NEFRETİM : Karışık Duygular

נכתב על ידי AlfaMireculer

83.9K 4.9K 5.1K

"Ben her zaman istediğimi alırım prenses" "üzgünüm zengin ve kendini beğenmiş egoistlere karşı fobim var" "b... עוד

Bilgilendirme
Agreste Okulu
Bir Arkadaş
İyi İki Arkadaş
Adrien'ın Sevgilisi?
O Da Beni Seviyor
Düzenbaz
Aşk Kırıntıları
Aptal!?
Duyuru!
10. : Özel Bölüm
Küçük Bir Defile!
Küçük Bir Defile! (2) + (Küçük Spoiler)
¡Takıntı¡
¦Mrs Kurtzberg¦
§Kahramanlar Geri Dönüyor§
Kahramanlar Geri Dönüyor (2)
*Emilie Mi?*
Final (part:1)
# Final #

Seni Etkiliyorum

5.4K 373 638
נכתב על ידי AlfaMireculer


...

Akşam telefonumda gezinirken bir haber gördüm.

Agreste okulundan bir kız doğumhaneye girerken yakalanmış

Ne kadarda iğrenç bu kızlar zengin olabilirler ama beyinleri sıfır. Onları kandırmak kolay olmalıdır

Bu düşünecelerimden kurtulup uyumak benim için çok zor olsada en sonunda uyumayı başarmıştım

Bu okulu hiç sevmesemde mecburen gitmek zorundaydım.

Okula  girerken herkes bana bakıyordu. Ve aniden telefonuma bir mesaj geldi.

Hamile kızın kimliği ortaya çıktı bu 2A sınıfından marinette Dupain-Cheng.

Bune saçmalık şimdi kızmaya başladım Adrien! Ben bana böyle bir iftira attığına inanamıyorum! Sakin ol marinette sakin ol! sınıfa çıktım ve sıramın üzerinde kirli kıyafetler vardı o üç kız yine yanıma geldi.

“Vay vay vay kirli eşyalarını bu okula mı getirdin marinette’çiğim bu sefer bir şişe parfüme ihtiyacımız var yoksa bu koku kolay kolay geçmez ama ben sana bir öneride bulunayım mı hiç bekleme git ve Adrien beyden özür dile sonra da çek git okuldan”

Artık sinirden gözlerim dolmuştu. İçimden sadece demek öyle Adrien  Agreste demek öyle! diyip duruyordum.

“artık buna sessizce oturup katlanmayacağım sen bittin Adrien Agreste”


….

Kız iyice sinirlenmişti. Masmavi uzun saçları dağılmış ve o deniz mavisi gözleri kançanağı olmuştu o arada okulda sadece h3’ün girebileceği odada Adrien ve Nino iddiaya giriyordu. Eğer marinette gelir özür dilerse Adrien gelmezse Nino kazanacaktı. Nathaniel ise buna karşıydı. Ve sessizce oturup onları izliyordu tam o arada marinette odaya daldı. Adrian’ın karşısına geçti :

“sana söyledim sana bunu ödeteceğimi açıkça söyledim ama oturup artık buna katlanmayacağım Adrien Agreste “

Kız elindeki kirli eşyaları Adrian’ın yüzüne çaktı.

Adrien sinirlenmişti aniden kalktı

“ne yani sizin orda böyle mi özür dilerler”

“bizim orda haksız olan özür diler”

Adrien kızın üstüne gelmeye başlayınca marinette daha da sinirlendi yumrukalarını havaya kaldırdı ve artık buna katlanmayacağım diye bağırarak Adrian’a güzel bir uçan tekme attı. Bu tekmeye Adrien yere savruldu. Adrian’ın arkadaşları ise gülüyorlardı. Kız sert adımlarla ona doğru gitti

“Adrien Agreste beni bir çocukla yatarken mi gördün ya da el ele tutuşurken sen daha hiç öpüşmemiş saf ve temiz bir kıza nasıl iftira atarsın. Eğer benle uğraşmaya devam edersen seni öldürürüm anladın mı ben seni öldürürüm ve o bir türlü susmayan dilini orangutanlara veririm! Benimle uğraşmayı kes ve bir kuzu gibi başkanlık koltuğunda oturmaya devam et!”

