yuna_angeles kapak için teşekkür ederim 💙💙
Laboratuvar kısmına girdiğim anda Raphael kafasını bana çevirdi ve anında gülmeye başladı.
Gömleğimin yakasını kapamaya çalıştığımda daha da gülmüştü.
"Bir deniz anası boynuna yapıştı sanırım."
"Büyük bir deniz anasıydı." Dedim dalga geçercesine konuşarak. "Ayrıca Simon senin boynuna hiç mi yapışmıyor?"
"Yapışıyor da en azından görünmeyecek yerlere izler bırakıyor."
"Alec biraz... deneyimsiz. Zamanla alışacaktır."
"Deneyimsiz mi? Bence dudakları ne yapacağını gayet iyi biliyormuş."
"Ona biraz öğretmiş olabilirim." Dedim saçımı kaşıyarak. "Bana yardım edecek misin?"
"Hangi konuda?"
"Deney kısmındaki işi kabul edecek gibi duruyorum, eğer sen de kabul edersen ve deney kısmına geçersek cidden iyi olacak benim için."
"İllaki ateşe balıklama dalalım diyorsun öyle mi?" Dediğinde kafa sallamıştım.
"Ben çoktan o ateşin içine girdim Raphael, eğer girmek istemezsen seni bulaştırmam."
"Seni bu işe tek sokmam Magnus ama unutma, bunu Alec için değil senin için yapıyorum."
"Biliyorum dostum, biliyorum."
...
"Alec ben geldim." Diyerek eve girdiğim zaman Alec hızlıca yanıma gelmişti.
Sonrasında dibime girdi ve dudaklarını yavaşça dudaklarıma bastırdı.
"Seni özledim." Deyip ellerini belime sardı ve beni kendine çekti.
"Daha sabah birlikteydik."
"Olsun, özleyemez miyim o kadar zamanda seni?"
"Özlersin tabii ki." Deyip onu öptüm ve ben de kollarımı onun omzuna yerleştirdim. "Şimdi Alec, sana bir test yapacağım tamam mı? Sorduğum soruları yanıtlayacaksın ve ben senin toplum ahlakına ne kadar uygun olduğunu ölçeceğim."
"Neden?"
"İnsanların arasına çıkıyoruz Alec, buna ihtiyacın var. Hadi koltuğa oturalım."
Bunu makas eller adında bir filmde görmüştüm. Usta oyuncu Johnny Depp'in mükemmel filmlerinden birisiydi.
Alec zaten benden gelen bir şeye hayatta itiraz etmezdi o yüzden hızlıca koltuğa geçip oturdu.
"Başlıyorum; yolda yürürken yaralı bir kedi gördün. Ne yaparsın?"
Alec düşünmeden "Onu veterinere götürürüm." Demişti. Zaten bu cevabı bekliyordum. Gülümsedim.
"Pekala ikinci soru; birisinin yere çöp attığını görürsen ne yaparsın?"
"Çöpü almasını ve çöpe atmasını söylerim. İnsanlar bu konuda çok düşüncesizler."
"Peki sana karşı gelirse ne yaparsın? Atmak istemediğini söylerse?"
"Ihmm... onu alır bir çöp kovasının içine atarım ve yerlere çöp atmaya devam ederse çevrenin o çöp kovasına döneceğini söylerim. Öyle bir yerde yaşamak ister misin derim. Eğer hala itiraz ediyorsa ağzına birkaç çöp tıkarım."
"Hayır, hayır sakın sonuncuyu yapma. Bu... garip olur. Hatta çöpe atma kısmını da yapma. Sadece ona, eğer bunu yaparsa etrafında fazlaca çöp olacağını söyle."
Alec kafasını kaşıyıp onaylamaz bir halde başını iki yana salladı.
"Bence eylemler sözcüklerden daha etkilidir."
"Evet ama birini öylece çöpe atamazsın anlaştık mı?" Desem de pek ikna olmuş gibi değildi. "Pekala diğer soruya geçiyoruz; eğer birisi sokak ortasında bir hayvana zarar veriyorsa ne yaparsın?"
"Ben de ona aynısını yaparım." Demesiyle gülmemek için kendimi zor tutmuştum.
"Tamam bak, bunu yapmana izin veririm."
"Hatta belki daha bile fazlasını yapabilirim, o anki sinirime bağlı."
"Sen yine de daha fazlasını yapma." Dedim hızlıca. Sonrasında dudaklarımı tekrar onun dudaklarına bastırdım. Onu öpmeye her zamanki gibi doyamıyorum. "Diğer soruya geçiyorum." Deyip bir süre soracağım soruyu düşündüm. "Eğer birilerini kavga ederken görürsen ne yaparsın?"
"Müdahale ederim."
"Peki nasıl bir müdahale bu?"
"Geçen senin yaptığın gibi bir müdahale. Ama eğer birisi sana zarar verirse sadece müdahale ile kalmam. Geçen sefer beni durdurdun, beni sürekli durduruyorsun ama bir dahakine sana zarar veren kim olursa olsun onu güzelce benzeteceğim." Eliyle yavaşça yüzümü okşadı. "Eğer senin canını çok yakarsa onu öldürürüm bile."
