Uyandığımda Arda bana sarılmış bir şekilde uyuyordu. Saçlarını geriye attım ve dün nasıl buraya geldiğim aklıma geldi ve kıpkırmızı oldum. Arda'nın yanağına buse kondurdum birden beni gözleri kapalı şekilde ellerini belime koydu beni birden kendisine çekti üstüne düştüm hafif başını kaldırdı ve dudağımdan öptü ve sırtını arkaya yasladı beni kucağına oturttu.
Uykulu şekilde çok tatlıydı ama bu kadar yakınlık biraz fazla yani sonuçta beni hep öpüyor mal gibi sevgili de değiliz neden bu kadar hem yakın hem uzağız?
Arda belimden tuttu ve beni kendisine daha çok yaklaştırdı. Bende ellerimi kaslı koluna koydum.
" Sanada Günaydın Arda (!)" dedim o da sırıttı ama uykuluyken sırtıma ya. Arda morluklara kaşlarını çatarak baktı. Ve birden morluklarda dudağını gezdiriyordu. Şuan çok utanmıştım ve kasıyordum. Arda beni omuzlarımdan tutup
"Çok mu acıttı?" dedi ben kafamı olumlu halde salladım. Arda sinirle beni itip banyoya girdi. Bende kıyafetlerimi giyindim. Altıma şort üstüme yarım kollu tişört giydim. Saçlarımı kendi haline dalgalı bıraktım. Tişörtun açık kalan omzu diğer taraftı bilerek böyle giyinmiştim.
Ardayı bekliyordum hala.
" Arda çabuk ol!" diye bağırdım. Arda ilk defa üstü giyinik çıkmıştı.
"Sonunda " dedim ve tam kapıdan çıkacakken
"Bu şort ne?!?" diye bağırdı.
" Ne var şortumda! Aras bile karışmıyor!"
" Benim Aras'a benzer bir halim var mı? "
" Ya Arda of ya her zaman giydiğim şort işte! "
" Iyi bu seferlik seni dinliyorum ama bakan olursa gözlerini oyarım!" Ben gülümsedim çünkü onun da benden hoşlanıp hoşlanmadığını test ediyorum.
"Sen kıskançsın beni kıskanıyorsun"
" Ben mi kıskandım? Ben seni neden kıskanayım ki kuzenin olarak görevimi yapıyorum" pislik kuzenmis ! O zaman neden beni öptü! Alıştı tabi bir daha izin vermeyecegim ilki ondan diye öpmek zorunlu degil!
" Iyi canım kuzenim(!) bende sana bakan kızların gözünü oyarım!"
" Sorun değil kuzen benim için problem yok kızlarla"
" Öyle mi? Benimde problemim yok aslında (!)" dedim ama takmadı. Asansöre bindik. 2. katta tekrar durdu ve Kıvanç bindi. Beni korku bastı. Arda beni sağ tarafına aldı. Arda'nın elini tuttum.
Kıvanç bana bakıp piç bir şekilde gülüyordu. Kıvanç herkes asansörden inince Arda'yı takmadan benim elimden tuttu ve kendisine çekti. Ben titriyordum. Arda kükreyerek,
"Napıyorsun lan piç!" diye bağırdı. Birden kendimi Arda'nın kollarında buldum.
" Ağlama kelebeğim" dedi ben ağlıyordum farkında bile değildim.
"Arda inelim " dedim Arda asansörü durdurdu ama Kıvanç engel oldu.
Kıvanç : " daha Minayı alamadım seni istiyorum Mina! " bu çocuk yürek mi yemişti? Ben daha çok korktum. Yere çöktüm. Millet hiç mi binmezdi asansöre! Arda yanıma eğildi.
"Mina sakin ol ben yanındayım korkma" bu sözler beni biraz olsun rahatlatmıştı. Arda beni göğsüne yasladı. Ve saçımı okşamaya başladı. Kıvanç hala ordan laf atıyordu.
Kıvanç: "Mina sevdiğin bir kişi var ve o seni sevmiyor! Ben seni seviyorum beni de sevebilir misin?" Arda bana saşkınca bakıyordu.
Kıvanç: "Neden sustun Mina? Aşık olduğun kişiyi sadece ben biliyorum ve kimse bilmiyor başka. Merak etme kimseye söylemem ama benimle 1 günlüğüne ol" Arda ayağa kalktı ve birden yüzüne geçirdi. Kıvanç küfür edip çıktı.
