ZÜMRA( Töre Serisi 2) BİTTİ!

By Umudayolcuu

806K 7.1K 2.9K

"Benim adım Aleyna!" diye emin şekilde dudaklarından çıkan cümle ile adam başını salladı. "Sen Zümrasın kadı... More

TANITIM
1.bölüm
3.bölüm
4.bölüm

2.bölüm

27.9K 1.4K 395
By Umudayolcuu


“Hayat bir kitap ve henüz okumadığım binlerce sayfa var.”

iyi okumalar...

Bir karar bir bedel! İki insanın hayatını değiştiren hüküm! İki can yanmasın diye iki hayatı feda eden töre! Aşiret ağaları Ciwan ağayı tebrik ettikten sonra evlerine doğru yol almışlardı.Kalabalığın dağılmasıyla Demhad ailesi ve Hozan ailesi oturup verilen karar hakkında düşünüyorlardı. Aleyna'nın babası Ali bey,verilen karardan oldukça hoşnutsuzdu. Biricik meleğinin göz göre göre yakmalarına nasıl müsade etmişti? Ali bey kendine o kadar kızıyordu ki...Ama bu kararı kızına bırakacaktı! Kızı ne istiyorsa o olacaktı. Böyle hiç bir şey olmamış gibi kabul edip oturamazdı.

"Agit,ben kızımın kurban gitmesine müsade etmem! Edemem!"

Agit ağa, eniştesinin dediğiyle ağır ağır başını kaldırıp baktı. Ciwan ağa ise tek kaşı havada yaşlı adamın söylediklerini algılamaya çalışıyordu.

Ne demek kızımı veremem? Aşiret ağaları burdayken neden bir şey dememişti? Ne değişmişti?

"Ali..Bilirim zor bir durum...bunu senden istemek ama kızın eğer bu berdele kurban gitmezse Azat ve Şilan ölür! Bunu senden istemeye hakkım yok biliyorum ama bu işin çözüme ulaşması için tek yol bu. " Agit ağa'nın mahçup fakat kararlı sesiyle Ardıl ağa ellerini önünde birleştirerek yan tarafında oturan kardeşi Azad'a ters ters baktı. Azad ağabeyinin sinirli bakışlarıyla başını önüne eğip ses etmedi.

"Agit, iki canın yanmaması için benim kızımı feda edemem.. bunu benden istemeyin..Aleynamın benim için ne kadar kıymetli olduğunu biliyorsunuz?"

Ciwan ağa babasının kızına olan tutumuyla biran aklına kızkardeşi Baweşin geldi. . Babası asla bacısına karşı iyi olmamış, aksine her şeyin suçlusu olarak görmüştü bacısını. Şuan karşısında olan yaşlı adamın, kızına olan sevgisi, şevkati apaçık ortadaydı. Kendisine bakışlarını kaldırarak bakan Ali beyle ne söyleyeceğini bekledi.

"Neden kızım? Başka kimse mi kalmamıştı Ciwan ağa!"

Beklediği soru tam isabet söylendiğinde genç adam yerinden rahatsızca kıpırdanırken Hazar, ağabeyine göz ucuyla baktı.

"Bir nedeni yok!"derken sesini kontrol altına alarak devam etti."Bende en az kızınız kadar kurbanım."

Genç adamın dedikleriyle herkes bıkkınca bir nefes verdi. Ali bey ne yapıcağını bilmiyordu. Ama oğlu Mert'in de bu durumdan hoşlanmayacağını çok net biliyordu.

"Birazdan ağabeyi gelir bakalım o ne diyecek!"

&&&&

Odada oturan kızlar durum değerlendirmesi yapıyorlarken Aleyna, ses etmeden dinliyordu. Çünkü bu saatten sonra ne dese boştu. Olanla ölmüşe çare yoktu malesef. Şilanın dediklerine daha çok üzülüp pencere kenarına doğru adımları giderken, derin bir soluk ciğerlerine alarak düşündü. Bundan sonra ne olacaktı? En önemlisi hayatı nasıl bir hal alacaktı?