En sonunda yerden kirli çamaşırı aldı ve yüzünü örttü

“senin o pis ve iğrenç yüzünü görmektense bu kirli bezi görmeyi tercih ederim ”

Kız dik durdu ve arkasına bile bakmadan ordan çekip gitti. Akşam işe gitmedi. Çünkü kafasını dinlendirmeye ihtiyacı vardı. Eski lisesini gerçekten çok özlemişti.



Akşam koşuya çıktım. Rahattım sinirimi en sonunda çıkarmıştım. Fakat doğrumu yaptım yoksa yanlış mı ona karar veremiyordum. Giderken eski lise arkadaşlarımla karşılaştım gözlerim doldu. Çünkü bu lisede çektiğimi eminim kimse çekmemiştir.

---

3 oğlanın gece takıldığı bir yer vardı ve onlara aitti genelde Nino ve Nathaniel bilardo oynardı Adrien da bilgisayar oyunu. Fakat bu sefer sadece oturuyor ve gülüyordu. Nino Adrian’ın bu halini merak etmiş ve ona noldunu sormuştu?

"dostum noluyo sana kendi kendine kıkırdıyorsun. Seni hiç böyle görmemiştim"

“dostum hala anlayamadın mı o kız varya bana deli oluyor”

Nino ve Nathaniel’ın yüzünde bir gülümseme meydana geldi Nino dayanamadı

“bu sonuca nasıl ulaştın bay Adrien Agreste”

“Nino kızlar karmaşık şeylerdir ve yaptıklarının hep tersini düşünürler sevdiği adamın kendisini yanlış anlamasından korktu. Ve kendisinin çok temiz ve saf olduğundan falan bahsetti”

“bu da demek oluyor ki hiç öpüşmediğini söyleyerek-”

“ilk öpücüğünü benden beklediğini kastetti”

Nathaniel ve Nino birbirlerine bakıp gülüyorlardı. İkisinin de düşündüğü Adrian’ın kafayı yemiş olmasıydı.

"dostum sen bir delisin!"

---

Koşudan geldikten sonra annem ve babama geldiğimi söyleyip odama geçtim çalışma masamın başına geçtim ve düşünmeye başladım.

Acaba beni eski okuluma kabul ederler mi?

Aslında ben bir saniye bile o okulda okumazdım da hem annem ve babamın ısrarı hem de yüzme havuzu bi de şu çocuk Nathaniel miydi? İyilik meleğim.

Aslında kendime kabul ettiremesemde sürekli onu düşünüp duruyorum. Ama o farklı diğer ikisinden çok farklı….

Uyumak istemiyordum çünkü o zaman sabah olurdu ve okula gitmek zorunda kalırdım. Bu yüzden kulaklığımı taktım ve balkonumda yıldızlara bakarak uyuya kalmışım.

Sabah kalktım ve yine o lanet okula gitmek için hazırlandım. Saklana Saklana gitmek zorunda gibi hissediyordum çünkü o Adrien benden intikam almadan durmayacağını biliyordum.

Önüme 5-6 tane siyah takım elbiseli adamlar kesti

“Afedersiniz siz bayan marinette misiniz”

“iyi bir şey için mi yoksa kötü bir şey için mi? “

“iyi”

“o zaman evet benim siz kimsiniz”

“bizimle gelmek zorundasınız efendimizin emri”

“efendi? Imm şey benim çalışmam gerekiyor da ben gideyim”

Beni takip ediyorlardı koşmaya başladım bir ağacın arkasına saklandım ve biraz soluklandım. Onların gittiğinden emin olunca dışarı çıktım ve yürümeye başladım.

Fakat beni buldular ve yetmezmiş gibi bir arabaya binip bayılttılar.

Uyandığımda güzel kokular içinde birileri bana masaj yapıyordu.

Dur birileri bana masaj yapamaz!

4 tane kadın beni uyandırmaya çalışıyorlardı.

