Kod: 18 Deney Başarısız

By rainbowandcandies

129K 11.4K 9.8K

Yıl 2050 İnsanlığa yön verecek deneylerin her geçen gün daha da artması sonucu başarısız olarak tanımlanan d... More

Giriş
Kod 18
Sevimli ve zararsız?
Köpük
Konuşma
İyi geceler Magnus
Korkuttun beni
Çok güzel uyuyordun
Sevgi?
Kızma bana...
Onu sevmedim
Lütfen kızma
Bowling
Kokun çok güzel
Soğuk ve karanlık
Neden değerliyim?
KISKANANLAR ÇATLASIN
Yanında olacağım
Alkollü içecek
Lunapark Macerası Bölüm 1
Lunapark Macerası Bölüm 2
Dudakların çok güzel
Dans
Bana dokunmanı istiyorum
Sen mükemmelsin
Utandın mı?
Bilerek yaptın!
Salaksın sen
Onu seviyorum.
Ne yapacağımı söyle
Bir deniz anası boynuna yapıştı sanırım.
Senin dilin bayağı uzadı.
Kıskançlık
Masum
Akşam yemeği
Sophia
Bana yalan söyledin
Sana küsüm ben.
Duygu sömürüsü
Senden uzak kalamam
Özlem
Saf ve temizsin.
Sürpriz
Saphael
Yanlış yöndesin
İşkence odası
Güvendeyim Alec
Rüya
İyi eğlenceler
Bana güven.
Final
Sen benim her şeyimsin.
Ben kötü birisi değilim.
Biz kazanacağız
Daha iyi hissediyor musun?
Bunu yapmanı istemiyorum
Sensiz uyuyamıyorum.
Hile yaptın.
Şefkat
Sevgi kavramı
Bunlar senin suçun değil
Birlikte gitmeliyiz
Çocuk değilim ben
Ben mi korkağım?
Plana sadık kalmalıyız

Son aşama

1.5K 152 183
By rainbowandcandies

FiaLea bu bölüm sana gelsin.

Alec:

"Herhangi bir gelişme var mı Raphael?"

"Sistemden araştırma yapıyorum. İş yerinin üstüne ya da iş yerinden birisinin üstüne ait olan eski bina, hurdalık ya da terk edilmiş bir yerler var mı diye kontrol ediyorum. Öyle bir yerler bulursam gidip birlikte kontrol edeceğiz."

"İçeriye direkt dalmak Magnus için tehlikeli olabilir." Dediğimde arkasına yaslandı ve sandalyede bana döndü.

"Sence ben aptala mı benziyorum Alec?"

Onu hızlıca inceledim ve "Hayır benzemiyorsun." Diyerek yanıt verdim. Bu tavrıma gülmüştü.

"O kadar saf ve tatlısın ki Magnus'un sana neden düştüğü belli oluyor."

"Magnus bana mı düşmüş?" Anlamaz bir halde ona baktığımda sırıtarak ayaklandı.

"Boşver şimdi, gel benimle sana bir şeyler göstereceğim."

Yürümeye başladığı zaman ben de peşinden ilerlemeye başladım.

"Bu ev kayıtlarda olmayan bir ev. Sahipleri yıllar önce ölmüşler. Tesadüf eseri buldum bu evi ve sonra da sahiplendim. Değişik hobilerim vardır. Yani önceki iş yerimi soymak gibi."

Birlikte bodrum kata indiğimiz zaman  Raphael ışıkları açmıştı. Etrafta birçok teknolojik alet vardı.

"Teknoloji aşığı bir adamım." Deyip yürümeye başladı. Sonrasında eline masanın üstünde duran küçük ve böceğe benzeyen şeyi aldı. "Bunun ne olduğu hakkında bir fikrin var mı?"

"Hayır yok."

"Drone denen şeyin son teknoloji halidir."

"Drone?"

"Ah tabii sen onu da bilmiyorsun. Kısaca uçan kamera. Bunu küçültüp bu şekile böcek haline getirdiler. Bak şimdi."

Yandaki bilgisayarı hızlıca açtı ve sonra bir şeyler yazdı. Bunun üstüne böceğe benzeyen şey havalandı.

"Yanıma gel."

Yanına gittiğim zaman  ekranda oluşan görüntüye hayretle bakmıştım.

"Hem ses hem de görüntü kaydetme özelliği var. Bunu iş yerine sokamam çünkü iş yerinde böcekleri tespit eden araçlar oluyor. Ama Magnus'u götürdükleri yerde bunun olduğunu sanmıyorum. İçeriye dalmadan önce bu küçük şey bize yardımcı olacak."

Küçük şeyi yerine bıraktıktan sonra yandaki dolaba yöneldi ve dolabın içinden bir paket çıkarıp masaya bıraktı.