Ciwan ağa, ortamdan sıkılmış gibi adamların yanlarından kalkıp bir köşede cebindeki sigarayı çıkarıp yakarken, kendiside Aleynadan farksız değildi. Hayat onunla oynuyor muydu acaba?  Bu eve daha önce ne için gelmişti? Şuan ise bambaşka bir şekilde gelmişti. Bu evdeki fertlerin kendisiyle ne alıp veremedikleri vardı. Başı önünde düşünürken,boynunun ağrımasıyla başını mavi göğe kaldırdı. Karşıdaki pencereden beliren genç kızla yutkundu.

Nasıl bu kadar güçlü durabiliyordu?

&&&&&&

Akşama doğru Demhad ailesi evlerine dağılırken Hozan konağı ise farklı bir telaş içerisindeydi. Mert,karısıyla birlikte olayı duyar duymaz Mardine alalacele gelmişti. Duyduklarına hala inanamıyordu genç adam. Aleynayı karşısına alarak konuşmasının ardından bir daha hiç bir şey diyememişti.

"Ağabey zaten evlendirecektiniz beni..hem Ciwan ağa,Baweşin yengemin ağabeyi yabancıya gitmiyorum ya?"diye gülerekki konuşmasıyla Mert, kaşlarını çatmıştı.

"Aleyna senin istemediğin bir evliliğe müsade edemem! Kimse kusura bakmasın! Ben bacını sokakta bulmadım!"sinirli sesiyle odadakilere göz gezdirirken en son hareleri Azad'ta durmuştu. Azad ne demek istediğini anlamış, sukünetini korumaya çalışıyordu. Hem ne diyebilirdi ki? Herkes haklıydı.

Aleyna ağabeyinin söylediklerinin nereye çarptığını anlayıp ağabeyinin kolundan tutup konuştu.

"Ağabey..sen beni tanımıyor musun? Kimse benim istemediğim bir şeye zorlayamaz! Allah aşkına ağabey, ben aşireti dinliyecek kız mıyım?"dediğinde, sesinin sona doğru alaylı çıkmasıyla kıkırdadı.

"Ben bu evliliğe rıza gösterdim ve konu kapansın artık ağabey. Azad ağabeyim zamanında bana çok  faydası dokundu. sıra bende."dediğinde ne diyeceklerini ne yapacaklarını artık bilmiyorlardı. Zerya ablasının bacağına yapışarak gözleri dolu konuşmasıyla Mert, sinirle odadan çıktı.

"Abla sen artık burda mı kalacaksın? Artık Rıha'ya(Urfa) gelmiyecek misin?"

Aleyna küçük kardeşinin söyledikleriyle acıyla yutkunup, dizini kırarak, kardeşiyle aynı hizaya geldi. Küçük kızın bebeksi yüzünü elleri arasına aldığında kısık sesiyle konuştu.

"Zeriyamın..aramızda o kadar mesafe yok ki..Hem ben istediğim vakit gelirim yanınıza. Sizde öyle ben kendimi unutturmam ablacığım.."dediğinde Zerya, ablasının boynuna sarılıp hıçkırıkları arasında konuşurken, İnci dayenin göz yaşları inci gibi süzüldü yanaklarından. Bu manzarayla Ali bey'inde gözleri dolmuştu. Köşede elinde tesbihiyle oturan Agit ağa ise o kadar mahçuptu ki ne yapacağını bilemiyor oğlu Azad'a kızgınlığı daha da artıyordu.

"Abla evlenme..ben senden ayrı kalamam ki..n'olur sen hep bizle yaşa.." Zeryanın sözleriyle genç kızın sağ gözünden bir damla aktı.

