Kraliçe Ahtyrenna kollarını açtı ve eşine sarıldı.Uzun zamanın ardından onunla yeniden buluşması onun için çok iyi gelmişti.Eşi ile burunlarını sürttüler ve alınlarını birleştirdiler
Aura yanındaki Ein'in dil çıkardığını gördü ve tiksinme sesi çıkardı
"İğrenç"dedi Ein fısıldayarak
Aura,Ein'e bu konuda katılıyordu.Kral ve Kraliçe'nin aşkını anlamıştı ama sanırım bu fazla yakın olma meselesi onun için hoş olmamıştı
Kral ve Kraliçe birbirlerinden ayrıldıkları zaman Kraliçe,Aura ve Diana'yı Krala gösterdi
"Tatlım, Çocuklarımızla tanış"dedi Kraliçe
Kral ilk başta şaşırdı ve kızlara doğru baktı.Sarışın küçük kız,karısının yanında duruyor ve ona bakıyordu.Hizmetçilerden biri küçük kızın yanına bir bebek bıraktı.Bebeğin saçları beyazdı ve gözleri ise turuncu ve mavinin karışımıydı altında ise minik bir bez vardı
Sarışın küçük kızın ise Gri ve mavi renginin karışımı gözleri vardı.Saçlarında bir örgü ve üzerinde altın rengi bir elbise vardı.Ülkenin en yetenekli kâhinin kızının yanında duruyordu sarışın küçük kız ve ona masum gözlerle bakıyordu
Kral uzun zamandır çocuk hasreti ile yandığından dolayı bu iki küçük kızı çok sevmişti.Karısının kızlara bakışına bakılırsa karısıda bu küçük kızları sevmişti
Kral nazikçe kızların yanına eğildi ve elini uzattı
"Merhaba,Prenseslerim"dedi Kral
Aura elini uzattı
"Merhaba...Baba"dedi Aura
Aura'nın içini yine pişmanlık kaplamıştı.Yine birilerini umuda sokmuştu
Kral 'Baba' kelimesi ile gülümsedi.Kralın sırtını karısı tuttu ve ikisi birden kızlarına gururla baktılar
"Onlar bizim Prenseslerimiz"dedi Kraliçe Ahtyrenna sonra yeniden Kral Phili'ye döndü
"Tatlım,Artık aşağıya inmemiz lazım"dedi Kraliçe Ahtyrenna
Kral Phili, Kraliçe Ahtyrenna'ya doğru döndü
"Neden?"
"Senin için bir parti hazırladık,Bütün Hassia davetli.Bu parti akşama kadar sürecek"dedi Kraliçe Ahtyrenna
Kral gülümsedi ve ayağa kalkıp Kraliçesinin elini tuttu.Kraliçe, Diana'yı kucağına aldı.Kral Phili ise Aura'nın elini tuttu ve birlikte saraydan ayrıldılar
Önde Kraliçe Ahtyrenna ve Kral gidiyordu.Hemen arkalarından Ein ve Annesi onların arkasında ise hizmetçiler geliyordu.Böyle konvoy şeklinde yürürken Aura yine düşünceler dünyasındaydı
Herşey çok geç olmadan buradan gitmesi gerekiyordu.Kral ve Kraliçeye yeteri kadar umut verildiğini her zaman düşünüyordu.Gittiği zaman ikisinin ne kadar üzgün olacağını da biliyordu.Kral ve Kraliçe,Annesi ve Babası dışında gördüğü en vefakar insanlardan birileri olabilirlerdi
Kutlama yerine geldikleri zaman Aura ağızı açık bir şekilde izledi.Neredeyse sonsuza kadar süren kocaman bir masa vardı.İnsanların hepsi masaya oturmuş Kral ve Kraliçenin gelmesini bekliyorlardı.Masanın üzerinde milyonlarca yemek vardı
Kral ve Kraliçe gözükünce herkes ayağa kalktı ve alkışladılar.Kral ve Kraliçe halkını selamladılar.Kral ve Kraliçe onlar için ayrılmış yerlere oturuldular.Diğer halkın oturduğu sandalyelere bakılırsa daha cafcaflı ve büyük duruyordu
Kral ve Kraliçenin oturduğu taht şeklindeki sandalyelere oturdular.Herkesin gözleri Kral ve Kraliçeye dönmüştü.Kral ayağa kalktı ve herkese bir konuşma yaptı
"Sevgili halkım.Sizleri burada görmek benim için bir onurdur.Hepinize bu müthiş sofra ve kutlama için teşekkür ediyorum.Yemeğe başlayabilirsiniz"dedi Kral
Halk bardaklarını havaya kaldıdı ve hep bir ağızdan bağırdılar
"Çok yaşa Yüce Kralım!"dediler
Ve Yemek böylece başladı.Aura her önüne geleni yiyordu
