Dostlar okyanusundibinde,midyenin içindeki inciye benzerler. Az bulundukları için deyerlidirler. ( CEMİLE EYRİK )
______________________
RÜZGAR EGE KARSLI...
Saat sabahın 7 si idi. Ama hala uyuyamadım. Aklım ise hala şu zümrüdü ankaya takılıyordu. Aslında internetten okuyabilirdim ama Mislina nın sesinden dinlemek daha iyi idi.
Yarım saat kadar daha yatakta kıvranınca kalktım. Bizim sınıftaydık ve 7 kişi olarak 11-A idik. Birleştirdiğim sıralardan kalktım. Sınıfta iki üç tur attıktan sonra bir delilik yapmaya karar verdim...
_________________
Allahım inşallah boştur. 10-A ya girerken kalbim deli gibi atıyordu. Sınıfın kapısını yavaşca açtım. Gıcıtı sesleri azıcık çıktı. İçeri girdiğimde sadece o 5 li vardı. Ve Mislina . Onu üstündeki mavi kot ceketimden tanıdım. Üşümesin diye almamıştım ceketi.
Usulca yaklaştım. En çok telefonla oynayan kızın omzuna başını koymuş uyuyordu. Biraz daha yaklaştım ona. 1 2 dakika yüz hatlarını inceledim. Kıvırcık saçlarını inceledim. Kısa düzenli kipriklerini inceledim. Aslında çok güzel bir kız deyildi. Ama çirkinde deyildi. Deli dolu derlerya. Ona benziyordu.
"Rüzgar?"
Mislina sonunda gözünü açtı beni görünce baya şaşırdı. "Benim."
"Ne oldu ? Niye geldin?"
Yumuş yumuş bakan gözleri merakla doluydu. İki elinin tersi ile kıvırcık saçlarını geriye attı ve başını kızın omzundan kaldırdı.
"Kötü birşey mi var?"
"Yoooo"
"Kusuruma bakma ama niye geldin? Birde 10-A ya?"
"Şey şu anka şeysini merak ettim." Güldü ve "İnternetten açıp okuyabilirdin."dedi. "Biliyorum "dedim. "Ama sen okuyunca daha güzel oluyor."
Şaşkınca bana baktı. Of yine çok ileri gittim. 3 4 saniye kadar bana baktı ve "şey.."dedi."o zaman.... sen beni sizin sınıfın kolidorunda bekele ben geliyorum"
Başımı onaylar gibi salladım ve kalkıp sınıftan çıktım.
_________________
Kolidorda çömelmiş sırtımaı duvara yaslamış duruyordum.
"Geldim."
Yan tarafımdan gelen sesiyle o yarafa döndüm. Kıvırcık saçlarımı ev topuzu denilen topuzdan yapmış, Nıke markalı yeşil eşoftman takımını giyinmişti. Elinde telefonu ve mavi kot ceketim vardı.
Yanıma oturdu ve ceketimi uzatarak "sağ ol"dedi. Ceketi ittim ve "sende kalabilir di."dedim. Güldü ve "Sağ ol ama üşümüyorum"dedi. Ceketi aldım ve ayağa kalkıo sınıfa girdim. Peşimden geldi ve sınıfa girdi. Meraklı gözlerle bana bakarken ceketimi en arka sırada duran bavuluma koydum. İçeri girmeden "geleyimmi?"diye sordu. "Yok"dedim. " geleme geliyorum."
Yanına geldim ve kolidordan merdivenlere geçerek bir kat aşşağıya indik. 12-C sınıfının boş olabileceğini düşündüm ve 12-C ye girdim. Evet. Tamda tahmin ettiğim gibi boştu.
"Buraya niye geldik?"
"Biri bizi görmesin diye."
"Niye bizi görmesinki? Birşey yapmıyoruz?"
"Evet ama düşman sınıfız. Senin için diyorum."
"Ah tabi. Neyse nereye oturayım?"
"Cam kenarı?"
"Kapalı cam kenarı demek istedin herhalde."
"Kapalı cam kenarı?"
"En arka derim."
Yürüyerek cam kenarının en arka sırasına geçtik. O en arka sıraya bende onun bir önüne oturup arkama döndüm. Telefonunu aldı ve şifresini girdi. 9607
"Başlıyorum"
"Başla"
"Bir gün gelmiş ve zümrüdü anka kuşu ortadan kaybolmuş. Bunun üzerine diyer kuşlar onu bulabilmek için yola çıkmışlar. Kaf dağının tepesinde olduğu için ona ulaşmak çoooooook zormuş. Yedi dipsiz vadiyi aşmaları gerekliymiş....."
Sesi o kadar huzurluki size anlatamam. Hani böyle masal anlatan nineler olurya. Yunaşacık sesleri ile sakin sakin anlatanlardan. Heh onlardan işte. Aynı sesi ona benziyor. Sakın ona nine dediğimi düşünmeyin haaa. Bu kızdan nine deyil de belki bir peri olabilir.
".....Kısacası yenide küllerinden doğabilenler. Zümrüdü anka kuşundan alınıcak temel ders neyi arıyorsan sen o sundur. Mevlananın bu sözü anka kuşundan alınıcak dersi ifade etmektedir. Kuşların hükümdarı olan simurg iran kültüründe kullanmakta ve anka kuşu nun kendisidir. Zümrüdü anka ise türk kültüründeki ismidir. Küllerinden doğmuş olan anka efsanesine göre çok sayıda rivayet bulunmaktadır. Sabırlı olmanın gayret etmenin emek sarf etmenin ve kendi anka kuşunu kendin yaratmanın önemi vurgulanmıştır."
