NEFRETİM : Karışık Duygular

By AlfaMireculer

83.9K 4.9K 5.1K

"Ben her zaman istediğimi alırım prenses" "üzgünüm zengin ve kendini beğenmiş egoistlere karşı fobim var" "b... More

Bilgilendirme
Agreste Okulu
Seni Etkiliyorum
Bir Arkadaş
İyi İki Arkadaş
Adrien'ın Sevgilisi?
O Da Beni Seviyor
Düzenbaz
Aşk Kırıntıları
Aptal!?
Duyuru!
10. : Özel Bölüm
Küçük Bir Defile!
Küçük Bir Defile! (2) + (Küçük Spoiler)
¡Takıntı¡
§Kahramanlar Geri Dönüyor§
Kahramanlar Geri Dönüyor (2)
*Emilie Mi?*
Final (part:1)
# Final #

¦Mrs Kurtzberg¦

2.8K 196 177
By AlfaMireculer

Sabah kocaman ve rahat yatağımdan her zamanki gibi erken kalktım. Artık makyaja ve nasıl giyineceğime önem gösteriyordum. 3 yıldır aldığım eğitim sayesinde nasıl giyineceğimi ve nasıl makyaj yapacağımı biliyordum.

Üzerime güzel bir siyah beyaz takım uydurduktan sonra önemli bir iş anlaşması için şirkete gittim.

Bir şirket bana güzel bir teklif önermişti. Fakat büyükanneme sormadan bir şey söylemek istemiyordum.

Arabada Büyükannemi aradım.

#Alo merhaba büyükanne ben marinette

#evet canım bir sorun mu var?

#büyükanne güzel bir teklif var bir şirket ortaklığı ile ilgili

#ortaklık her zaman kötüdür batan bir şirket sadece ortaklık sunar kabul etme fakat küçük bir bağışta bulunabilirsin ilerde şirket yükselirse sana minnettar kalır

#tamam o zaman teşekkürler büyükanne görüşürüz

#görüşürüz canım

Arkasından biri daha arıyordu bilinmeyen numara?

#Alo kimsiniz

#asıl siz kimsiniz marinette Duphain-Cheng 'i aramıştım?

#benim

#prenses? Benim

#hee sen miydin?

#başkasını mı bekliyordun?

#yok hayır da beni normalde iş haricinde kimse aramzdı da

#hadi sinemaya gidiyoruz 10 dk içinde buluşalım

#hayatta olmaz bugün çok meşgulüm

#senin asistanın yok mu? Ona söyle

#ben yapınca içim daha rahat oluyor

#hadi ama prenses benim için hiç mi zamanın yok

#tamam sadece bir film izleyeceğiz bu seferlik

#bekliyorum seni prenses ha bu arada numaranı Alya'dan almadım. Ona sakın kızma

Telefonu kapattım. Alya! Senle küçük bir görüşme yapacağız. İlk olarak şoföre arabayı döndürmesini söyledikten sonra asistanım Kim'i aradım ve halletmesini söyledim.

Şaşırmıştı genel işler dışında ona kendi işlerimi hayatta yaptırmazdım.

Bir alışveriş merkezinin yanında durup üstümü değiştirdim.

Daha uygun şeyler giyindim. Siyah kısa günlük bir elbise alıp topuz olan saçımı saldım.

Niye böyle süsleniyordum ki? Aptal marinette sanki seni her halinle beğenmeyecek beğenir mi acaba?

Üstüme daha iyi bakmak için boy aynasına geçtim.

Satış danışmasından birini çağırdım ve fikrini sordum.

Gayet hoş göründüğümü söyleyince içim rahatlamıştı

Napıyorsun sen marinette işini bıraktın. Böyle süsleniyorsun...

...

Sinemanın önüne geldiğimde daha ortalarda kimse yoktu. Erken mi gelmiştim yoksa...

Yo... o mu geç kalmıştı... eğer beni bugün ekersen Adrien Agreste seni gebertirim!

Derken telefonum çaldı

#Alo

#Alo prenses içeri gir ve 2. Salona gel orda seni bekliyorum

#insan bir beni bekler

#hadi film başlamak üzere

#geliyorum

Sinemadan içeri girip salon ikiye girdim. Salon da bir iki çift vardı. En arkada ise Adrien.

Merdivenlerden en üste çıkarken lambalar kapandı önümü yoklaya yoklaya gitmeye çalışıyordum. Birden birine çarptım. Geri geri aşağa düşerken birisi belimden tuttu.

Tam o arada film başladı ve içerisi aydınlandı.

Karşımdaki kişinin Adrien olduğunu görünce sevindim.

