TABUT

By YazanMuallime

79K 12.5K 26.8K

Sevdiği kadının acısını omuzlarından alıp kendi ruhuna işlemek istedi adam. Taşıdığı yükten ezilmiş omuzlara... More

Arka Kapak Yazısı
Tanıtım
Bölüm-1
Bölüm-2
Bölüm-3
Kitap kapağı anketi
Bölüm-4
Bölüm-5
Bölüm-6
Bölüm-7
Bölüm-8
Bölüm-9 "Kesit"
Bölüm-9
Bölüm-10
Bölüm-11
❗️Okuyucularımın Dikkatine❗️
Bölüm-12
Bölüm-13 "Kesit"
Bölüm-13
Karakterler
Bölüm-14
Bölüm-15
Bölüm-16
Bölüm-17
Bölüm-18
Bölüm 19 "Kesit"
Bölüm-19
Bölüm-20
Bölüm-21
Bölüm-22
Bölüm-23 "Kesit"
Bölüm-23
Tanıtım Videosu
Bölüm-24
Bölüm-26
Bölüm-27
Bölüm-28
Bölüm-29
Bölüm-30 "Kesit"
Bölüm-30
Bölüm- 31
❗️Önemli Duyuru ❗️
Bölüm-32
Bölüm-33
Bölüm-34 "Kesit"
Bölüm-34
Bölüm-35
Bölüm-36
Bölüm-37
Duyuru!

Bölüm-25

761 118 166
By YazanMuallime

Aşk, pençesine almıştı kalbimi. Yönetimime darbe yapmış, kontrolü ele geçirmişti. Şikâyetçi miydim? Tabi ki, Hayır. Gece ben uykuya dalmadan birkaç dakika önce kalbimin ilk fatihi ile yaptığımız konuşma doldu beynimin hatır köşesine.

"Sana aşığım kadın."

"Sana aşığım adam."

Hemen peşine heyecan nüksetti damarlarıma. Kendi cesaretini toplamış beni de cesaretlendirmişti. Sevdanın ağına birlikte kapılmıştık yüreği kendinden büyük adam ile.   Kalbimle birlikte burnumu da ele geçiren koku, kokular vardı. Uykumun en güzel köşesine dolmuştu kokular.

Yatakta doğrularak yanımda uyuyor olmasını beklediğim kişiye baktım. Gözlerimin aradığı koca bedenin yerini minik bir panda almıştı. Yüzüme yayılan gülümsemeyle pandayı alıp ona sıkıca sarıldım. Yumuşacıktı. Oldukça da tatlıydı. Panda ile aşkımızın ilk dakikalarını yaşarken gözüme yatakta duran minik not kâğıdı takıldı.

"Gülüşlerinin sebebi olmak istiyorum."

Şimdi mutfağa gelip bana gülümser misin gül yüzünü sevdiğim?

Balamir Güleç

Yüzümdeki gülümsemeyi genişleten yazıyı okuyunca dedim ki kendi kendime.

"Ben bu adamla evleneceğim."

Pandamı da yanıma alıp güzel kokuları eve yayan mutfağa ilerledim. Mutfakta gördüğüm manzara bir kez, bir kez daha âşık olunasıydı. Yanlış görmüyordum değil mi? Balamir Güleç nam-ı diğer Yürüyen Nane bana kahvaltı hazırlıyordu.

Masayı bir şef gibi donatmış, oldukça başarılı bir sunum hazırlamıştı. Patatesli yumurta adeta onca yiyeceğin arasından sıyrılıp göz kırpmıştı. Patatesli yumurtaya bir öpücük göndererek tekrar Naneme döndüm. Domatesleri ince ince kesmekle meşguldü. İşine konsantre olmuş beni fark etmemişti.

Parmaklarımın ucunda ilerleyip yanına ulaştım. Başına sırtına koyarak kollarımı bedenine doladım.

"Günaydın Hazal'ım. " dediğinde kollarımı ondan ayırarak "Günaydın Nane'm" dedim.

Bedeni benden tarafa dönüp gözleri yüzümle buluştu. Bakışları bir şey bekler gibiydi. Çok geçmeden sekiz köşe olan jetonum düştü. Dudaklarımı yukarı kıvırıp gülümsememi yüzüme yaydırdım.

Bir ömür orada sesimi çıkarmadan yaşayabileceğim çukurunu göstere göstere gülümsedi gamzesine yandığım.

İyi ki çarpışmışız o gece... İyi ki yardım etmek istemişsin... İyi ki ısrar etmişsin... İyi ki getirmişsin beni evine... İyi ki açmışsın kalbini... İyi ki iyikisin be adam...