Ciwan ağa,ailesiyle çaylarını içerken dört duvarın üstüne üstüne gelmesiyle odanın o kasvetici havasıyla nefes alamıyor gibiydi. Elindeki yarısı dolu çay bardağıyla yerinden hızla kalkmasıyla Hazar, başını telefonundan kaldırıp ağabeyine baktı.

"Hayırdır Ciwan?"diye sorarken genç adam ters bir bakış attı. Daha sonra kardeşine cevap vermeden odadan çıkarak sinirle mırıldandı.

"Kadınlar gibi hesap mı vereceğim!"

Genç ağanın odadan çıkışıyla Awzem daye Hazar'ın yanında oturmuş düşünürken odadan yatmak için çıkan Sipan ağayla Hazar,dayesine baktı.

"Hayırdı Awzem daye? iyi misin?"diye sorunca orta yaşlarda ki kadın küçüklükten beri yanların da olup onları büyüten ve oğlundan farksız görmediği evin ikinci çocuğu olan Hazara bakıp gülümsedi.

"İyiyim evladım..sadece artık Ciwanımında mürvetini göreceğim için mutluyum."dediğinde Hazarda gülümsedi.

"Vala daye ben hâlâ şaşkınım..Ciwan itiraz eder,karışmam ben kimseyle evlenmem der, Sandım fakat hiç ses etmeden kabul etti berdeli."bunu söylerken bile hâlâ inanamıyordu genç adam.

"Belki artık oda her şeyin farkına vardı..oda bir yuvası olsun istiyordur Hazar'ım. Hem sende evlenip gideceksin.Baweşinde yok! Bu koskoca konak boş kaldı...Bende yaşlandım artık..bu evi dolduran bir kadın olmalı..Ciwanın çoçuklarının bu konağa yankılanan çığlıkları doldurmalı. Ciwanım hep tek başına bu hayatta tutunmaya gücü kalmadı. Onunda mutlu olmaya hakkı var. Hem geldi 28 yaşına vakti çoktan geçiyorda.."Diyen Awzem dayeyle Hazar başını hak verircesine salladı.

"İnan ki daye bende artık onun kendine bir yol çizmesini, mutlu olmasını istiyorum."dedi.

Genç adam çardakta oturmuş kararmış göğe başını kaldırırken düşünceliydi. Kendisini şu yaşına kadar kimse sevmemişti kİ yaptığı hareketlerle sevmemelerinde gayet doğal gözüküyordu. Lakin bu saatten sonra artık bir ciddi bir yola girecekti. Peki kendisini sevebilecek miydi o kadın? yoksa oda mı herkes gibi kendisine nefret besleyecekti? Ki bugün ki bakışlarından nefret beslediği gayet anlaşılırdı.

Neden o kızı seçmişti? Rana varken neden Aleyna? Çünkü Rana genç adamın sevdiği tiplerdendi. Esmer,kara kaşlı,kara gözlü kadınsı hatlara sahip bir kadındı. Fakat Aleyna tam zıttıydı. Hele bakışlarıyla bile insana meydan okuması..Genç adam bu tarz kadınlar sevmiyordu ki? o daha oturaklı,ağır sessiz,sakin bir kadın isterdi. Lakin insanoğlu ne isterse zıttıyla karşılıyordu.  Aynı durumu gibi. oflayıp yerinden kayılarak yüzünü sıvazladı.

"Hayırlısı.."diyerek sustu.

&&&&&

Mardin semalarında güneş kendini belli ederken, Hozan konağında dün gece uzun konuşmaların ardından bu evliliğin berdel olarak değilde normal bir kız alıp verme işi olarak görüp hazırlıklara başlamışlardı. Çarşıya çıkacak olan Baweşin,Aleyna,Awşin ve Sultan dayeydi.Diğerleri gelmek istememişlerdi. İnci daye, Zeryanın dinmek bilmeyen ağlamalarıyla kendiside konakta kalmayı tercih etmişti. Gelini yezda ise yeni iki aylık olan bebeğiyle mecbur gidememişti.

