Şeytanın Kızı -Tamamlandı-

By reginamortis

383K 20.2K 3.3K

Sıradan bir yaşamı olan garson kız Alyssa 'nın tek isteği, küçükken yangında kaybettiği ailesinin ölümüne kim... More

the devil's daughter (BÖLÜM 1: ÖLÜM SİYAHI)
the devil's daughter (BÖLÜM 2:AZAZİL)
the devil's daughter (BÖLÜM 3: İŞARETLİLER)
the devil's daughter (BÖLÜM 4: MELEK)
the devil's daughter (BÖLÜM 6: NAAMAH)
the devil's daughter (BÖLÜM 7: İTİRAF)
the devil's daughter (BÖLÜM 8: GERİ DÖNÜŞ)
the devil's daughter (BÖLÜM 9: ZİNDAN)
the devil's daughter (BÖLÜM 10: BEDEN)
the devil's daughter (BÖLÜM 11: CEHENNEM)
the devil's daughter (BÖLÜM 12: LUCIFER 'İN BEDENİ)
the devil's daughter (BÖLÜM 13: KATLİAM)
the devil's daughter (BÖLÜM 14: KALİ)
the devil's daughter (BÖLÜM 15: HATIRA)
the devil's daughter (BÖLÜM 16: MELEKTEN ŞEYTANA)
the devil's daughter (BÖLÜM 17: YENİ YIL -Part 1-)
the devil's daughter (BÖLÜM 18: YENİ YIL -Part 2-)
the devil's daughter (BÖLÜM 19: TUTSAK)
the devil's daughter (BÖLÜM 20: CEHENNEM ATEŞİ)
the devil's daughter (BÖLÜM 21: KATİL)
the devil's daughter (BÖLÜM 22: ANLAŞMA)
the devil's daughter (BÖLÜM 23: DAVET)
the devil's daughter (BÖLÜM 24: DUYGULAR)
the devil's daughter (BÖLÜM 25: HATIRALAR)
the devil's daughter (BÖLÜM 26: BEBEK)
the devil's daughter (BÖLÜM 27: YAKARIŞ)
the devil's daughter (BÖLÜM 28: DOĞUM)
the devil's daughter (BÖLÜM 29: SONUN BAŞLANGICI -FİNAL-)
DUYURU!
Yeni hikaye tanıtımı (Karanlığın Tutsağı)

the devil's daughter (BÖLÜM 5: ASİL KANI)

16.3K 809 253
By reginamortis

BÖLÜM 5: ASİL KANI


     Verandadaki sallanan sandalyeye oturmuş buzlu sodasını yudumluyordu Alyssa. Karşısında kurumuş çimler ile çevrelenmiş bakımsız bir bahçe ve bahçenin hemen ardından başlayan uzun bir otoban geçiyordu. Güzel bir manzara sayılmazdı. Ancak en güzel yanı insanlardan uzak, kafa dinleyecek bir yer olmasıydı.

 

     Sam 'in ölümünden hala kendini sorumlu tutuyordu. Onu huzursuz eden tek şey buydu. Ailesinin katilinden intikam almak isterken içindeki şeytana benzemekten korkuyordu.


"Buldum!" dedi Elijah 'ın heyecanlı sesi. Alyssa küçük bir hareketle kafasını Elijah 'ın geldiği yöne doğru çevirdi. Elijah 'ın arkasından James 'de gelmişti.

     Alyssa anlamsızca Elijah 'ın yüzüne bakıyordu. Elijah heyecanla derin bir nefes aldı. Gözlerinden adeta mutluluğu okunuyordu.


"Lucifer 'ı cehennemden çıkarmanın yolunu buldum." Dedi ve göz kırparak James 'e baktı. James de bir anda Elijah kadar heyecanla gülümsedi.


"Bunu neden yapalım ki?" dedi Alyssa. Ayağa kalktı ve birbirine karışmış olan düz saçlarını hafifçe eliyle düzeltti. Dizlerinin hemen üstünde biten lacivert elbisesi beyaz teninde adeta parıldıyordu.  Elijah büyülenirmişçesine bakışlarını Alyssa 'nın üzerinde gezdirdikten sonra dikkatini tekrardan topladı.


"O bizi yaratan Alyssa. Tıpkı bir bebeği doğuran anne gibi... Eğer o burada bizimle olursa, çok daha güçlü ve koruma altında oluruz."