Yulaf ve süt dışında yeni yiyecekler öğrenmişti; Domates,Patlıcan,Salatalık,Lahana, Tavuk eti ve Pasta.Dünyanın bu kadar fazla yiyecekle dolu olduğunu bilmezdi
Yemek bittiği zaman eğlenceler başlamıştı.Dans,Şarkı,Koşu,Pasta Yeme,Göz Kırpmadan bakma gibi milyonlarca eğlence ve yarışma başlamıştı
Aura hem eğleniyor hemde kahkahalar atıyordu.Birkaç gün önce kardeşiyle birlikte mağarada bir hayat sürüp sadece yemek yemek veya kendi aralarında oynamak dışında bir sürü şey yapmışlardı.Kendilerine ait elbiseleri olmuştu,Kendilerine ait odaları olmuştu,Kendilerine ait yeni bir yaşam koşulu olmuştu.Mağarada pislik içinde yaşarlardı ama burada her şey vardı.Hassia onların içindeki görüşü değiştiren bir etmendi
Aura ilk arkadaşı Ein ile bu kasabada tanıştı ama aniden içini kara düşünceler kapladı
Etrafı kanlar içerisinde gördü,Cesetler her yerdeydi.Evler yıkılmış,Hayvanlar telef olmuş ve bitkiler ise kurumuştu.Aura gözlerini kapattı ve bir çığlık attı
Çığlık kalabalığın sesinden dolayı duyulmamıştı.Aura birinin omuzunu tuttuğunu hisseti
Gözlerini açıp omuzumu tutan kişiye doğru baktı.Ein ona korkmuş gözlerle bakıyordu
"Aura? İyi misin?"dedi
Aura etrafına baktı.Herşey normaldi.Ein'in elini tuttu
"İyiyim"dedi
Ein gülümsedi ve işaret parmağı ile bir yeri işaret etti
"Pasta yeme yarışması varmış.Gidelim mi?"dedi Ein
Aura kafasını heyecanla salladı.Pastayı çok sevmişti ve tekrardan yemek istiyordu
Aura ve Ein pasta yeme yarışmasına girdiler.Önlerine gelen pasta dilimlerini yediler ama ikiside 5.Dilimden sonra yemekte zorlanmaya başladı.Aura 4,5 yaptı Ein ise 5.Dilimi zar zor yedi ve haliyle yarışmayı kaybettiler
Annelerinin yanına geçip oturmaya karar verdiler.Biraz dinlendikten sonra Aura dans eden insanları gördü ve dans etmek için sandalyesinden indi.Ein sandalyesinde neredeyse yarı baygın gibi gözüktüğü için Ein'i rahatsız etmedi
Keman ve birkaç müzik aleti eşliğinde dans eden insanların arasına karıştı Aura,Dans etmeyi bilmediği için zıplıyordu ama kimse bunu takmıyordu
"Aura"
Bu ses zihninden gelmişti,Aura yüzünü ekşitti.Ölüm Tanrıçası gelmiş olamazdı.Kulaklarını kapattı
"Aura,Gel bana tatlım"dedi ses
Ses çok yumuşak bir kadın sesine aitti.Aura gözlerini açtı.Biraz ileride çarşaflar içerisinde yaşlı bir kadın duruyordu ama kadın bayağı uzaktaymış gibi duruyordu
Aura korkuyla kadının yanına gitti.Kadının pelerini mor renkte parladı ve büyümeye başladı.Mor ışık kesildiğinde yaşlı kadın dışında başka biri vardı
Uzun boylu,yaşları 23-24 olan mor uzun saçları olan ve fuşya rengi gözleri parlayan genç bir kızdı.Üzerinde kırmızı renkli uzun bir elbise vardı,elbise,saçları gibi ayaklarına kadar geliyordu ve üzerinde belinde kadar gelen mavi renkli bir hırka vardı.Kızın dudağında kıpkırmızı bir ruj vardı
Fuşya rengi gözleri neşeyle parladı ve hızla Aura'nın ellerini tuttu
"Tanrılarım adına! Harmonia! Ne kadar da çok büyümüşsün!"dedi kız
"Siz kimsiniz?"dedi Aura
Kız ellerini yüzünde birleştirdi
"Beni unuttun mu yoksa?"dedi Kız korkuyla
Aura kafasını salladı.Böyls birini daha önce hiç görmemişti
"Ben Festiva"dedi Kız
Festiva...
Eğlence ve Mutluluğun Tanrıçası! Auranio ve Adalet Tanrısı Justo'nun kızı! Aura'nın üvey ablası!
Aura gülümsedi ve ablasına sarıldı.Festiva'da ona sarıldı
"Abla! Seni gördüğümde çok sevindim!"dedi Aura
"Bende,Küçük kız kardeşim"dedi Festiva
Sarılmayı kestiler ve yeniden el ele tutuştular
"Neden geldin?"diye sordu Aura
Festiva biraz düşündü ve yeniden Aura'nın ellerini tuttu
"Sonra,Şimdi Parti zamanı! Ablamla biraz dans etme vakti!"dedi Festiva
...