Mağaza mağaza dolaşan kadınlar ile arkalarında gelen Ardıl,Ciwan ve Hazar onları takip ediyorlardı. En son gelinlik mağazasında duran kadınlar ile Aleyna gözüne çarpan gelinlikle bir hevesle koşuo eline alırken aynı şekilde Awşinde eline aldı.

"Awşin bu gelinlik benim!"

(Millet Baweşinde bu kısımları yazmıştım ordan okuyanlar vardır,okumayanlarda ilk önce o kitaptan başlasınlar okumaya çünkü aynı şeyleri yazmak hem bizim için sıkıcı olur hemde sizin için)

Düğün günü...

Aleyna kuzeniyle odada uzerlerine geçirdikleri gelinlikle aynanın karşısında durmuş yansımalarına bakarken dudakları istemsizce kıvrılmıştı. Her geç kız gelinlik giymek isterdi. Çünkü beyazlar içindeki bedenini çok merak ederlerdi. O bembeyaz,saf temiz olan kılıfı giyerken kendini melek gibi hisseder kızlar. Ve yanlarına yakışacak olan bir prensle hayal ederlerdi. Peki Aleyna şuan neden hayal edemiyordu? Sanki bugün düğünü değildi. Ne bir heves nede bir heyecanı vardı. Aksine çok tedirgin bir hali vardı. Son bir haftada hayatı oyle bir çıkmaza girmişti ki hangi yöne gideceğini,ne yapacağını bilmiyordu.

Yanında kendisi gibi beyazların içinde olan kuzenine bakıp tebessüm etti. Küçüklükten beri birbirlerinin sırdaşı,dostu ve kardeşi gibiydiler. Birbirlerine bağlı bu iki genç kızın kim bilebilirdi ki bir gün aynı eve gelin gidip elti olacaklarını? Bazen kızlar aralarinda konuşur aynı eve gelin gideceğiz kendimize iki kardeş damat bulacağız da birbirimizden hiç ayrılmayalım diye... Fakat Aleynanın durumu çok farklıydı. İsteyerek bu evliliğe evet dememişti ki? O şuan zorunlu bir evliliğe mahkum olmuştu.

Üstelik bir zamanlar kuzenini sevdigini söyleyip ,isteyen adamla. Aleyna bu düşünceyle bile midesindeki safraya engel olamadı. Peki genç adam kuzenini gerçekten seviyor muydu? Nasıl aynı evde yüz yüze bakacaklardı? Genç kız bu aralar hiç olmadığı kadar düşünmüştü. Genelde içinde bir şey tutmayıp çat çat dile dökerdi fakat bu sefer durum farklıydı.

Odaya giren Ardıl ağa ve ağabeyi Mert ile gözleri dolmuştu. Vakti gelmişti ve diyecek bir şeyi kalmamıştı artık!

Gelin ata binmiş ya nasip demiş. İşte şuan tam olarak bunu düşünüyordu. Onunda nasibi böyleymiş demek.

Mert gözlerinin kızarmış haliyle Kardeşine yaklaşırken, elindeki kırmızı kuşağı beline geçirmeye çalışırken gergindi. Aleyna ağabeyinin gerginliğiyle kasılırken, dudaklarını hıçkırmamak için sımsıkı kapattı. Kuşağı üç kere bağlayıp çözerek en sonunda beline bağlayıp başını kaldıran adam genç kızın yaşlı gözlerine bakarken gözlerinin dolmasına engel olamamıştı.

"Sakın ağlama!"diye dişlerinin arasında tıslarken kendisinin gözünden bir damla akmıştı.