Siz de kimsiniz diye çığlık attım birisi sakin olmamı isteyerek beni bir masaya ottuturdular. İlk saçımı açtılar tartışmaya başladılar

“saçı yıkamaya gerek yok zaten çok bakımlı”

“fakat kırıklarını almamız iyi olur.”

“bence direk biraz uçlarından keselim”

“nee! Bir saniye ben bu saçı hayatta kestirmem uzaması için ne formüller uyguladım biliyor musunuz?”

“tamam hanımefendi o zaman sadece kırıkları alalım daha çok işimiz var”

“ne dur benim okulda olmam gerekiyor. Babam beni öldürecek”

“lütfen kırıklarınızı almamız için kafanızı sabit tutun”

“t tamam da b ben”

İlk saçımdaki kırıkları aldılar sonrada saçımı maşa yaptılar. Bunu neden yaptıkları hakkımda hiçbir fikrim yoktu sonrada ağır bir makyaj.

Kocaman bir gardroba girdim. Bir hanımefendi bir sürü elbise denettirdi en sonunda lacivert kısa bir elbiseye karar verdi.

Son kez makyaj odasına aldılar ayakkabı ve takı dolu bir odaya gelmiştim şimdide.

En Yüksek topuğundan birer ayakkabı ve uzun ve bana göre abartılı küpe ve kolye. Artık gerçekten sıkılmıştım. En sonunda nazik bir adam beni aldı ve takip etmemi istedi. Ev saray gibiydi buraya girenlerin yüzde 90 ı kaybolur herhalde. Yürürken bir balkon gördüm ve hizmetçiler orayı temizliyolardı. Hızlı adımlarla oraya gittim ve dışarı baktım şok olmuştum her taraf yeşildi binaya dair çevrede hiçbir şey yoktu. Topuklu ayakkabılarla yine adamın yanına gittim.

“afedersiniz bayım bir şey sorabilir miyim?”

“tabiki Bayan marinette”

“lütfen bana marinette deyin ımmm şey burası benim ülkem Fransa değil mi? “

“evet bayan”

“peki hizmetçiler neden bana dik dik bakıyor”

“çünkü genç efendimiz ilk kez eve biz kız getirdi. “

“çok soru sordum farkındayım fakat peki şimdi nereye gidiyoruz”

“geldik zaten genç efendimiz sizi bekliyor”

“ama ama”

Adam beni merdivenlerde bırakıp gitti. Merdivenlerden zar zor iniyordum çünkü bu topuklular beni bitirmişti gerçekten diğer kızlar nasıl gün boyu bunlarla gezebiliyor ki?

Merdivenlerden indikten sonra büyük bir salondan dışarı bakan birisini gördüm. Bu Nathaniel’e benziyordu fakat arkasını döndüğünde benim için tam bir hayal kırıklığıydı.

Adrien... bana Yaklaşmaya başlamıştı

Sinirli adımlarla ben de ona yaklaştım.

“sen ne yaptığını sanıyorsun! Adam kaçırmak hukuki bir suçtur sen daha dersini almamışsın-

Derken ağzımı kapattı ve beni aynaya çevirdi.

“bak çirkin ördek yavrusunu nasıl bir kartala çevirdim”

“Adrien seni aptal ben istesem iki makyaj yapıp elbise giyemez miyim? Hem o kuğu değil miydi? “

“marinette bak çevremizde kimse yok bana her şeyi söyleyebilirsin. Beni sevdiğini biliyorum hatta seni okul dışında da tanıyacağım ve sevgilin gibi davranacağım”

“ne! Sen nedediğinin farkında mısın ben diğer kızlar gibi satılık bir kız değilim hem sen nasıl olurda beni kaçırırsın.”

“tamam tamam yeter sakin ol utanma gerek yok. Beni görünce heyecanlandığını anlıyorum ama sakin ol”

“hayal gücün ne kadar gelişmiş heyecanlanmak mı seni görünce vücudumda böcekler geziyor ve tiksiniyorum. “

Ellerini cebine sokup bana yaklaştı. Biraz eğilip gözlerimin içine baktı.

"Seni etkiliyorum değil mi?"

"beni etkilemiyorsun Adrien Agreste!"