"Ses bombaları. Zarar vermez ama bomba atmış gibi bir ses çıkarır. Dikkat dağınıklığı için birebir."

Dolabın kapağını açıp içindekileri bana göstermeye başladı.

"Babamın silahlara çok büyük bir ilgisi vardı ve bana küçük yaştan itibaren silah kullanmayı öğretti. Buradaki silahların hepsini ustalıkla kullanabiliyorum. Gerekmediği sürece kullanmam tabii ki ama Magnus için gerekirse kullanırım."

"Sen iyi bir arkadaşsın Raphael, Magnus sana sahip olduğu için çok şanslı."

"Ben de ona sahip olduğum için çok şanslıyım. Düştüğüm zaman tutmak için her zaman yanımda oldu. Hayattan hiçbir beklentim kalmadığı bir vakit onunla tanıştım ve hayatımın iki dönüm noktasından birisi de bu oldu. Diğeri de Simon ile tanışmaktı."

"Dönüm noktası ne demek?" Dediğimde tekrar gülümsemişti.

"Yani... hayatını oldukça derinden değiştirecek bir olay yaşarsan bu olaya hayatının dönüm noktası dersin."

"O zaman Magnus ile tanışmak benim için hayatımın en büyük dönüm noktası." Dediğimde başını sallayarak beni onayladı.

"Hem de çok büyük bir dönüm noktası."

Ona küçük bir gülümseme attığımda içeriden bir yerlerden ötme benzeri bir ses gelmişti.

"Bilgisayarım ötüyor, sanırım bir şeyler buldu."

Hızlıca birlikte salona döndüğümüz zaman Raphael öten bilgisayarının yanına ilerlemişti.

"Şirketin üstüne kayıtlı özel bir mülk yokmuş ama eskiden bir fabrika ile bağlantıları varmış. Fabrika sonradan kapanmış ama hala yıkılmamış. Alec, Magnus'u orada tutuyor olabilirler.

"Ne duruyoruz, hemen gidelim ve araştıralım." Dediğimde ayaklandı ve sonrasında "Birkaç hazırlık yapmam lazım." Diyerek yanımdan uzaklaştı.

Umarım bir an önce onu bulurduk.

...

Magnus:

Kollarım tavana bağlı halde aşağıya sarkıyordum.

Etraf fazlaca dönüyordu. Az önce fazlaca elektrik yemiştim ve birkaç kez de kusmuştum.

Midemde bir şey yokken kusmak çok değişik bir histi.

Ama en azından neredeyse delirmek üzere olduğum şu küçük ve karanlık odadan beni çıkarmışlardı. Orada biraz daha kalsam kafayı yerdim.

"Konuşmamak konusunda neden bu kadar ısrarcı davranıyorsun? Şu Alec denen çocuğu bu kadar mı fazla önemsiyorsun yoksa?"

"Biliyor musunuz, hepiniz iğrenç ucubelersiniz ve eninde sonunda cehennemi boylayacaksınız. Bu yüzden çok rahatım, bana ne yapmak istiyorsanız yapmaya devam edebilirsiniz."

"Merak etme devam edeceğiz zaten. Birkaç favori işkence şeklimiz var, henüz onlara geçmedik."

"Hemen başlasak ya, burada kollarımdan sarkarak durmaktan yoruldum."

"Merak etme hemen başlayacağız." Deyip yanda duran adama bir göz işareti yaptı. Adam hızlıca yanda duran uzun ve kırmızıya çalan renkteki aleti getirdiğinde ben ne olacağını merakla bekliyordum.

"Bu alet saniyede 100 dereceye kadar ısınabiliyor, işkence için ideal bir seçenek. Vücudunda iyileşemez yanıklar oluşmasını istemiyorsan konuşmaya başlamalısın."

Aleti açıp derecesini ayarladı.

"Şu an 50 derece ısıda, bununla başlayabiliriz sanırım."

Aleti yavaşça koluma sürttüğünde oluşan ısıyla gerilmiştim.

100 derecedeki bir ısıya katlanabileceğimi hiç sanmıyordum.

"Alec'e de bunları yaptınız değil mi?"

"Daha da fazlasını yaptık." Deyip ısıyı arttırdı ve kolumda oluşan acıyla dişimi sıktım.

"Direnme Magnus, bu senin için hiç de iyi sonuçlar oluşturmaz çünkü."

Aleti sakince kolumdan çekti ve derecesini arttırdı. Yüzüm istemsizce gerildiği zaman "Bunu sonra test edelim ne dersin?" Diyerek aleti kapamıştı. "Diğer aşama daha zevkli çünkü."

Adamlar iplerimle biraz ayarlama yaptıktan sonra adam benden uzaklaştı. Şu an resmen kollarım iki yana açılmış halde tavandan sarkıyordum.

"Asitler Magnus, asitleri çok severim. Şu an tependen geçen şu boruların içinde asit var."