"Ama sende ağlıyorsun?"Diye sorduğunda Mert kardeşinin belinden tutarak hızla kendine çekip sarılmasıyla Aleyna hıçkırıklarını daha fazla içinde tutamadı."Bu saatten sonra Gökkuşağını andıran gözlerinden tek bir yaş dökülmeyecek! Her zaman olduğu gibi hep güleceksin! Asla seni ağlatmalarına müsade etmiyeceksin güzel bacım..Herkese gösterdiğin sivri dilini kullanmaya devam edeceksin. Kimsenin seni üzmesine izin vermiyeceksin! Ha olurda üzerlerse karşılarında beni bulur!"

Ağabeyinin sözleriyle daha çok ağlarken boynuna geçirdiği kollarını sımsıkı sararak dudaklarını araladı.

"Merak etme ağabey beni üzecek adam daha anasının karnından çıkmadı."diyerek kıkırdarken Mert'te kıkırdamıştı.

"Bilmez miyim Aleyna xanım."

Odaya giren Ali bey de kızına sarılıp veda ederken ikilininde gözleri sel olmuştu. Ali bey kızının alnından öptükten sonra mırıldanmasıyla Aleyna, babasına tekrar sarıldı.

"Allah yolunuda bahtınıda açık etsin keçamın..unutma baban sağ oldugu sürece hep arkanda." tekrar kızına sarılırken Zerya, ağlayarak ablasının yanına geldi.

"Abla gitme.."dediğinde Aleyna bayılacak raddeye geldi. Ama yıkılmamalıydı. Her zaman ki duruşunu korumalıydı. Zerya' ya sarılıp yanaklarından öpüp burnunu çekti.

"Ablan kurban olsun sana..ben bir yere gitmiyorum ki..hep burdayım seninleyim sizinleyim.." Avucunu zeryanın  küçük kalbine yaslarlen kulağına doğru fısıldadı.

"Seni seviyorum zeriyamın..bunu unutma."dedikten sonra sıkıca sarıldı.

"Ben daha çok seviyorum ablaa."

İnci daye gelen korno sesleriyle yazmasıyla goz yaşlarını silerken kızına yaklaşmasıyla Aleyna, annesinin elini öptü.

"Sende yuvanı kurup mutlu ol Beyaz meleğim..rabbim sanada evlatlarının mürvetini görmeyi nasip eder insAllah. Bakma benim bu kadar üzüldüğüme. Seni gelinlikler içinde görmek..Mürvetini ölmeden bu duyguyu yaşamak anlatılmaz . Rabbim utandırmasın keçamın." deyip kızına sarılmasıyla Aleyna ağlayarak karşılık verdi. İnci daye eşi Ali beyden bile daha dayanıklıydı her konuda. Bugüne kadar üzgün olsa bile Ciwan ağa gözüne nedense girmişti. Allah genç adamı kendisine sevdirmiş ve kızını gönül rahatlığıyla emanet ediyordu.

Gelinleri alan damatlar ayrı ayrı araçlarla Demhad konağına dogru yol almışlardı.Bir kaç atışmadan sonra nihayet araç konağın önünde dururken gelinler arabadan çıkartılıp ellerine şeker ve para dolu testileri veren Awzem dayeyle birer birer  testileri yere hırsla atıp kırdıktan sonra konağın içine girip yerlerine oturmalarıyla damatlar gelinlerin duvaklarını başlarından üç kez indirip kaldırdıktan sonra gelinlerin alınlarından öpüp yanlarına oturmalarıyla düğün kaldığı yerden devam ediyordu.

Gelinleri halaya alan Awzem dayeyle damatlar yanlarında dururken halay hep birlikte hala çekmeriyle Baweşin iki damat abisinin önünde zılgıt basıp karşılarında oynamasıyla düğün daha da şenlenmişti.

Demhad aşiretinin iki oğlu evleniyordu gelen gecen gıptayla iki damat ve iki geline bakıyorlardı. Çoğu genç kızlar damatlara bakıp iç çekerken erkeklerde iki güzel geline bakıyorlardı.

