goblet | yoongi

By jimidise

217K 17.3K 6.2K

İçinde zehir olduğunu bildiğim halde içtim sen denilen kadehi. More

1| Perde kapanır ve oyun biter
2| Toz pembe günlerim, tatlı düşlerim
3| Altın yaldızlı bir hediye paketi gibi
4| Bileğimde hayat bulan kan kırmızısı bir kuşa sahibim
5| Tuşları tozlu kahverengi eski bir piyano
6| Kuklacının en gösterişli kuklası
7| Bir paket çikolatadan daha enerji verici
8| En taze filizlerimden biriydi
9| Sevgi, aktarılan parmakların arasında
10| "Senin bir yılda kazandığın parayı tek ayda kazanıyorum."
11| Göster bana marifetlerini
12| Kusursuzu istemek
13| Demek gerçeksin
14| Çok büyük bir sorun vardı
15| O olmandan korkuyorum
17| "Çünkü âşık olmuştum."
18| "Gerçek olan sana çok fena tutuldum."
19| Sadece varlığıyla bile fazlasıyla tehlikeliydi
20| Min Yoongi'yi anlamak imkansızdı
21| "İlk defa birini buharlaştırmak istedim."
22| Beni yoracakmış gibi duruyor
23| Varlığını fark ettiğim en büyük zaafımdı
24| Min Yoongi ve haylaz gülümsemesi
25| Tek gülümseme, iki yüz
26| Verilen en güzel hediye
27| YoonRu
28| Jonghyunie, cidden iyi misin?
29| Beni mahvetmeyi çok iyi biliyordu
30| Bana hayat veriyordu
31| Beni duyup da koşarak yanıma gelebilirmişcesine
32| Arkamda bıraktığım Min Yoongi bile kısa bir an için önemsizdi
33| Böyle bir acı yalnız başına kapatılacak bir yara değildi
34| Tünelin sonunda solan bir ışık var
35| "O ölüyor."
Final| İçinde zehir olduğunu bildiğim halde içtim sen denilen kadehi

16| İçimden geçenleri görmenden korkuyorum

5K 459 77
By jimidise

Çocuklarla beraber kimsenin olmadığı sessiz bir parkta oturmuş, sohbet ederken aniden sanki sözleşmişler gibi ayağa kalkan Hoseok ve Jimin benim şarkılarımdan birinin dansını yapmaya başladıklarında utanarak ellerimle yüzümü kapatmıştım. Bu iki velet sürekli danslarımı yaparak beni utandırmayı kendilerine adet edinmişlerdi anlaşılan.

Taehyung ve Yoongi sessizce otururlarken sebebini anlayamadığım şekilde ikisinin de başı eğikti.

"Haru noona, Taehyung'un da seninle bir dönem aynı liseye gittiğini biliyor muydun?" Namjoon gülerek konuştuğunda gözlerim kaskatı kesilmiş Taehyung'a kaydı. Panikle eğik duran kafasını kaldırmış ve doğrudan gözlerime bakmıştı.

Burnunun ucundaki minik ben, aynı kare gülüş, aynı surat ifadesi...

"Kim Taehyung?"

Taehyung gergince gülmüş ve elini ensesine atmıştı. "Uzun zaman oldu noona."

Seokjin içtiği birayı püskürtürken irice açılmış gözlerini Taehyung'a dikmişti. "Yah seni velet! Nasıl bana söylemezsin!"

Yoongi kafasını kaldırıp gözlerini Taehyung'la aramda arasında gezdirirken kafasını hafifçe sağa eğmişti. "Siz tanışıyor muydunuz?"

Taehyung boğazını temizlerken halen bu olanlara inanamıyordum. " Hyung, ben ve noonam Daegu'da bir dönem aynı lisedeydik, sonrasında ise bazı sebepler yüzünden senin lisene geçtim."

Oturduğum koyu kahverengi banktan kalkıp Taehyung'un yanına yaklaştığımda gergince beni izliyordu. 

"Taehyung."

İç çekti. "Böyle olsun istemezdim noona ama biliyorsun. Merak etme, çoktan aştım onları." Hislerinden bahsettiğini anlamamak için aptal olmak lazımdı. Diğerleri anlamasın diye üstü kapalı konuştuğunu fark etmiştim, bu yüzden üzerinde durmak yerine ona daha da yaklaşarak kollarımı boynuna doladım. "Özledim seni beyinsiz."

