krew

byarisa tarafından

72.9K 7.6K 2.2K

insanlar kendilerinden farklı,güçlü olan her şeyden korkarlar. fantastik/fanfiction by; arisaak Daha Fazla

'1|begin
'3|guests
'4|betrayer
'5|first b l o o d
'6|proposal
'7|doors
'8|corky
'9|bite one
'10|preparation
'11|voices of?
'12| she's wakeup
'13|prince13,smok
'14|vampire kingdom
'15|end with begins
'16|can i trust you?
'17| call me rio, honey
'18|grimorium verum/m. past
'19|lips on fire
'20|find her
'21|bloody jesus
'22|awakening
'23|black witch
'24|own strain
'25|inaccessible
'26|beautiful song
'27|zamiana
'28|who are you gemma?
'29|two rope℘
30|born'an death
'31|vic.
'32|fire and earth
'33| devil

'2|party

3.3K 292 125
byarisa tarafından

Eskimiş kitabın parşömen sayfalarından bir tanesini daha çevirdiğimde görüş açıma giren ayakkabılarla derin bir nefes verip, kitabı hızlıca kapattım ve bez çantama tekrardan yollayıp başımı kaldırdım.

Öğle arasındaydık ve kızlar yemekhaneye inmişlerdi, aç olmadığımı söyleyip okulun terasına çıkmıştım ve burada olmalarını en son beklediğim kişiler karşımdaydılar. Etrafta kimsenin olmaması, onlarla baş başa olmam kanımı son damlasına kadar çekeceklerini ve beni buradan aşağı atacakları konusunda endişelendiriyordu.

"Kang Gemma."

Hoseok'un yumuşak sesiyle gözlerimi birkaç saniyeliğine kırpıştırıp diğer bacağımın üstüne attığım bacağımı indirdim ve yaslandığım duvardan doğrularak toz olduğuna emin olduğum üstümü silkeledim.

"Jung Hoseok."

Biçimli kaşlarımı kaldırıp hafifçe tebessüm ettiğimde o da pek samimi olmayan bir gülümseme sunmuştu. İnsanları sevmiyorlardı.

"Isabel'in nerede olduğunu soracaksan-"

"Hayır hayır." Lafımı keserek bana sakinleştirici bir bakış atmıştı. Sevgilisinin arkadaşı olmam dışında benimle bir tanışıklığı yoktu ve Isabel dışında konuşacağımız bir şey de yoktu. Bu yüzden içimde baş gösteren gerilime engel olamamış, kan akışımın hızlanmasını sağlamıştım ve bunu duyabildikleri, heyecanımı hissedebildikleri için yüzlerinde garip, ürkütücü bir gülümseme vardı.

"Ne hakkında.."

Kesik bir nefes vermemden dolayı boğuk çıkan sesimle Jimin'in gözlerinin parıldadığını hissetmiştim. Hepsinden daha farklı bakıyordu. Aralarında vampir olmayan tek kişi olduğundan mı kaynaklanıyordu bilmiyorum fakat bakışlarındaki parıltısının tenimin üstünde ışıldadığını hissediyordum. Tanrı aşkına ne istiyorlardı?

"Profesör Kang'ın kızı olarak meta-insanlarla dolu bir okulda olmak senin için zor oluyordur."

Namjoon'un tahriş olmuş gibi çıkan sesinden dolayı bir adım gerilediğimde zaten duvara yakın olduğumdan sırtım duvara değmişti ve dişlerimi sıkarak karşımdaki tehlike saçan oğlanlara bakmaya başlamıştım. Hoseok, Isabel'e âşıktı. Böyle bir durumda arkadaşına zarar vermek istemezdi yani..öyle düşünüyordum.

"Onunla görüşmüyorum."

Kısa açıklamamdan sonra Namjoon dudağını büzmüş ve başını yukarı kaldırarak düşünüyormuş gibi yapmaya başlamıştı. Sarı ve kumralların birbirine girdiği kabarık saçı terasta esen hafif rüzgarla savrulurken hiçbirinin yüzünde gezdiremiyordum bakışlarımı. Yine de Jimin'in bir şeyleri çözmeye çalışırcasına bakması, gözleri çantamda aralık kaldığı için gözüken kitapta ve üzerimde mekik dokuması beni geriyordu.

"Sen.."

Namjoon bana doğru bir adım attığında Jimin de aynı anda bir adım atmıştı ve Namjoon arkası dönük olduğu için göremese de diğerleri onun bu hareketini garipsemişti. Namjoon'un sert parfüm kokusuna karışan sigara kokusu burnumu kırıştırmama neden olurken o bu durumdan gayet hoşnut bir patavatsızlıkla bakıyordu bana.

"Yine de kendine dikkat et güzelim."

Ölü bedeninin tüm soğukluğunu topladığı parmak uçları boynuma değip, önüme gelen birkaç saç tutamını geriye doğru attığında kanımın kokusunu bağımlı olduğu bir şeymiş gibi burnuma çekmiş, kırmızının en koyu tonuna dönen gözleri haylazlıkla parıldamıştı. Kalp atışlarım tüm okulda yankılanırken yutkunmamla geriye çekilmiş ve saliseler içinde kaybolmuşlardı. Boş terasta öylece kalırken bedenimin titrediğini hissedip duvara elimi yasladım ve derin bir nefes aldım.

+

"Mükemmel olacak diyorum!"

