul adına yarışmalara katılmış ve büyük başarılar elde etmişti. Instagram'da ki kitlesi de çoğunlukla sesinden kaynaklıydı. Ve ne yazık ki çok beğeniliyordu.

Okul adına açılmış olan bir itiraf sayfası dahi vardı.

Ve 10 kızdan 9'u 'konservatuvardaki Ateş' diye benimsedikleri Ateş hakkında bir şeyler yazıyordu.
Aslında bu doğaldı. Yakışıklıydı ve beğeniliyordu.
Asıl önemli olan nokta Ateş'deydi.

İşte benim sinir olduğum nokta tamda burasıydı.

Ona yazan çoğu kıza cevap vermesi. Onlarla konuşması. Ve aralarında bir şey geçmesi. Ancak asla bir şeyler hissetmemesi.

Onu basitleştiriyordu. Ancak bu onun farkında bile değildi.

Bir anda düşüncelerimden sıyrılıp Ateş'in yanımıza gelmiş olduğunu görmemle bir adım geri çekildim. Bu ani ve saçma hareketimi ikiside görmemiş olduğu için sevinirken abimle Ateş kısaca selamlaştı. Sonra Ateş'in gözleri bana döndü.

"Ooo küçük kardeşinin bu okula geleceğinden hiç bahsetmemiştin Karan."

Küçük mü?

Küçük mü!

Cidden mi?

Göz devirip Karan ağzını açmadan ona cevabını ben vermiştim.

"Bahsetmesi mi gerekiyordu?"

Sinirli çıkmasını engelleyemediğim sesimden yahut cevabımdan dolayı Ateş şaşırmış bir şekilde bana baktı. "Öylesine dedim" diye mırıldandığında tekrar göz devirdim.

Küçükmüş! Hah!

"Ben kendi bölümüme gidiyorum Karan, görüşürüz."

Yanlarından ayrılmak için adım attığımda Karan beni durdurup "bekle önce bi hangi sınıfta olacağını falan öğrendin mi" dedi.

Sinirimi yatıştırmaya çalışarak "hangi sınıfta olacağım ders programında yazmıyor mu?" diye sordum. Usulca kafasını salladı.

"E ders programı internet sitesinde yok mu?"

Yine kafasını salladı. Bunun üzerine ondan kolumu çekip "daha ne o zaman?" dedim ve ilerlemeye devam ettim.

"İyi o zaman ders bittiğinde ara beni bizim kantinde olurum. Benim dersim yok öğleye kadar!"

Her uzaklaştığımda daha çok bağırması beni sinir ederken sinirle konservatuar binasının önünden ayrılıp bir yan binaya girdim. Ne alakaysa mühendislik fakültesini ve konservatuvar fakültesini yan yana dikmiştiler.

Harika!

...

Son kez ders programına baktım.

"Kat 3, amfi 5."

Ardından kafamı kaldırdım ve karşımda ki kapının üzerinde duran kırmızı tabelaya bakım.

Doğru yerde olduğum kanısına bir kez daha varırken içeri doğru adımladım. Büyük olmasının yanı sıra oldukça yeni görünen açık kahve amfilerle kaplı salonu süzmeyi bitirip adımlamaya devam ettim.

Nereye otursam diye karar kılamadığım bir sıra duyduğum sesle duraksadım.

"Gece?"

Sorgulayıcı sesin geldiği yere baktığımda karşımda duran siyah saçları ve uzun bedeniyle tanıdık gelen yüze baktım.

Bir yerlerden çıkaracaktım, ama nereden?

Bana doğru adımlamaya başlayıp boynuma sarıldığı sıra gözüm etrafta dolandı. Bağırması dikkat çekmişti. Ne harika!

Sarılışına karşılık vermediğimi anladığında geri çekilip yüzüme baktı.

"Beni hatırlamadın mı?"

Biraz daha inceledim yüzünü ancak hayır, hatırlayamamıştım.

"Buse ben, Buse Altaş. İlk okulda aynı sınıftaydık. Orta okulda ise sınıflarımız ayrılmıştı ama aynı okuldaydık."

Sözlerinin üzerine aklıma gelenler ile "haa" diye bir nida çıkardım. Hatırlamıştım. Yade, Buse ve ben hep birlikte takılırdık. İlk okulda takılmak ne kadar oluyorsa.

"Hatırladım" dedim gülerek. Ardından ilerlemeye başladım. O da beni takip ederken "nerede oturuyorsun?" diye sordum. Yanına otursam iyi olurdu. Hiç bilmediğim bir yere oturmaktansa. İkinci sıranın çıkışa yakın bir kısmına oturduğunu göstererek ilerledi. Bu kez ben onu takip ettim.

"Tesadüfe bak ya, ilk okul arkadaşımla aynı üniversite aynı bölüm." dedi inanamaz bir sesle. Gülerek kafa salladım. Öyleydi.

"Lisede neredeydin?"

Soruyla yüzüne bakıp "Fatih Çapa fen lisesindeydim sen?" dediğimde gözleri büyüdü.

Şaşkınca bana baktı bir süre. Ardından kendi okuduğu liseyi söyledi. Cevap vermektense gülümsedim. Derslik neredeyse yarı yarıya dolmuştu. İlk hafta olduğundan sınıf çoğunluğu gelmemişti. Biz ise iki eski arkadaş, sohbet etmeye devam ediyorduk. Ta ki içeriye hoca girene kadar.

İlk dersimin öğretmeni.

Üniversitedeki ilk dersimin!

...

Sellaam.

Evet herkes Sarpişkoya bölüm beklerken ben Abimin Kankasına bölüm atıyorum. Çünkü maalesef ki Sarpişko finale gittiğinden biraz ağırdan alıyorum. Son bir iki bölümü kaldı. Ve Sarpişkoyu özleyeceğim.

Duygusallığa bağlanmadan, evett, bölümü beğendiniz mi?

İşler kızışacak gibi görünüyor ha?

Üni başladı ve Gece sürekli Karan'la takılacak. Bu durum onu sürekli Ateş ile aynı ortamda bulunmaya zorlayacak. Neler olacak dersiniz?

Peki ya yeni karakterimiz hakkında ne düşünüyorsunuz?

Gelecek hakkında tahminler yürütmenizi istiyorum!

Sizleri seviyorum.

Görüşmek üzere.

Hadi eyv.

Continue Reading

You'll Also Like

985K 48.3K 70
0545 *** ** **: Hanımefendi şemsiyeniz bende kalmış Siz: Pardon tanıyamadım? 0545 *** ** **: Kader Ortağın 0545 *** ** **: Ruh Eşin 0545 *** ** **: v...
741K 32.9K 19
Son yirmi yedi saniye. Zaman gelmişti, kulaklıktaki ses son kez konuşacaktı. "Sonuna geldik, küçük hanım," Alacağı canları düşündükce duyduğu memnuni...
42K 1.3K 60
♡Hiç bir aşk imkansız değildir.♡
1.9M 115K 64
Ulaş: Ev alma, komşu al demişler. Işık: Öyle mi demişler. Ulaş: Öyle demişler. Alacağım seni kendime. Mecburuz.