Kasılı bedeninin gevşediğini hissederken o da bir süre sonra kollarını belime dolamış, sarılışıma karşılık vermişti. Arkadan Seokjin'in hayret nidalarını duyabiliyordum. Sanırım söylediği gibi gerçekten de benim en büyük hayranlarımdan biriydi.

"Bu biraz özel bir soru olacak fakat sevdiğin biri ya da bir sevgilin var mı noona?" Kim Namjoon bu gruptaki en açık sözlü insan olduğunu bu gece bitmek tükenmek bilmeyen sorularıyla kanıtlamıştı.

Yoongi'nin bakışları bana dönerken yavaşça Taehyung'dan ayrıldım ve gözlerimi botlarıma çevirdim. Gülümsüyordum. "Ancak rüyamda."

Seokjin sinirden olması muhtemel bir şekilde gülmeye başladı. Gülüşlerinin arasında arada duraksıyor, birkaç şey homurdanıyordu. "Yoongi de aynı cevabı verip duruyor. Önce Yoongi, şimdi de Taehyung. Ah, çok sinirlendim!"

Yoongi ile gözlerimiz kesişti. Bana anlamını çıkaramadığım kadar yoğun bir şekilde bakıyordu. Gözleri öncekilerin aksine ifadesiz değildi bu sefer. Oldukça iyi bildiğim bir şekilde, rüyalarımdaki Yoongi'nin gözlerinde gördüğüm ifadeyle bakıyordu.

Bu benzerlik beni afallatırken gerçek olan Yoongi'nin rüyalarımdaki Yoongi ile aynı kişi olma ihtimali itiraf etmek gerekirse gözümü fena korkutmuştu.

Yoongi en sonunda bakışlarını kaçırırken oturduğumuz yerin hemen yakınından gelen güçsüz bir miyavlamayı duyduğumda zihnimi işgal eden yoğun düşüncelerden kurtulmak adına ayağa kalkmış ve sesin geldiği tarafa doğru yürümüştüm. Arkamdan gelen soruları umursamadan büyük bir ağacın dibine sokulmuş ve miyavlayıp duran ufak kediye doğru ilerlerken yedisinin de bakışlarını sırtımda hissediyordum.

Ufak kedi büyük ihtimalle soğuktan dolayı sürekli miyavlıyor ve tir tir titriyordu. Üşüyecek olmamı umursamadan başımdaki büyük bereyi çıkarttığımda kediyi usulca içine koymuş ve rüzgarın çarpmayacağı ağacın dibindeki yerine geri yerleştirmiştim. Kedi hoşuna gittiğini belirten mırıltılar çıkartıp gözlerini kapatırken diğerleri de en sonunda ne yaptığımı anlamak için yanıma gelmişlerdi.

Yoongi dışında hepsi kediye bakarken, onun bakışları ise üzerimdeydi.

Kedinin kulaklarını okşayıp ayağa kalktım ve ellerimi ceplerime soktum. "Geç oldu. Ben gideyim artık. Arabam yakında zaten."

Arkamı dönüp giderken Yoongi'nin bakışları hâlâ sırtımdaydı. Kalbim ise bunun bilincinde olarak çok hızlı atıyordu.

Bana neden öyle bakıyorsun Min Yoongi? İçimden geçenleri görmenden korkuyorum.

Continue Reading

You'll Also Like

5.9K 121 28
Birbiri ile bağlantılı günlük hayattan tepkiler (Sadece yoongi )
423 86 60
Şiirin gücünü ve etkisini hiçbir zaman yadsıyamayız. Şiirin dili, herkesin anladığı bir dil olmasa da, duyguların ifade edilmesinde çok önemli bir ar...
89.5K 8.6K 22
Kim Namjoon, Stockholm Sendromu olan bir hastanın psikiyatristiydi.
108K 8.3K 23
~Tamamlandı~ "Nasıl?" derin bir nefes alıp devam etmişti. "Nasıl izlediğin manzaradan daha güzel olabilirsin...?"