Gözümü yukarıya çevirip başımın biraz üzerinde duran boruya baktım.

"Farkındaysan belirli yerlerde delikler var. Başta kolundan başlayarak yavaş yavaş o delikleri açacağım ve asit kolundan başlayarak başına doğru damlamaya başlayacak. Kafa derin yavaş yavaş erirken seni izlemek çok zevkli olacak."

Elindeki kumandayı aldı ve bir tuşa bastı. İlk delik açıldığı zaman damlayacak olan asitin görüntüsü ile karşılaştım. Kolumun hizasından aşağıya doğru sarkıyordu.

"Hala konuşmayacak mısın? Kafa derini hiç mi sevmiyorsun Magnus."

Damla yavaşça aşağıya süzülürken kolumun yanından geçmesi ile rahat bir nefes almıştım.

"İlkinde şanslıydın, peki ya ikincide."

İkinci delik de açıldığında yine asitle göz göze gelmiştim. Bu sefer damla diğerinden daha çabuk aktı ve kolumu sıyırıp geçmesi ile acıyla inledim.

"Çok kuvvetli bir asittir."

Kolumda oluşan kızarmadan anlamıştım bunu.

"Beyninin içine doğru akarken acıdan bayılırsan burada seni uyandırmak için duruyor olacağım."

Üçüncü bir delik açılacağı sıra deponun arka kısmından gürültülü bir patlama sesi gelmişti. Elinde kumandayı tutan adam hızlıca odada bulunan kişilere baktı.

"Bu ne şimdi?"

"Bilmiyoruz efendim."

"İki kişi kontrol etmeye gitsin." Dediğinde odadan iki kişi çıktı. Şu an odada 4 kişi kalmışlardı.

"Nerede kalmıştık Magnus, ah üçüncü aşamaya geçecektim değil mi? Ama ben bundan çok sıkıldım, direkt son aşamaya geçelim."

Elindeki kumandada bir tuşa bastığında tam tepemde duran delik açıldı. Asit damlası ile göz göze geldiğim zaman çırpınmaya başlamıştım.

Tanrım, Tanrım günahlarım için beni affet ve Alec'i koru.

Damlaya tekrar baktığımda boru ile bağlantısının kesildiğini fark etmemle gelecek acıya kendimi hazırladım.

Sonsuzluk gibi geçen saliselerin sonunda herhangi bir acı hissetmediğimi fark etmiştim. Sonrasında başımı kaldırıp biraz üstümde havada duran damlayı gördüm.

"Neler oluyor?" Dedi adam sinirle bana bakarak.

"Sanırım az önce ölüm fermanını imzaladın." Dememle adamın geriye doğru uçması bir olmuştu. Birkaç saniye sonra kapının dışında duran Alec'le göz göze gelmiştim.

Adamlar silahlarına sarılırken Alec onları çocuk oyuncağı gibi etkisiz hale getirip odaya giriş yaptı ve sonrasında güçlerini kullanarak kollarımda bağlı duran ipleri parçaladı.

Beni kolları arasında tutup aşağıya indirirken yanda duran adam silahını bize doğrulttu ama tetiğe basamadan beyni dağılmış halde yeri boylamıştı.

Kafasında oluşan deliği görünce bunu Alec'in yapmadığını anladım.

"Raphael." Dedi Alec beni süzerek. Sonrasında dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı. "Buradan git, benim biraz işim var."

"Alec bunu yapmak zorunda değilsin."

Yüzündeki ciddi ifadeyi görünce sustum. Beni kapıya doğru itti ve sonrasında yerde duran adamı odanın ortasına doğru sertçe çekerek sürükledi.

"Sana git demiştim." Diyerek üstüme kapıyı sertçe kapadı. Onu engellemek için bir şeyler yapamayacağımı biliyordum.

O sıra etrafıma baktım, her tarafta kanlı bedenler yatıyordu ve hepsinin ölmüş olduğuna da emindim.

O sırada odadan acı dolu yakarış sesleri kulağıma dolmaya başladığında hızlıca oradan uzaklaşmıştım.

Buna katlanabilecek bir psikolojiye sahip değildim kesinlikle.

...

Tuhaf ve güzel bir bölüm oldu bence...

Continue Reading

You'll Also Like

156K 14.1K 22
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. there is no other universe then, stay with me texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedic...
135K 14.5K 52
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...
36.2K 1.9K 32
Kızın sesini duyunca Alaz'ın omuzları gevşedi. "Öldüm, Asi." Gözlerini kızın yüzünde dolaştırdı. "Sensiz geçirdiğim her gün biraz daha öldüm." Asi al...
23K 1K 34
Bu kitap Yabani dizisinin 28. bölümünden sonra ASLAZ cephesinde yaşanan olayları konu aldığım bir kitaptır. Görmek istediğimiz fakat tüm beklentileri...