KIZ
Damla: Yağmurun ya da bir sıvının en küçük ve en yuvarlak parçası
Defne: Defnegillerden yaprakları güzel kokulu bir ağaç. Zafer ve mutluluk sembolü bir ağaç.
Değer: Üstün niteliklik.
Delfin: Yunus balığı
Demet: Bir araya toplanmış ekin veya çiçekler
Deniz: Yeryüzünün büyük bölümünü kaplayan çok geniş ve tuzlu su
Deren: Derleyen, toplayan
Derin: Gelişmiş, ilerlemiş, yoğun
Derya: Büyük deniz, okyanus
Deste: Bağlanmış tutam, tomar
Destegül: Gül demeti
Devran: Talih, kader, dünya, zaman
Devrim: Bir toplumsal düzenin yerine yenisinin kurulması
Diba: Çiçek desenli ipek kumaş, sevgilinin yüzü
Dicle: Yüce ırmak, bir ırmağımız
Didar: Yüz, çehre, göz, görüş kuvveti
Didem: Gözüm, kıymetlim
Dilan: Gönüller, yürekler
Dilara: Gönül alan, gönül okşayan
Dilay: Gönül aydınlatan ay
Dilber: Güzel
Dilberan: Güzeller
Dildade: Sevdalı
Dildar: Birinin gönlünü almış, sevgili
Dilek: İstek, arzu
Diler: Dileyen, isteyen kimse
Dilge: Hoş sohbet
Dilruba: Gönül kapan, gönlü neşeli, düşen
Dilşad: Gönlü hoş
Doğa: Kendiliğinden var olan, tabiat
Doruk: Zirve
Döndü: Evlenmemiş kız
Duru: Saf, berrak
Duygu: His
Dürdane: İnci tanesi, sevgili
Dürriye: İnci gibi parlak
ERKEK
Dağhan: Oğuz hanın oğlu, eski türk inanışına göre doğa tanrılarından
Dağtekin: Dağ gibi şehzade, dağ prensi
Dalay: Deniz, dal gibi ince ay gibi güzel
Danişmend: Akıl danışılan, bir Selçuklu komutanı
Danyal: Milattan önce 700 yıllarında yaşamış bir israil peygamberi
Davut: Şairliği ve güzel sesiyle tanınmış israil peygamberi ve hükümdarı
Dayanç: Katlanma, dayanma gücü
Değer: Üstün nitelikli
Demir: Kolay işlenen, dayanıklı bir maden
Demiralp: Demir gibi sağlam yiğit
Demiray: Demir gibi sağlam ve ay gibi güzel
Demircan
Demirel: Güçlü el
Demirer: Demir gibi sağlam, güçlü kimse
Demirhan: Yakut türklerinden olan sular arasında tanrı sayılan ve dağ başlarında oturduğuna inanılan kutsal ruhlardan biri
Demirkan: Sağlam ve güçlü kan
Deniz: Yeryüzünün büyük bölümünü kaplayan çok geniş ve tuzlu su
Denizalp: Denizler yiğidi
Denizer: Deniz eri
Denizhan: Eski türklerde deniz tanrısı
Denker: Uygun er
Denktaş: Aynı yaşta bulunan, yaşıt, akran, eşit
Derman: İlaç, çare, güç, kuvvet
Derviş: Tarikata girmiş, onun kurallarına göre yaşayan, hoşgörülü, alçak gönüllü
Derya: Büyük deniz, okyanus
Devlet: Bütün ulus
Devran: Talih, kader, dünya, zaman
Devrim: Olumlu yönde değişiklik yaratan, kısa sürede gerçekleşen hareket
Devrimer: Devrimci
Dilaver: Yiğit, yürekli
Dinçalp: Güçlü, yiğit
Dinçay: Güçlü ve ay gibi
Dinçer: Güçlü er
Diren: Karşı koy ve dayan anlamında
Direnç: Karşı koyan güç
Doğa: Kendiliğinden var olan, tabiat
Doğal: Olağan olarak ortaya çıkmış
Doğan: Kuş türü, şahin
Doğanalp: Şahin gibi yiğit kimse
Doğanay: Ayın ilk günlerindeki ay, yeni ay
Doğaner: Şahin gibi kimse
Doğantan: Tan gibi doğmuş
Doğu: Güneşin doğduğu yer
Doğuhan: Doğunun hükümdarı
Doğukan: Doğulu
Doğuş: Doğma
Dora: Doruk
Doruk: En yüksek yer, zirve
Dorukhan: Zirvenin hükümdarı
Dost: Sevilen ve güvenilen yakın arkadaş
Dumrul: Dede korkut öykülerinde geçen bir ad
Duran: Ölmeyen, yaşayan, kalan
Duraner: Duran yiğit
Durgun: Sakin, hareketli olmayan
Durhan: Turhan
Durmuş: Uzun ömürlü olması istenen çocuk
Dursun: Çok yaşa, uzun ömürlü ol anlamındadır.
Durualp: Temiz kimse
Durukan: Temiz kan
Dündar: Artçı asker, birliği koruyan asker