Beni yanına çekti.

"iyi misin prenses?"

"E evet ama az kalsın aşağa kadar tekerlenecektim."

Deyip elimle saçlarımı karıştırdım.

"neyse hadi gel otursak iyi olur."

"filmin konusu ne?"

"korku. Sever misin?"

"yani korkak değilim ama pek aram yoktur."

"aslında... neyse."

Dedikten sonra yanından bir patlamış mısır uzattı. Elinden aldım. Ondan çekiniyordum bu aralar.

Filim korkunç ve kanlı bir şekilde başladı. Belli olmuştu bana bu gece uyku yok.

Biraz daha Adrian'a yaklaştım.

"korkuyor musun prenses?"

"ne yalan söyleyeyim biraz"

Elini omzuma atmasıyla yerimden fırladım. Bu bol gelirimli filmden zaten ölmek üzereydim.

"korkma sadece benim elim. İstersen bana yaslanabilirsin yani korkuyorsan..."

Cevap vermeden başımı omzuna koydum. Oda başımı okşamaya başladı.

Film umrumda bile değildi uzun zamandır geç yatıp çok erken kalkıyordum. Orada öyle uyuya kalmışım.

...

Akşam evimde kendi yatağımda uyandım. Sinemada uyuyup burada mı uyanmıştım?

Kalkarken büyükannemi yanımda gördüm.

"marinette canım kalk hadi"

Gözlerimi ovuşturarak kalktım.

"büyükanne noldu?"

" Sarışın bir genç seni getirdi. Uyuyordun."

"büyükanne ben üzgünüm şirkette olmam gerekiyordu."

"evet fakat senin için sevindim onunla yakın görünüyordunuz adı ne"

"Adrien, Adrien Agreste"

"Agreste şirketinin yöneticisi... Bu uygun olur mu bilmiyorum yani eğer çok ciddi olup da evlenirsen bu şirketle Agreste şirketi birleşir."

"hayır. Yani bunu biraz düşünmem gerekiyor."

"marinette canım sakın bu şirket için kendi duygularından vazgeçme. Tamam mı?"

"tamam büyükanne."

"Aferin. Bu akşam Annenler geliyor yemeğe. Onun için giyin hadi. 1 saat içinde burda olurlar."

"tamam büyükanne"

Tamamen büyükannemin evinde yaşıyordum. 3 günde bir Annemleri ziyarete gidiyorum onlar da ara sıra yemeğe geliyorlardı. Diğer büyükannem vefat etmişti.

Annem büyükanneme daha "anne" diyemiyordu. Fakat yine de yüzüne gülüyordu. Yani şuan aralarında örülmüş bir duvar yoktu.

Onlara bu eve taşınmalarını söylesemde istemediler. Bunun için bende ısrar etmedim. Ne de olsa orası benim de evim. Orada ara sıra gidip kafamı dinliyorum. Kendi odam gibisi yok.

Balkonuma çıkıp hayaller kuruyorum. Eski hayatımı özlüyorum. Hemde çok... fakat bunu isteyen bendim ve asla yarı yoldan dönemem.

...

O gün yemekten sonra kendimi yatağa attım. Telefonumu elime almamla mesaj geldiğini farkettim

Bu hala kaydetmediğim Adrian'ın numarasıydı. Ne diye kaydetsem acaba...

Adrien Agreste... hayır... ne, ne..

Prensim... tabi ya ben prenses oluyorsam o da prens olur. O da benim prensim olur.

~ bugün senle vakit geçiremediğim için yarın da senleyim. 23.50

~ yarın önemli bir toplantım var akşam üzeri olsa 23.51

~ olur saat 7 de seni gelir alırım 23.51

~ yarın görüşürüz o zaman 23.51

~ uykunun olması garip zaten bugün uyumuştun prenses 23.52

~ tamam sen Napıyorsun şuan 23.52

~ yatıyorum seni düşünüyorum 23.52

~ bende 23.52

~ ne beni mi düşünüyorsun. 23.53

~ hayır yani düşğnmyormö 23.53

~ Baksana kelimeleri yazamıyorsun bile hem bana asla yalan söyleyemezsin 23.53

~ iyi bir yalancı değilim 23.53

~ farkındayım. 23.54

...

Saat bilmem kaça kadar konuştuk. En son telefon elimde uyuya kaldım sanırım bu ilk ve son mesajlaşmamdı.

...

Yine giyinip şirkete gittim. Önemli toplantılar felan filan ve Bla Bla Bla...

Akşam için sabırsızlanıyordum ve bu yüzden zaman bir türlü geçmiyordu.

