MAFYA

By ccaglasuu

3.2M 97.6K 25.6K

Tanışmaları değişik olmuştu biraz.Adamın düşmanının kendisine yaptığı saldırı sonucunda,sıyrılan kurşunun bir... More

1. Bölüm : Kurşun
2. Bölüm : Yeni Okul
3. Bölüm : Kerem
4. Bölüm : Araf'ın Evi
5. Bölüm : Mert
6. Bölüm : Öpücük
7. Bölüm : Ödeşme
8. Bölüm : Sahte Sevgili
9. Bölüm : Kafes dövüşü mü?
10. Bölüm : Kaçırılma
11. Bölüm : Hastane
12. Bölüm : İkinci Öpücük
13. Bölüm : Masum
14. Bölüm : Kerem'in ekibi
🎉🎉MUTLU YILLAR🎉🎉
15. Bölüm : "Yanındayım"
16. Bölüm : "Seni Gerçekten Seviyor"
17. Bölüm : "Annem gibi kokman senin suçun"
18. Bölüm : Kıskanç Beyimiz Araf
19. Bölüm : Operasyon
❤️ÇOK TEŞEKKÜRLER❤️
20. Bölüm : "Benim sana ihtiyacım var"
21. Bölüm : "Ben de bu öküzü seviyorum"
22. Bölüm : "Seni bana hapsedesim var"
23. Bölüm : Sarhoş
24. Bölüm : İç Çamaşırı
25. Bölüm : "Sadece sen"
26. Bölüm : Ateş Atay
27. Bölüm : "Ya sen niye nefes alıyorsun ki?"
28. Bölüm : "Senin de beni gerçekten sevdiğini"
29. Bölüm : Dünyanın en güzel annesi
30. Bölüm : "Cehennemine hoş geldin Su Başaran"
31. Bölüm : Cehennem (Part 1)
32. Bölüm : Cehennem (Part 2)
33. Bölüm : Beni yanlış anlamamıştır değil mi?
34. Bölüm : Halil Karan öldü mü?
35. Bölüm : "Unut beni.Hoşçakal Sarışın."
36. Bölüm : Ölüm dövüşü
37. Bölüm : Hoşgeldin yaz! Hoşgeldin tatil!
38. Bölüm : Korkut belası
39. Bölüm :"Beni özlemedin mi ağabeyciğim?"
40. Bölüm : "Yine mi sen?"
41. Bölüm : "Yanımdasın"
🎊💞🎊 200K!! 💞🎊💞
42. Bölüm : "İlk kez kaybetme korkusunu yaşadım"
43. Bölüm : 6 yıl sonra...
45. Bölüm : "Tüm benliğinle benimsin gökyüzü"
46. Bölüm : Tartışma
47. Bölüm : Cinsiyet
48. Bölüm : Hoşgeldin Elis bebek!
49. Bölüm : Cenaze
-FİNAL-
SÜRPRİZ!!!
🖤❤️1 YIL❤️🖤

44. Bölüm : Yeni hayat

42.6K 1.1K 383
By ccaglasuu

Kelime sayısı:7455
Multimedya:Su ve Bora

Vote ve yorum atmayı unutmayın!
Keyifli okumalar.🖤
Alya'dan
"Demir bu harika bir fikir!"diyerek beğenimi dile getirdim.
Edis konserinde evlenme teklifi mi? Bana kalırsa gayet güzel bir fikirdi.
Konser yarındı ve Demir bu fikri beğendikten sonra bilet almak için evden çıkmıştı.Araf ardından gülümsedi.
"Aşık çocuk."diyerek alayla konuştu.

"Öyle deme,sende bana evlenme teklifi edeceksin."

"O kadar emin olma."diyerek sağ ayağını kırdı ve sol ayağının üstüne koydu.
"Nasıl emin olma? Sen bana evlenme teklifi etmeyecek misin?"

Merakla ve astığım suratımla sorduğum soru üzerine Araf gülümsedi ve beni belimden tutarak kendine çekti.
Yanına oturduğumda başımı omzuna yasladım."Benim olacaksın,korkma."diyerek saçlarımdan öptü.

"Korkmuyorum ki,zaten senin olacağımı biliyorum."

Buket gözünü ovarak aşağı inerken gözleri etrafı tarıyordu.
"Demir nerede?"

"Dışarı çıktı."dedim.

"Dışarı,nereye?"

"Şirketten çağırdılar."
Araf benim yerime cevap verdiğinde Buket onu başıyla onayladı.
Buket,Demir,ben ve Araf iki gün önce Araf'ın deniz kenarındaki evine gelmiştik.
Evlenme kararı alan diğer iki çiftimiz de bir hafta önce İstanbul'a gitmişlerdi.
Telefonum çaldığında ayaklandım ve sehpadan telefonu aldım.
"Efendim Mert?"

"N'aber güzelim?"

"İyiyiz.Gelsenize yanımıza."

"Güzelim benim Çağla ile Antalya'ya gitmem gerek."
Mert ve Çağla beş gün önce gelmişlerdi,dört gününü bizimle geçirmiş bir gününde burayı gezmişlerdi.
"Neden ki?"

"Ailesi orada tatil yapıyormuş,bizi de çağırdılar."

"Anladım.Düğüne gelirsin ama."dediğimde güldü.

"Kardeşlerimin düğününü kaçırır mıyım?"

"Kaçırmazsın."diyerek gülümsedim.
"Çağla'ya selam söyle,size iyi eğlenceler."

"Görüşürüz güzelim.Sende oradaki herkese selam söyle."

"Peki.Görüşürüz."
Telefonu kapattıktan sonra Araf'ın yanına oturdum.Başımı omzuna yasladım.
"Denize girelim."dediğimde başını bana döndü.

"Baklavalarımı mı özledin?"

"Özlemimden ölüyorum."diyerek doğruldum.

"Kalk hadi!"diyerek ayaklandım.
Ayağa kalktıktan sonra "Yanımda giyineceksin değil mi?"diye sordu.

"Tabii.Çok beklersin."

"İlla karım olacağın zamanı mı bekliyorsun?"

"Yanlış mı?"

"Tabii ki yanlış.Kaç yıldır bunu bekliyorum."

"Birazcık daha bekleyebilirsin."diyerek gülümsedim.Odaya girdikten sonra getirdiğim çantadan bikinilerimi çıkarttım.İyiki getirmişim.
"En sevdiğim bikinini giyeceksin."diyerek muzipçe sırıttı.

"Evlendiğimiz gün de en sevdiğim iç çamaşırlarını giyersen çok sevinirim."

"Gel ben seni sevindireyim."diyerek onu yatağa ittim.

"Yavaş ol güzelim."diyerek sırıttı.

"Her hareketimde fesatlaşmasana!"diyerek üzerine eğildim.

Islık çalarak elini belime koydu.
Muzipçe sırıttı.Ona vurmak için elimi kaldırdığımda belimden çekerek üzerine düşmemi sağladı."Fırsatçı."diyerek tam yüzümün altındaki yüzüne odaklandım.
Gözlerine bakarken beni kendine yapıştırdı.
"Çok güzelsin."diyerek sol elini sağ yanağıma çıkardı.
"Seni dövmemem için bana iltifat ediyorsun."diyerek gülümsedim.

Sırıttı.Eli hızla yanağımdan enseme çıktı ve dudaklarımızı birleştirdi.Ellerimle sert göğsüne baskı yaparak kalkmaya çalışmamla beraber beni hızla altına aldı.
Elleri kalçama yakın belimde dururken beni havaya kaldırdı.
Bacaklarımı beline dolarken kollarımı boynuna sardım.
Ayrıldıktan sonra beni duvara yasladı.
Alnı alnımla birleşirken açık kahverengi gözleri koyulaşmış,kararmıştı.

"Ne zaman benim olacaksın gökyüzü?"diye sordu mavi gözlerime bakarken.
Ne zaman onun olacaktım?
Alt dudağımı dişleyerek gözlerimi arzuyla koyulaşmış gözlerinden kaçırdım.
"Ben,"dedikten sonra başımı eğdim.

Elini sağ yanağıma koyarak alnımdan öptü."Sorun değil."diye fısıldadı.

"Özür dilerim."diyerek gözlerimi kapattım.
"Şşşh,güzelim.Sorun değil dedim.Aç gözlerini."diyerek yanağımdan öptü.

Yavaşça gözlerimi açtım.
"Sen benden önce çok fazla kızla birlikteydin."dedim kaşlarımı çatarak.

"Altı buçuk yıldır ise kimseyle birlikte değilsin."

Eli hala yanağımı okşarken gözlerimi gözleriyle buluşturdum.
"Yani,ne bileyim."diyerek yanaklarımı şişirdim.

"Böyle düşünmeni istemiyorum güzelim.Ben seninle bunun için mi birlikteyim?"

Gülümsedim."Seni fiziğin için,vücudun için sevmedim."diyerek başını boynuma gömdü.

"Huzur veren kokun,hayat dolu gülüşün,sürekli parıldayan mavi gözlerinle beni yeniden hayata bağladığın için seni sevdim.Benim olduğun için sevdim.Masum kadınım."diyerek dudaklarıma yapıştı.
Bazen öyle bir konuşuyordu ki gerçek olduğuna inanamıyordum.
Bu adamı ne kadar sevdiğimi söylesem de,hareketlerimle göstersem de,ona hissettirsem de,asla ne kadar çok sevdiğimi ona kanıtlayamazdım.
Ona karşı olan sevgim bu kadar büyüktü,ne herhangi bir harekete,ne de kelimelere dökülecek kadar...

"Hala denize girmek istiyor musun yoksa öpüşmeye devam edelim mi?"

Gülümsedim."Denize gidelim."dediğimde dudak büktü.
Şu an çok tatlı görünüyordu.
Dudaklarına aniden küçük bir öpücük kondurdum.Gülümsedi." Biz de denizde öpüşürüz."

Gözlerimi devirdim."Gidelim hadi."
Beni indirdi.Bikini takımımı banyoda üzerime geçirdikten sonra odaya geçtim.
Araf telefonda birileriyle konuşuyordu.
Aynada kendime baktım.
Arkamda Araf belirdi.Arkamdan belime sarıldıktan sonra başını omzuma koydu.
Gözlerimiz aynadan birleşirken gülümsedim.
Benden iri olduğu için vücudunu kapatamıyordum.
Boynumu öptü.Elleri karnımda birleşmişti.Karnımın üstündeki ellerinin üstüne ellerimi koydum.
"Seni çok seviyorum."diyerek gülümsedim.

