Geceleyin Alec yanıma gelmişti ve biz uzun süre onunla konuşmadan öylece yatakta uzandık.
"Aklındaki planlardan bana bahsedecek misin?"
"Henüz sadece karar aşamasındayım, yüzde yüz emin olduktan sonra anlatırım sana."
"Benden sakın bir şey saklama olur mu?" Dedi masum bir ses tonuyla.
"Saklamam merak etme." Deyip elimi uzattım ve onun yüzünü okşadım. "Hadi uyuyalım ne dersin."
"Benim uykum yok, ben seni izlesem?"
"Aslında benim de uykum yok." Dedim elimi onun yüzünde daha çok gezdirerek. "Bir şeyler yapalım mı?"
"Olabilir... film izlemek gibi şeyler mi mesela?"
"Hayır, daha özel şeyler." Deyip elimi yavaşça onun boynuna indirdim. "Sevişmek gibi. İster misin?"
Başını olumlu anlamda sallayıp gülümsedi.
"Ne zaman istersen ben de o zaman isterim Magnus."
"Pekala... altta olacağım."
Bir şey demesine müsaade etmeden onu üstüme doğru çektim ve bacaklarımı iki yana doğru açıp bacaklarım arasına girmesini sağladım.
"Nasıl yapacağımı bilmiyorum."
"Farkındayım Alec, sakin ol ve kendini bana bırakmaya çalış."
Bacaklarımı onun beline doladıktan sonra kalçamı onun kasıklarına doğru sürtmeye başladım.
"Başta seni biraz havaya sokmamız lazım. Ve senin de beni havaya sokman gerekiyor."
"Ne yapacağımı söyle."
"Beni öpmekle başlayabilirsin." Dediğimde dudağıma yöneldi ama onu durdurdum. "Boynumu dene."
Başını tamam dercesine sallayıp boynuma yöneldi. Sonrasında beceriksizce boynumu öpmeye başladı.
O kadar beceriksizceydi ki gülmemek için kendimi zor tutuyordum.
"Daha iyisini yapabilirsin. Mesela, dudaklarını hafifçe arala ve dilinle tenimi ıslatıp sonrasında dudaklarınla tenimi emmeye başla."
Geriye çekilip gözlerime baktı.
"Bak şöyle." Dedim ve onu kendime çekip boynuna yöneldim. Dilimi boynuna sürtüp dişlerim ile dudaklarım arasına aldığım teni sesli bir şekilde emmeye başladım.
"Hoşuna gitti mi?"
"E...evet."
Kekelemesi hoşuma gitmişti. Ondan biraz uzaklaştım ve saçlarından onu boynuma doğru çektim.
"Sıra sende."
Yapacağına hiç ihtimal vermiyordum ama Alec çok iyi bir öğrenciydi.
Tenimi öyle vahşice ve zevkle emmeye başlamıştı ki bir an için kendimi bulutların tepesinde hissetmiştim.
"Çok güzel..." dedim saçını okşarken. "Devam et, beni tüketebildiğin kadar tüket."
Boynumun diğer tarafına geçti ve öpücüklerini oraya bırakmaya başladı. Acaba yarın mor bir boyunla ise gittiğimde Raphael ne diyecekti?
"Devam edelim artık." Deyip onu yavaşça kendimden uzaklaştırdım. "Tişörtümü sıyır ve açığa çıkan tenimle ne yapmak istiyorsan onu yap."
Bir şey demeden tişörtümü yukarı sıyırdı ve boynuma kadar çıkardı. Sonrasında eli aşağılara doğru inmeye başlamıştı.
Kasıklarıma kadar inen eliyle inlememek için dişlerimi sıkmıştım.
"O gün bana bir şeyler yaptın, hoşuma giden şeyler. Aynılarını yapacağım."
Meraklı bir şekilde altında kıpırdandım. Bunun üstüne ıslak dudaklarını meme uçlarıma temas ederken bulmuştum.
Bu sefer inlememi bastıracak kadar güçlü değildim.
"Ahh... devam et."
Göğsümde bir süre daha oyalandı ve sonrasında aşağıya doğru ıslak bir yol izlemeye başladı.
Karın çevremde durdu ve eşofmanımı kavrayıp aşağıya doğru çekti.
"Alec bunu yapmak zorunda değilsin." Dedim kendini aşağıya doğru çektiğini fark ettiğimde.
"Sen bana yapmıştın."
"A... ama..." dememe kalmadan kasıklarımda ıslak dudaklarının temasını hissettim.
Onun birkaç dokunuşuyla bile kendimi bırakabilirdim ama dudakları oradayken bunu yapmam doğru değildi.
Kendimi bastırsam da inlemelerimi bastıramıyordum.
"Lü... lütfen Alec. Beni çıldırtmaya bir son ver."
Yüzünü yukarı kaldırıp bana anlamaz gözlerle baktığında gülmüştüm.
"Sadece... artık başlayalım. Kıyafetlerinden kurtul hadi."
Bir yandan bunu deyip diğer yandan da tişörtünü yukarı doğru çekmeye başlamıştım bile.
Birkaç saniye sonra tişörtü yerle buluştu ve sonrasında pantolonunu çözerken de ona yardımcı oldum.
