youtube || min yoongi

By hhyesria

144K 12.7K 2.2K

Her şey sswagsuga'nın, "Videoma yorum atmayı kes. Videomun senin yorumlarına ihtiyacı yok," demesiyle başlad... More

bir.
iki.
üç.
dört.
beş.
altı.
yedi.
sekiz.
dokuz.
on.
on bir.
on iki.
on üç.
on dört.
on beş.
on altı.
bölüm on yedi ➡️
bölüm on sekiz ➡️
bölüm on dokuz ➡️
bölüm yirmi ➡️
bölüm yirmi bir ➡️
bölüm yirmi iki ➡️
bölüm yirmi üç ➡️
bölüm yirmi dört ➡️
bölüm yirmi beş ➡️
bölüm yirmi altı ➡️
bölüm yirmi yedi ➡️
bölüm yirmi sekiz ➡️
bölüm yirmi dokuz ➡️
bölüm otuz
bölüm otuz bir
bölüm otuz iki
bölüm otuzüç : still loving you
otuz dört.
otuz beş.
otuz altı.
otuz yedi.
otuz sekiz.

otuz dokuz

1.4K 111 78
By hhyesria

"Aramalarımıza cevap vermiyorlar," dedi ekranda gözüken, şık giyimli sunucu.

Paylaştığımız videodan beri akşam saatleri yayınlanan magazinlerin hepsinde konu olmuştuk. İkimizin barışması bizden çok onlar için büyük bir olaydı.

Kucağımda uyuyakalmış olan Yoongi'nin saçını okşamaya devam ederken ekranı yanıp sönen telefonuma baktım. Instagram'dan bir sürü mesaj geliyordu.

Videomun yorumlarına bakmaya çekinmiştim açıkçası, bizi destekleyenlerden çok ne kadar dengesiz olduğumuzu söyleyecek insanlar olacaktı. Buna emindim.

Televizyon kanalını değiştirerek daha önce katılmış olduğumuz magazin programını açtım. Videomdan bir kesit yayımlanıyordu, orada oturan sunucular da bideoyu yorumluyorlardı.

"Zaten onların ayrılmalarına rağmen sürekli aynı ortamda olmaları da şaşırtıcıydı," dedi bir tanesi. Yanında oturan erkek sunucu heyecan içinde onu onayladı. "Zaten videoda da ayrılık sebeplerini anlatmış, YeonSu." İstemsizce kafamı dallaysrak adamı onayladım.

Yoongi kötü hissetmişti, bana zarar verdiğini düşünerek benden ayrılmıştı. Ancak bir yere kadar içinde tutabilmişti bu kötü hissiyatı.

  Bacağıma kafasını yaslamış olan Yoongi uyanmış, saçları arasında duran elimi tutarak oturur pozisyona geçmişti. "İzleme şunları," dedi ve diğer elimdeki kumandayı alarak televizyonu kapattı. "Ne yaptığımızı biliyoruz."

Onu onayladım ama yine de insanların tepkisini merak ediyordum işte.

Kollarımı ona sararak kafamı göğsüne yasladım. O da ellerini sırtıma koyarak okşadı, elleri saçlarıma çıktı. "YeonSu," dedi kısık sesle. "Endişelenmene gerek yok," diye de ekledi. "Herkes kabullenecek. Kabullenmeyen olursa da umurumuzda olmamalı. Ben yanındayım, sen yanımdasın. Birbirimize destek olalım."

 Sırtındaki ellerimi oynatarak sırtını okşadım. 

 Son zamanlarda kilo vermişti ve sırtını ellediğimde neredeyse tüm kaburgalarını sayabilecektim, bu hiç iyiye işaret değildi.

 Kolları arasında sıcacık hissediyordum. Sevgi ve güven dolu. 

 Kokusuna o kadar aşina olmuştum ki artık, herhangi bir yerden o kokuyu alsam 'Yoongi geldi,' diyebilirdim. Onunlayken mutluydum, huzurluydum. İkimiz bir olduğumuzda yenemeyeceğimiz hiç bir güç yoktu. 

 Başımı çevirip sıcacık olan boynuna minik bir öpücük koydum. Hoşuna gitmiş olacak ki boynunu oynatmış, bana sarılı olan kollarını daha da sıkılaştırarak beni kucağına çekmişti. Bu durumdan bir gram dahi rahatsız olmuyordum.

 Onunla daha önce nişanlanma aşamasına kadar gelmiştim, şimdi ise evlenmeye çok yakın olduğumuzu hissediyordum. "Seni bir daha asla bırakmayacağım," demesiyle birlikte boynuma değen gözyaşları eşliğinde onayladım kendimi. Bu sefer bozulmayacak bir nişan, ardından bozulmayacak bir aile yaratacaktık.

