Fazla geciken bu bölüm için çok özür dilerim.Okul yüzünden çok yogunum.Ayrıca geçen bölümün vote ve yorumları azdı.
Unutmayın yorumlarınız yazma istediğimi daha çok arttırıyor.Bu hikayeye başlama sebebimde sizlerin yorumlarıydı... ;))
İyi okumalar hepinize ;)
-LOUIS'NIN ANLATIMINDAN-
-''Bay Tomlinson bugün ögleden sonra toplatınız var''
-''Tamam dosyaları odama gönderirsin''
-''Ve ayrıca bir misafiriniz var''
-''Kim?''
-''Adının Elizabeth oldugunu söyledi''
-''Herneyse içeri alın'' dediğimde Susan arkasını döndü ve başıyla işaret verdi.
-''Sen çıkabilirsin artık Susan'' İçeri elinde küçük bir bavul ile bir kadın girdi.
-''Evet?'' dedim sandalyemde arkama yaslanırken ''Ne istiyorsunuz?''
-''Ben...Harry'nin annesiyim''
Harry..Harry? ha şu kıvırcık inatçı çocuk...başıma bela olan.
-''Ee?'' dediğimde elindeki bavulu masamın üzerine koydu.Tek kaşımı kaldırmış onu izliyordum.
-''Bunlar onun eşyaları,okul kıyafetleri ve kitapları'' dedi ve ''Bir de unutmadan bu da çek''
-''Anlamadım ne için?'' dedim alayla gülerek.Sinirden gülüyordum aslında.
-''Harry masraflıdır.''
-''Bende yaşayacagını mı sanıyorsun?'' dedim tek kaşımı kaldırırken.
-''Ya nerde?''
-''Bilmiyorum ama benim evime taşınmıyor.'' Bana verdiği çeki geri ona uzattım.
-''Bir daha eve dönmeyeceğini söyledi.Ve bir yerde kalması gerekiyor.''
-''Ne söylediğini niye umursuyorsun.Sen annesisin gel ve al onu.''
-''Eger onu alıp götürmeye çalışırsam ,benden kaçar.Onu bir daha göremeyebilirim.''
-''Neye benziyorum ben? Bakıcıya falan mı?O benim sorumlulugumda degil''
-''Bak Louis! o artık senin sorumlulugunda onu kullandın onu be-becerdin..ya onu alırsın yanına ya da eve dönmesi için ikna edersin.Çünkü benim sözümü artık dinlemiyor.''
-''Seçim senin!'' diyip kapıyı çarpıp çıktı.
Bu neydi şimdi?Sanki onu hamile bırakmıştım.Evet ona deger veriyorum.Ama ben bu degilim.Kurdugum hayat düzenini ve düşüncelerimi degiştiremem.
Ben degişemem.
***
Elimde Harry'nin eşyaları ve kitapları olan çanta ile eve girdim.Belki birkaç gün onun bende kalmasına izin verebilirdim.En azından deneyebilirdim.
Evet onu sevmiyorum ya da ona aşık degilim.Ben sadece onu önemsiyorum.Hepsi bu.Ama o benden daha fazlasını istiyor.Sevgi sözcüklerini,sevgili olmamızı...ama ben bu degilim ve olamam.
Şuan tek istedigim eve gidip kafamdakileri boşaltmaya yarayacak bir duş ve uyku.Bugün kimseyi becermemiş olmam gerçekten ayda bir yaşanan bir olaylardan.Ama şuan hiç keyfim yoktu.Belki..biraz.Neyse.
Evimin kapısının önüne geldigimde kapımı açık buldum.İçeri girdiğimde evimin bir sirk'ten farklı olmadıgını gördüm.
Tanrım.Bu halin evi neydi böyle? Çantayı yere koydum ve Harry'nin nerede olduguna baktıgımda kulagında kulaklıktarla dans ediyordu.Ve üzerinde benim kıyafetlerim vardı.Ve...kapım açıktı.Evime hırsız girebilirdi.Ve..ve..peki sakinim.
Hızlı adımlarımla yanına gittim ve kulaklarında ki kulaklıkları çekip çıkardım.Şaşkın bir ifadeyle dönüp bana baktı.
-''Ne yapıyorsun?'' dedim sakince.
-''Ne?''
-''Ne SİKİM YAPIYORSUN?'' yüzüne karşı bagırırken.Ürkmüştü.