Peki ya sonra marinette? Evlenecek misin onunla? Peki ya şirket? Bu büyük krallığı satacak mısın?

Hayır onunla evlenmem bir şey değiştirmeyecek şirketi satmayacağım asla. Hem daha ne evlenmesi biz daha sevgili bile değiliz. Yoksa sevgili miyiz?

...

Akşam çok şıktı. Neden olduğunu anlamamıştım onun arabasıyla gitmiştik artık nereye gideceksek.

"Adrien nereye gidiyoruz?"

"seni babamla tanıştıracağım"

"ne! Ben ben daha hazır değilim."

"sana yarın evlenelim demiyorum. Sadece seni babamla tanıştıracağım"

"sodoco sono bobomlo tonoştorocoğom"

"sen beni taklit mi ediyorsun."

" hayır yanlış duymuşsun"

"tamam zaten gelmek üzereyiz."

"ne diyeceğim ben ona"

"her şeyi bana bırak zaten babam istedi seninle tanışmak"

"beni neden sakin bir akşam yemeğine çıkarmadın ki?"

"yemek yiyeceğiz fakat yanımızda sadece babam olacak"

...

Masaya oturduğumuzda karşıma suratsız bir adam oturdu. Yüzü sanki gülümsememeye ant içmiş gibiydi.

İlk söze o girdi

"hoşgeldiniz masaya oturun lütfen."

Adrien sandalyemi oturmam için çekti ben de gülümsedim. O da karşıma oturdu.

"baba bu marinette, marinette Duphain-Cheng"

" hımmm Delon şirketinin şuanki başı. İşleri gayet iyi yönetiyorsun tebrik ederim"

"teşekkür ederim Bay Agreste"

"malesef benim oğlum daha böyle bir yükün altına girmedi. Sizi en içten dileklerimle ilerlemenizi diliyorum."

"teşekkürler. Aslında Adrien da gayet iyi yönetiyor. "

"Adrian'ı savunman beni etkiledi. Birbirinize yakınlık derceniz nedir."

"baba biz çıkıyoruz"

Diye atladı Adrien. Bu beni utandırmış ve germişti.

"peki ya evlendikten sonra o zaman nolacak. Ne de olsa ikinizde yetişkin bireylersiniz"

İlk bir birbirimize baktık sonra ise ben yüzümü Adrian'ın babasına çevirerek

"Benim düşüncem şirketleri birleştirmemek birbirimize destek oluruz fakat farklı şirketleri yönetiriz."

"bu sizin için zor olmayacak mı? Beni yanlış anlama fakat Agreste soyadınlayken Delon şirketini mi yöneteceksin."

"efendim benim şuan soyismim Duphain-Cheng. Fakat Delon isimli şirketi yönetiyorum. O zamanda yönetebilirim."

"Emilie'ye çok benziyorsun. Kararlısın ve geri adım atmıyorsun. Bunu gerçekten sevdim."

Yine Adrian'ın suratına baktım. O da şaşırmıştı sanırım şimdiye kadar babasıyla böyle konuşan birini görmemişti.

Yemek bitiminde biz Adrien ile çıktık. Beni evime bırakacaktı.

"nasıl geçti sence Adrien?"

"harikaydın prensesim babam seni sevdi ve etkilendi. Bu arada evlilik meselesine gelince haklısın senin dediğin gibi yapmak mantıklı. Bir şey soracağım sen evlenmeye hazır mısın? Çok ciddi konuşuyordun da."

"hayır yani daha genciz değil mi?"

"Artık yetişkiniz diyen marinette nerde?"

"tamam. Fakat daha erken. En azından birbirimizi biraz olsun tanıyalım"

...

Sabah telefonun sesiyle uyandım. Birisi beni arıyordu. Yine...Adrien diye açtım.

#Alo Adrien saatin kaç olduğundan haberin var mı? Uyuyordum seni Aptal!

#marinette hanım ben kurtzberg şirket'inden arıyorum hemen Bay kurtzberg sizinle konuşmak istiyor.

Bu kelimelerden sonra ayağa fırladım. Bu kurtzberg şirketi yurt dışında kendini çok geliştirmişti. Hemen cevap verdim

# Nathaniel kurtzberg mi?

#hayır onun dedesi oluyor lütfen bir saat içinde burda olun.

Ne için görüşecektik ki yoksa yoksa teklifimi kabul mu ettiler!

2 ay önce kurtzberg şirketine büyük bir teklif önerdim bu hem Delon şirketinin yurt dışında daha başarılı olmasını hem de paristeki ve Fransa'daki şubelerimize büyük bir katkı olacaktı.