     James, Elijah 'ı onaylarmışçasına başını salladı ve o da kendine engel olamayıp baştan aşağıya yavaşça Alyssa 'yı süzdü. Alyssa 'yı istemsiz olarak bile olsa bütün şeytanlar arzuluyorlardı. Bu dürtülerine Lilith yüzünden engel olamıyorlardı çünkü Lilith şeytanların arasında en dişil olanıydı, gerçek anlamıyla bir kadındı ve bu bütün şeytanların dikkatini çekiyordu.

     Kısa bir süre sonra Alyssa dalga geçermişçesine çarpık bir şekilde gülümsedi.


"Kimden korunuyoruz, tanrıdan mı? Hadi ama biz şeytanız! Tanrıya bile kafa tutmuşuz öyle değil mi?"


"Hayır." Dedi James ani bir şekilde lafa atlayarak. Yüzünde az öncekine karşın ciddi bir ifade vardı. İkisinin de gözlerinde korku vardı.


"Melekler. Sam gibi melez olanlar ve saf kan olanlar da var. Aynı bizim gibi onlar da dünyada görevlendirildiler. Ve emin ol bizim için bazen tanrıdan daha bile korkutucu olabiliyorlar."


     Keskinlikle söylenmiş bu sözler Alyssa 'nın istemsiz olarak ürpermesine sebep olmuştu. Ortamdaki soğukluğa ayak uydurabilmek için az önceki alaycı tavrını bırakıp daha ciddi bir hal takındı.

"Peki, Lucifer 'ı kurtarmamız için ne yapmamız gerekiyormuş ?"


"Asil kanı." Dedi hızla ve sallanan sandalyeye oturdu Elijah.


"Açık konuş." Dedi Alyssa anlamsız bakışlarını etrafta gezdirirken.


"Asil kanı taşıyanlar bizim gibi işaretli değiller. Bazı şeytanlar bir insandan çocuk yaptığında doğan çocukları yarı insan yarı şeytan olurlar, yani asil kanı taşırlar. Kısacası işaretlenmemiştirler fakat şeytandırlar."

     Alyssa kaşlarını havaya kaldırıp başını salladı.

"Asil kanı bulduktan sonra ne olacak?"

     Bu sefer Elijah 'ın konuşmasına izin vermeden James söze atladı.

"Sen bu kanı içeceksin."

"Ah, ben daha zor bir şeyler bekliyordum." Dedi Alyssa. Ardından parmaklarını dudaklarında gezdirdikten sonra merakla James 'e ve Elijah 'a doğru baktı.

"Peki ya bu kanı nereden temin edeceğiz?"

     Kısa kollu beyaz tişörtünün kollarını omuzlarına doğru sıvarken kısık bakışlarıyla otobana doğru baktı Elijah.

"Kanı alabileceğimiz bir tanıdığım var."

     Bunaltıcı sıcağın etkisinden kurtulmak için eliyle hafifçe kendini yellerken derin bir nefes aldı Alyssa.

"Güzel, hadi öyleyse bitirelim şu işi."

     Elijah 1953 model siyah Chevrolet Corvette 'nin anahtarını cebinden çıkardı ve arabaya bindi. Elijah 'ın ardından James ve Alyssa 'da arabaya bindikten sonra kuru otobanda yola koyuldular.

     Yaklaşık bir saatin sonunda Elijah arabasını gösterişli beyaz bir evin önünde durdurdu. Beyaz evin etrafını uzun palmiye ağaçları kapatıyordu. Evin hemen yanında yapay bir göl ve gölün daha da arkasında birbirinden farklı üç tane araç bulunuyordu. Evin bahçesindeki kolonların ucuna iki küçük melek figürü yerleştirilmişti. Üçü birden hayranlıkla evi inceledikten sonra Elijah elini camdan çıkartıp evi işaret etti.


"İşte burası." Dedi Elijah hayranlıkla gülümseyerek. Arabadan indi ve bahçe kapısından içeriye girip James ve Alyssa 'nın arabadan inmesini bekledi. Ardından hep beraber taşlık yolu takip edip evin ana kapısına doğru gittiler. Evin kapısı da tıpkı ev gibi beyaz ve ahşaptı.

     Elijah hafifçe öksürdü ve ardı ardına iki kere kapıyı tıklattıktan sonra bir adım geri çekildi. Kapı, dakikasına siyah kıyafetli yaşlı bir kadın tarafından nazikçe açılmıştı.