-''Müzik dinliyordum.'' dedi utangaç bir tavırla.Hala yüzümdeki kızgın ifadeyi görünce ortamı yumuşakmak için ''Nasılsın?'' dedi.
-''Nasılım? ...kapımı açık bırakmışsın.Burayı sirk'e çevirmişsin.Kıyafetlerimi giymişsin.!'' diyip mutfaga dogru ilerledim.Dolabımı açtıgımda içinde yemek bulmayı umuyordum.Ama yoktu.Ne sanıyordu bu evi? Otel odası falan mı?
-''Tek istedigim eve gelip birşeyler yiyip,duş alıp uyumaktı.''
-''Başına dert oldugum için üzgünüm.''
-''Benim kadar degilsin!'' dedim kırılması umrumda degildi.
-''Böyle olmasını istemedim.''
-''Ama öyle oldu.''
-''Yani..artık birlikte oldugumuz sürece,'' diyip bana yaklaştı yakamı tuttu ve dudaklarını benimkilere yaklaştırdı.
İşaret parmagımı gögsüne koydum ve onu iteledim.
-''Biz,birlikte degiliz.Biz diye birşey yok.Sen bir sürü talihsiz olaylar neticesinde buradasın.Bu da bana hayatımın en büyük baş agrısına neden oluyor.Ama artık buraya kadar.Giyin, gidiyoruz.''
-''Nereye?''
-''Seni evine geri götürüyorum.Bende kalmayacaksın!''
***
-''Harry? Söylemek istedigin birşey var mı?'' dedi annesi.
-''Peki eger yoksa, baban ve kendi adıma konuşuyorum ki , eve geri dönmeni istiyoruz.Burası ait oldugun yer.Ve...düşünüyorum Louis'de bizimle aynı fikirde olacak.''
-''Louis'nin düşündüğünden bize ne?'' diye lafa karıştı babası.Louis tekli koltukta oturmuş onları izliyordu.
-''Müsade eder misin? nazikçe,bitirmeme izin ver.'' Harry üzgündü.Başı egikti ne Louis'e, ne annesine ne de babasına bakmak istemiyordu.
-''Burada kalıyorsun.'' Annesini dediği üzerine Harry,
-''Tamam.Yalnızca babam Louis'den özür dilerse.'' dedi.
-''Harry! asıl..özür dilemesi gereken o senden,tanrı aşkına.Seni sevdiğine inandırdıgı için-'' diye bagırarak konuştu babası.
-''Hiç bir zaman beni sevdiğini söylemedi.Sadece seks için birlikte oldugumuzu söyledi.Bununla ilgili bir sorunum yok.Çünkü hepsi bundan ibaretti.''
Her ne kadar acıtsa da ...evet...gerçek olan buydu.
-''Şimdi odana gitmelisin Harry.'' diyince annesi Harry oturdugy yerden kalktı ve odasına gitmek için adımladı.Arkasından babasının sesini duyunca durdu.
-''Bir şey daha var Harry.Eger bu evde yaşayacaksan,uyman gerek bazı kurallar olacak.Bundan sonra gay barlara gitmek yok,ya da igrenç yaşam tarzından bahsetmek de yok...ve bir daha hiç bir zaman katiyen onunla görüşmeyeceksin!''
Harry ne diyebilirdi ki.Louis onu hiç sevmeyecekti.Zaten sevseydi onu buraya zorla getirmezdi.Onda kalmasına izin verirdi.
Harry sustu.Bu durumu kabullenmek onun için ne kadar zor olsa da bir şey diyemedi.
-''Yani diger bir deyişle,Harry'nin burada yaşaması kim oldugunu inkar etmesi demek.Ne düşündüğünü ya da ne hissettiğini?''
Louis bu duruma sessiz kalamadı.Bir zamanlar ona yapılan şey şuan Harry'e yapılıyordu.
-''Kimse senin fikrini sormadı!'' diye sinirle konuştu babası.
-''Bu sevgi degil,bu nefret!'' dedi oturdugu yerden kalktı ve odadan çıktı.Çıkarken Harry'nin yanında geçerken ona seslendi.
-''Harry,benimle geliyor musun?''
***
-"Sanırım birileri dün gece yine rahat durmamış." dedi Zayn, Louis'e.