"Bende seni güzelim,bende seni."diyerek sırıttı.
Elimden tuttuğunda elim adeta elinde kaybolmuştu.
Aşağı indikten sonra denize yürümeye başlamıştık.
Deniz kenarına geldiğimizde getirdiğim havluyu kumlara bıraktım.
Buradaki sahil ıssız kesimlerde olduğundan şezlong falan yoktu.
Araf şortuyla yine kas gösterisi yaparken yanına ilerledim.

"Hadi girelim."

Birlikte denize yürümeye başladık.
"Daha önce denize girdiğimizi hatırlıyorum."diyerek gülümsedim ve ona döndüm.
—Geçmiş—
"Ama ben eve gitmek istiyorum."dediğim gibi ayağa kalktı.
Bana doğru gelirken ona anlamaz bakışlar atıyordum."Ne? Niye geliyorsun ya?"

Aniden beni omzuna attığında çığlık attım."İndir beni seni gerizekalı,öküz,salak,spastik,beyin özürlü,hödük!"

"Bitti mi?"
"Hayır!"dediğimde evin dış kapısını açarak denize yürümeye başladı.Ev zaten denize sıfırdı.

"İMDAAT YARDIM EDİN İMDAAT!"diyerek omzuna vurmaya başladım.

"Karanlık denize giremem ben bak kalp krizi geçirtme bana!
Fobim var zaten!"

"Sana söylemiştim."diyerek denizde ilerlemeye başladı.

"Biraz serinlemek ister misin?"
"Hayır,hayır bırak!"dediğimde adımlamaya başladı.
O da ıslanıyordu.

"Ya salak bırak beni."

"Bırakayım mı?"

"Evet!"
"Al o zaman!"diyerek beni denize bıraktı.
Hızla kumsala doğru ilerleyecekken beni belimden yakaladı.

"Araf ayağıma bir şey deydi Araf!"diye bağırdıktan sonra boynuna atladım.
Bu halime sürekli gülüyordu.

"Seni gerizekalı,ben burada korkuyorum sen gülüyorsun!"

"Halini görseydin..."dedikten sonra tekrar sırıttı.
Ayağıma deyen şey ile daha kuvvetli bir çığlık attım ve kendimi Araf'ın kucağında buldum.

"Korkuyorum,çıkmak istiyorum."dedim.
Yavaş yavaş kumsala yürümeye başladı.
Kumsala geldiğimizde kucağından indim.

—Geçmiş son—

Gülümsedi."Hatırlıyorum."dedikten sonra daha çok gülümsedi.
"İndir beni Araf! Bırak beni Araf! Ayağıma bir şey deydi Araf! Araf!"

Sesini incelterek taklidimi yaptığında kahkahalara boğulmuştum.
Bu adam benim yanımdayken ona bir şeyler oluyordu ve hiç kendinden beklenmeyen hareketler yapıyordu.
Kahkahalarıma bakarak gülümsedi.
Denize tamamen girdiğimizde dalış yaptım.Daha sonra saçlarımı savurarak denizden çıktığımda Araf beni kısılan gözleriyle süzdü.
Yanıma kadar geldikten sonra "Fazla seksi bir çıkıştı."diyerek tek kaşını kaldırdı.
Güldüm.
Kendisi de dalış yaptıktan sonra su damlacıklarını sıçratarak feci bir çıkış yaptı.Saçlarını arkaya doğru düzelttikten sonra bana döndü ve sırıttı.Hasss lan!
Gülerek yanıma kadar geldi.
Gülmesene sen ya!

"Etkilenmiş gibi görünüyorsun."

"Hı?"
Bu dediğimle birlikte kocaman gülümsedikten sonra kıkırdadı.Başımı iki yana salladığım sıra beni kalçalarımdan çekerek kucağına aldı.
"Araf bırak! Buket görür rezil olurum valla."
Kısık sesle cümlemi tamamladığımda "Umurumda bile değil."diyerek yüzünü yüzüme yaklaştırdı.

Bir eli belindeyken diğer eli kalçamdaydı.
Ellerim,göğüslerindeyken beni öpmeye başlamasıyla benden habersiz karın kaslarına indi.
Hani şu baklavalarına.
Öpüşü hızlanırken ellerimi boynuna doladım ve gözlerimi kapattım.
Bu adamla öpüşürken dünya ve zaman kavramı anlamını benim için yitiriyorlardı.
Alt dudağımı ısırdığında inledim.
Yavaşça dudaklarımdan ayrıldı.
"Niye bu aralar sana doyamıyorum gökyüzü?"diyerek başını boynuma doğru yakınlaştırdı.Boynuma küçük bir öpücük bırakıp başını kaldırdı.

Gözlerimiz birbirine kenetlenirken utanan taraf ben oldum ve gözlerimi kaçırdıktan sonra başımı boynuna gömdüm.Utandım ayol.

Araf ellerini belime sıkıca sararak saçlarıma bir öpücük kondurdu.
Yaklaşık bir saat birlikte açıldık.
"Yarın işe erken gitmem gerek.Uyuyalım mı güzelim?"

"Tamam."
Birlikte denizden çıktık.Demir'in arabası burada olduğuna göre gelmişti.Evlenme teklifini de videoya alır bizimkilere atardım artık.
İki havludan birini aldım ve Araf'a uzattım.Havluyu elimden aldığında bende havluya sarındım.Birlikte eve girdiğimizde Buket ve Demir film izliyorlardı.
"Toplantıya mı çağırdılar Demir?"
Araf'ın sorusuyla Demir bize döndü.
Güldüm.

"Çok acil olmasa gitmezdim."diyerek sırıttı.Daha sonra kolunu Buket'in omzuna atarak filmi izlemeye devam ettiler.Yukarı çıktıktan sonra banyoya girdim.Duş aldıktan sonra üzerime bir şort ve bir askılı geçirip odaya girdim.Araf banyoya girdiğinde yarın işe giderken giyeceği takım elbiseyi çıkarttım.Koyu lacivert rengindeki takıma gözlerimi kısarak baktım.
Seni pislik! Neden Araf'a bu kadar yakışmak zorundasın?

İçimden geçirdiklerimle yanaklarımı şişirerek yatağa ilerledim.Yatağa uzandıktan sonra gözlerimi kapattım.
Feci derece de uyku bastırmıştı.
Banyo kapısının açılma sesi duyulduğunda gözlerimi açamadım.
Yatağın diğer tarağı çöktü.
Araf'ın kaslı kolları belimden kendine çekerken ona doğru döndüm.
Başımı sert göğsüne yasladıktan sonra ona sokuldum.
Saçlarımdan öptükten sonra son duyduğum Araf'ın "İyi geceler gökyüzüm."demesiydi.

                               ***
"Hiç yakışmadı."diyerek somurttum.
Allah'ın cezası takım elbise!
Neden bu kadar çok yakışıyordun ki sen Araf'a!
Fazla yakışıklı olması hiç iyi değildi.
Yanında bende yoktum ki,o gurbet ellerde kimler gözleriyle yiyordu benim kocamı ya!

"Güzelim bu kadar kıskanç olmana gerek yok.Biliyorum,fazla kaslı,seksi ve yakışıklı olabilirim ama ne yapabilirim? Elimden geldiğince kızları yanımdan uzaklaştırmaya çalışırım."

"Nasıl elimden geldiğince? O ne demek be! Kimse yanına yaklaşmayacak!"diyerek sesimi büyük oranda yükselttim.
Ayaklanarak kollarımı kovuşturdum.
"Gidemezsin ha!"diyerek sırtımı kapıya yasladım.

Gülümseyerek saçlarını düzeltti.
"Şansına küs güzelim,bugün çok önemli bir toplantım var ve benimle sevişmek istesen bile kabul edemeyeceğim kadar önemliliğe sahip.Yani sen düşün."diyerek sırıttı.

"Sapık herif! Sen beni katil mi edeceksin?"diyerek ayağımı yere vurdum.Sırıtarak yanıma kadar geldi ve sağ kolunu kaldırarak kapıya yasladı.Böylece kapı ile onun arasında kalmıştım.

"Kıskanınca daha seksi oluyorsun."diyerek sırıttı.

"Sen sanki hiç kıskanmıyorsun."

"Tamam,o zaman şöyle yapalım.Sen beni öp,bende kızları uzaklaştırayım."

"Olur."diyerek dudağına yaklaştıktan sonra karnına yumruk attığımda sesli bir küfür savurdu.
Ben sinsice gülerken "Bittin sen çirkef."diyerek beni sertçe kendine çekti.

Gözlerimi gözlerine çıkartırken alt dudağımı ısırdı.
"Ya bırak!"diyerek itmeye çalışırken sertçe öpmeye başladı.
Yine onun hızına yetişemiyordum.
Ay dudaklarım şişecek!
Geri çekildikten sonra derin bir nefes aldı.
Nasılda keyifliydi pislik!

Ben ona kötü bakışlarımı yollarken o sırıtıyordu."Ah güzelim,dudakların çok lezzetli."diyerek güldü.
Koluna yumruk atarak duvarla onun arasından çıktım ve aşağı indim.
Buket aşağı da masayı hazırlıyordu.
"Günaydın."dediğimde bana döndü.
Kıkırdayarak önüne döndü.

"Ne oldu?"

"Silikon mu yaptırdın kızım dudağına? Bu ne hal?"

Gözlerimi sonuna kadar açarak aşağı kattaki banyoya koştum.
Gözlerim açılabildiği kadar açılırken ayağımı yere vurdum.Bu yüzden sırıtıyordu.
Bu ne hal ama? Ayrıca nasıl bu kadar kısa sürede hemen şişebildi bu dudaklar?
Somurtarak mutfağa girdim.Buket de sırıtıyordu."Gülme!"diyerek ayağımı yine yere vurdum.Kırıldı kırıldı!

"Güzel duruyor aslında."diyerek böreği yağa koydu.Ellerimi yıkayarak ona yardım etmeye başladık.
Dediğiyle kahkaha atarken içeri Demir ve Araf girdi."Günaydın hanımlar."

"Günaydın."dedim Demir'e.

İkisi de konuşarak masaya oturdular.
Masa hazır olduktan sonra Buket de oturduğunda çayları doldurdum.
Neyse ki Demir bir şey dememiş ya da dudaklarıma bakmamıştı.
Valla rezil olurdum.
Araf'ın yanına oturduğumda dudaklarıma bakmasıyla ayağına vurdum.
Kaşlarını çatarak "Seni bayılana kadar öperim."diyerek tehdit etti.
Sapık işte sapık!
Kahvaltıdan sonra onları kapıdan uğurladık.Şirketten erkenden çıkıp Edis'in konserine gidecektik.
Demir eminim ki Edis ile konuşmuştu.
Yapar mı yapar.
"Alya."