"Hayley burada mı acaba bayan?"

"Ah elbette. Buyurun siz burada oturun ben odasından çağırayım." Dedi yaşlı kadının titrek sesi. Kadın evin uzun merdivenlerinden yukarı çıkacakken arkasına dönüp yavaşça alnına vurdu.

"Az daha unutuyordum, kim geldi demem gerekiyor?"

"Elijah."

     Kadın kafasını salladı ve seri adımlarla yukarıya doğru çıktı. Yaklaşık beş dakika sonra dizlerinin üstündeki mor saten sabahlığı ile Hayley aşağıya indi. Badem şeklinde bal rengi gözlere ve iri dudaklara sahipti. Omzuna kadar olan dalgalı saçlarını tepesinde bağlamıştı. Büyük bir gülümsemeyle sıkıca Elijah 'a sarıldı. Alyssa, Elijah ve Hayley 'in bu sıcak sarılmaları karşısında içten içe bir kıskançlık yaşamaya başlamıştı. Ancak bu kıskançlığı gün yüzüne çıkartmamak için elinden geldiğince direniyordu.


"Elijah... Seni görmeyeli uzun zaman oldu."

     Hayley sıkıca kenetlemiş olduğu parmaklarını hafifçe gevşetip sevecenlikle Elijah 'ın yüzüne baktı. Ardından derin bir nefes aldı ve önce James 'e ardından Alyssa 'ya doğru dönüp gülümsedi. Tekrar Elijah 'a doğru döndüğünde yüzünde meraklı bir ifade vardı Hayley 'in.

"Buraya neden geldiniz?"

     Elijah kurumuş dudaklarını birbirine bastırdı ve gülen gözlerle Hayley 'e baktı.

"Lucifer 'ı cehennemden çıkarmamız için kanına ihtiyacımız var. Biliyor olmalısın."

     Hayley hafifçe gözlerini kıstı.

"Elbette ancak onun için önce Lilith 'e ihtiyacımız var."

     Büyük bir zevk ile gülümsedi Elijah ve eliyle Alyssa 'yı gösterdi. Hayley büyük bir heyecanla Alyssa 'ya döndü ve hafifçe Alyssa 'nın önünde eğilip onu saygıyla selamladı.

"Yüce Lilith için selamlar..."

     Alyssa böylesine negatif elektrik aldığı Hayley 'e yapmacık bir şekilde gülümsedikten sonra Elijah 'a doğru yürüdü.

"Hadi Hayley 'in kanını al ve artık gidelim Elijah. Yapmamız gereken daha çok iş var."

     Elijah 'da Alyssa 'ya doğru yaklaşıp bir elini Alyssa 'nın omzuna koydu.

"Alyssa bu bir tür ayin olduğu için bugünkü dolunayı yani saat tam on ikiyi beklememiz lazım. Ve saat daha sekiz bile olmadı. İzin ver biraz dinlenelim, bu gece bizim için yorucu olacak."

     Ne kadar bekleme taraftarı olmasa da mecburen kafasını salladı Alyssa.

"Öyleyse arabada beklemek istiyorum."

     Elijah cebinden arabanın anahtarını çıkartıp Alyssa 'ya uzattı ve kendini evin köşesinde duran sallanan koltuğa attı. Alyssa evin kapısından çıkacakken James de onu yalnız bırakmamak için onunla beraber arabaya gitti.

"Hayley gerçekten nefret edilesi biri mi? Yoksa sadece bana mı öyle geliyor?" Dedi Alyssa arabanın arka koltuğuna binerken. James küçük bir kahkaha attıktan sonra Alyssa 'nın yanına, arka koltuğa oturdu.

"Aslına bakarsan oldukça zengin ve kendini beğenmiş birisi."

"Yani?" dedi gözlerini kısarak Alyssa.

"Yani gerçekten nefret edilebilir birisi olabilir."

     Alyssa derin bir nefes alırken gülümsedi ve James 'in gölge düşen yüzüne baktı.

"İşte bu beni rahatlattı."

     Kısa bir sessizliğin arından James Alyssa 'nın siyah gözlerinde kendini kaybetmişti. Öylesine siyahlardı ki adeta sonsuzluğunda yok olabilirdiniz. Bu sonsuzluk James 'i derinden etkilemişti. Dakikalarca baktı. Öylece... Alyssa 'da tüm ayrıntılarına kadar onun yüzünü inceliyordu. Yuvarlak çenesi; uzun, sarı saçları, saçlarından bir ton daha koyu, biçimli kaşları ve simsiyah gözleri onu kusursuz yapıyordu.