Isabel yerinde duramayarak zıplamış ve kendisiyle birlikte kızıl, maşalı saçları da yukarı aşağı hareket etmişti. Lona'nın yatağının üzerinde üçümüz de yayılıp telefonlarımızla ilgilenirken Isabel, Krew'in partisinden söz edip duruyordu.

"O partiye girebilecek ve yenmeyecek tek insan sensin Isabel."

Lona ilgisizce mırıldandığında Isabel oflayıp yatağın üzerinde zıplamayı bırakmış ve kendini yastıklara atarak bağdaş kurup, suratını asarak bize bakmaya başlamıştı.

"Bu çok adaletsiz. En yakın arkadaşlarımla hiçbir eğlenceye katılamayacak mıyım yani? Hoseok'tan rica edeceğim."

Deyip telefonunu çıkardığında Miyeol ve Luna aynı anda konuşmuştu.

"Kimse Krew'in kurallarını çiğneyemez."

Gülerek onlara hak verdiğimde gözlerini devirmişti. Bu doğruydu; Krew okulda resmen monarşi estiriyordu. On yıl önce çıkan yasalardan dolayı meta-insanlar da insanlar gibi her şeyden faydalanabiliyordu ve devlet karşıtı taraflar bu yasaları protesto etmek için neredeyse her yıl sokağa dökülüyordu. Bizden daha hızlı, daha saldırgan ve daha güçlü olmaları kamusal alanlarda onlara ayrıcalık sağlıyordu tabii. Krew düzenlediği dönembaşı partileri dışında partilerine, grup evlerine, aralarına insan almazlardı. Hoseok için Isabel'in ayrıcalıklı olması onu zaafları olan biri gibi gösterse de kimse bu zamana kadar Isabel'e bir şey diyememişti.

"Vay canına bu kadar hızlı olmasını beklemiyordum."

Isabel'in şaşkın mırıltısıyla üçümüz de aynı anda ona dönmüştük. Peluş hırkama iyice sarıldığımdan en ufak bir hareketin beni yeniden üşüteceğini düşünüp zar zor bakabilmiştim Isabel'e.

"Namjoon izin vermiş. Emma için."

Bakışları merak dolu bir şekilde bana kaydığında kaşlarımı çatmıştım. Aynı şekilde Lona ve Miyeol'un da kaşları şaşkınlıkla havaya kalkmıştı.

"Namjoon'un insanlarla ilgilenmediğini düşünüyordum."

Lona hayretle konuşup kalın ve şişkin dudaklarını aşağıya sarkıttığında diğerleri onu onaylamıştı. Benimle ilgilendiği falan yoktu tabii ki. Aklı binbir hinlikle çalışan birinin benim üzerimden babama ulaşması çok kolay olurdu ve Namjoon'un bundan başka bir amacı olduğunu düşünmüyordum. Şu sıralar meta-insanlar kanunları fazla öne çıkıyordu ve yine bununla alakalı planlarını yürüteceği ufak bir piyon bile olabilirdim.

"Ben gitmek istemiyorum."

Diyerek yatakta geriye kaydım ve yatağın ucuna sırtımı dayayarak telefonun parlak ekranında göz yormaya devam ettim.

"Hadi ama.." Lona elimden telefonu kapıp odanın içinde şaşkınlıkla bir iki adım attı.

"Krew kızlar." Delirmiş gibi bir gülümseme vardı yüzünde. "Krew'in partisine davetliyiz."

Miyeol her zamanki ilgisizliğini koruduğunda ikiye karşı bir kalmıştım. Destek beklercesine baksam da Miyeol ellerini 'ne derseniz o' demiş ve Lona'nın iyice yerinde zıplamasına neden olmuştu.

jjkook  ready for night

+1.278 beğeni

k.namjoon 🤙🏻

miyoongi  fazla dark

lalisaaa  biraz kan dökelim!💋

junghoseok  ah bebeğim

kim.tae hrrr

tüm yorumları gör...

miyooongi  azıcık güneşlenelim dedik ne bu tantana

+1.889 beğeni

junghoseok dostum neee

fr.ftalker şunlara bakın dalga geçiyorlar bizimle?:(

k.namjoon ışıvdıyorsun

parkjiminn yanıyosun kardeşim mdkwıduwı

kim.tae yeni kalktın herhalde fjelfjıe

jacksonwang vampir şakası kaynıyor kfowjdı

tüm yorumları gör...

k.namjoon 

+2.340 beğeni

ft.ftalker  bu gece partide bir insan kurban edecekleri doğru mu

tüm yorumları gör...

Okumaya devam et

Bunları da Beğeneceksin

66.2K 3.6K 29
Gece yarısı sokakta karşısına çıkan evsiz bir kediyi evine alan bir kız en fazla kediyle ne yaşayabilirdi? "ben aslında evine aldığın kediyim, " ger...
189K 8K 15
"MARDİN'DE AŞK" Birbirlerine olan aşklarını ifade etmek için konuşmaya gerek yok . Belki de sessizlik, kalplerinin birbirine daha da yakınlaşmasına...
316K 4.2K 23
Kocam ve arkadaşımın inlemeleri koridorda yankılandı. Gabriel, "Bir saniye bekle burada," dedi, kapıyı açtı. Öne doğru hamle yapmak istedim, koluyla...
2.4M 76.4K 54
Babasının borcu yüzünden genç kızı alı koyan Karahan başına büyük ama tatlı bela alır... Genç kız Karahandan küçük olmasına rağmen yalnız adama eş ol...