-"Son zamanların en ateşli adamını becerdim." Kahvesinden yudum aldı ve arkasına yaslandı.
-"Evet farklı bir aktivite olmuş senin için." diye lafa atıldı Harry.
-"Adam bir reklam ajansında çalışıyormuş sonra bana New York'ta iş teklif etti.Bende ona özgeçmişimi gönderdim." Masanın etrafında oturan herkes şaşkınlıkla Louis'i dinledi.
-"Ne yani Babylon'dan ayrılıyor musun?" diye sordu Harry.
-"Eger kabul edilirsem ...evet."
Harry,Louis'e inanamıyordu.Bunu yapacagına inanamıyordu.Hiç bir şey söylemedi ve masadan kalkıp gitti.Bunun adına trip atmak deniliyor sanırım.
Birgün harika biri olurken diger birgün bambaşka biri oluyordu.
Liam "Niall'a söyledin mi? buna izin vermeyecektir." dedi.
-"Hayır şimdi ona söylemeye gidiyorum."
***
-"Ne?"
-"Beni duydun Niall.İş olursa New York'a taşınacagım." Niall bu kadarını da beklemiyordu.Sinirden ne diyecegini bilemedi.
-"Yani seni seven insanları, yaşadıgın şehri bırakıp, hiç arkana bile bakmadan, pişmanlık bile olmadan çekip gideceksin?"
-"Öyle görünüyor." Niall hala Louis'nin nasıl bu kadar vurdumduymaz oldugunu anlamıyordu.
-"Beni geçiyorum,Babylon'u geçiyorum.. Harry seni seviyor...ona ne olacak?"
-"Nerden bileyim..hem ayrıca burda kalsam bile bu onunla sevgili olacagım anlamına gelmiyor.''
-"Sana inanamıyorum Louis.Seni seven insanlarda birlikte olmaktansa gitmeyi tercih ediyorsun.Bak sana ne diyecegim beni iyi dinle.Ne sikim yapıyorsan onu yap!!!" diyip odasına gitti ve kapıyı kapattı.
***
Louis bavulunu hazırlarken, Harry onu izliyordu.Dışı bu kadar mükemmel görünürken içi nasıl bu kadar kötü oluyordu? bir türlü çözememişti.
O olmadan ne yapıcaktı? Şuan yanında oldugu halde bile Harry onu özlüyordu.
Çok yakın ama çok uzak.
-"Gitme." dedi Harry."Gidemezsin.Bensiz oralarda ne yapacaksın?"
-"Bilmem.Sanırım hayatta kalacagım."
-''Peki ya ben?'' sesi hafif titredi Harry'nin.
-"Kendi yolunu çizmenin zamanı Harry.Sen kendi yaşlarında biriyle takılırsın bende kendi yaşlarımda." yaklaştı ve elini Harry'nin yanagına koydu.
-"Hiç bir halt bilmeyen ergenlerle birlikte olmak istemiyorum." dedi ve ellerini Louis'in ellerinin üzerine koydu.
-"Duş almaya gidiyorum." ellerini çekti ve odanın banyosuna dogru gitti.
Umursamaz Tomlinson.
Bu Harry'i daha da sinirlendiriyordu.
-"Git!!Git duş al.Git New York'a git.Yeni hayatına git.Ben kimim ki zaten? bana sanki ne olacak?" dedi arkasından.
-"Büyük ihtimalle New York'a gittikten bir kaç hafta sonra benim adımı bile hatırlamayacaksın."18 yaşında bir çocuk vardı.Beni seven ve peşimde dolaşan.Adı neydi acaba?" diyip onu taklit etti ve konuşmasına devam etti.
-"Tabi beni düşünürsen!Tabi senin umrundaysam!Hiç aklına gelirsem!" Harry gözlerinin doldugunu hissediyordu.
Louis banyodan geri çıktı.
-"Hayır.Seni düşünmeyecegim.Bu kapıdan çıktıgım andan itibaren arkama bakmayı düşünmüyorum.Ve aynı şeyi senden de bekliyorum." diyip onu kollarının arasına aldı.
Harry gözyaşlarını daha fazla tutamadı ve aglamaya başladı.Boynuna sarılan Louis'nin kollarına karşılık o da ellerini onun beline sardı.
Akılları karıştıran bir soru vardı aslında.