Arda: "kalk lavobaya götüreyim" dedi bende elinden desek alarak ayağa kalktım. Beraber lavobaya gittik. Yüzümü yıkadım. Havlu peçete ile yüzümü kuruttum. Arda bana döndü ve
" Sen aşık mı oldun?" dedi masumca. Kafamı olumlu anlamda salladım. Arda bana bakmadan lavobadan çıktı. Arkasından koşarak gittim. Önüne geçtim ve
" Kızdın mı? "
" Neye ?"
" Aşık olmama"
" Neden kızayım ki bana mı oldun sanki yani normal" evet sana oldum sana! Bana, aşık olduğum için kızmanı o kadar çok istiyorum ki!
" İyi ben aslında kimseye söylemeyecektim ama Kıvanç o zamanlar yakın davrandı iyi birisi gibiydi ve ona söyledim ama onun söylememesi için her şeyi yaparım"
" O kadar önemli birisi herhalde kimseye söylemiyorsun"
" Evet çok önemli bir gülüşü var kelebek görse ömrü uzar"
" Bu kadar güzel gülen birisini çok merak ediyorum "
" Bence de merak etmelisin"
" Bu otelde mi gördün? "
" Aslında zaten tanışıyorduk ona aşık falan değildim sonradan onu her gördüğümde her öptüğümde kalp atışım hızlanıyor" bir dakika ben pot kırdım!
" Ilk öpücüğün benim sanıyordum"
" Bende öyle sanıyordum ama onu sadece bir kere oldu zaten "
" Iyi! O sana aşık mı? "
" Bilmiyorum sence aşık mıdır? " Arda biraz bekledi ve
" Bence.." tam söyleyecekti ki Cenk yanımıza geldi.
" Hadi çabuk olun bugün Asya'nın doğum gününü kutlayacağız!" doğru ya Asyayı unuttum.
" Of ben onu unuttum yaa!"
Cenk:"gel de Asya'yı oyala"
" Olmaz benim işim var siz hazırlıkları yapın ben gelirim" dedim ve koşarak merdivenlere yöneldim. Artık gerçek bir sürpriz gerekir.
ARDA
Şuan o kadar çok merak ediyorum ki acaba aşık olduğu kişi kim? İlki ben değilmişim! O kişinin yerinde olmayı çok isterdim. Şimdi nereye gitti. Biz de Asya'nın yanına gittik.
Asya: "Mina yok mu?"
" Hayır işi varmış"
" Ne işi var ki? Neyse "
" Bilmiyorum" beraber çay bahçesinin birisini süsledik. hava kararmıştı ama Mina hala yoktu. Aras'ın yanına gittim
" Mina nerde?"
" Bilmiyorum arasana bi"
" Tamam" Mina'yı telefonumla aradım ama açmadı. Şimdi endişelenmeye başladım. Bahçeden aşağı indim ve
" Mina!" diye bağırmaya başladım. Mina masanın birinde oturmuş Efe ile konuşuyordu. Yanına gittim
" Nerdesin!?"
" Arda şuan çok önemli bir işim var lütfen cidden Asya'yı bir kez olsun mutlu etmek istiyorum"
" O herife güvenmiyorum!"
" Arda lütfen o bana zarar vermedi Asya'yı mutlu etmek istiyorum sadece küçük bir sürpriz yapacağım kimseye bahsetme" dedi hala sinirliydim ve gitmeyecektim.
Mina dudağıma buse koydu. Ve lütfen bakışı attı. Bunu sevdiği çocuğa nasıl yapıyordu bunu? Hem beni öpüyor hem başkasına aşık aptal kız! Arkamı döndüm ve yukarıdaki çay bahçesine yürümeye başladım.
MİNA
"Siz aptalsınız siz ya " dedim ve gülümsedim. Efe
"Bilmiyorum ben o böyle düşünüyordur sanmamıştım"
" Neyse ben gideyim de anlamasınlar" dedim ve çay bahçesine giderken karşıma birden Kıvanç çıktı. Onu takmadan gideyim derken beni kolumdan tuttu ve
" Seninle bir anlaşma yapmak istiyorum " dedi ne anlaşması olabilirdi ki?