"Sana dokunabilir miyim Alyssa?"

     Aniden gelen bu soru karşısında heyecanlanmıştı Alyssa. Şu ana kadar hiçbir erkek arkadaşı onu öpmemiş, ona dokunmamıştı bile. Ancak bunun nedenini hiçbir zaman öğrenememişti.

"Elbette." Dedi titrek bir sesle.

     James uzun parmaklarıyla Alyssa 'nın elinden omzuna kadar hafifçe bir yol çizdi. Ardından elini hiç kaldırmadan köprücük kemiğine doğru geldi ve boynundan dudaklarına doğru hızla çıkarttı parmaklarını. Alyssa 'nın nefesini elinde hissettiği zaman tüylerinin dikeldiğini hissetti. Şeytanlık hayatı boyunca hiç kimseye böylesine büyük bir sevgi ve saygı içerisinde dokunmamıştı. Lilith 'e dokunuyor olmak onun için oldukça büyük bir onurdu ancak Lilith 'in yanında Alyssa 'ya karşı da duygular hissettiğini düşünüyordu.

     Parmaklarını Alyssa 'nın dudağından çektiği sırada Alyssa hafifçe titredi. O sırada Alyssa 'yı öpmek için eğildi ancak Alyssa hafifçe geriye çekildi.

"Yapamayız James."

     Kaşlarını mutsuzlukla çattı James.

"Peki ya neden?"

"Olmaz üzgünüm."

     Alyssa 'nın yanından hafifçe uzaklaştı ve mahcupça camdan dışarıya bakmaya başladı. Gece yarısına kadar bu mahcubiyet ve sessizlik devam etti. Gece yarısı olduğunda James ve Alyssa arabadan inip eve doğru yürümeye başladılar. O ana kadar süren sessizliği James 'in hüzünlü sesi böldü.

"Özür dilerim Alyssa, öyle yapmak istememiştim. Ben sadece bu gece..."

"Sorun değil James. Ciddiyim." Diye James 'in lafını kesti Alyssa. O sırada evin büyük penceresine doğru kafasını çevirdiğinde olduğu yerde sabitlenmiş gibi kalmıştı Alyssa. Gözleri şaşkınlıkla irice açılmış ve içleri yaşlarla dolmuştu. Elijah ve Hayley birbirlerini tutkuyla öperlerken Alyssa intikam almak istercesine hızlıca kapıya koştu ve kapıyı ardı ardına üç kere çaldı. Elijah giyinmek için ortalıkta endişeyle kıyafetlerini ararken, Elijah 'ın aksine Hayley bir o kadar sakindi. Koltuğun üstüne atılmış şekilde olan sabahlığını çıplak bedenine geçirdi ve önünü ilikledikten sonra Elijah 'ı umursamaksızın kapıyı açtı. O sırada Elijah pantolonunu giymişti ancak hala daha üstünü aramakla meşguldü.

"Kusura bakmayın böldüm ancak artık gece yarısı oldu. İşimizi hallettikten sonra istediğiniz gibi devam edebilirsiniz." Dedi en sahte gülümsemesini takınarak Alyssa.

     İzlendiklerinin farkında olmayan Elijah 'ın yüzü bir anda düşmüştü ancak Hayley bir o kadar bu durumdan mutlu gibiydi. Konuyu değiştirmek için boğazını temizleyip dikkatleri üstüne çekti Elijah.

"Evet, artık başlayabiliriz. Kutsal kâseyi getirebilir misin James?"

"Zaten getirmiştim." Dedi James büyük, bakır ve işlemeli kâseyi havada sallayarak.

     Elijah, James 'in elinde duran kâseyi aldı. Pantolonunun cebinden çıkardığı gümüş çakı ile Hayley 'in kolunu nazikçe tutarak küçük bir yara açtı. Ardından kanın kâseye damlalar halinde dökülüşünü izledi. Kâse yeterince dolduğu zaman olduğu yere çömeldi ve fısıltılar halinde dua okumaya başladı. Sürekli aynı kelimeleri tekrar ediyordu. Bir süre sonra kalktı ve kâseyi Alyssa 'ya uzattı. Alyssa kâseyi titreyen ellerinin arasına aldıktan sonra hızla bütün kanı içtikten sonra derin bir nefes verdi.

