Erken geldi. Sevinin
topluca sarıldık. ve arkadan gelen ses hiç iç açıcı değildi.
"Oha Mert abicim naber?!"
evet Berk diyenlere bi alkış! ya neden hayatımın her anında oda çıkıyo bi yerlerden?!
ben nebileyiim yaaannndeeexx miyeem?
sana sormadım iç ses.
"Vay Berk! naber lan aramadın hiç"
"siz-yutkundum- nereden tanışıyosunuz?"
"Ceylin hatırlıyo musun bizim bi site vardı hani deli danalar diye saçmalardık. oradan. sende bilirsin aslında sadece o zamanlar hani pek konuşmazdınız" hatırladım. ve 1. yara izim aklıma geldi. Berk... tabi ya oradaydı. beni iten oydu. o an aklıma geldi.
"Mert...İ-i-iten... " Mert anlamıştı.
"ciddi misin?" başımı salladım. bizimkilerde hatırladı. gözlerindeki şaşkınlık ve endişeyi gördüm.
"bişey mi kaçırdım?" çok şey kaçırdın Berk.
"b-ben sahile gidiyorum. E-Elif sende gel." kriz yakındı. her an donabilirdim. Elifle yürümeye başladık.
"HEY NE OLDU?!" çok şey oldu Berk. sayende ölebilirdim orada. yine bir olay ve yine Berk.... Neden?
MERTTEN:
Ceylini iten oymuş.o.
"neyi var?"
"sen daha iyi bilirsin Berk."
"ben ne yaptım şimdi?"
"çok şey. Arda sende kızlarla git."
"tamam."
"Siz nerden tanışıyosunuz Ceylinlerle?"
"biz kardeş gibiyiz. birlikte büyüdük. Elif, Ben, Arda, Ali ve Ceylin. siz?"
"okuldan."
"hayır. daha önceden. çok daha önceden. sadece şimdi fark ettiniz." Ceylinin sırrını söylemedim. sadece bi ipucu.nasıl kamkiyim ama?? tamm ciddi olmalıyım.
"nasıl yani?"
"hatırlamadınmı? Ateş kız?"
"O... Ceylinmiydi?!"
"tebrikler hatırladın. şimdi sen gelme ben onun yanına gidiyorum."
"peki." insan gelir. Ceyline bağladım -_-
CEYLİNDEN:
sahile varır varmaz bi banka oturdum. o iz hala duruyo. Ateşten korkmamın sebebi, Ateşe 1 metreden daha fazla yaklaşamama sebebi... yine Berk yine bi olay yine bi anı yine bi yine. zaten üç şeyden korkarım: ATEŞ VE KARANLIK VE OYUNCAK BEBEQLER. aslında karanlıktan korkmamın sebebi için de bütün korkularımın gizli olması. yani yalnızlık, hüzün,umutsuzluk, sessizlik, sevgisizlik, huzursuzluk... ve bunun gibi duygu ve düşünceler. oyuncak bebeqlerde barbi falan degil. evcilik oynarken kullanilan sıçan bebekler falan. başımı Elifin omzuna yasladım. veee kriz geldi. hareket edemiyordum. donmuştum. sadece nefes alıyor, göz kırpıyor ve göz yaşlarımı serbest bırakıyordum. o olaydan donra gelişmişti bu. her kötü bi olay olunca donardım. krizden çıkınca bi süre konuşmazdım. sonrada patlamalar. duygu patlamaları. histerik kahkaha mı dersin, ağlama krizlerimi dersin hepsi. böyle bozuk biriyim.
"geçti...şh... tamam... iyi olucak... herşey iyi olacak." Elif bana sarılmıştı ve sanki benimle birlikte donmuştu oda. fısıldayan ses Ardaydı. saçımı okşayan el ise Alinin eli. sonradan gelip yanağımı öpen kişi ise Mert. işte benim Kardeşlerim. her daim yanımdalar.
"hadi gel eve gidelim. daha konuşcaz." ben cevap vermeyince Mert devam etti.
"Krize mi girdin? evetse ses verme hayırsa ses ver" şuan sanki konuşabiliyomda.