ARDA
Mina nerde kaldı derken yanımıza geldi.
" Sonunda gelebildin" dedim ama beni takmadı. Hep tedirginlikle hareket ediyordu. Yanına gittim
" Ne konuştun?" dedim beni duymamazlıktan geldi bileğinden sertçe tuttum ve bizimkilerden uzaklaştım.
" Mina ne yapıyorsun?!" bana bakmıyordu. Cevap vermedi.
"Mina noldu ne yaptım sana! bana neden soğuksun!" Mina'nın gözleri istemsizce doldu. Bir kaç damla yaş aktı.
" Arda beni yalnız bırakman gerek benden uzak dur! Ben bunu kendim için yapmıyorum ve böyle olması gerek şuan sana açıklama yapmam bile yanlış "
" Nasıl yanlış benden ne saklıyorsun! Senden uzak duramam! Kim için yapıyorsun beni takmayacak mısın? " Mina beni takmayarak ağlayarak gidiyordu peşinden gittim ve belinden tutup kendime çektim. Saçını geriye doğru attım.
" Eğer senden uzar duracaksam bunu seni zor durumda bırakmamak için yapmaya çalışırım ama sana yaklaşan olursa senden uzak duramam ve günlük ödülümü isterim" dedim birden yüzünde gülümseme oldu. Ve bir şey hatırlar gibi oldu hemen suratı düştü. Bunun ucunda her ne varsa bana dokunuyor. Ve içimde kötü bir his var. Minaya daha çok yaklaştım ve Mina beni ittirmeye çalıştı.
"Arda lütfen olmaz benim için lütfen" dedi ve ağlamaya başladı.
" Mina eğer üzüleceksen senden uzak durmam! Ağlama! Mina bana anlatsan bir şey olmaz!"
" Arda lütfen sonra eğer beni düşünüyorsan benden biraz uzakta kal ben korkuyorum lütfen"
" Neyden korkuyorsun benden mi?"
" Gitmem lazım" dedi ve koşarak gitti. Ne olacaktı ondan uzak mı kalacaktım? Ben onsuz yapamam! Bana hep soğuk mu olacak? Gece saat 11.50 şimdi doğum günü başlamıştır. Çay bahçesinde müzik son ses ve herkes mutlu ben hariç. Masaların birine geçtim. Kıvanç da burdaydı o piçin burda ne işi vardı.? Kıvanç kahkaha atıyordu nasıl bu kadar mutlu olabiliyordu? Yanına gittigimde bana hemen bakarak kahkaha attı.
" Ne işin var burada?"
" Hahah parti var dediler geldik sorun mu var?"
" Evet sorun var!! Piç herif!" dedim ve yakasından tuttugum gibi kafa attım. Kimse bizi takmıyordu bu da benim işime geldi. Yere savurdum ve yumruklamaya başladım. Birden dengemi kaybettim ve bundan dolayı üstüme çıkıp beni yumruklamaya başladı.
Mina: "Durun!! Lütfen dur Kıvanç! " sesinde îma vardı.
"Kıvanç bırak onu!" bağırmıştı ve yere çömelip ağlamaya başladı. Kıvanç üstümden kalkar kalkmaz Mina'nın yanına gittim.
" Ağlama kelebek " Mina başını kaldırdı ve patlak dudağımda elini nazikçe gezdirdi. Yüzümdeki yaraları inceliyordu eliyle de nazikçe gezdiriyordu. Bana sıkıca sarıldı. Geri çekildi. Tam yanağımdan öpecekken Kıvanç öksürdü. Mina tereddütle baktı ve hemen geri çekildi. Koşuyordu ağlayarak.
Bu ne demekti? Ne olacaktı? Neyden tereddüt ediyordu? Neden korkuyordu benden neden kaçıyordu neden benden de başkasından değil!? Şuan tek bildiğim şey Seni seviyorum kelebek..
YB HAKKINDA NELER DUSUNUYORSUNUZ? SIZCE KIVANÇIN ANLASMA DERKEN KI ANLASMASI NE? NASIL BIR ANLASMA? MINANIN ASYAYA HEDIYESI NE?
SIZLERI ÇOK ÇOK ÇOK SEVIYORUM BBQULAR. VOTE VE YORUM EKSİK ETMEYIN :D ▲_▲