"Ne yani bitti mi şimdi?"

     Kanayan yarasını peçeteyle silerken bakışlarını Alyssa 'ya çevirdi Hayley.

"Hayır, daha henüz bitmedi. Lucifer artık özgür ancak hala cehennemde. Onu alıp getirmesi için küçük bir iblisi cehenneme yollamanız lazım. Yani kısacası onu öldürmen gerekiyor."

     Sessizlik olmuştu. Böyle bir şey olacağına dair James veya Elijah hiçbir şey söylememişlerdi. Ancak biliyor olmalıydılar.

"Hadi ama haberin yok muydu?" diye diretti Hayley.

"Hayır, yoktu!" dedi bağırarak Alyssa. Elijah 'a doğru döndü.

"Birini öldürmem gerektiğini neden bana söylemediniz?"

     Odadaki herkes sessiz kalmayı tercih etmişti. Alyssa bir cevap bekledi ancak kimse konuşmayınca daha şiddetli bir şekilde bağırdı.

"Lütfen konuşun! Bugün burada kim ölecek?"

     Tekrar kimseden cevap vermeyince James bir adım öne çıktı ve yüzünü yere eğip gözlerini sıkıca yumdu.

"Ben."

     Alyssa gözlerini irice açtı. Ağlamamak için kendini tüm gücüyle sıktığı için dudakları titremeye başlamıştı. James 'e doğru yaklaştı, ta ki aralarında santimler kalıncaya dek... Ellerini onun yanaklarına yavaşça koyup başını yukarı kaldırdı. Bakışları birleştiğinde Alyssa 'nın nefesleri düzensizleşmeye başlamıştı.

"Yalan söylüyorsun öyle değil mi James?"

     James 'in yanağından yaşlar süzülürken Alyssa 'da güçlü kalmayı başaramamıştı. Adeta yağmur yağıyormuşçasına yüzünü ıslatıyordu kandan gözyaşları.

"Seni öldürmeyeceğim." Dedi fısıltıyla. Ardından odanın ortasında durup tüm gücüyle bağırdı.

"Onu öldürmeyeceğim!"

     Olduğu yere oturdu ve tüm gücüyle ağlamaya başladı. Sevdiği veya sevmediği biri olsun, asla bir canlının yaşamına son veremezdi. Annesi küçükken ona hep canı verenin tanrı olduğunu ve ancak tanrının alabileceğini öğretmişti. Şimdi ne kadar da içinde bir şeytan yaşasa da kendi kalbinin derinliklerinde insani bir şeyler olduğunu hala hissedebiliyordu.

     Elijah elindeki kanlı çakıyı Alyssa 'nın önüne attığında Alyssa çakıyı eline alıp tekrar ayağa kalktı ve hışımla Elijah 'ın yanına doğru gitti.

"Onu öldürmeyeceğim Elijah beni anlıyor musun? Lucifer 'ın buraya gelebilmesi için bunu yapmayacağım!"

"Senin amacın Lucifer 'ın buraya gelmesini sağlamaktı Alyssa. Lilith bunun için senin bedenine girdi. Ve eğer şimdi beni öldürüp Lucifer 'ın gelmesine izin vermezsen, emin ol bir sürü masum insan ölecek. Binlerce insanın ölmesindense bir iblisin ölmesini yeğlersin değil mi?" dedi James. Alyssa, arkasında duran James 'e doğru olduğu yerde döndü. Özlerinden yaşlar akmaya devam ederken James 'e doğru birkaç adım daha attı.

"Kimsenin ölmesini yeğlemem."

     James gözlerinden akan yaşları sildikten sonra ellerini Alyssa 'nın yanağına koydu.

"Biliyorum. Sen şu ana kadar tanıdığım en masum şeytansın. İçinde Lilith olmasına rağmen... Ancak yapman lazım Alyssa. Lucifer 'ı kurtarmak böylesine küçük bir iblis için öyle büyük bir onur ki... İzin ver yaptığım şeyin uğruna öleyim."

     Kocaman bir nefes aldı Alyssa. Ölmek, James 'in de istediği bir şeydi ve her ne kadar istemese de bunu yapmak zorundaydı. Elinde sıkıca tuttuğu Hayley 'in kanıyla kaplanmış bıçağı James 'in tam kalbinin ortasına doğru tuttu.