"Min Yoongi," dedim kafamı boynundan azıcık uzaklaştırarak. Kısık bir mırıltı çıkardığında cümleme devam ettim. "Benimle evlenir misin?"

 Güldüğü için sallanan vücudu ile birlikte ben de sallanmıştım. Kafasını benden uzaklaştırarak bakışlarımızı birleştirdi. "Bir kaç gün dayanamadın mı? Ben teklif edecektim."

"Ben teklif etmedim ki, sadece sordum." 

Gülümseyerek söylediğim cümleye karşılık sadece dudaklarıma bir öpücük kondurmuştu. Sırtındaki elimi omzuna çıkardım ve gülümsedim. Öperken bile gülümsediğini, dudaklarının gergin olmasından hissedebiliyordum.

 Kafasını geri çekti ve anlamsız bir soru sordu.

"Bazı geceler neden burada kalmakta ısrar ettiğimi biliyor musun?"

"Gıcık etmek için?" 

 Başını sağa sola sallayarak beni reddetti. "Sen uyurken yanına geliyor, elini tutup seni öpüyordum. Derin uykuda olduğun için hiç bir şey hissetmiyordun tabii." 

 Omzuna şakasına bir tane vurdum. "Fırsatçının tekisin."

"O fırsatlar benim için kurtarıcıydı ama," demişti tek kaşını kaldırarak. 

"Eğer bir daha beni bırakırsan," derken işaret parmağımı anlına bastırıyordum. "...bu sefer sessizce her şeyi kabullenmem. Kabusun olurum." Yoongi gülümsedi. "Bundan mutluluk duyarım."

(...)

 Gözlerimi açtığımda Yoongi bana yaslanmış, derin uykusuna devam ediyordu. Kapı ziline biri inatla basıyor, adeta açmam için ısrar ediyordu.

 Güneş ışığı tül perdelerimin arasından süzüp hala açık olan televizyon ekranına vuruyor, üstümüzden sıyırıyordu. Yoongi'yi uyandırmamaya özen göstererek kenara ittirdim ve kendim kapıya bakmak üzere koltuktan kalkmıştım. 

 Kapıya hızla ilerleyerek delikten kapımı alacaklı gibi çalan adama baktım. Kargo gelmişti ancak bir şey sipariş ettiğimi hatırlamıyordum.

 Kapıyı açtığım gibi özür dilemiştim.

"Üzgünüm, uyuyordum da-"

 Adamın elindeki liste ve yerdeki büyük, bir sürü paketi görmemle cümlem kendiliğinden kesilmiş, hayır, hatta sesim de kesilmişti. Bir sürü kutu vardı ve üstünde markaların isimleri vardı. Şaşırıp kalmıştım ve ne yapmam gerektiğini bilemiyordum.

"Kim YeonSu musunuz?" 

 Şaşkınlık içinde elim ağzımdayken başımı sallayarak adamı onayladım. "Evet, benim."

"Lütfen burayı imzalayın," derken uzattığı kalemi alarak uzattığı belgelerin altına imza attım ve teşekkür ederek gitmesini bekledim. Şimdi bu kutuları içeri alma vaktiydi.

 Bu kolilerden ve değişik şekilli paketlerden güzel bir 'markalardan gelenler' videosu çıkardı ancak şu an benim ön planda tuttuğum şey video değil, bu kutuların neden gelmiş olduğuydu. Her ihtimale karşı kenarda bir video bulunması amacıyla çalışma masamda duran minik kamerayı elime aldım ve ayarlamaya başladım. 

 "Kapı mı açık?"

 Koltuktan gelen hışırtı ve Yoongi'nin uykulu sesiyle hafifçe gülümsedim ve kamerayı elime geçirerek koltuğa doğru ilerledim.

 "Günaydın!" 

  Koltuğun arka kısmından eğilerek olduğu yerde dönüp duran Yoongi'nin yanağına bir öpücük kondurdum ve hemen sonra kamerayı açtım. "Bir kaç koli geldi," dedim kameranın ekranından onu kontrol ederken. Kurumuş dudaklarını yaladı ve çatlamış sesiyle sordu. "Ne kolisi, sabah sabah..."

"Markalardan gelmiş ama ne için bilmiyorum, hepsi bir anda geldi."

 Yoongi kollarını kaldırarak tekrar esnemeye başlamış, gözlerini aralayarak elimdeki kamerayı görmüş ve gülerek esnemesini kesmişti. "Video mu, cidden mi?"

"Yüzünü yıka ve kolileri içeri almama yardım et uykucu," dedim ve yanağını sıktım. "Tamam," demekle yetindi ancak kalkamaya pek niyetli gözükmüyordu, yine gözlerini kapatıp oraya kıvrılmıştı. "Yine uyuyor," diye fısıldadım kameraya, sonra hafifçe kıkırdadım.