Louis kolları arasında aglayan bu çocuk için hiç mi üzülmüyordu? Ona dokundugunda veya öptügünde hiç mi birşey hissetmiyordu?
***
-HARRY'NIN ANLATIMINDAN-
-''Cuma akşamı ne yapıyorsun?'' diye sordum.Klüp o kadar gürültülüydü ki bagırmak zorunda kalmıştım.
Hayal ettiğim cevap kesinlikle şuydu.
-''Cuma, cuma, cuma.....New York'a gitmeden önce seninle biraz vakit geçirmeyi umuyorum."
Ama gerçekte olan buydu.
-"Cuma,cuma,cuma...sanırım New York'a gitmeden bir kaç kıçı tekmeleyecegim.''
Evet Louis Tomlinson gibi odun ve göt heriften ne bekliyordum ki.
-''Benimle baloya gelmek ister misin?'' diye sordum tüm umudumla.
-''Ne olarak? bakıcın olarak mı?'' Göz devirmeden edememiştim.Benimle dalga geçiyordu.
-''Randevum olarak.'' dedim.Tanrım lütfen evet desin ,lütfen evet desin.
-''Hahh..tabiki çok isterim.''
Bir dakika ne dedi? Şaka yapıyor olmalı.
-''Ciddi misin?'' diye sordum hafif gülerek.
-''Aklını mı kaçırdın sen?'' yapay kahkahasını etti ve oturdugu yerden kalktı.
Evet şaka yapıyormuş.
-''Ahh..hadi ama alt tarafı bir dans edecegiz."
-''Git ve bir kıza sor.''
-''Ben bir kızla gitmek istemiyorum.Önem verdigim kişiyle gitmek istiyorum.''
-''Şuanda en son ihtiyacım olan şey bir grup sikik 18'lilerle dansa gitmek.''
-''Sikik 18'lilileri seviyorsun sanıyordum.'' dedim.Beni deli ediyordu.Fakat ondan nefret edemiyordum.Belki ediyordum ama ona duydugum sevgi o kadar agır basıyordu ki nefret onun yanında igne ucu kadar küçük kalıyordu.
-''Git bir buket çiçek al.'' dedi oturdugu yerden kalkarak. ''Başka birisi için.''
Hala anlamıyordu.Onu sevdigimi ve sadece onunla olmak isteyecegimi...
***
-YAZARIN ANLATIMINDAN-
Harry baloya biriyle gelmek zorundaydı.Başka bir kız ile gelecegine Sarah ile gelmeye karar verdi.Balo sıradan baloydu.
-''Hey Harry? saksocu arkadaşlarını getirmedin mi?'' diye sataştı Leanorda.Homofobik pisliğin tekiydi.
-''Sen varsın diye ihtiyaç duymadım.'' diyip piç sırıtması yaptı.Evet git gide Tomlinson'a benziyordu.
-''Siktir ordan!''
Tam laf söyleyecekken Sarah Harry'i kolundan tutup dans pistine dogru çekiştirdi.
-''Şununla muhattap olma dediğimi hatırlıyorum.'' dedi Sarah.
-''Evet.Ama o homo-'' Harry cümlesini tamamlayamadı.Neden çünkü şuan bir tür şoktaydı.
Kendisine dogru gelen Louis'nin ikizi degilse...bu oydu.Zaten ikizide yoktu.Herneyse.
Evet Harry şok.
Harry iptal.
-''18'liklerin arasında kalmayı istemediğini sanıyordum.'' şoktan çıkıp sonunda ona birşey söyleyebilmişti.
-''Ahh bana bir bak Harry? kim 25 yaşımda olduguma inanır ki?'' diyip Sarah'a döndü.
Cidden o kadar güzel görünüyordu ki.Siyah takım elbisesinin içine giydigi beyaz dar gömlek onun kaslarını belli ediyordu.Boynuna da beyaz fular takmıştı.Nefes kesiciydi.
-''Çok güzel görünüyorsun Sarah..randevunu ödünç alabilir miyim?''
Harry,uzatılan elin sahibine baktığında rüya falan görmüyordu.Evet.Bu Louis'di.Tomlinson olan.
-''Evet..tabiki.''