Alnıma kondurduk öpücükle düşünceler aleminden geldim yeniden mutfağımıza. Güzel dudaklarından bir soru döküldü.

"Hayırdır meleğim? Daldın gittin." Dedi kadife seslim. Gülümseyerek bir kaç saniye zaman kazandım.

"Hiç... İyi ki diyorum. İyi ki patatesli yumurta var."

Kafasını hafif geri atarak bir kahkaha attı. İç sesim "Güzel sıyırdın Hazal" diyordu. İç sesime sevinç dansımı yaparak karşılık verdim. Balamir ne yaptığımı anlamayan gözlerle bakınca "Patatesli yumurta için sevinç dansı" dedim.

Yanıma gelip belimden tutarak sarıldı "Sen çok farklısın. İyi ki geldin hayatıma." Dedi.

***

Bay Nane ile güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra tuttuk hastanenin yolunu. Aytekin'in motorunu aldığımız için oldukça hızlı gelmiştik. Balamir de en az Aytekin kadar cool duruyordu motorda. İkisini de otur karşısına izle. Aytekin demişken bugün onun için çok iyi bir planım vardı. Öğrendiğime göre uzun zamandır annesine hiç gitmemişti. Bugün Aytekin iyileştirme günüydü...

Ona sımsıkı sarılmış ve kafamı sırtına gömmüştüm. Uyuduğumu düşünmüş olmalı ki
hastaneye gelince motoru park eden Balamir "Geldik" Demişti.

Motordan inerek kaskımı çıkardım. Aynı şekilde Balamir de inince yürümeye başladım. Bay Nane sıcak ve yumuşak elliyle, elimin alev almasına neden olarak elimi tutmuştu. Hızlı bir şekilde elimi çektim. Yeniden tuttu... Yeniden çektim elimi...

Kolumdan tutarak beni durdurdu. Kadife sesiyle "Hazal korkma(!)" dedi. Korkuyordum...

Elini tutup yürümeye, Bizimkilerin karşısına çıkmaya, Ulaş'a Balamir ile bir yola çıktığımızı göstermeye korkuyordum.

Tekrar tuttu elimi.... Yeniden çektim elimi...

"Hazal(!) Lütfen korkma, bizim çocuklar bir şey demezler aksine sevinirler. "

Sesinde ki kırgınlık ince ince işledi içime. Tekrar tuttu elimi gözlerimin içine bakarak. Gözlerinde ki ifadeyi kıramadım. 

Hastaneye girip üst kata , Yoğun bakıma doğru ilerlemeye başladık. Ellerimiz hala birlikteydi. Benim kalbim ise çoktan firar etmişti.

Koridoru dönünce elinde bir dosya ile yanındaki kişiye bir şey anlatan Ulaş girdi görüş alanımıza, biz onu gördük fakat o bizi görmedi. Ona yaklaştıkça çekmeye başladım elimi Nanenin elinden. Ben çektikçe o sıktı. Doktor Ulaş'a bir kaç adım kala sertçe çektim elimi elinden. Yalnızca dönüp dolu ve kırgın gözlerle gözlerime baktı. Hazal Eroğlu ne anlar aşktan sevdadan...

Yanına vardığımız da anca fark etmişti Ulaş bizi. Dönüp Balamir'e "Hoşgeldin kardeşim" dedi sarılarak. Sonra istemeyerek de olsa bana döndü ve sadece baktı. Kırılan kalbimin yere düşen parçasına bir el sallamakla yetindim bende.

"Durumlar ne Ulaş?" Dedi Bay Nane. Doktor sakalını kaşıdı bir kaç saniye. Sonra soğuk bakışları gözlerimi buldu.

"Sabaha karşı Yiğit bebeğin annesi Arzu hanımın beyin ölümü gerçekleşti. "

Yutkunamadım... Sesim çıkmadı... Ağlayamadım...

Devam etti Doktor Ulaş "Yiğit bebekte bugün sosyal hizmetler tarafından hastaneden teslim alınacak" dedi. Onunda sesi titriyordu. Gözleri hafif şişti. Belli ağlamıştı.

"Gitmesin" dedim güçlükle. Ulaş ile Balamir göz göze geldiler kısa bir süre. Hafifçe bana döndü sonra doktor.

"Gitmesi lazım." dedi kırık sesiyle. Gözlerimden dökülen yaşları elimin tersiyle sildim hızlıca. Titreyen dudağıma aldırmadan "Bizimle kalsın lütfen." Dedim.

