Dışarıda son baharın gelişiyle hafif rüzgarlı çok hoş bir hava vardı. Fakat yüzünden damla damla ter akan Tayfun bunu fark edemiyordu. Evin köşesindeki ara sokağa kadar yürümeye başlamıştı. Tedirgindi. Etrafı kolaçan edip tekrar geri döndü.
"Benimle gel çabuk." diyerek Elifi ara sokağa sürükledim. Delirmek üzereydim.
"Çekiştirme beni. Bak seni anladım diyorum. Dün çok düşündüm." dedi.
Düşünmüş olsa böyle yapar mıydı sanki. Beni deli etmek için yapıyor biliyorum. Etrafta kimse var mıdır acaba?
Kahramanımız bir süre sonra tedirginliğine son vermiş, yüzündeki terler kurumuştu. Ara sokakta öylece duruyordu. Ara ara etrafa bakmak dışında pek de hareket etmeden tek bir yere doğru bakıyordu.
"Neyi anladığını anlat." dedim. Telaşım çoktan geçmişti.
"Sen basma kalıp aşkları sevmiyorsun. Sen özgün şeyler istiyorsun. Bir filmde, dizide görülenleri taklit etmek senin için bir eziklik. Sen içten gelen duygularla hareket etmek, istenilen zamanda insanın içinden geleni söylemesini istiyorsun." dedi bana. Bunları söylerken elini iki göğsünün arasına götürmüş, iman tahtasına bastırmıştı. Ben ise şaşkınlıkla ona bakıyordum.
"Evet" dedim. Arkamdan gelen sesle irkildim.
"Mööööööööö" dedi biri. Mö de nedir?
"Möööö, süüütttçüüüü, mööööö" dedi. Hay Allah kahretsin böyle süt mü satılır?
Sütü satarken kibar kibar konuşacaksın sütçü kardeş. Mö değil Moüü gibi bir sesle bağıracaksın. Sonra o sesleri bu kadar uzatmakta neymiş. Nereden çıktı bu sesli harfleri uzatma merakı ekşici kızlar gibi. Ne aptal gereksiz kızlardı onlar. Elif nere gitti? Anahtar? Anahtarı almadım. Anahtarı vermeden gitti kahretsin.
Kahramanımızın koşarak evine gitti. Dış kapının dışında ayakkabılığın içerisindeki ayakkabılardan birinin içinde yedek anahtarı görünce çok sevindi. "Demek buraya bırakmış" diyerek kendi kendine söylendi. Kapıyı yavaşça açıp içeri girdi. Annesi hala televizyon başındaydı. Odasına geçmeyi başardıktan sonra annesine kahvaltı yapıp yapmadıklarını sordu. Cevap gelmeden söyleyeyim, yapmışlardı. Kahramanımızın kendisine yiyecek bir şeyler hazırladı. Tabağını alıp odasına geri döndü. Yemeğini yedikten sonra bilgisayarını açtı. Elifin fotoğraflarına bakmaya başladı.