 Kamerayla kapının önündeki koli ve minik paketleri çekmeye başladım. "Tek seferde bu kadar fazla geldi," dedim ve kamerayla birlikte kapının önündeki kolileri saymaya başladım. "Bir, iki, üç...altı koli ve üç kutu. Bu kadar koliden ne çıkacak çok merak ediyorum."

 Kamerayı kapının çaprazına, yere koymuştum, böylece kolileri alıp içeri taşırken kendimi çekerek bundan bir hızlı film oluşturabilirdim.

Dışarıdaki kolilerden birinin üstünde yazanları okumaya başladım.

"Misha, Banila co, Peri Pera..?"

"Markalardan gelenler olacak herhalde," dedi Yoongi arkamdan geçip lavaboya ilerlerken. Ona dönmedim ve koliyi ellerim arasına alarak onayladım. "Herhalde."

Pek şok kozmetik markasınjn yanında üstünde hiç bir şey yazmayan, isimsiz minik bir kutu daha vardı. "Bunu kamera önünde açacağım," dedi ve kameranın yanına ittirdim. Şüpheli gözüküyordu o beyaz kutu bana. Sonuçta daha önce daha riskli şeyler de atlatmıştık.

Kutuların çoğunu içeri almışken Yoongi elip elimdeki kutuyu kendi aldı ve diğer kutuların yanına koydu. Kollarını iki yana açtı ve sevimli bakışları eşliğinde başını hafifçe sağa eğdi. "Günaydın sarılması?"

Ona cevap bile vermeden kollarının arasına girdim ve burnuma dolan yüz yıkama jelinin kokusuyla gülümsedim. "Yüzünü yıkamamışsın," dedi Yoongi. "...yüzün parlıyor." Yağlı bir cilt işte...

Yakalanmış olmanın verdiği gerginlikle sesli bir kahkaha attım. "Çabuk ol," dedi ve beni kendinden uzaklaştırdı. "Bu kolileri açalım da bugün senle takılmak istiyorum."

Koşarak banyoya gittim ve yüzümü soğuk su ile ıslattım. Ardından Yoongi'nin açıkta bırakmış olduğu yüz yıkama jelinden elime azıcık alarak yüzümde köpürtmeye başladım.

Aniden aynadan tek elinde kamera ve diğer elinde beyaz bir kutuyla yaklaşan Yoongi'yi gördüğüm an eğilerek yüzümü duruladım. "O ne?" Diye sordum alnımı suyla durularken. Yoongi kamerayı yüzümün dibine getirmekle oldukça meşguldü gerçi.

"Bir sasaengden," dediğinde sesli bir kahkaha attım. "Fanlara sasaeng dememelisin?" Dedim imali bir ses tonuyla yüzümü kurularken. Yaptığım şakayı anlasa bile gülmedi ve beyaz kutunun kapağını bana doğru çevirdi. Hala kameraya çekiyordu.

Kutunun üstünde ciddi ciddi, şakasız bir biçimde kırmızı renkle 'bir sasaeng'den' yazdığını görmemle elimi ağzıma götürerek şaşkınlığımı belirtmiştim.

"Şaka gibi," dedim başımı sağa sola sallayarak. Yoongi de beni onayladı.

İşaret parmağımla kamerayı gösterdim. "Bunları kaydettik değil mi?" Başıyla beni onayladı. Elinden kutuyu aldım ve kameraya döndüm. "Bu görüntüler ve bu kutu," dedim ve kutuyu sallayarak gülümsedim. "...direkt karakola gidiyor!"

Selamlar
Baya uzun bir yb kuraklığını atlattınız, sevgili torunlar, işte size bir adet yb
yazacak şey yok gibi
Özür dilerim, baya baya bayaaaaaa bir gecikti bölüm
ㅠ.ㅠ
Ben bir klavye mağduruyum, yazım hatalarımı affedin lütfen<3
Kendinize iyi bakın<3<3<3<3
-hyhyhye'niz

Continue Reading

You'll Also Like

13.2K 557 19
Yan daireden gelen sesler gün geçtikçe artıyordu. Artık dayanılmaz bir hale gelmişti. Her gece başka bir kadın girip çıkıyordu...
54.9K 6K 21
Taehyung bir katildir ve hapishaneden kurtulmak için taklit yaparak akıl hastanesine girer. O sırada orada hasta yatan Jungkook ile karşılaşır ve Jun...
11.9K 1.5K 28
"Olmuyor, yapamıyorum sensiz. Aklımı karıştırıyorsun."
24.2K 2.2K 47
Eğlenmek için yazıyorum, eğlenmek isteyenleri hikâyeme bekliyorum🖤