“ha unutmadan”

Küpelerimi kolyemi çıkarttım ve yere attım

“ne kadar para harcadığın umrumda bile değil hemen okul formalarımı getir! “

Üstümü çıkarmaya giderken eliyle omzumu tuttu. Arkamı dönmedim

“Sana son bir şey soracağım marinette para ile alamayacağın şey nedir”

Sorusunu yanıtlamadım

Kendi giysilerimi giydikten sonra dışarı çıktım fakat bir şey unuttuğumuz farkına evden çıkınca fark ettim. Ayakkabılarım orda kalmıştı. bu topukluları çıkardım ve o evin ya da sarayın bahçesine attım fakat şimdi ise ayaklarım çıplaktı ve yerdeki taşlar ayağıma batıyordu. Biraz ilerledikten sonra bir motor gördüm bu Nathaniel’dı. Yine yardımıma koşmuştu. Spordan geliyordu ve ayakkabılarını bana verdi. Gitmeden önce bende ona Adrian’ın bana sorduğu soruyu sordum.

“ Nathaniel dur! Şey aslında sana bir soru soracaktım”

Kafsını oynattı

“şey dünya da para ile satın alınamayacak bir şey var mı? “

“aslında var bu da hava”

“tabi ya hava bunu ben nasıl düşünemedim. “

Marinette gittikten sonra Adrien çıldırmıştı. Hizmetçisi marinette’in ayakkabısını getirince daha bir sinirlendi.

Kalfasına dönerek

“o neydi öyle daha güzel ve modern bir şey yapamamışlar mı? Bunlardan daha iyilerini bul daha çok para ver ama bunlardan daha iyi olsun”

“üzgünüm efendim bunlar alanındakilerin en iyileri”

“o zaman daha pahalı insanlar bul ve isterse dünyanın diğer ucundan getir”

“peki efendim”

---

O gün okula bidaha gitmedim eve gittim annem ve babama da boş ders vardı gönderdiler diye bahane ürettim. Odama çıktım ve bir şeyler karalamaya başladım. Sonra da üstünde çalıştığım elbiseyi bitirmeye koyuldum. İşe gitmem gerektiğini da ki alarmım çalana kadar farkettim elbisede sadece dikilecek küçük bir yer kalmıştı o kadar. Onu bıraktım son kez geri çekilip bir baktım. Güzel görünüyordu. Kısa kırmızı, siyah benekli bir elbiseydi. Bunu Alya’ya hediye edecektim.

İşe gittiğimde Alya oradaydı.

*sanırım bahsetmeyi unuttum küçük bir dükkanda garsonluk yapıyorlar*

Alya’ya elbiseden bahsettim. Çünkü onu biz beraber tasarlamıştık genelde çalıştığım yere ya 1 ya da 2 müşteri gelirdi günde en çok ise pazarları 20-30 müşteriye kadar çıkardı.

Bizde Alya ile beraber tasarladıklarıma bakar Alya fikirlerini söyler beraber düzeltirdik.

Bu onun için gerçekten büyük bir sürpriz olacaktı.

Dükkanı kapattıktan sonra eve geliyordum ve kar yağıyordu hem de lapa lapa. Bisikletimle yolda giderken reklam panolarını izliyordum bu Tina’ydı bir mankendi ve benim idolümdü onu gerçekten çok seviyordum. Az ilerde Nathaniel’i gördüm. Durağın arkasına Tina’nın posterleri asılıydı onlara bakıyordu. Yanında durdum ve selam verdim.

“bu soğukta nabıyorsun böyle”

“neden her zaman beni buluyorsun?”

“saklambaç mı oynuyoruz hem o poster ne de olsa sokakta ve kirlidir sen de ona dokunuyorsun”


Kız bisikletinin sepetindeki çantadan iki üç tane peçete çıkardı. Nathaniel elini uzattı fakat kız görmezden geldi ve gidip Tina’nın fotoğrafını sildi.

Nathaniel gülüyordu. Çünkü hiç böyle bir kız daha görmemişti. Kız Nathaniel’ın yanına geldi.