Hemen hazırlanıp Kurtzberg şirketine gittim. Orda bay Kurtzberg'in odasına geçtim. Çok tatlı bir amcaydı. Beyaz saçları vardı. Ve hâlâ işini kusursuz yönetiyordu

Geçip karşısına oturdum küçük bir merhaba faslından sonra konuya girmek için boğazını temizledi.

"marinette'çiğim biliyorum senin de bir özel hayatın var fakat sakın bu teklifi bir zorunluluk ya da tehdit gibi anlama. Son haberleri biliyorsundur."

"aslında bilmiyorum bu aralar biraz yoğunum."

"torunum... Nathaniel büyük bir iftiraya uğradı. Bunu ağzıma alamıyorum fakat bir playboy olduğu dilden dile dolaşıyor"

"ne!"

"evet. Tek amacı bir kızı kurtarmakmış fakat işte gerisi ise... "

"benden ne istiyorsunuz. Nathaniel benim dostum onun için elimden geleni yaparım"

"onun uzun süreli bir ilişkisi olduğunu halk anlarsa bu dedikoduları bırakırlar. Ben senden onunla evlenmeni isteyeceğim. Bunun için sana 1 gün düşünme süresi veriyorum. Eğer kabul edersen bana sunduğun anlaşmayı senden ve şirketinden tek kuruş almadan kabul ederim."

"b ben bilmiyorum"

"ve ayrıca senden sadece 1 ay onula evli kalmanı isteyeceğim sonra ise ister boşanırsınız isterse devam edersiniz. Acele etme. Düşün."

"neden ben?"

"tek güvenebileceğim kız sensin. Diğer kızlar Nathaniel'in playboy olduğunu düşünerek ondan uzak duruyorlar."

"ben Nathaniel'in böyle biri olmadığını biliyorum. Fakat bu teklifi kabul eder miyim bilemiyorum. Benim de haytımda biri var ve ona sormalıyım kabul etmeyeceğini biliyorum fakat..."

"eğer evlenipte şartların olursa kabul etmeye hazırım. Sadece Nathaniel'in iyiliğini istiyorum."

"sizi anlıyorum bay Kurtzberg. Düşüneceğim. Nathaniel bunu biliyor mu?"

"evet o sadece evde kafasını dinlemek istedi ben de biran önce seninle konuşmak istedim."

"tamam ben ben karar verince size söyleyeceğim."

Deyip kalktım. Bu Delon şirketi için büyük hatta çok büyük bir fırsattı. İlk büyükanneme danışmalıydım. Sonra da Adrien'a.

...

Büyükannemin yanına oturdum o da gazete okuyordu.

"büyükanne sana küçük bir şey danışmaya geldim"

Gözlüğünü çıkarıp gazetesini de masanın üzerine bırakıp bana döndü.

"evet canım seni dinliyorum."

"büyükanne Bana çok güzel bir teklif geldi. Yurtdışında Delon şirketini büyütmek için ve hiçbir mali karşılığı yok"

"bu harika."

"fakat 1 aylığına Nathaniel ile evlenmem gerekecek"

Kafasını önüne çevirerek düşünmeye başladı. Sonra bana döndü elini başıma koyup okşadı.

"marinette... ben senden bir şey isteyemem. Bu tamamen senin kararın. Eğer bu evlilik Adrien ile aranızı bozmayacaksa evlen. Fakat Adrien istemezse hiçbir şey senden ve senin özel hayatından önemli değil. En iyisi sen bir Adrien ile konuş. İkiniz karar verin. Ben senin ve kararının daima arkasındayım canım. En doğru kararı vereceğine eminim"

"tamam büyükanne"

14. Bölümün sonuuuuu... 😇




Miraculous1ladybug ☺️

Continue Reading

You'll Also Like

19.9K 2.7K 57
Hep aynı yıldıza bakarsan yolunu asla kaybetmezsin...
16.7K 2.9K 10
Taehyung 20 yaşında age play seven bir bebekti, arkadaşı Hoseok'sa ona babacık bulmak için çabalayan birisi. Pek tabii Taehyung'un minik bir çarpışm...
229K 21.9K 24
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...
124K 5.1K 33
ʜᴇʀ şᴇʏ ꜱᴀʟᴀᴋ ᴋᴀʀᴅᴇşɪᴍɪɴ ʏᴀʟᴀɴıʏʟᴀ ʙᴀşʟᴀᴅı... ꜱɪᴢ: ᴅᴇʟɪᴋᴀɴʟıʏꜱᴀɴ ᴋᴏɴᴜᴍ ᴀᴛᴀʀꜱıɴ!