"Efendim?"

"Bugün Edis'in konseri varmış.Demir'e söylemeyi düşünüyorum,gidelim mi?"

Saksıyı çalıştır.
"Bilemiyorum,bence başka bir şeyler yapalım."

"Ne gibi?"

"Bekle,kahvelerimizle bahçeye çıkalım.Orada konuşuruz."

"Tamam."
Kahve yaptıktan sonra denize sıfır bahçede içmeye başladık.

"Akşamüstü belki bir şeyler yaparız.Bara gidebiliriz,ya da başka bir şey."

"Siz bilirsiniz."

"Konser fazla kalabalık olur.Kalablık ortamlardan nefret ederim."diyerek kahvemden bir yudum aldım.

"Ne düşünüyorsun?"diyerek dalgın Buket'i daldığı dünyadan çıkarttım.

"Tanıştığımız ilk günü düşünüyorum.Tabii sizin haberiniz yok."

"Neyden?"

"Demir'in bana yaptığından."dediğinde kaşlarımı çattım.

"Ne yapmıştı ki?"

"Okulun ilk günleri,Demir'in yanında başımı sıraya koymuştum.Başımı kaldırdığımda bacaklarıma bakıyordu,bizde tartışmaya girdik.
Ben fazla bir şey dememiştim ama çok sinirli bir kişiliğe sahip.Kolumdan tuttuğu gibi dışarı çıkardı."dedikten sonra kaşlarını çattı.

"Sonra?"

"Beni duvara çarptıktan sonra bağırmaya başladı.Ona tokat attığımı hatırlıyorum.Daha sonra beni yere fırlatmıştı."dediğinde gözlerimi sonuna kadar açtım."Benim neden bundan haberim yok?"

"O gün Mert'in geldiği gündü."dediğinde kahvemden bir yudum daha aldım.

"Aslında,her birimizin farklı bir hikayesi var."dediğimde sırıttı.

"Sen bahsetsene biraz."dediğinde güldüm.

"Size söylediğim bir kaç küçük yalan vardı hani.Ben sözde babamın evinde kalıp onunla önemli bir şeyler konuşmuştuk.Ben o sıralar Araf'ın yanındaydım."

"Oha ama!"dediğinde gülümsedim.

"Bir keresinde beni bıçaklanmaktan kurtarmış,kendisi yaralanmıştı.Bende ona borcumu ödemek için yanında kalmıştım."

"Şuna bak sen."diyerek kahvesinden bir yudum aldı.
Bir saat boyunca öyle sohbetler ettik ve geçmişten konuştuk.
Telefonum çaldığında açtım.
"Efendim Araf?"

"Hazırlanın çirkef."

"Çirkef eben."diyerek suratına kapattıktan sonra sırıttım.
Suratına ben kapattım yaşasın!!

"Hadi hazırlanalım."

"Nereye?"

"Bilmiyorum,Araf bize sürpriz olduğunu söyledi."diyerek yalan söyledim.

"Nereye gideceğimizi bilmiyorsak nasıl giyineceğiz?"

"Bence fazla abartmadan günlük giyinelim."

"Tamam."dediğinde yukarı çıktık.
Çantamdan kot şortumla kısa bir tişört çıkarttım.Ayağıma beyaz spor ayakkabılarını da geçirdikten sonra makyaj yapmaya başladım.

"Alya."
İçeri giren Buket elinde iki tişört tutuyordu.
"Hangisi?"

Başımı iki yana salladım.
"Bence sana güzel bir şeyler bulalım bekle."

Odasındaki çantasını araklamaya başladım.
"Ben bir şeyler bakayım."

Bu kız da sadeydi.

Üzerine güzel bir şeyler bulduktan sonra ona verdim."Güzelmiş."

"Giyin hadi."
Birlikte hazırlandıktan sonra aşağı indik.
Kapı çaldığında aşağı indim ve kapıyı açtım.Araf ve Demir içeri girdi.Araf bana bakarak kaşlarını çattıktan sonra "Orası kalabalık olacak."diyerek nefesini bezgince dışarı bıraktı.

"Araf bugün önemli bir gün.Hem bana bir şey olmaz."

"Zaten yanımda olacaksın."diyerek içeri geçti.Birlikte yukarı çıktık.Ben yanıma çantamı alırken parfümümü sıktım.
O da üstünü giyindikten sonra birlikte aşağı indik.Hep beraber evden çıktık ve Edis konserine ilerlemeye başladık.
Buket'in haberi yok tabii.
Yavaş yavaş konsere yaklaşmaya başladık.
Buket Edis severdi.Bu iyi bir şeydi.
"Yanımdan ayrılma."

Araf arabayı durdurduktan sonra bana döndü."Peki."dediğimde arabadan indik.
Buket şaşkınca arkamızdan gelirken "Biletleri almışlar,yazık olmasın diye gelelim bari."dediğimde hala konser alanını inceliyordu.

Birlikte biletleri verip ortama girdik.
Kalabalığın arasından geçip önlere çıktık.
Araf eli belimde etrafı kolaçan ederken gözlerimi devirdim.Kıskanç.
Demir ve Buket de yanımıza geldikten sonra birden kızların ıslıkları etrafı doldurdu.
Edis şarkıya giriş yaptığında Araf'a baktım.Bu hala etrafı mı inceliyordu?

"Konseri izlesene."dediğimde kaşları havalandı.

"Neyini izleyeyim bu pezevenkin?"
Güldüm.Şarkıları büyük bir keyifle dinledikten sonra Edis konuşmaya başladı.

"Bu akşam ekstra bir sürprizimiz daha var.Demir Güçlü ve Buket Yıldırım,sahneye gelir misiniz?"

Herkes dikkat kesilirken Buket şaşkınca etrafa bakmaya başladı.
Demir onun elinden tutarak sahneye çıktıktan sonra Edis'le tokalaştı.
Buket de Edis ile el sıkışırken herkes onları izliyordu.

"Söz sende."diyerek mikrofonu Demir'e uzattı Edis.
Demir mikrofonu alıp Buket'e döndü.
"Sevgilim,"diye başladığında Buket ağladı ağlayacaktı.Çok heyecanlandı ya!
Araf'a daha çok sokuldum.

"Bana bütün herkesten farklı olduğunu kanıtladığın o parlak gözlerinle her bakışında,sana karşı olan ilgim hep arttı.
Hayatımın anlamını anlamama yardım ettin,hayatımın anlamı oldun."dedikten sonra gülümsedi.

Buket'in gözleri doldu.
Demir cebinden kırmızı kuruyu çıkarttı.
Herkes bir anda alkışlamaya başladığında Demir yere çömeldi.
"Benimle evlenip sonsuza kadar gözlerine aşık olamamı sağlar mısın?"

Buket başını aşağı yukarı salladı.
"Evet!"
Herkes ıslık çalmaya başlarken sahnede Edis bile onları alkışlıyordu.
Demir ayaklandıktan sonra tüzüğü Buket'in parmağına geçirdi.
Herkes birden "Öp! Öp! Öp!"diye bağırmaya başladığında Demir Buket'i dudaklarından öptü.

Herkes ıslıklar eşliğinde alkışlarken Edis gülümsedi."Mutluluklar dileriz!"

***
"Hala inanamıyor yazık."diyerek Buket'i dürttüm.Gözlerini yüzüğünden çekip bana baktı."Videonuzu kızlara attığımda kızlar şok oldu.Zaten televizyonda da görürler.Magazine çıkmışsınızdır siz şimdi."

Gülümsedi."Çok seviyorum ben bu adamı."

"Bir sap ben kaldım yani."diyerek somurttum.

"Bence Araf enişte hepimizden daha kıyak bir evlilik teklifi yapacak sana."

"Öyle mi dersin?"

"Öyle derim."
Kapı çaldığında Buket ayaklandı.
Kapıyı açtıktan sonra ellerinde poşetlerle içeri Araf ve Demir girdiler.Saat akşam dokuzdu ve Araf yorgun görünüyordu.Buket Demir'e sarılırken Araf direkt odaya çıkmaya başladı.
Yukarı çıktım ve odaya girdim.
Araf yatakta uzanıyordu ve gözlerini kapatmıştı.
"Araf?"

"Hı?"
Yavaşça yanına ilerledim ve sırtımı yatak başlığına yaslayarak yanına oturdum.
"İyi misin?"

Başını kaldırdı ve bacaklarıma koydu.
"Başım ağrıyor."diyerek yüzünü buruşturdu.
Ellerimi kaldırarak şakaklarını ovmaya başladım.Gözlerini kapattı.
Yavaşça şakaklarını ovarken alnına bir öpücük kondurdum.
Şakaklarındaki elimden sağ elimi alıp avucumu öptüğünde gülümsedim.
"Ağrı kesici ister misin?"

"Gerek yok."diyerek gözlerini hafifçe açtı
"Tamam kapat gözlerini,uyumaya çalış."diyerek yine alnından öptüğümde gülümsedi.Şakaklarını ovduktan sonra saçlarını okşamaya başladım.
Uyuduğunda rahatı bozulmasın diye hareket etmedim.Öylece uyudum.

Sabah Araf'ın bana seslenmesiyle uyandım."Güzelim."
Gözlerimi yavaşça açtım.

"Niye böyle yattın?"dediğinde gözlerimi ovarak derin bir nefes aldım.
"Eğer hareket etseydim uyanırdın."

Ofladı.Eliyle yüzünü sıvazladıktan sonra belimden tutarak beni kendine çekti.
Kolunu başımın altına koyduktan sonra yüzümü incelemeye başladı.Yüzlerimiz çok yakındı."Uyu gökyüzü,uyurken seni izlemek o kadar başka ki..."dedikten sonra alnımdan öptü.

Gülümsedim.Daha sonra gözlerimi kapattım.
***
"Ne renk boyayalım?"

"Bence pembe olsun."

"Ya erkek olursa Araf?"

"Ben kız olacağını hissediyorum.Sonuçta cinsiyeti ben belirliyorum."dediğinde ofladım.
Hepimiz yeni evlerimize taşınıyorduk.
Taşıyıcılar eşyaları getirirken maharetli Araf bey,ben,Demir ve Buket de bizim evin bir odasını boyamamıza yardım edecekti.Çocuk odasını!