"off eve kadar taşıcaz mı şimdi seni? umarım kilo vermişsindir." yoo kilo aldım aslında heheh.
kriz halinde bile düşünerek saçmalıyon he
ya sağane he saane?
evet şuan Mertin kucağındayım. Taksi sesi. araba.
"nereye çocuklar?"
"eve hehe" Elif senin amk.
"haha eviniz nerde çocuklar?"
"Çınar sitesi amca bilirsin sen"
"tamam" vardık galiba. yine kucaktayım. kapı zili
"hoşge- YİNE Mİ KRİZ?!"
sevgili annem
"Evet Burcu teyze. sonra anlatırız."
"girin içeri hadi." ev. merdivenler. odam. yatağım. tavan. ah seni özledim bebeğim. sevgili tavan. agsgshs. bi hareket etmeyi- oha lan kriz geçti!
"Ceylin sırf eve tasınmak için kriz numarası yaptıysan-"
"mal hareket etmeyi şimdi denedim "
"lan sen bize olayları anlatcaktın!"
herşeyi baştan sona anlattım. şimdi berk sırrını bilen 3 kişi daha oldu.
"bakın birine söylerseniz sizi öldürürüm ederim anladınız mı?"
"büyüksün apla" şebeklerim ya. biraz daha oturduktan sonra gittiler bende çekildiğimiz selfielere baktım. hemen paylaşmalıyım. en güzelleri seçip tüm hesaplarımda paylaştım.ve dadam bi mesaj. Vatsap a gidiyoruuz
Spastik Patates
-resimlere göre çok kötü durmuyorsun .
+bu ruhumun iyi olduğunu göstermez
-ben o olay için özür dilerim.
+bu konuyu şimdi konuşmasak.
-tamam. yarın saat 7.30 da sahile gel.
+7.30 çok erken değil mi? ben sadece okul için o saatte kalkıyorum.
-7.30 da orada ol
+pff *göz deviren emoji*
-sanada iyi geceler.
cevap vermedim.
yarın gidecek misin?
bilmiyorum
gitmelimisin?
bilmiyorum
onunla konuşmak istiyon mu?
evet
ozaman git
şimdi bu benim iç sesim değil. kalbimin sesi. ben en iyisi bundan sonra belirtiyim.
.........
allam neden abim hep şu alarm sesimle uğraşıyo?! geçen sefer şahdamardı, şimdi ankaranın Bağları.
"AABBİİİEEEĞĞ!!"
ses yok. anladı galba
"ABİİİĞĞCCİİĞİM!"
ses yoh. hala
"AAASSSİİ KERTENKEEELEEEE!"
"NE VAR LAN NE VAR!?!"
"alarmım neden Ankaranın Bağları?!"
"hehehe ben kaçıyım o zaman hehehe"
"De get!" dedim ve ona yastık attım. o odadan gidince bende duşa girdim. sonra beyaz kotumu ve Pembe kazağımı giydim. saçlarımı topuz yaptım. çantamı alıp ev halkına bi not yazdım.
'ben çıkıyorum bebeqler . beni merak etmeyin. telefonum yanımda. hadi ben çıkıyorum.
sefgili kızınız Ceylo"
taksiye binip sahile gittim. saat 7.35
hehe sadece 5 dakka bişey demez heralde hehe.
ilerideki bankta. oturan Berk i görünce yanına gittim. ah hala ilk günki heyecan. neden böyleyim? neden o yani?
"sonunda geldin."
"sadece 5 dakika geciktim."
"ne kadar zarar gördün o gün?" direkten konuya girdi.
"fiziksel mi piskolojik mi?"
"her ikiside."
"hmm fiziksel olarak kalıcı bi iz var. sonra çok uzun bi süre hastanede kaldım. yara izleri zor geçti. piskolojik olarak bayağı hasar aldım. bu konuyla ilgili fazla konuşmak istemiyorum." başını salladı. sadece bunu yaptı. sonra ayağa kalkıp elini uzttı.
"başka birşey daha konuşacaktım...benimle gel" el mahkum elini tutup ayağa kalktım. ama elini tutuncaki his... evet kesinlikle onu seviyorum.