Saniyeler içinde pantolonundan da kurtulmuştuk. Sonrasında boynuma kadar sıyrılmış tişörtü bir çırpıda çıkardım ve onun bedenini aç gözlerle süzmeye başladım.
Alec'se dizlerime kadar sıyrılmış pantolonu çıkartıp bir kenara attı ve aynı aç gözlerle o da beni süzmeye başladı.
"Ne yapmalıyım?" Dedi sabırsız bir ses tonuyla konuşarak.
"Üstüme uzan sakince."
Dediğimi yapıp üstüme uzandı, bacaklarımı beline doladım ve kendimi hazır hissetmeye çalıştım.
"Seninle pazar günü ne yaptığımızı hatırlıyorsun değil mi?"
Başını olumlu anlamda sallarken gülümsedim.
"Sana yaptığım şeyi şimdi sen bana yapacaksın." Derin bir nefes alıp verdim. "Kendini içime doğru itip bedenlerimizi birleştireceksin."
"Tamam ama eğer yanlış yaparsam beni uyar."
Aniden gelen acıyla dudaklarımı sıkmıştım.
"Daha yavaş Alec, başlangıçta daha yavaş olmalısın. Lanet olsun..."
Kendimi sakinleştirmeye çalışırken Alec bana yaklaşıp yüzümü öpmeye başladı.
"Özür dilerim, çok özür dilerim. Çok mu yaktım canını?"
Masum bir kedi gibi bana bakarken olumsuz bir cevap vererek onu üzemezdim.
"Hayır yakmadın, şimdi hareket edeceksin. İleri ve geri. Mümkünse yavaşça ve ağır hareketlerle yap bunu."
Başını tamam anlamında sallayıp dediğimi beceriksizce yapmaya başlamıştı.
Kendimi 16'sına girmiş ve ilk defa ilişkiye giren liseliler gibi hissediyorum şu an.
Gerçi onlar bile Alec'ten daha fazla şey biliyordur.
"Ben... yapabiliyor muyum?"
Başımı hayır anlamında salladığımda dudak büzmüştü. Bu haline gülmeden edemedim.
"Sadece... içgüdüsel yaklaşmaya çalış. İçinden nasıl geliyorsa öyle hareket et."
Bacaklarımı onun beline dolayıp onu kendime çektim.
"Şey... tamam..."
Kollarını dirseklerinden kırıp başımın iki yanına yerleştirdi ve daha kontrollü davranarak üstümde git gel yapmaya başladı.
"A... Alec... çok güzel, gerçekten çok güzel."
İstemsizce dudaklarım yukarıya kıvrıldığında Alec de gülümsemişti.
"Oluyor mu, yapabildim mi?"
Başımı evet dercesine sallayıp onun yüzünü kendime çektim ve dudaklarımızı birleştirdim.
Kısa süren etkili bir öpüşmenin ardından yüzünü boynuma doğru çektim. Öpüşü yumuşak olmaktan çok uzaktı.
"Beni delirteceksin." Diyerek saçlarını okşamaya başladım. Alışmaya başlaması iyiydi ve zevk almaya başladığımı hissediyordum. "Çok hızlı öğreniyorsun."
"Magnus... şey..."
"Sorun ne?"
"Sa... sanırım... benim de hoşuma gidiyor... ya..yani anlatamam ama... tuhaf bir his var içimde."
"Hormonlar, cinsel arzunun tatmini... o hisler gayet normal Alec."
Saçını okşarken kulağına doğru söylemiştim bunu. Sonrasında dudağımı kulak çevresine sürttüm. "Hızlan artık, kontrollü bir şekilde."
Hareketleri sertleştiğinde bir yıldan fazla süredir bunu yapmadığım aklıma gelmişti. Bu zevki özlemiştim.
Dudaklarıma engel olmadım ve inlemelerimi serbest bıraktım.
Tarifi imkansız bir zevkle altında kıvranırken kafamı geriye çektim. Dudaklarımı aralayıp dilimi dışarıya çıkardım ve alttan Alec'in çenesini yalayıp ısırmaya başladım.
Sona doğru hızlanan hareketlerimiz yüzünden nefes nefese kalmıştım. Terler saçımı ıslatmıştı ve inlemekten yorulmuştum.
Kendini ilk bırakan bendim ama Alec hala üstümdeydi.
"Lanet olsun... sanırım birileri kendini geç teslim etmeyi seviyor." Dedim sırıtarak. Aslında bu durum hoşuma gitmişti.
Alec dediğim şeyi anlamamış olsa da açıklama yapmak istememiştim o an. Belki sonra, daha uygun bir anda açıklarım bunu.
Bitirici hamlenin ardından kendimi tutamayıp seslice nefes verdim ve Alec'in bedenini üstüme bırakmaması için onu yavaşça yana ittim.
Birkaç saniye kendime gelmeye çalışmıştım, nefesim düzene girene kadar öylece tavanı izledim.
"Nasıldı Alec?"
"Bu... bayağı güzeldi. Bunu istediğimiz zaman yapabilir miyiz?"
"İstediğimiz zaman yapabiliriz Alec, ne zaman istersen söylemen yeterli."
...
Her gün istedi sbsnsnsmmss