"Ya daha çocuk ortada yok.Bu odayı boyamayalım."

"İstersen çocuğu ortaya çıkaralım güzelim."diyerek sırıttı.

"Tamam pembe diye ısrar ediyorsun,eğer bebek erkek olursa ve odayı maviye boyamak zorunda kalırsak vallahi baklavalarını keserim!"diyerek onu tehdit ettim.

Ellerini baklavalarının üstüne korktu.
"Korkmayın,size hiçbir şey yapamaz."dedikten sonra onları okşadığında kahkahayı bastım.
Buket ve Demir de odaya girdikten sonra kahkahalarımı durdurdum.
"Tamamdır,odayı pembeye boyuyoruz.Hadi bakalım."diyerek elime bende bir rulo aldım.

Temmuz'un son günüydü ve beş gün sonra Gamze'nin düğünü vardı.
Hala şaka gibiydi,inanamıyordum.
Yalnız o değilde hanımefendi evleniyor,ben daha evlenme teklifi almadım.Duvarı boyama işimiz sürerken aradan bir saat geçmişti.
"Ne istetelim?"

"Farketmez ya."diyerek alnımdaki teri sildim.Kapı çaldığında ayaklandım.
"Ben bakarım."

Kapıyı açtığımda karşımda bal gibi gözleri olan çok tatlı bir kadın duruyordu.
"Merhaba,şey,siz yeni komşular olmalısınız.Ben ve kocamda bu sitede oturuyoruz da,ben kek yapmıştım.Size de getirmek istedim.Bu arada adım Eda."

Kocaman gülümsedim."Tanıştığımıza çok memnun oldum Eda,ben de Alya.Doğru,buraya taşımıyoruz da şimdi de oda boyuyorduk.Kekler için çok teşekkürler."

"Rica ederiz,eğer yardıma ihtiyacınız olursa çekinmeyin,hemen şuradaki villa da oturuyoruz."

"Tekrar çok teşekkürler.Tanıştığımıza memnun oldum."dedim bir kez daha.
Vedalaşmamızın ardından kapıyı kapattım."Alya o kim?"

Araf'ın bağırmasıyla boya kokan odaya girdim."Yeni komşumuz bize kek getirdi."

"Sende tanıştın mı o kadınla?"diye sordu Buket.

"Eda ile mi? Evet."

"Çok tatlı bir kadın.Ayrıca hamileymişte."

"Gerçekten mi? Kaç yaşında ki?"

"Onu sormadım ama gerçekten çok tatlı bir kadın."

"Aynen."
Kekleri herkese dağıttıktan sonra istettiğimiz pizzalar da gelmişti.

"Oda az kaldı."dedi Demir.

"Bu kadar marifetli olduğumuzu bilmezdim."dediğimde kıkırdadılar.

"Ben üstümü değişeceğim çok sıcak."diyerek getirdiğim küçük siyah çanta ile evin banyosunda girdim.

Her yer daha toz ve kir içindeydi.
Anlaşılan işimiz uzun sürecekti.
Biz bu akşam eve geldiğimizde temizlikçiler evi temizlemek için geleceklerdi.Ayrıca iç mimarımız da iki gün sonra gelerek evi düzenleyecekti.
Bu sıcakta pantolon giymek resmen işkenceydi.
Hemen rahat bir şort ve ince askılı bir atlet giyip saçlarımı da topuz yaptım.
Ensem adeta kavrulmuştu.

Demir ve Araf boyamaya döndükten sonra Buket bana döndü.
Elime bir pizza dilimi aldığım sıra da konuştu."Nasıl bir evlenme teklifi bekliyorsun Araf'tan?"

"Bilmem,abartmasına gerek olmadığını biliyorum o kadar.Ama ne yapacağı hakkında hiçbir fikrim yok.Belki de bana teklif etmez."dediğimde gülerek başını iki yana olumsuz anlamda salladı.

"Peki nasıl bir evlilik teklifi isterdin?"

"Kesinlikle kalabalık bir ortamda değil.Hatta tek Araf ve ben olsam bile harika olur.Umarım böyle bir evlilik teklifi alırım."

"Anladım."

"Sizin düğün ne zaman?"

"Berke,Bora ve Demir konuşmuşlar.Kına iki gün sonra ve davetiyeler şu an dağıtılıyor.Furkan hallediyor onları.Kınalarımız üç gün üst üste olacak.Onun ardından da düğünler üst üste olacak."

"Bence mantıklı,ev alışverişine de çıkmamız lazım."

"Of,yapmamız gereken çok şey var."
Arkama döndüğümde Araf'ın tişörtü de ıslanmıştı,Demir'in de.

"Terlediler,yanımda yedek getirmiştim."

"Bende."

İkimizde onlara tişört verdikten sonra sonunda akşam üzeri eve geldik.
"Ne zaman gelecekler İstanbul'dan?"

"Yarın."dedi Araf.
Tişörtünü çıkarttıktan sonra banyoya ilerlemeye başladı ama kapının önünde durdu.

Ellerim tişörtümün eteklerinde çıkaracakken banyoya girmesini bekliyordum."Girsene banyoya!"

"Birlikte girebiliriz güzelim."dediğinde gözlerimi devirdim.

"Hayır Araf,ben almayayım."

"Peki,sen kaybedersin."

"Emin ol çok şey kaybediyorum ya."diyerek bende üstüne dalga geçtim.
Kapıyı kapattıktan sonra "Çirkef!"diye bağırdığında güldüm.
Ben bu adamla evlenecektim değil mi?
***

"Harika görünüyorsun."

"Bu ne için şimdi?"diyerek üzerimdeki harika elbiseyi bir kere daha süzdüm.
Elbise koyu kırmızı bir renkteydi ve düşük omuzlu bir modeldi,böyle modelleri hep çok sevmişimdir.

Dantel işlemeli elbisenin altına siyah topuklularla harika görünüyordum.
"Gerçeği söylemek gerekirse gerçekten seksi görünüyorsun."

Güldüm."Kolye de yakıştı."dediğinde kaşlarımı çattım.

"İyi de,ben neden hazırlandım?"
Kapı çaldığında Buket elime çanta verdikten sonra siyah bir bandana çıkarttı.
"O ne için?"

"Anlarsın."
Bandanayı gözlerime tuttuğunda geri çekildim."Buket neler oluyor?"

"Alya sadece sussan."dediğinde ofladım.
Gözlerime bandanayı bağladıktan sonra beni odadan çıkardı.
"Buket düşeceğim bak."

"Seni bir yere götüreceğim."
Yürürken düşeceğim korkusu ağır basıyordu.Yüksek topuklularda çok normaldi böyle hissetmem.
Araba kapısı sesi duyduğumda durdum.
"Buket ne oluyor ya?"

"Seni bir yere götüreceğim dedim."
Arabanın içine bindiğim anda hareket etti.Buket ne kadar da hızlı böyle.
"Buket nereye gidiyoruz?"

Cevap yok."Buket!"
Gözümdeki bandanayı çıkartacakken bir el buna engel oldu.
"Ne oluyor ya?"

Bu el Buket'in değildi ki.
"Ya,siz bana ne yapmayı planlıyorsunuz?"

Bir el hala bandananın üstündeyken araba yolculuğunun bitmesini bekliyor,homurdanıyordum.
Araba durduğunda heyecanla beklemeye başladım.Kapı açılıp kapanma sesi,elimi tutan bir el.Şimdi dokunmuştum bu ele,Araf'ın eline benziyordu.

"Araf?"
Biri beni arabadan çıkarttığında o koku burnuma doldu.
"Araf neler oluyor?"

Yavaşça iki eli bandanayı çıkarttığında gözlerimi gözlerine çıkarttım.
Buket gerçekten gözlerim ön plana çıkartmak için harika bir makyaj yapmıştı.

"Gökyüzüm."

"Araf neredeyiz-"
Etrafıma bakındığımda dona kaldım.
"İnanmıyorum."

Fısıltı halinde ağzımdan çıkan kelime ile Araf'a geri döndü gözlerim.
Yoksa beklediğim an sonunda gelmiş miydi?
Uçurum kenarı,harika şekilde süslenmiş ve çardağa benzeyen geniş bir alan vardı.
Yemek masası hazırlanmış,yerlerde mumlar ve gül yaprakları vardı.
"Araf,sen..."diyemeden ona sıkıca sarıldım.

Alnımdan öptükten sonra elimden tutarak beni masaya oturttu.
Vay be,hödüğe bak sen!
Karşıma oturduktan sonra gülümsedim.
Harikaydı,sadece o ve ben.Ne bir kimseler,ne bir gürültü,ne de bir kalabalık yoktu.

"Beni tanıdın gökyüzü."diyerek gözlerimin tam içine bakmaya başladı.
"Ben karanlık bir adamım,bazen kötü bir adamım,katil bir adamım..."dedikten sonra gözlerini kısa bir süreliğine kaçırdı mavilerimden.

"Ben hayatla savaşmaya küçük yaşta başlamış bir adamım,aradığım sevgiyi sende buldum güzelim.Karanlık olan hayatımın aydınlık tek yanı sen oldun."dedikten sonra ikimizde ayaklandık.

Ona sıkıca sarıldım."Hayatımda sevdiğim tek bir kadın vardı.Annem."
Saçlarıma bir öpücük kondurdu.
"Şimdi ise hayatımdaki en değerli varlığımsın.Annem oldun,hayatım oldun,gökyüzüm..."

Elini yanağıma koyduğunda avuç içini öptüm.Gülümsedi.
"Seni çok seviyorum gökyüzüm."

"Bende seni seviyorum.Hemde çok."dediğim sıra dudaklarıma kapandı.
Birden yüksek bir ses duyduğumda korkarak kapalı gözlerimi açtım.

Gözlerim bu manzara karşısına hayranlıkla sonuna kadar açılırken Araf geri çekildi.Daha sonra diz çöktüğünde gözlerim dolmaya başladı.

"Benimle evlenir misin gökyüzüm?"

Ağzımdan kaçan hıçkırığa engel olamadım."E-evet."dediğimde gülümseyerek ayağa kalktı ve yüzük parmağıma almış olduğu çok şık tek taşı taktı.
Hala ağlarken beni kollarına arasına aldıktan sonra göğsüne gömüldüm.

"Hayatımın geri kalanı boyunca çirkefliklerine katlanabilirim sanırım."

"Ya Araf!"diyerek ona daha çok sokuldum.Gülümsedi.