Ulaş yanıma gelip elini narince çeneme koydu. Gözlerimizi buluşturup "Bunu bende isterim fakat onu bize vermezler" Dedi.

"Bakarım ben ona gitmesin." hıçkırıklar eşliğin çıkan sesime sarılarak karşılık vermişti Ulaş. Beni narince çevirip koridorda duran sandalyelerden birine oturttu. Önümde diz çökerek, anlamak istemeyeceğim şeyler anlattı.

"Hazal, bir sürü prosedür var. Yiğit'i bize bırakmaları neredeyse imkansız. Böyle yapman hiçbiri şeye yaramaz. Ağlama(!)"

Önce Balamir'e dönüp baktım daha sonra Ulaş'a. Yalvarırcasına "Koruyucu aile oluruz." Dedim.

"Aramızdan kim evli de koruyucu aile olsun?" Dedi Balamir. Sesi hem kırgın hem sinirliydi. Haklıydı. Onu çok kırmıştım.

"İmkansız ama diyelim ki verdiler Yiğit'i bize. Hepiniz okuyorsunuz, ben çalışıyorum. Ona kim bakacak?" Dedi Ulaş. Evet belki o da haklıydı. Ama Yiğit... O minicik bedenin oraya gitmesine izin veremezdim.

"Be..ben okulu bırakırım. " dedim. Elini hemen yandaki sandalyeye vuran Ulaş "Çok meraklısın okulu bırakmaya!" derin bir nefes alıp devam etti.

"Merak etme Hazal. Yiğit'e orada iyi bakılması için her şeyi yapacağım. Ve her haftasonu gidip onu görebileceğiz. Yapma artık lütfen(!)"

Ağlayan bir bebek sesi doldu kulaklarıma. Kafamı kaldırıp sesin geldiği yöne doğru baktım. Takım elbise giyinmiş iki adam ve bir kadın götürüyorlardı Yiğit'imi... Gidiyordu Yiğit. TABUT , ben ve Turna'nın kaçıp kurtulduğu yere. Yetimhaneye...

Ayağa fırlayıp yapıştım kadına. Götürme diye yalvarmaya başladım fakat nafileydi. Hızlanmaya başladıklarında dizlerimin üzerinde yere düştüm.

"Lütfen götürmeyin! Bari bir kez sarılayım."

"Götürmeyin..." diye bağırarak ağlamaya başladığım da güçlü bir beden sardı güçsüz bedenimi. Nane kokusu doldu burnuma. Kadife sesi "Ağlama, lütfen güzelim." diye fısıldadı kulağıma. Ona sımsıkı sarıldım ve ağlamamı bastırmaya çalıştım. Gitmişti işte... Bir ablam oldu dedim.  Arzu abla gitti. Minik bir yeğenim, Yiğit'im oldu dedim. Yiğit'i götürdüler. İlk aşkım oldu dedim. Onun da gitmemesi için daha çok sıktım kollarımı...

Doktor Ulaş'ın gür sesi yankılandı koridorda. Ne dediysem onu ikna edememiştim. Belki de ikna oldu umuduyla kulak kabarttım sözlerine.

"Durun(!) Götürmeyin."


Bir bölümün daha sonuna geldik 🍀 Ne yapıyoruz minik yıldızın içini dolduruyoruz, yorum bırakmadan geçmiyoruz. ♥️

🍁 Hikayenin gidişatını beğeniyor musunuz ?

🍁 Hazal ve Balamir aşkındaki düşünceleriniz neler ?

Bölümlerde okuyan sarısı ile oy atan ve yorum yapan sayısı arasında bir uçurum oluyor bunun nedeni nedir? Yeter kadar beğenmemeniz mi yoksa ? 😔

Continue Reading

You'll Also Like

15.3M 616K 54
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu...
12:30 SEANSI By damy

Mystery / Thriller

1.6M 100K 50
[WATTYS 2022 KAZANANI] Parmağı omzumun üzerindeki belli belirsiz benlere dokundu. Ardından köprücük kemiğime kaydığında dudaklarım, bir nefese muhtaç...
14.1K 711 22
Bahar en yakın arkadaşının düğününe mardine gider ve oraya damadın en yakin arkadaşı olan ateş'i görür ve o yüz bir daha aklından çıkmazsa ve bir ka...
67K 270 2
Kitap düzenlemeye girmiştir anlam hatları olabilir düzenleme bitene kadar başlamamız önerilir "Ada abla biraz gezelim mi Babam sen ben üçümüz " dedi...