"Eee?"
"Ne ee?"
"Bittimi?"
"Evet"
"Çok saçma"
"Ne çok saçma?"
"Anka nın hikayesi."
"Dalga mı geçiyorsun?"
"Hayır. Saçma işte."
"Yani hiçmi ders almadın?"
"Ders alınıcak birşey yokki."
"Sonunu merak ettiğini söylüyorsun. Beni uykumdan uyandırıyorsun. Şimdide beyenmediğinimi söylüyorsun."
"Evet"
"Sen ankaya ulaşmak istersen o vadiyi 99 kere geçmen gerek be"
"Yani?"
"Yok bir şey!"
Sıradan kalktı ve kapıya yöneldi. Hızlıca sınıftan çıktı ve kapıyı sertçe çarptı. Arkasından bağırdım ama duymadı sanırım.
___________________
Abi bu kızada ne desem boş. Sevmedim işte hikayeyi. Neyine trip atıyor hala anlamadım. Şimdi ise beni peşinden koşturuyor bildiğin."Ya nereye Mislina?"
Beni tiklemeden gitti. Allahım ya çekmediğim dert kalmadı. O deyilde birde üstüne rrip yedim iyimi?
Cebimdeki telefon titremeye başlayınca hemen cebimden çıkardım. Ekrana baktıgımda Enesin aradığını gördüm. Ekranı yana kaydırdım ve telefonu kulağıma götürdüm."Alo?"
"Rüzgar neredesin?"
"12-C deyim neo-"
"Rüzgar koş!"
"Ne oldu lan?"
"Poyraz lan poyraz!"
"Ne oldu Enes ?"
"Poyra çok kötü lan! Kusup kusup duruyor."
"Rakıdan olmasın.?"
"Lan rakıdan olsa bende kusardım. Ama Poyraz bir başka "
"Nasıl yani? Aç konuyu?"
"Oğlum kötü işte. Ateşi 40.7. Gözleri hidip gidip geliyor. Kan kusuyor lan! Kan! Çabuk gel revire indirelim."
"Tamam"
________________
Hızlıca bizim sınıfa çıktım. Sınıfa girer girmez genzimi iğrenç bir koku yaktı."Koş lan koş "
Volkanın uyarısı ile bu iğrenç kokuyu hiçe sayarak sınıfa girdim. Poyraz gerçekten kötü görünüyordu. Arada gözeleri kayıp 1 2 dakika sonrada kusuyordu.
Hızlıca Serkan ile Poyrazın koluna girdik ve revire indik. Revirde görevli olan Harun abi vardı. Bizi görünce elindeki çayı hemen bıraktı ve şaşkın gözlerle "çocuklar bu ne hal!?"dedi. Enes söze atladı ve "Abi bilmiyoruz ki. Kan filan kusmaya başladı. "Dedi.
"Tamam çocuklar. Sakin olun. Yatırın şuraya bakim"
Harun abinin sözü ile hemen önümüzde duran hasta yatağına yaklaştık ve poyrazı yatırdık.
_________________
POYRAZ KARAYEL. ...
Miğdem de bazı şeyler horon teperken beynimdede kemençe çalıyordu. Yarım saat önce koluma takılan serum daha yarım bile olmamıştı. Bide herkesi korkutmuşum.Ama ne yalan söyleyeyim herkes in benim için korkmuş ve uğraşmış olması baya baya baya baya hoşuma gitti. Ara sıra revir e ziyarete gelsem iyi olacak :)
"Selam?"
Kolumdaki serum ile oynarken boş ve sesiz oda "selam"kelimesi ile doldu. Sesin nereden geldiğini anlamak için odayı x ışını gözlerim ile taradım.
-zuahahahah . Evet X IŞINI. -
Gözlerim kapıya geldiğinde Azra nın gözleri ile buluştu.
_______________________
EY TÜRK GENÇLİĞİ !!! Ya sizlerin yorumları beni o kadar mutlu ediyorki anlatamam. Lütfen kusuruma bakmayım. Malum araya Ramazan da girdi. Oruç tut , sınavlara çalış,derslere gir derken sizlere çoooook azıcık vakit ayırabiliyorum. Lütfenn bunu için bana kızmayım olurmu?
Abi hömküre hönküre ağlamak istiyorum ya o derece!!
Okuyucu kitlem çooooooookk aşırı aşırı aşırı aşırı aşırı düşük. Ben bu gidişle yazarlığı anca rüyamda görürüm. Ya arkadaşlar Allah boş duranı sevmezmiş. Hadi hikayemi eşinize dostunuza vs. anlatında onlarda okusun.
Şaka bir yana kitlem ciddi anlamda çok düşük . Bu gidişle karantina ciddi anlamda silinicek. Ama inşallah kitle büyür.
Size bir sorum varrrr:
"Sizce KARANTİNAM bir film yada kitap olsa nasıl olurdu?"
"Sizce bu karantinayı ileride kitap haline getireyimmi? Yani yayın evine başvurayımmı??????"
Ay çok sabırsızlanıyorum. Yorumlarınızı bekliyorum. *-*