"Seninle çok mutlu olacağız gökyüzüm,çok."
***
"Bu kahve makinesi de güzel."
Buket'in olduğu tarafa döndüm.

"Gayet kullanışlı görünüyor."

"Ben bunu beğendim."

"Tamam,ben beyazını alayım,sende kırmızısını al."dediğimde beni onayladı.
Son ihtiyacımızı da aldıktan sonra giyim alışverişi yapmaya başladık.
Ev tertemiz olmuş,mimarımız evimizi diziyordu.Diğerleri mimara ihtiyaç duymasa da Araf beni kırmamıştı.

"Gamze'yi arayayım."
Telefonumu çıkarttım.
"Buldunuz mı bindallı?"

"Bulduk,sizde buraya gelin hadi."

"Hemen geliyoruz."

Telefonu kapattım."Buket yürü bindallı almaya anam."

Hızlı adımlarla araba bindik.
Gamze'nin attığı adrese doğru sürmeye başladım.Yarın Gamze'nin kınası vardı,hepimiz o kadar yoğunduk ki çok yoruluyorduk.Araf bir yandan şirket toplantıları,diğer yandan düğün hazırlıkları,kına hazırlıkları ve ev masrafları derken neye uğradığını şaşırmıştı.Diğerleri de aynı şekildelerdi.
Biz de bütün bindallı,ev eşyaları,gelinlik ve kıyafet bakıyorduk.
Arabayı hızla park ettim.
Gamze ve Su'nun yanına geldik.
"Oha harika görünüyorsun."diyerek Gamze'ye büyülenmiş bir şekilde baktım.

"Hadi hemen bize de bindallı bulalım da son güne kalmasın.Yarın da gelinlik bakacağız."dedi Su.

"Tamam."
Hep beraber çalışanlarla birlikte güzel bindallılar aramaya başladık.
Buket de aradığını bulmuştu.Su zaten çok zor beğenirdi."Bu nasıl?"diyerek kızlara döndüm.

"Oha!"dedi Su.
Hemde Su dedi!

"Hayatımda gördüğüm en harika bindallı."dedi Buket.

"Kesinlikle mükemmel."dedi Gamze.

"Deneyin isterseniz."
Çalışanla birlikte kabinlere ilerledim ve zorla da olsa bindallıyı üzerime geçirdim.
Dışarı çıktığımda kızlar bana alkış tuttuğunda sesli bir şekilde güldüm.

Bu bindallıyı almaya karar vermiştim.
Acelemiz olduğundan dolayı,Gamze ve ben bindallıyı da tamamladığımız için yan tarafta bulunan iç çamaşır mağazasına girdik.
"Oha bunları nasıl giyeceğiz biz?"

"Deneyelim."

Gamze ile birlikte güzel gecelikler ve güzel iç çamaşır takımları beğenmiştik.
Saat akşam dokuzu gösterirken sonunda Buket ve Su da istediği bindallıyı bulmuş olduğu için eve gelmiştik.
Kınalardan sonra yeni evlerimize taşınacaktık hepimiz.

"Ben çok heyecanlıyım uyuyamayacağım."

Gamze sürekli aynı cümleler tekrar edip volta atarken babamı aradım.
"Güzelim."

"Babam,biz gelinlik dışında her şeyi aldık."

Babam iç geçirdi."Hazırsınız yani."

"Evet babam."

"Tamam güzel kızım,o zaman görüşürüz."

"Görüşürüz."
Telefonu kapatıp esnedim.
"Valla Gamze çok yorulduk,yatalım.Sende gözlerini kapat zaten uykun hemen gelir."

Odama çıktıktan sonra kendim yüzüstü,ölü gibi yatağa bıraktıktan sonra zaten uyumuşum.
***
"Bekarlığa veda meda dinlemem ben!"

Araf'a karşı sesimi yükselttiğimde yüzünü sıvazladı."Güzelim,abartma.Dansöz mansöz falan yok,şu aralar yoğunum zaten,kafamı dağıtmama izin ver."

Dansöz falan yoktu ama ne bileyim,başlarında da hiçbirimiz yoktuk ki."Peki o zaman."diyerek ona sarıldım.

Sıkıca bana sarıldı.Şu aralar onu bu kadar yorgun görmek hoşuma gitmiyordu.
"İyi eğlenceler güzelim."

"Görüşürüz."

Araf evden çıktıktan sonra "Hadi lan!"diye bağırdığımda Buket aşağı indi.
Hep bu kızcağız önceden iniyor zaten.
"Hey yavrum benim be!"dediğimde Gamze güldü.

Harika görünüyorduk ama geç kalmıştık.
"Ulan davetliler bizden önce gitmişlerdir."dedikten sonra hızla arabayı çalıştırdım.
Kızlar da Gamze'ye yardım ettikten sonramhepsi arabaya bindi.
Son sürat otele sürerken on dakika sonra gelmiştik.
Hızla bizim katımıza inerken Gamze tökezleyip yere yapışıyordu son anda kurtardık kızı.Kapıyı açtığımda içeri girdik.
"Selaaaam!"

Hepsiyle merhabalaşırken sıra Eda'ya geldi.Onu da çağırmıştık.

"Hamileler fazla oynamayın."diyerek Selin ve Eda'ya uyarı da bulundum.
İkisi de güldü.
Müziği hızla başlattık.
"Oğlum ben nasıl ağlayacağım?"diyen Gamze'nin yanına eğildim.

"Bir şeyler getir aklına."

"Gerizekalı evde kalmadım lan! Çok mutluyum nasıl ağlayacağım?"
Bu dediği ile kısa bir kahkaha atmıştım.O da haklıydı şimdi.

"Sana güveniyorum hadi."

Kızlarla bir oynadığımız vardı ki,öyle böyle değil.Otel başımıza yıkılacak sandık yani.
"Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar,aşrı aşrı memlekete kız vermesinler,annesinin bir tanesini hor görmesinler,uçanda kuşlara malum olsun ben annemi özledim,hem annemi hem babamı ben köyümü özledim."

Gamze hala kıkır kıkır gülerken Araf'ın yengesi Merve abla,Gamze'nin eline kına yakmaya başladı.
Hepimiz Gamze'nin elinde dönerken gerizekalı gülüyordu.
Merve abla kırmızı şalı kaldırdığında Gamze ağlıyor gibi yaptığında Su,Buket ve ben göz göze geldik.
Bu kızı okutmayıp direkt evlendirmeliydik.
Telefonuma bakmak istedim.On cevapsız arama vardı!!
Yüksek sesten duymamışım.
Araf aramıştı.Bende geri aradım.
"Alo?"diyerek salondan dışarı çıktım.

"O telefon niye açılmıyor?"

"Yüksek sesten duymamışım Araf."

"Yanına taşı şunu.Kalkıp gelecektim!"

"Araf abartmasana!"
Derin bir nefes verdi."Ne zaman çıkacaksınız,saat gece yarısına geliyor."

"Şimdi çıkacaktık zaten.Herkes dağılmaya başladı.Yarım saate falan çıkarız."

"Tamam."
Telefonu kapattığında suratına kapatamadığım için içimden küfrettim.
Salona girdiğimde Çağla,Melis ve Selin de gidiyorlardı."Görüşürüz kızlar."

Hepsiyle sarıldıktan sonra Selin'in göbüşüne eğildim.
"Çocuklarımızın ağabeyi yolda."

Selin kocaman gülümsedi.Gözleri parıl parıl parlıyordu.Hepsi gittikten sonra sadece kızlarla biz kalmıştık.
"Hazır mıyız?"

"Evet!"
Yabancı ve kopmalık bir şarkı açtıktan sonra kızlarla deli gibi dans etmeye başladık.Şarkıya biz de eşlik ederken bu gece harika geçmişti.
Saat bir buçuğu geçiyordu ve Araf beni öldürecekti.Gamze üstünü değiştirdikten sonra hep birlikte arabaya yürümeye başladık.
Arabama bindikten sonra bile radyoda çalan şarkıyı son ses fulleyip eşlik ede ede,sarhoş gibi gidiyorduk.
Eve geldiğimizde telefonum çaldı.
"Efendim Araf?"

"Neredesiniz?"
Sesi biraz hiddetli çıkmıştı.
"Eve geldik."

Telefon aniden suratıma kapandı.
Bu da neydi? Öncelikle odamdaki klimayı açtım.Yanıyoruz lan!

Bir tane şortla askılıyı yine üzerime geçirdim.Yatağa sırtüstü uzandıktan sonra kapının açılmasıyla yerimden sıçradım ve ayaklandım.
"Araf?"

Daha takım elbisesini çıkartmamıştı.
"Saat kaç oldu Alya?"

"Ama Araf,bu kına.Geç gelmemiz çok normal."

"O zaman bize niye en geç on buçukta çıkın dediniz lan?"

Bağırmıyordu.Fazla ciddi bir konu değildi çünkü.Bezgince başını geriye attı,yorgundu.Onu yorgun ve bitmiş görmeyi sevmiyordum.
İki elimi de yanaklarına koyduğumda gözlerime bakmaya başladı.
"Uyuyalım mı?"

Beni başıyla onayladı.Yavaşça gömleğinin düğmelerini açmaya başladım.
Gömleğini çıkartırken sadece yüzüme bakıyordu.Tam kalbinin ortasına bir öpücük koyduğumda ani bir hareketle beni kucağına aldı.
Hızlıca ona sarıldım.
Bacaklarımı beline dolayıp düşmemeye çalışıyordum."Ne oldu?"

Aniden olmuştu.Sırtımı yatağa temas ettirdi.Ellerini atletimden içeri sokup karnımın üzerinde bekletirken dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı.
Daha sonra üzerime abanarak başını boynuma gömdü.
Derin nefesler almaya başladığında saçlarından öptüm.
"Kokunu özledim."diyerek beni sıkıca sardı.

"Bende seni özledim."

Üzerimde ağır olsa da onu çok özlemiştim.Odada çalışan klimanın soğuk etkisi ve üzerindeki Araf'ın sıcak etkisi ile mayışmıştım.Gözlerimi yavaşça Araf'ın boynunda,onun mükemmel kokusuyla kapattım.
***
"Gitmeni istemiyorum."diyerek dudak büktüm.

"Gitmek zorundayım güzelim.Az kaldı,bir müddet sonra kendi evimizde olacağız."

"Ama seni özlüyorum."
Gülümsedi.
Belimden tutarak kendine çekti ve sıkıca sarıldı bana.Bende kollarımı boynuna dolarken parmak uçlarıma çıkmak zorunda kalmıştım.
"Ben de seni nasıl özlüyorum bir bilsen gökyüzü."diyerek alnımdan öptü.