Sonunda havanın kararmasıyla evlerine birer birer dağılan misafirlerle gelinleri odalarına çıkartan damatların tek kız kardeşi olan Baweşin, iki yengesinin odasına girip tek tek rahatlatmak adına konuşmasıyla kapıda kendisini bekleyen kocası Ardıl ile sonunda evlerine dogru yol almışlardı.

Aleyna odasında göz gezdirirken oldukça gergin görünüyordu. Terlemiş ellerini gelinliğin eteklerinden tutup terini silerken bıkkınca bir nefes koymuştu. Şimdi ne olacaktı?

Ciwan ağa kendilerini tebrik eden adamlarla kapıda Hazarla tebrikleri bir bir kabul edip sonunda yolcu ederken misafirlerini en son odalarına çıkma vakti geldiğinde derin nefes aldı.Kardeşi Hazarla yüzyüze gelip birbirine bakmalarıyla Hazar ,dayanamayarak ağabeyine sarılmasıyla kendiside karşılık verdi.

"Tebrik ederim ağabey."Hazar'ın sesiyle başını salladı. Hazar çok nadir kendisine ağabey derdi.

"Senide tebrik ederim Hazar."dedikten sonra geri çekilmesiyle Hazarın sırtına vurmasıyla odalarına doğru yol almışlardı.

Odanın önünde bir süre bekleyen genç adam elini ensesine götürüp sıvazlarken ofladı. Şimdi odaya girip o kadınla birlikte olması gerekti. Ama genç adam girip girmemekte kararsızdı. Hayatı boyunca en fazla üç kez gördüğü kızla birlikte mi olacaktı şimdi.Peki bu nasıl olacaktı? Hazırmıydı?

Kapı kulpunu eline alırken hâlâ karasızdı. Ani bir kararla geri çekilirken terasa doğru adımlayıp, Mardinin o eşsiz manzarasına bir süre sesizce elleri cebinde bakarken derin nefes aldı. Şimdi o odaya girip genç kızı karısı,kadını yapması gerekti. Peki bunu yapmak istiyor muydu? İşte orası muammaydı.

"Ciwanım.."diye kendisine seslenen Awzem dayeyle elleri cebinde arkasını döndü.

"Neden odaya girmiyorsun kuremin(oğlum)?"dediğinde Ciwan, başını önüne düşürüp sesli bir nefes alırken Awzem daye devam etti.

"Kız seni bekliyor Ciwan. Sen burda ne yapıyorsun?" dediğinde dudakları kendiliğinden kıvrıldı.

"Odaya girmemem için dua ediyordur kesin.."derken ellerini cebinden çıkardı. Awzem daye genç adamın kolunu sıvazlayıp rahatlatmaya çalıştı.

"O senin artık karın,namusun oldu Ciwanım. Şimdi odaya gir karınla ilgilen."dediğinde genç adam derin bir nefes aldı.

"Sanki başka çaremmi var? " derin nefesler alarak, odasına doğru sıkıntıyla adımladı.

Genç adam odanın kapısını açıp içeriye bakmadan girerken, kapıyı kapatıp arkasını dönmesiyle yatağında oturan kadının vücudu gerildi.

Aleyna karşısında duran adamla derincene yutkundu.Genç adam genç kızın açık olan gerdan kısmıyla derin bir nefes aldı.Kuğu gibi beyaz tenine yakışan gelinlik her erkeğin arzulayacağı bir genç kızı daha çok ortaya çıkarmıştı.

Ciwan Ağa ceketinin iç cebinden adetten olup aldığı yüz görümlülügü olarak beşi bir yerdesini çıkarmış genç kızın duvağı üzerinden çengeline takıp kolyeyi birleştirdi.
Genç kızın titremesi artarken genç adam duvağı yavaşcana kaldırıp genç kızın alnından öptü. Aleyna ne yapacagını bilemez halde korkusuna hakim olmaya çalışırken genç adam kendisine bakmayan kızla inci dişleriyle gülümseme sunarak dik başlı karısıyla konuşmaya başladı.