“ne kadar güzel bir kız yüzündeki güzellik kalbinde de var mankenlikten kazandığı bütün parayı yetimlere ve öküzlere bağışlıyor. Aynı sindirella gibi. Benim istediğim onun bir prens’le evlenmesi çünkü o tam bir prenses.”

“o sadece bir manken”

“olsun ben inanıyorum bir gün çok mutlu olacak çünkü gerçek beyaz atlı prensini bulacak”

Nathaniel sinirlenmişti arkasını döndü ve gitti giderkende

“sen ne anlarsın ki”

Dedi.

Sabah okulda beden dersi vardı beden derslerine bayılırım. Burda voleybol oynayan çok kız var ve beni aralarına aldılar ileride de basketbol sahası vardı H3 ve bazı çocuklar basketbol oynuyorlardı.

Birden gözüm Nathaniel’a takıldı. Onu izlerken yüzüme gelen sımacı farketmedim.

Burnum kanıyordu ve yüzüm yanıyordu. İstemsiz göz yaşları döküyordum. En yakın lavaboya gittim.


Marinette burnunu siliyordu fakat kanaması bir türlü durmuyordu. O arada ordan Adrien geçiyordu. Camdan onu gördü aceleyle içeri girdi cebinden çıkardığı peçeteyi burnuna bastırdı. Arkasında olduğu için kız onu görememişti taki Adrien

“ kımıldamayı kesecek misin yoksa seni bağlıyım mı? “

Diyene kadar

Kız arkasını döndü ve elini itti

“sen neden beni rahat bırak mıyorsun benle sorunun ne açık açık söyle”

“sadece yardım etmek istemiştim”

“Adrien Agreste ve yardım etmek biliyor musun dünya da sadece ikimiz kalsak ve ben kan kaybından ölüyor olsam yine de senden yardım istemem kan kaybından ölmeyi tercih ederim.”

Kız kapıdan çıkmak üzereyken Adrien onu durdurdu kolundan tuttu

“söylesene benim neyimden bu kadar nefret ediyorsun yakışıklıyım uzunun zekiyim zenginim sen bugün yanlış bir şeyler içmiş olmalısın muhteşem Adrien Agreste den kimse nefret etmez”

“neyinden mi nefret ediyorum sanki bilmiyorsun! Senin her şeyinden nefret ediyorum. Davranışlarından yürüyüşünden egondan ve her gün böyle kendinizi bir şey sanıyormuş gibi serbest gelmeniz gözüme batıyor anladın mı? Artık gitmem gerekiyor sen istediğin kadar dersleri asabilirsin fakat benim öyle bir seçeneğim yok kusura bakma! “

Adrien üzgündü çünkü ona ilk kez birisi böyle davranmıştı. Genelde yoldan geçse bu Agreste şirketinin Varisi diye işaret ederlerdi ama bu kız onun için farklıydı babasını ve üvey kardeşini ayda bir görürdü. Yalnızlık çekiyordu bunu öfkesine ve egosuna vuruyordu ve bunun farkında değildi.

Akşam evine gitmemişti okulda kaldı ve soğuk bir duş aldı. Her seferinde o kız aklına geliyordu. Unutmaya çalışsa da unutamıyordu gece yarısı okuldan çıkarken görevlilerin bir pankart astıklarını gördü. 2 günlüğüne bir gemi turu vardı marinette’nin buna geleceğini düşündü ve bu sefer gülerek evine gitti.

Marinette işteydi 2 günlük gemi turundan haberi vardı. Fakat bu tekne turuna 10. 000 TL verecek kadar aptal değildi. Onun yerine Alya ile beraber küçük bir tekne turu ayarlayacaktı. Alya ile vakit geçirmeyi çok seviyordu.

----

Ünlü model Tina Holmshy uçağından inmek üzereydi. Bir süredir İngiltere de çalışıyordu. Onu ilk hayranları karşıladı. Sonra da Nathaniel. Tina ile Nathaniel arasında bir bağ vardı fakat bunu H3 dışında kimse bilmiyordu.