"Gitmem gerekiyor,akşam geleceğim.Söz veriyorum."

"Peki."
Ondan uzaklaşmak zorunda kaldığımda uzaklaştım.Gitmesini istemiyordum ama hem o şirkete gitmeliydi,hem de biz bu akşam ki kına için hazırlanmalıydık.Su'nun kınası Bora'dan isteği üzerine kimselerin bulunmadığı deniz kenarında bir mekandaydı.
Araf çıktıktan sonra mutfağa girdim ve masayı hazırlamaya başladım.
Kahvaltıyı hazırladıktan sonra kızlar teker teker aşağı indiler.
"Günaydın."

"Günaydın."
Hep birlikte sohbetle geçen bir kahvaltının ardından odalarımıza çıktık.
Kavrulmuş havalar nedeniyle altıma kot bir şort geçirip üzerime de rastgele bir tişört giyindim.
Saçlarımı atkuyruğu yapıp çantamı aldım ve odadan çıktım.
Aşağıda kızları beklerken sonunda inmişlerdi."Şimdi,bindallımız falan her şeyimiz hazır.Tek eksik gelinlik,o zaman gelinlik almaya gidiyoruz."

"Hadi bakalım."
Arabama bindikten sonra dün bindallı almak için gittiğimiz mağazada gelinlikler de bulunduğu için oraya gitmeye başladık.
Telefonum çaldığında sol kulağıma telefonu dayadım.
"Efendim Furkan?"

Araf'ın sağ kolu Furkan bize o kadar yardımcı oluyordu ki ona minnettardım.
"İkramlar ve mekan hazır yenge."

"Sana nasıl teşekkür edebilirim Furkan?"

"Estağfurullah yenge,görevimiz."

"Çok saol Furkan.Sana kolay gelsin."

"Saol yenge."
Telefonu kapattıktan sonra "İkramlar ve mekan hazırmış."diyerek Su'yu heyecanlandırmak istedim.

"Ay çok heyecanlıyım."

Gülümsedim.Sonunda arabayı park ettim ve hep beraber gelinliklerimize bakmak için mağazaya girdik.
"Yeniden hoşgeldiniz."

Dün ki güler yüzlü çalışan yine kocaman gülümsemesiyle bizimle ilgilenmeye başlamıştı.Önce Gamze'nin gelinliğine bakmak istedik."Nasıl bir model istersiniz Gamze Hanım?"

"Balık model."

"Peki,onlar şu tarafta.Böyle geçelim isterseniz."

Biz de kabinlerin karşısındaki koltuğa oturarak beklemeye başladık.
Gamze elinde bir tane gelinlikle on beş dakika sonra kabinlere girerken,gözleri parıl parıl parlıyordu.Sanırım aradığı gelinliği bulmuştu.
Kabinlerin kapısı açıldı ve içeriden bir melek çıktı.
"Nasılım?"

Ağzımız açık ona bakarken sonunda konuşabilmiştim.
"Harika görünüyorsun.Bu sen misin gerçekten?"

"Bence de Gamze değil."diyerek ekledi Buket.

"Gamze,söyleyecek kelime bulamıyorum ki.Harika ötesi görünüyorsun."
Kocaman gülümsedi.
"Berke beğenir değil mi?"

"Beğenmek de ne kelime."diyerek göz devirdim.

"Bayılacak."dedi Su.

"O zaman bunu alıyoruz."diyerek kollarını havaya kaldırdığında onu alkışladık gülerek.

O kabinlere giderken Su ayaklandı.
"Düğün sırasına göre."dedikten sonra "O zaman sıra bende."dedi ve çalışan ile birlikte gelinlik bakmaya gittiler.

"Eminim prenses model gelinlik isteyecek."sesi Buket.

"Sen nasıl bir model istiyorsun?"diyerek sorduğumda Gamze kabinden çıktı ve yanımıza oturdu.
"Bende balık model istiyorum."

"Senden beklenildiği gibi,şık ve şade olacaksın."dediğimde o da bana karşılık verdi.

"Sende abartıyı pek sevmezsin.Sen de mi sade bir şey alacaksın?"

"Abartıyı sevmem ama hayatımda bir kere evlenecek olacağını düşünürsek,bu sefer abartmak istiyorum."
Gülümsedi."Yine en güzel sen olacaksın yani."

"Hepimiz çok güzel olacağız."
Su elinde dört beş tane gelinlikle geldiğinde ben bile baydım.
Hepsini giyip giyip çıkartmak eziyet olacaktı.
Furkan düğün davetiyelerini dün herkese dağıtmaya başlamıştı.Düğün kesinlikle fazla kalabalık olacaktı.
Araf'ın arkadaşları,benim arkadaşlarım,babamın tanıdıkları ve daha bir çok kişi.
"Bu nasıl?"

"Bence sana göre sade."dedim direkt.

"Açıkcası bu benim de içine sinmemişti zaten."
Kabine tekrar girdi.
Beş dakika sonra üzerinde balık model bir gelinlik ile karşımızda durdu.
"Sen ne düşünüyorsun?"dedim Su'ya.

"Ya ben aslında prenses model istiyorum."

"Tamam prenses model giy o zaman."
Kabine tekrar girdi ve bu sefer inanılmaz ötesi bir gelinlikle çıktı.
Yüz ifadesinden anlaşıldığı kadarıyla o da bu gelinliğe hayran kalmıştı.

"İşte bu."
Buket ile aynı anda söylemiştik.
"Kesinlikle bu."

Gamze de bize katılırken gelinlikten gözlerimi hala alamamıştım.

"O zaman bende bunu alıyorum."

"Evet!"
Hep beraber bağırırken Su gülerek kabinlere gittikten sonra bu sefer Buket ayaklandı.
İyiki bu mağazaya rastlamışız dedim.
Yoksa iki gün bile gelinlik bulmamıza yetmezdi.
Buket'in hemen geleceğine emindim,şık ve şade gelinlikler zaten mağazadaki her mankenin üzerinde vardı.
Buket elinde bir gelinlikle geldiği sıra Su kabinden çıktı ve yanımıza oturdu.
Buket kabinden çıktıktan sonra ıslık çaldım."Buket bu tam senlik bir gelinlik ve ayrıca üzerine de tam oturmuş."dediğimde Su konuştu.

"Şık,zarif ve sade.Mükemmel."dedi Su öpücük atarak.

"Açlığımı unuttum be.Bu kadar harika olma."dedi Gamze.
Buket gülümsedi.
"Bende tamamım."

"Sıra bende o zaman."diyerek ayaklandım.
Çalışan yanıma vardı."Nasıl bir gelinlik istersiniz?"

"Prenses model."
Gülümserken gözlerimin parladığına emindim.Çalışan da gülümsememe karşılık vererek kocaman gülümsedi.
"Bu taraftan."

Prenses gelinlikler her tarafı doldururken gözlerimi üzerlerinden alamıyordum.
"Harika."diyerek hepsine göz gezdirdim.

"Buyurun istediğiniz gelinliği bulalım."

Çalışan bulduğu gelinlikler bana gösterirken ben de sürmeli askılardan gelinlikleri süzüyordum ama bana göre bir gelinlik bulamıyordum.
Tam somurtacakken gözlerim bir gelinliğe takıldı.
Bana en uzak gelinlik olsa da gözlerime çarpmıştı.
Hızla yanına adımladıktan sonra askıyı havaya kaldırdım.Bunu kesinlikle denemeliydim."Güzel seçim."

Çalışan arkamda belirdiğinde "Bunu denemek istiyorum."dedim.

"Peki,kabinlere geçelim."
Elimdeki gelinlikle kabine girdim.
İşin en acı tarafı da buydu.Kabinlerde kıyafet denemekten nefret ederdim,şimdi giyeceğim şey ise kıyafet bile değil bildiğin prenses model kabarık bir gelinlikti.
Zorla da olsa gelinliğin fermuarını çektim ve "Çıkıyorum."diye kızlara bağırdım.

"Çık!"
Kabinden çıktıktan sonra kızların karşısına geçtim.Etrafımda kollarımı açarak bir tur döndüğümde Su ayaklandı.
"En güzel gelin ben olacaktım,gidiyorum ya!"

Sinirli gibi görünerek gidecekken Buket gülerek Su'yu oturttu yerine.
Ben de gülüyordum.
"Nasıl olmuşum?"

"Ben demiştim en güzel gelin olacaksın diye."dedi Buket.

"Hıh,iğrenç olmuşsun."dedi Su.
Bu haline gülmeden edemedim.
"Gerçekten mi?"diye sordum.
Ofladı."Fazla harika olmuşsun.Hemde çok fazla!"

"Gamze sen ne düşünüyorsun?"

"Hayatımda gördüğüm en güzel gelin sen olmalısın.Bu gelinlikle adeta melekleri andırıyorsun."

Gülümsedim.

Bende çok beğenmiştim kendimi.
"O zaman alıyorum."dedikten sonra elbisenin uçması için hızlıca etrafımda döndüm.Kabine girip şortumu ve tişörtümü giydikten sonra kabinden çıktım.
Gelinlikleri aldıktan sonra ayakkabı mağazasına girdik.
Ne alacağımızı kestirdiğimiz için fazla zamanımızı almamıştı.
Su'nun gelinliğinde ten rengi tüller bulunduğu için o,ten renginde topuklu ayakkabı alırken biz de beyaz topuklu ayakkabı almıştık.
Şimdi de eve gidip hazırlanmalıydık,kınaya az kalmıştı.
Bu sefer dün de olduğu gibi elbise değil de,çok şık bir şortlu tulum giyecektim çünkü dün dans edememiştim.
Hepimiz odalarımıza dağıldık.
Beyaz renkteki kumaş tulumum çok şıktı,boyu dizimden bir karış yukarı da bitiyordu.En azından dans edebilecektim.
Hafif topuklu bir ayakkabı giyip saçlarıma maşa yaptım.
Makyajımı da abartmadık ve odamdan çıktım.
Bu sefer Gamze aşağıdaydı."Çok güzel olmuşsun."dediğimde gülümsedi.
"Su sabaha çıkar inşallah."

"İnşallah."
***

"Hoşgeldiniz."

"Merhaba."diyerek bana sarıldı.
"Siz de hoşgeldiniz."

