Sabah

18 3 2
                                    

Sabah içeriye giren gün ışıklarıyla uyanandığımda gördüklerime karşı öyle şaşırmıştım ki beni orada balmumundan yapılma bir heykel sanabilirdiniz. Elif yatağımın ucunda meraklı, siyah gözleriyle bana bakıyordu. "Bu nasıl olabilir?" diye düşünmekten kendimi alıkoyamadım. İçeri nasıl girmiş olabilirdi. Annem onun varlığını bilmiyordu. Kim olduğunu bilse en başta benimle konuşurdu. Gözlerimi açmamla tüm bunları düşünmem bir oldu.

"İçeri nasıl girebildin?!" dedim. Sesim heyecandan titriyordu.

"Girdim işte." dedi ve güldü.

Sessizce yatağımdan kalktım. Odanın kapısını aralayacakken Elif kapının arkasında kalacak bir yere doğru odanın içerisinde yürümeye başladı. Odadan çıktım. Elimi yüzümü yıkama bahanesiyle lavoboya giderken etrafa bakındım. Annem salonda oturuyordu. Mutfakta poşetler içinde öte beriler duruyordu. Demek ki sabah alış verişe çıkılmıştı. Kahretsin! Saat kaç olmuştu ki? Salona girdim. Anneme günaydın diyecekken saati görmemle bu sözcükten vazgeçmem bir oldu. Saat on biri çoktan geçmişti. Elif hala odamdaydı. Annem alış verişe gittiğinde gizlice içeri girmiş olmalıydı. Kapalı kapıyı nasıl açmıştı? Annem kapıyı kilitlerdi. Ayakkabıların içerisindeki anahtarı mı bulmuştu yoksa. Daire kapısını açıp kapı önündeki ayakkabılık içerisinde duran anahtarı aradım. Yerinde yoktu. Demek ki hala Elifteydi.

Kahramanımız evin içerisinde aceleci, ürkek, korkak bir şekilde dolanıyordu. Yüzünden boncuk boncuk terler akıyordu. Annesine bu hali fark ettirmemek için ikide bir yüzünü yıkıyor. Garip sıkıntılar içerisinde evin holünde duruyordu.

Annem anlamış mıdır halimden bir şey olduğunu? Ya anladıysa? Anahtarı sorarsa da şimdi bakmaya gider anahtarı benim gibi bulamazsa? Gözleri bana çok acayip bakıyor bugün. Kesinlikle anlamış olacak. Nasılda somurtuyor yüzünü. Ama bilse benim ne kabahatim var? Ah Elif ah. Ne cesaretle girdin eve?

Tayfun hızla odasına girmişti. Odada yatağın köşesine oturmuş duruyordu. Alnındaki terler daha belirgindi şimdi.

"Ah Elif yaktın beni. Öyle bakma bana." dedim.

"Dün söylediklerini çok düşündüm. Haklısın. Her şey ne kadarda basma kalıp Tayfun." dedi ve elindeki anahtarı gözüme sokarcasına cebinden çıkarıp elinde sıkı sıkı tuttu.

"Haklı mıyım? Haklıyım." kahramanımız ufak bir mutlulukla gevşemiş, arkasından ciddiyetini hemen geri kazanmıştı.

"Delireceğim. Neden buradasın? Anladın sonunda ne demek istediğimi. Peki neden buradasın?" Kahramanımız konuşmasını beklemeden söze devam etti.

"Buradan çıktıktan sonra konuşacağız bunları." dedim ve tekrar odadan çıktım. Salondan içeri girdim. Annemle iki çift laf ettim. Salondan çıkarken sanki el alışkanlığımış gibi salon kapısını çektim. Hızla odama giderken kalbim küt küt atıyordu. Odamda üstüme bir hırka aldım. Elifi kolundan çekiştirip hızlı ve sessiz adımlarda holden geçirdim. Kapıyı yavaşça açtım. Kapıda Elifin ayakkabıları aklıma geldi. Elinde duruyordu. Demek çekiştirirken duraksamasının sebebi buydu. Hızla ayakkabıları ayağımıza geçirdik. Kapıyı yavaşça kapatıp kendimizi dışarı attık.

Buraya kadar olaylar sürükleyici miydi?

Hikayenin kurgusunu sevdiniz mi?

Kahramanımız Hakkında ne düşünüyorsunuz?

İç muhakemeWhere stories live. Discover now