"Alec hayır!" Dedim başımı iki yana sallayarak. "Sakın bunu aklının ucundan bile geçirme."
"Magnus, benim için ne kadar değerli olduğunu hala anlamadın mı?"
"Eğer senin için değerliysem benim dediklerimi dinlemelisin." Dedim onun elini tutarak. "Anlaştık mı? Kendini tehlikeye atacak bir şey yapmayacaksın."
"Olay sensen yaparım Magnus, çünkü sen beni kurtarırken kendini tehlikeye atacak bir şey yaptın hem de beni henüz tanımıyordun bile. Sana olan borcumu asla ödeyemem. Sen bunu yapmasan aşkın ne olduğunu asla bilemeyecektim. Sevdiğin insanla sevişmek nasıl bir şey bilemeyecektim. Sen bana, dünyada güzel şeyler olabileceğini de gösterdin."
Söylediği her şey beni kendine daha da bağlıyordu resmen.
"Yine de seni kaybetmekten ölümüne korktuğumu aklından çıkarma."
"Hadi yeni bir soru sor."
"Pekala..." birkaç saniye düşündüm. "Bir erkeğin bir kadına şiddet uyguladığını görürsen ne yaparsın?"
Hiç düşünmeden "İyi şeyler yapmam." Demişti. "Hiç iyi şeyler yapmam."
"Birisi sana bıçak çekerse ne yaparsın?"
"İnan bana bir bıçakla bana zarar veremez."
Alec iyi durumdaydı, cevapları günümüzde yaşayan çoğu insandan daha insancıldı.
"Pekala sonucum ne?"
"Oldukça pozitif, yeterince hazırsın. Sadece... benim hakkımda bu kadar takıntılı olma güzelim anlaştık mı?"
Bir şey demeden bana baktığında iç çektim. Kabul edecek gibi durmuyordu.
Belki onun yerinde ben olsam ben de kabul etmezdim.
"Her neyse, hadi yemek yiyelim artık. Sonra da uyuruz ne dersin?"
"Uyumasak?" Dedi masum bir şekilde bana bakarak. "Yani... ben seninle yine... sevişmek istiyorum. Senle sarılıp uyumayı çok seviyorum biliyorsun ama öncesinde bir şeyler yaparsak... yani... seni sıkmıyorum değil mi?"
Ya sen ne kadar tatlı bir şeysin böyle????
"Alec, biz sevgiliyiz tamam mı? Sen bunu ne zaman istersen yapabiliriz. Söylerken utanıp sıkılmana gerek yok."
"Ben... utanmıyorum. Ama geçenlerde hani... ben senin üstündeydim ya... bir daha öyle yapsak? Ben... benim o daha çok hoşuma gitti. Tam anlatamıyorum ama... bu sefer daha iyisini yaparım bence. Sonra yine sen üstte olursun... şey..."
"Sen yine araştırma filan mı yaptın?" Dedim gülmemek için kendimi zar zor tutarak.
"Belki..." dedi yüzünü utançla önüne eğerek. "Yani çok anlamadım aslında ama... şey filan diyordu... farklı pozisyonlar filan... ne demek istediğini anlamadım... sonra bir de... böyle... zevk vermek için şey yaparlarmış..."
"Ne yaparlarmış?" Dedim sırıtarak.
"Yani... hani sen benim böyle... alt kısımlarımı öptün ya... onun daha fazlası şeyler de yapılıyormuş... ama... ben... şey... yapamam sanki..."
Konuşurken bile kızarmaya başlamıştı.
"İstersen ben sana yaparım." Dediğimde kafasını hayır dercesine salladı.
"Ha...hayır... benden yapmamı istersen yaparım ama. Yani... belki istersin..."
"Hayır istemem."
Şu an o kadar sevimli gözüküyordu ki... Az önceki o sert hali gitmişti resmen.
"Zamanla alışırım belki." Dedi saçını kaşıyarak.
"Ee daha başka ne buldun?" Dedim ona yaklaşıp dizleri üstünden bacaklarımı geçirerek.
"Fantezi malzemesi satan bir siteye girdim. Orada kırbaç vardı. Kelepçe filan. İnsanlar onlardan nasıl zevk alabilir ki..."
"Öyle şeyler sevenler var."
"Sen sevmiyorsun, değil mi?" Dedi tek kaşını havaya kaldırıp.
"Hayır sevmiyorum. Merak etme öyle şeyler yapmayız."
"Pekala, yemeğimizi yiyelim mi?" Dedi bacaklarımı yavaşça okşarken. "Sonra da odaya çıkarız."
"Nasıl istersen öyle olsun ve merak etme, üstte olabilirsin."
...
Magnus'cum bu hikayede ne kadar anlayışlısın sbsnmaks
Ve Alec'cim, seni yerim ♥♥