Herkes içeri geçtiğinde müzik çalmaya başladı.Manzarası çok güzel bir yerdi,denize karşıydı.
İkramlar hazır her şey tamamdı.
Herkes dans ederken ben kenara çekilip biraz dinlenmek istedim.
İçeceğimi yudumlarken telefonum çaldığında mekandan dışarı çıktım.
"Efendim Araf?"

"Güzelim,nasılsın?"

"İyiyim,bütün gelinlik aldım."

İç geçirdi."Düğün günümüz kalabalık olacak ve sen çok güzel olacaksın."dediğinde ses tonunda sinir vardı.

"Sende çok yakışıklı olacaksın."

"Kaçta gelirsiniz?"

"Bilmiyorum,bu sefer ki kına erken başladığı için erkenden evde olurum."

"Seni arayacağım,telefonlarımı duyacaksın."

"Peki."

"Akşam görüşürüz."

"Görüşürüz."
Telefonu kapattıktan sonra içeri geçtim.
Kopmaya hazırız!
Kızlarla deli gibi dans ederken sonunda kına yakma vakti gelmişti.
Peki Su ağlıyor muydu?
Bizim gerizekalıların hiçbiri ağlamıyordu çünkü evde kalmadıkları için çok mutlulardı.Tek dertleri evde kalmamaktı zaten.Bu sefer kınayı Eda yakıyordu.
"Yüksek yüksek tepelere ev kurmasınlar,aşrı aşrı memlekete kız vermesinler..."

Kına yakıldıktan sonra gece baya hareketli geçmişti,neyseki bu sefer erken çıkmıştık kınadan.
Kızlar yan eve gideceklerini söyleyince onları onaylamıştım.
Arabadan indik,önce hepsi üzerini değiştirdi.Kızlar yan eve geçerken odamın kapısı açıldı.Tişörtü üzerime geçirirken kapı açılmıştı ama Araf'tan artık o kadar utanmıyordum.
Tişörtü üzerime geçirdim ve ona sıkıca sarıldım.
"Hoşgeldin."

Hızla bana sarıldı.Saçlarıma öpücükler bırakırken beline sıkıca sarılmıştım.
Yatağıma geçti.Elimi yüzümü yıkadıktan sonra yanına ilerlemeye başladım.
Sırtını yatak başlığına yaslamış tavana bakıyordu.Yanına geldiğimi farkettiğinde elimden tutarak beni kucağına çektiğinde bacaklarım iki yana açılmış şekilde kucağına oturdum.
Ellerimi omuzlarına yerleştirdiğimde gözlerimin içine bakmaya başladı.
"Gökyüzü."diye fısıldadı.
Dudaklarıma kapanıp belimden daha çok kendine çektiğinde ellerimle saçlarını karıştırmaya başladım.
Ellerim istemsizce saçını çekince alt dudağımı ısırarak sesli bir nefes bıraktı.
Bedeni kasılmıştı,bunu hissediyordum.
Benim tek bir öpücüğümle bile etkilenmesi hoşuma gidiyordu.
Yavaşça dudaklarımdan ayrılsa da yüzlerimiz hala çok yakındı ve sanki tekrar öpmek istermiş gibi dudaklarıma bakıyordu.
Nefesini hissederken gözlerimi kapatıp başımı boynuna gizledim.
Saçlarıma bir öpücük bıraktı.
Daha sonra sırtını yatak başlığından alıp yatağa bıraktığında üstünde uzanır pozisyona gelmiştim.
Saçlarımı okşamaya başladığında gözlerim yavaş yavaş kapanmaya başladı.

***
Hazırladığım masaya bir kere daha baktıktan sonra yukarı çıkmaya başladım.
Bütün alışverişlerimiz tamamlanmıştı,bu yüzden bugün evsen çıkmamıza gerek yoktu.Araf şirkete yine gidecekti ama en azından bir veya iki saat daha fazla yanımda kalabilirdi.
Odama girdikten sonra başını yastığıma gömmüş Araf'ın yanına ilerledim.
Elimi kaldırıp yanağını ve yeni yeni çıkmaya başlamış sakallarını okşadım.
"Araf."

Uzanıp yanağına ve yüzüne öpücükler bırakmaya başladığımda gülerek gözlerini açtı."Günaydın."diyerek gülümsedim.

"Günaydın güzelim."

"Hadi aşağı gel,kahvaltı hazırladım."

Başıyla beni onayladıktan sonra doğruldu ve yanağımdan öptükten sonra kalktı.
O banyoya giderken ben de aşağı indim.
Yarın da benim kınam vardı,ve yarın kınadan sonra artık yeni evlerimize taşınıyorduk.
Su,dün ağabeyinin ısrarı üzerine onlarda kalmıştı.Buket ve Gamze de yan eve gitmişlerdi.
Çayları bardaklara doldurduktan sonra Araf yine takım elbisesi ile yanıma geldi.
Kıravatını yine ben bağlayacaktım.
Kıravatını bağlamaya başladım.
Bağladıktan sonra gömleğin yakasını düzelttim ve gözlerim Araf'ın gözlerine çıkarttım."Çok hoş görünüyorsun."diyerek gülümsedim.

Alnıma bir öpücük bırakarak bana sarıldı.
"Demek yarın kınan var ha."

"Evet."

"Neredeyse yedi yıl oldu.Hayatın anlamını anlayalı."
Gözlerim yine gözlerini bulurken eliyle yanağımı okşadı.

"Yedi yıl önce bu duruma geleceğimi söyleselerdi inanmazdım gökyüzü.Benim gökyüzüm."

"Bende hala inanamıyorum.Zaman nasıl çabuk geçti böyle."
Masaya oturduktan sonra kahvaltımızı yapmaya başladık.
Kahvaltı bittikten sonra Araf erken gitmek zorunda olduğunu söylediğinde hayal kırıklığına uğramıştım.
Kapıya kadar ona eşlik ederken yine suratımı asmıştım.Kapıya geldikten sonra bana döndü."Alya,akşam yine görüşeceğiz.Mecburum güzelim."

Beni kendine çekip saçlarımdan öptü.
"Hemen evimize geçelim artık."

"Geçeceğiz güzelim,yarın geçeceğiz.Merak etme,artık hayatının sonuna kadar ben göreceksin."dediğinde güldüm.

"Evet."
Geri çekildi."Geç bile kaldım,görüşürüz güzelim."

"Görüşürüz."
Şirketin başına geçmesi iyi mi olmuştu kötü mü olmuştu bilemiyorum.
Of Araf of!
***
"Hazırız!"
Buket'in merdivenlerden inmesine yardım ettim ve birlikte evden çıktık.
Arabayı Su sürerken ben de arkada Buket ile muhabbet ediyordum.
Gamze radyodan güzel bir şarkıyı son ses yaparken salona gelmemize az kalmıştı.
Bu geceler çok keyifli geçiyordu.
Salona geldikten sonra arabayı park ettik.
Birlikte salona girdik ve davetlileri beklemeye başladık.Onlarda şu üç gündür bize katılıyorlardı.Önümüzdeki beş gün de olacağı gibi.
Davetliler salonu doldurmaya başladı ve salon doldu.Sesli müzik salonu gümbür gümbür gümbürdetirken kızların yanına ilerlemeye başladım.
Su ve Gamze göbek atarken Buket'in yanına oturdum.
"Kızım bari sen ağla be."dediğimde başındaki kırmızı tülü hafifçe kaldırdı.

"Sen ağlayacak mısın lan?"

"Yoo."diyerek güldüm.

"Taklit yapacağız mecbur."

"Kalk da oynayalım."
Ayağı kalktığında göbek atmaya başladık.
Gamze ve Su kafayı yemişçesine oynarlarken Buket ile gecenin tadını çıkartmaya devam ettik.
Buket'in kınasını Selin yakarken yine etrafında dönüyorduk.
Şu şarkıdan bıktım ha! Pardon,türküden.
Yine telefonumun yanına geldiğimde saate baktım.
Araf neden aramamıştı ki?
Ayrıca artık gitsek iyi olurdu.Davetliler yavaş yavaş dağılırken Araf'ı aramaya başladım.
Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor...

Nasıl ya?
"Kızlar eve gidelim mi?"

"Hadi gidelim artık."
Salondan çıktıktan sonra hızla arabaya bindim.Kızlar da geldikten sonra gaza bastım."Alya bir sorun mu var?"

Bir problem yaratmama gerek yoktu.
"Hayır,yok.Sadece çok yoruldum."

Eve geldikten sonra kızlar yine erkeklerin yanına gidince işim daha kolay olmuştu.
Şirkete gidecektim.Kızlar giderken rahat bir şort ve tişört giyinip hızla arabaya geri bindim.
Şirkete giderken hala Araf'ı arıyordum ama telefonu açılmıyordu.
Bizim eniştelere sormak istemiyordum,gece gece gerginlik yaratmaya gerek yoktu.
Araf onlardan hep daha geç geldiği için fazla takmamış olmalılardı.Hatta belki de bizi evimde sanıyorlardı.
Şirketin önünde durduğumda arabadan indim.İçeri girmeden önce korumalar beni durduracakken ardından ger çekildiler.
"İyi akşamlar yenge."

"Araf nerede?"diyerek sorduğumda başlarını eğdiler.

"Araf abi kimseye bir şey söylemememizi istedi yenge.Sen de dahil."

"Nasıl ya? O ne demek?"

"İsterseniz-"diyemeden içeri girdim.
Asansöre bindikten sonra 17.kata bastım.
Asansör durduğunda indim ve Araf'ın odasına doğru ilerledim.
Kapıyı açtığımda içeri de kimse yoktu.
Bir dakika! Araf'ın bugün giydiği takım elbise neden koltuğun üzerindeydi?
Hızla koltuğa oturup beklemeye başladım.
Nerede bu adam?
Yok artık! Telefonu masanın üzerindeydi!
Gözlerim bir anlık korkuyla dolmaya başlarken yaşlar gözlerimden hücum etmeye başladı.
Yarım saat oturdum ve ağlayarak bekledim.Kapının açılma sesi geldiğinde başımı hızla kaldırdım.
Araf üstünde kanlı bir tişört ve altında siyah bir eşofmanla karşımdaydı.
Gözleri beni bulduğunda şaşırdığı belliydi."Burada ne işin var?"

"Neredeydin sen?"
Gözüm yüzündeki yaralanmalara ve ellerine takıldı.
Yara bere içindeydi.
"Çok korktum!"diyerek yanına gidip ona sıkıca sarıldım.

İyice göğsüne gömülürken ağlamam şiddetlenmişti.
Neden bana sarılmıyordu?
"Eve git geleceğim."