__o günün akşamı gemi kalkacaktı Adrien ilk kez bir okul gezisine gidiyordu. Normalde kendi özel jeti ve yatıyla gezebilirdi. Akşam son saatlere kadar ordan oraya volta atıp durdu ama beklediği olmadı marinette gelmedi çünkü o çoktan arkadaşı Alya ile balık tutmaya çıkmıştı___


O gün marinette ve Alya’nın nereye gideceğini öğrenen Adrien tüm seferin istikametini değiştirdi. Ve Alya ile marinette'in tekne turuna göre hareket etmeye karar vardi.


Aslında bugün Alya ile beraber çok eğleniyorduk kimse keyfimi kaçırmaz diye düşünmüştük. Alya ile balık tutmaktan bitkin düşmüşüz uyuyakalmışız. Biraz uyanır gibi olduğumda beynimde onun sesi yankılanıyordu. Bir türlü rahat bırakmıyordu bizi. Kafamı çevirdiğimde o kocaman teknenin üstüne çıkmış mikrofonla bana bağırıyordu.

“hey! Köylü kızı teknen çok büyükmüş istersen sana daha küçük bir tane satın alıyım”

Ben bağırmak zorundaydım gerçekten bizim Teknenin belki 30 katı yükseklikteydi.

“Adrien! Burda da mı benim yakamı bırakmayacaksın! Artık rahat bırak beni”

“tamam bir anlaşma yapalım sen buraya arkadaşınla gel sana bugün tuttuğunuz balıkların 3 katını vereyim”

“burda tekne ters çevrilse gelmem duydum beni!”

“doğru nasıl olsa yüzmeyi biliyorsun”

Artık sıkılmaya başlamıştım önce Alya’ya sordum sonra da kaptana limana gitmesi için yalvardım bunun için Adriendan intikamımı alacağım. Günümü yine maffetti.!

limana indiğimde Nathaniel ve tina oradaydı. Sonra da diğer arkadaşları Nino ve Adrien geldi. Adrien yanıma geliyordu.

“hey köylü kızı yarın akşam bir parti var Tina’nın gelişimi kutlayacağız sen de gel”

“1.’si sen bana emir veremezsin 2.’si beni davet etmene gerek yok gelmiycem”

Az sonra Tina’nın yanından Nathaniel ayrıldı ve yanıma geldi ne yapacağımı açıkçası bilememişim.

“marinette yarın akşam, Tina’nın gelişini kutlayacağız sende gelmelisin çok eğleneceğiz”

“T tamam olur gelirim orada olacağım kesinlikle”

Sonra ise yanıma o üç kız geldi.

“yine ne istiyorsunuz”

“biz sadece buraya seni uyarmaya geldik. Yarın akşam bir kostüm partisi olacak söyleyelim dedik sadece”

Dediler ve gittiler

Bu kızlara hiç güvenmiyorum kesin yine beni rezil edecek bir şeyler yapacaklar fakat ya doğru söylüyorlarsa tek soracağım kişi lily o da ülke dışında.

Herkese merhabalar! Birinci bölüme oy sınırı koydum fakat bir iki bölüm yayınladıktan sonra oy sınırı koymaya karar verdim.

Şuanlık okuma ve oy oranı çok az. açıkçası bunun için üzülüyorum fakat daha 2. Bölümdeyim. Tek ricam hayalet okuyucu olmayın oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin. 🌼🌸❤️❤️💙💜🖤👐🏻👐🏻





Miraculous1ladybug😘😍












Her şey dahil 2461 kelime

המשך קריאה

You'll Also Like

229K 22K 24
Jeon Jungkook, 20 yaşına gelen herkesin dolunay gecesi kurt cinsiyetini ôğrenmesi şerefine düzenlenen baloda, kardeşinin kurt cinsiyetini kutlamaya g...
94.6K 8K 28
Üniversitesinin serseri çocuğu jungkook, kız arkadaşını rahatlatmak için kayda aldığı inlemelerini yanlışlıkla yeni atanan rektörü Kim Taehyung'a ata...
790K 64.8K 13
arkadaşlarıyla birlikte orduya katılan jungkook, ilk görüşte etkilendiği komutan kim taehyung'a cinsel içerikli mesajlar atmaya başlar. taekook, tex...
308K 28.7K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...