"Seni özleyeceğim James."

"Ben de seni Alyssa. Emin ol bir gün tekrar görüşeceğiz."

     Sol eliyle James 'in gözlerini kapattıktan sonra kendi gözlerini yumdu. Korku ve suçlulukla atan kalbinin sesi adeta odanın içinde yankılanıyordu. Gümüş bıçağı James 'in etine değdirdi. Tüm akciğerlerini dolduracak kadar derin bir nefes aldı.

"Yapamam Elijah, yapamam..."

     Sözlerini tamamlayamadan James Alyssa 'nın bıçağı tuttuğu elini sıkıca kavrayıp kendine tüm gücüyle sapladı. O anda acıyla bedeni yere düştü. Bıçak tam kalbinin ortasına saplanmıştı. Gözleri irice açıldı. Arından ağzından çıkan siyah bir duman pencereden çıkıp göye yükseldi. Gözlerinde artık sonsuz bir hiçlik vardı. Alyssa ağlayarak eliyle onun gözlerini kapattı ve James 'in bedeninin yanında çömelip uzun bir süre ağladı. Ardından ayağa kalktı ve kapıya doğru yürüdü.

"Bir süre görüşmesek iyi olur Elijah. Üzgünüm..."

     Alyssa kapıdan çıktı ve nereye gideceğini bilmeden öylece yürüdü. Sonu görülmeyen ıssız yollarda kalabilecek bir yer bulabilmek için yaklaşık yarım saat boyunca bir kilometre ilerideki otobüs durağına gidebilmek için yürüdü. Durakta duran ilk otobüse bindi ve kafasını cama koyup gözlerini sıkıca kapattı. Doğru olanı yapmış olmayı diliyordu.

...

     Alyssa o gece kalmak için küçük bir apartman dairesine yerleşmişti. Dairesinin kirasını ödeyebilmek için de apartmana ait eski bir kafede garsonluk yapmaya başlamıştı. Bütün bu olanları unutup olabildiğince normal olmaya çalışıyordu.

     Gece vardiyasının çıkışından sonra yorgunlukla odasına döndü ve kendisini krem rengi, etrafı yırtıklarla dolu koltuğun üstüne attı. Küçük hareketlerle üstündeki beyaz gömleğini çıkaracağı anda ev telefonunun çalması ile irkildi. Onu bu saatte arayacak kimse yoktu üstelik Elijah da dâhil kimse onun bu apartman dairesinde yaşadığını bilmiyordu. Tedirginlikle elini telefona doğru götürdü. Telefonu açtı ve kulağına koydu ancak çıkan rahatsız edici cızırtılardan başka hiçbir ses gelmiyordu.


"Alo?"


     Kısa bir süre sonra telefondan nefes sesleri geldi ve ardından çekici bir adam sesi duyuldu.


"Her şey için teşekkür ederim Alyssa."


     Alyssa tedirginlikle hafifçe boğazını temizledi.

"Bana neden teşekkür ediyorsunuz bayım?"


"Beni kurtardın." Dedi adam her kelimenin arasında derin bir nefes alarak. Alyssa korkmuştu, dudaklarını sıkıca birbirine bastırdı.

"Kimsiniz?"


"Ah benim tatlı Lilith 'im ben Lucifer."


...


Arkadaşlar merhaba beklediğimden fazla ilgi gösterdiniz teşekkür ederim. Sizden bol bol yorum istiyorum teşekkürler ^^

Continue Reading

You'll Also Like

94.9K 7.1K 13
18 yaşında hayattan zevk almayan felix intihar etmeye kalkıştığı günün sonunda gözlerini hastanede açar. Gözlerini açtığında ilk gördüğü şey nefesi n...
383 61 16
Bu hikayede x,y,z var ama bu bir üç bilinmeyenli denklem değil. İnci'nin rastgele mesaj attığı üç kişi. Üçü de birbirinden zıt karakterde farklı insa...
10.9K 3.7K 44
Olaylar altı aydır cinayet işleyen bir seri katil ve onu bulmaya çalışan sıra dışı, yetenekli, korkusuz bir amir arasında geçiyor. Başta normal bir s...
5.6K 815 19
Nefesini kulağımda hissettiğimde ürperdim. İstemsizce ona dönen yüzümle vücudumun her bir zerresinde hissettiğim duyguların hepsini teker teker gömme...