"Ama sen-"

"Eve git!"
Aniden bağırmasıyla ondan uzaklaştım.
Neden bana bağırdı ki?
Ona şaşkın ve üzgün gözlerle bakarken bana boş bir bakış attı.
Yüzünü sıkıntıyla sıvazladı ve sıkıntılı bir nefes bıraktı.
Gözlerimden yaşlar akarken başımı eğip odanın kapısından çıkacakken kolumdan tutup beni kendine çekti.
Bu sefer bana sıkıca sarılırken bende ona sıkıca sarıldım.Bir müddet öyle kaldık.
Yavaşça ayrıldık.Üstündeki kanlı tişörtü çıkarttığında göğsündeki kesik izini görünce gözlerimi kocaman açarak ona baktım."Ne oldu sana?"

"Eve gidince."
Üzerine bir şey geçirmeden odadan çıktığında bende peşinden çıktım.
Birlikte asansöre binmemizin ardından holdingden çıktık.
Arabanı sürücü koltuğuna o geçerken ben üzerindeki kurmuş kanlara,hala kanıyor olan kesiklere ve yara berelerine bakarak gözlerimi dolduruyordum.
Çok gergin görünüyordu.
Eve geldikten sonra benim odama girdi.
Ben de büyük banyodan pansuman malzemelerini alarak arkasından odama girdim.Yatağıma oturmuş öylece dalmıştı.
"Araf."
Bana döndü.
Gidip tam karşısına bağdaş kurdum.
"Anlat hadi."

"Bir şey yok."

"Beden böyle huysuzluk ediyorsun,sen bana her şeyini anlatırsın."

"Alya,bir şey yok dedim."
Dediklerine kırılmıştım."İyi."

Pansuman malzemelerini çıkartarak ona yaklaştım.
Önce göğsündeki çizikleri temizledim,daha sonra yüzündeki yaraları.
Elleri daha kötüydü,tüm derileri kalkmış ve kanlar akıyordu.
Kanları temizledikten sonra mikroplarının geçmesi için tentürdiyot sürdüm.Daha sonra ellerini zorla zor sardım.İzin vermemişti beyefendi.

Sessizce yanına uzanıp ona sırtımı döndüm."Gel buraya."
Belimden kendine çekti.
"Bugün huzursuzum.Yarın sabah konuşacağız."

Yavaşça bedenime ona doğru döndürdüm.
Elimi yanağına koyarak alnından öptüm.
Belimden sıkıca sarılıp başını göğsüme yasladı.
Bende boynuna kollarımı dolayıp gözlerimi kapattım.
***
"Hisseleri ve dosyaları çalıp üzerime iftira atmak için."

"Senden ne istiyorlar ki?"

"Onlardan daha iyi ve yüksek rütbeye sahip olduğum için bunları yapıyorlar."

"Bir şey olmayacak değil mi?"
Gülümseyerek bana döndü.

"Kimse ne bana,ne de çevremdekilere zarar veremez."

"Hatırlıyor musun,başını dizlerime ilk kez bu salıncakta koymuştun."
Bahçedeki sallanan salıncakta oturuyorduk.

"Saçlarına kimsenin dokunamadığı söylemiştin ama bana burada saçlarımı okşa demiştin."

Başını yine dizlerime koydu.
Gülümseyerek dudaklarıma küçük bir öpücük bırakıp saçlarını okşamaya başladım.Babam bu eve geçecekti,sonunda bugün gidiyorduk.
Evime kısaca baktım.
"17 senedir bu evde yaşıyorum.Şimdi de gidiyorum."

Araf bana gülümsedi.
"Benimle geliyorsun."

"Doğru.Seninle geliyorum."
7 yaşından beri benimle yaşlanan bu eve son kez bakıyordum.
Artık burada yaşamayacaktım çünkü.

"Toplantım var,gitmem gerek."

"Araf kendine iyi bak,dikkat et tamam mı?"
Yine işe gönderme ve vedalaşma faslına geçmiştik.

"Korkma güzelim,kimse bir şey yapamaz."

"Akşam evimizde görüşürüz."dediğimde güldü ve göz kırptı.
Onu gönderdikten sonra odama girdim ve dolabımın önünde asılı duran bindallıma,ardından da dolabımdan çıkarttığım gelinliğime baktım.

Kızlarla bu evde saklambaç oynarken ki halimiz hala gözlerimin önünde,sanki dünmüş gibi gelirken şimdi ise evleniyorduk.
Bu akşam kınam vardı.İnanamıyordum,hala inanamıyordum.
Ne ara buralara gelmiştik biz böyle?

Odamın kapısı aniden açıldı ve içeri kızlar daldı."Günaydın gelin hanım!"

"Bugün ki gelinimiz de sensin."

"Heyecanlı olmakta haklıymışsınız."dediğimde güldüler.

"Hadi hazırlanalım o zaman."
***
Üstümdeki kırmızı bindallı prenses model gelinliğe benzediği için üstümde taşıdığım her saniye daha da mutlu oluyordum.
Su saçlarımı yaparken Buket makyajımla ilgileniyordu.En büyük zahmet Gamze'nin di.Yine tıkınıyordu.
Aç kız,asla doymayı öğrenemeyecekti.
Ben hazır olduktan sonra kızlar hazırlanmaya başladılar.
Aynada kendime baktıkça bakıyordum.
Buket hazırlanmış haliyle odama girdi.
"Gel bakalım."
Merdivenlerden inmeme yardımcı olduktan sonra aşağı indik.Gamze ve Su aşağı da bizi bekliyorlardı.
Birlikte,son kınamız için evden çıktık.
Arabaya zorla sığarken hemen salona varmamız için dua ediyordum.
On beş dakika sonra salona geldiğimizde arabadan indik ve içeri girdik.
Kendi büyük salonumuza girdik.
Davetliler gelmişlerdi.
Kızlarla yine oynarken kınamı Merve yenge yakacaktı.
Gülerek Eda'nın yanına gittim.
"Hoşgeldin."diyerek sıkıca sarıldım.

"Hoşbuldum.Harika görünüyorsun."

"Çok teşekkür ederim.Bizim minik ne durumda?"diyerek karnını gösterdim.

"Bizim minik iyi durumda.Bir ay sonra cinsiyetini öğreneceğiz."

"Peki,kız mı istersin erkek mi?"

"Cinsiyet fark etmez.Sağlıklı doğsun yeter."

"Ona çok iyi baktığına eminim."

"Ne zaman geliyorsunuz eve?"

"Bu akşam."

"Gerçekten mi?"

"Evet bu akşam."diyerek gülümsedim.

"Buna çok sevindim.Düğünler falan hallolduktan sonra seni bize beklerim."

"Sen hiç merak etme,düğünden sonra bize de gelirsin.Zaten artık hep beraber olacağız gibi duruyor."

"Ona şüphem yok."diyerek gülümsedi.

"Kalk da biraz miniği oynatalım."

Ayağa kalktıktan sonra oynamaya başladık.Sohbet ede ede oynarken kına yakma vakti gelmişti.
Merve yenge kınamı yakarken zaten kimse kırmızı tülün altından suratımı görmediği için sırıtıyordum.
Kına yakıldıktan sonra ayaklandım ve yine oynamaya başladık.
Topuklu ayakkabılar ayağımın ağzına sıçmasaydılar daha güzel bir gece olabilirdi.
"O zaman yeni evimize gidiyoruz."

"Hadi bakalım."
Salondan çıktıktan sonra önce evimize geldik.Kıyafetlerimizi kalan kıyafetlerle değiştirip aşağı indik.
"Küçüklüğümüze hoşçakal deyin."diyerek eve son kez baktım.
Ah bu evde neler yaşamadık ki?

"Özleyeceğim ya."dedi Buket.

"Duygulandırmasanıza!"

"Ne yemekler yedik."dedi Gamze.
Kapı çaldığında kızlarla birbirimize bakış attık.
Artık yeni bir başlangıç,yeni hedefler ve yeni bir evimiz olacaktı.
"Hadi bakalım."

Evden çıktıktan sonra herkes sevgilisinin arabasına bindi.
Araf'ın yanına oturduktan sonra son kez eve baktım.
Araf ile tanışmamızı sağlayan o silahlı saldırı,Mert ile arka bahçesinde yaptığımız maçlar,bahçesinde yaptığımız su savaşları,oynadığımız oyunlar,yaptığımız barbeküler ve daha niceleri...
Hepsini geride bırakmıştık.
Yeni bir hayata merhaba..!

Araba yolculuğu sürerken Araf'a döndüm.
"Günün nasıldı?"

"Yorgun."
Yine gergindi.Somurtarak camdan tarafa döndüm.Yeni evimizin yollarında ilerlerken yıllar sonra kalabalıklaşan mahalleye son kez bakıyordum.
Yirmi dakikalık yolculuktan sonra arabayı geniş garaja park ettik.
Arabadan indikten sonra Araf yanıma geldi.Elimi tuttuğunda elini tutarak gülümsedim.Küçücük kalmıştı elim,sıcak ve koca eli arasında.
"Hazırsan girelim güzelim."
Evin önüne gelmiştik ve çok heyecanlıydım.

"Hadi girelim."
Heyecanla ona bakarken kapının anahtarını deliğe taktı ve iki kere çevirdi.
Kapıyı açtıktan sonra içeri girdik.
Işıkları açtığında ise şok geçirecektim.
Mutfağım siyah beyaz,mutfağa bağlı geniş oturma odası kırmızı siyah,yerler bembeyaz fayans,merdivenler tırabzanlarına kadar bembeyazdı.
"Harika."

Fısıldadıktan sonra Araf'a döndüm.
Ona sıkıca sarıldım.
"Yeni evimize hoşgeldin gökyüzüm."

Uuupuzun bir bölümün daha sonuna geldik efendim.
Umarım beğenmişsinizdir,çabuk gelecek olan yeni bölümde görüşmek üzere!

Continue Reading

You'll Also Like

110K 5.7K 23
Twitter magazin sayfası olan Azelya Zervas, haber olan ünlü oyuncu Korhan Ural Bilgeç. korhanuralbilgec : O fotoğrafı kaldır, sonucu senin için ağır...
490K 24.4K 32
Bir gece birlikte olan bir hemşire ve bir askerin aylar sonra aynı karargahta karşılaşma serüveni... Arkanda, bir ölü bırakıp gittin ama katil deği...
729 171 26
imkansız olan bir aşk gerçek olabilir mi ? yada hiç aşk olmamış olabilir mi ? gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanmış yani kendi yaşadıklarım da d...