Louis Harry'nin elini tuttu ve pistte dogru çekiştirdi.Çalan slow müzik eşliginde dans ederlerken herkes dans etmeyi bıraktı.Herkes onları izliyordu.Harry gamzelerini belli edecek çekilde gülümserken Louis'de buna eşlik ediyordu.Harry'i etrafında döndürdü ve kendi vücudunu yaklaştırdı ve dudaklarına kısa bir öpücük verdi.
Son dansını bana sakla sevgilim.
Kalbini kimseye verme.
Bebegim seni çok sevdigimi bilmiyor musun?
Sana dokundugumda bunu hissetmiyor musun?
Senin asla,asla gitmene izin vermeyecegim.
Son dansını bana sakla sevgilim.
***
-''Yüzlerini gördün mü?'' dedi Harry,Louis'nin arabasının oraya gelirken.Harry kahkahalar atıyordu.Gülümsemesini silemiyordu.Yanakları agrımıştı gülümsemekten.
Harika bir geceydi ve bitmişti.
-''Evet onlara asla unutamayacakları bir balo yaşattık.'' diyip Harry'i arabasına yasladı.
-''Bende unutmayacagım.'' Harry,Louis'nin gözlerinin içine baktı.''Hayatımın en güzel gecesi bu.''
Louis bir şey demedi.Beyaz fuları kendi boynundan çıkardı ve Harry'nin boynuna taktı.Fuları çekiştirerek Harry'i kendine yaklaştırdı.Egildi ve Harry'nin dolgun dudaklarına yapıştı.Bir kaç dakika sonra geri çekildi.
-''Görüşürüz.''
Louis arabasına binip kapıyı kapattı.Arabanın aynasından giden Harry'e dogru baktı ve gülümsedi.Onu mutlu görmek onu gerçek anlamda mutlu ediyordu.
O sırada birden kaşları çatıldı.Aynada bir adam belirli.Elinde bir beyzbol sopası ile Harry'nin arkasından gidiyordu.
Louis hemen arabadan indi ve ''Harryy!!'' diye bagırdı.Fakat artık çok geçti.
Leanorda beyzbol sopasını Harry'nin kafasına geçirmişti.Louis koşarak Harry'nin yanına geldi.Leanorda'ya sıkı bir yumruk geçirdi.Leanorda sendeledikten sonra yere düştü ama hızlıca kalktı ve koştu.
Louis,Leanorda'yı kovalamak yerine Harry'nin yerde cansız yatan bedenine baktı.
-''Hayır,hayır,hayır..Tanrım..'' dizlerinin üstüne çöktü.Harry'nin kafası ve üstü kanlar içindeydi.Cep telefonuyla ambulansın numarasını tuşladı.
O an çok kötüydü.
Ve kollarında ölmek istiyorum,kollarında
Çünkü sen parladıkça,etraf daha da kararıyor
Sana kalbimi vereceğim
Umrumda değil,devam et ve parçala beni
Çünkü sen bir gökyüzüsün,gökyüzüsünün yıldızlarla dolu olan
***
Ambulansın kapısı açıldıgında içinden kanlar içinde bir çocuk sedyeyle çıkarıldı ve hastaneye direk alındı.Tüm bu süreçte Louis onu yalnız bırakmamıştı.
Louis ambulans'tan indi ve giden sedyeye baktı.Elinde beyaz fuları sıkıca tutuyordu.
Kan lekesine bulanmış beyaz fular.
Louis korkuyordu.Harry'e birşey olmasından ölesiye korkuyordu.Belki bu ilk defa oluyordu ama sanırım Louis Tomlinson aglıyordu.Bir tür trans'a geçmiş gibiydi.Canı acıyordu.Onu kaybedemezdi.Harry onun için...özeldi.
Harry'nin hayatında olmasını istiyordu.Onun gitmesini istemiyordu.
Kan içindeki beyaz fuları daha da sıkı sardı.Sanki..gitmesini hiç istemiyormuş gibi.
Aklında olan ve sürekli içinden tekrarladıgı tek şey şuydu;
''Tanrım,lütfen günışımı benden alma.''
Işığı ancak karanlık bastırdığında özlersin.
Bölüm Adı: Son dansını bana sakla.
Umarım bölümü begenmişsinizdir.Çok mu hızlı gidiyorum? Yoksa böyle iyi mi?
Eklemek istediğim bir şey daha var.Okul yüzünden yeni bölümlerin gelmesi aksayabilir.
Vote ve yorumlarınızı esirgemeyin.;))