"Ben sana bu gelinlik için ne dedim Aleyna Xanım?"

Xanım kelimesine bastıran Ciwan Ağayla başını dik tuttu genç kız. Sivri dilini ortaya çıkarma vaktiydi.

"Kabine gir dedin Ciwan Ağa !"

Genç kızı belinden kavrayan adam kendi bedenine yaslamış mesafelerini burun buruna getirmişti.

"Bu cümlede ne var,ne demek?"

Genç kız kocasıyla arasındaki mesafeyi umursamadan sıra sıra dizilen beyaz dişleriyle kahkaha atarak cevapladı.

"Dil anlatımdaki anlatım bozuklugu var demek Ciwan Ağa !"

Genç adam ağzı açık şaşırırken genç kız, adamın boşluğundan yararlanıp kolları arasından çıkarak bir adım geri çekildi.
Genç adam geri çekilen kadını kolundan tutup kendi bedeniyle tekrar birleştirip konuştu.

"Sana cümlemi sorgula demedim Aleyna Xanım, sende iyi biliyorsun ne demek istedigimi!"

"Sen beni insanlar içerisinde insan yerine koyup güzelcene izah etseydin şuanda başka bir gelinlikle olurdum Ciwan Ağa! Kendi dilinin cezası,cezasınıda çekiyorsun!"

Genç adam dik başlı olan müstakbel karısına dili arasından tısladı.

"Aleyna Xanım!"

"Eger beni insan yerine koymayıp böyle devam edersen dilinin cezasını çekersin! Hakkından böylede gelirim
Ciwan Ağa!"

Genç adam kendine diklenen kıza cevap vermek yerine genç kızın dudaklarına hırsla kapanarak karısını susturdu. Zira dili hareket ettikçe daha çok sinir olmaya başlamıştı.

Biraz hoyratça dudaklarını ele geçiren adam, karşısındaki  kızın yanaklarından bir damla yaş düştü.

Oysa genç kız kocasının dudaklarında hoyratlığı bilmeden öpme hissini tadmak isterdi. Genç kızın gözünden düşen yaşla yemin etti bir gün bu adam ilk öpücügün cezasını fazlasıyla çekecekti.

Her zaman gülen Aleyna, şimdi bedenine sahip olan kocasının yanında sırtını dönmüş ağlıyordu. Canını yakmamıştı belki kocası ama bir sevgi kırıntısı bir çift güzel sözde söylememişti. Şimdi gözlerinden akan yaşları her zamanki gibi  sabah kalktığında  en güzel gülümsemesini yüzüne  taktıktan sonra yine insanları mutlu edecekti.

Peki kendini kim mutlu edecekti bir çift tatlı söz söylemeden sahip olan adam mı?

"Yemin ederimki Ciwan Aga senin hakkından geleceğim.Bedenime sahip oldun ama ruhuma olamadın....

Adam pişman olacağı davranışlar yapıyordu kadın pişman olacağı yeminler ediyordu!

Continue Reading

You'll Also Like

1M 57.3K 24
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim...
GELECEK By VeraHare

General Fiction

137K 7K 17
Tüp bebek merkezinde tüplerin karışması sonucu kocası yerine hiç tanımadığı bir adamdan hamile kalmıştı Mahru. #1İhanet/24.5.2024 #1Mahru/24.5.2024 #...
2.1M 88K 41
05*: Abinin ziyaretine çok güzel giyinip gelmişsin. 05*: Benim ziyaretime de bu şekilde gelsene. | Kitabımın kurgusu tamamen bana aittir. Herhangi bi...
5.3M 244K 52
"Ulan bari Polat de." dedi. Sesi yalvarır gibi çıkmış gözleri beklentiyle doluydu. "Mirza demiyorsan deme ama en azından Polat de." "Sen yengeye Eli...