Autumn Leaves | yoonmin ✓

By vkooksyoonmin

317K 22.8K 14.5K

Park Jimin, kardeşi Jeongguk ile birlikte hayranı olduğu Agust D'nin şirketinde stajyerlik yapmaya başlar. More

╰autumn leaves╮
╰1╮
╰2╮
╰3╮
╰4╮
╰5╮
╰6╮
╰7╮
╰8╮
╰9╮
╰10╮
╰11╮
╰12╮
╰13╮
╰14╮
╰15╮
╰16╮
╰17╮
╰18╮
╰19╮
╰21╮
╰22╮
╰23╮
╰24╮
╰FINAL╮
╰EPILOGUE╮

╰20╮

8.3K 583 139
By vkooksyoonmin

Autumn Leaves-20

Jeongguk ile birlikte yemek yemek istediği restorana giderken yalnızdık. Korumalara izin vermemiş, sadece iki kardeş yürüyerek yemek yiyeceğimiz yere gitmiştik. Arabayla gitmeyi her ne kadar teklif etse de Jeongguk, kalçamdaki ağrı yüzünden oturmak ve araba yolculuğu çekmek pek doğru gelmemişti. Tabii bu kadar çok yürüyeceğimizi bilseydim arabayı tercih ederdim ama geri dönüş için çok geçti.

Yol boyunca fazla konuşmamıştık, aklım zaten Suga'daydı ve ona toplantıda olduğu için mesaj atıp rahatsız etmek de istemiyordum. Şapka ve maske taktığım için zaten tanınmıyordum ama kalabalık yerlerden geçerken yine de hiçbir konuda konuşmamaya çalışmıştım.

Sonunda Jeongguk'un istediği restorana gelince Jeongguk yanımıza gelen garson ile konuşmuş, sakin utangaç birisi değilmiş gibi davranmıştı. Hareketleri şaşırmamı sağlarken etkilenmiştim de. Kardeşim utangaç yanını bir kenara bırakıyordu anlaşılan.

Garson bizi iki kişilik olan köşedeki masaya götürmüş, biz sandalyelerimize otururken menü getirmişti. "Ne yemek istiyorsun hyung?"diye sordu Jeongguk.

Omuz silktim menüye dudaklarım büzülü halde bakarken. "Fazla aç değilim. Ama et alabilirim."

"İstediğini alabilirsin, artık senin de bakir olmamanı kutlamak için bugün yemekler benden." Dediğine gülerek menüye tekrar baktım. Söylediği birazcık utanç verici olsa da emindim ki yalnız olmamızdan cesaretle zaten bir sürü şey söyleyecekti.

Birlikte yiyeceklerimize karar verirken o her zamanki gibi kuzu şiş almıştı. Ben et isterken Jeongguk masada istediği diğer şeyleri de söylemiş ve garsonu yollamıştı. Gözlerimiz buluşurken şapkamı çıkardım ve saçımı geriye atıp şapkamı ters takarak ona kaşlarımı kaldırdım. Maskesini çıkarmıştı ama şapkası hala duruyor, bir de siyah hırkasının kapşonunu da şapkasının üstüne geçirmişti. "Ne?"dedim maskemi çenemin altına doğru iterek.

"Hiç."dedi tatlı tatlı gülümseyerek.

Gözlerimi kıstım. "Yani bana bir şey sormak istemiyor musun?"

"Saçmalama hyung, tabii ki de sana Suga hyungun yatakta nasıl olduğunu sormak istemiyorum. Ya da kaç tur yaptınız da yürürken bile zorlandığını merak etmiyorum."deyip dudaklarını şaklatırken kafasını iki yana salladı. "Asla."derken kendisine, ben kaşlarımı kaldırmış onu izliyordum.

"Tamam, sormak zorunda değilsin."dediğim sırada gözleri kocaman açılırken ben gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıyordum.

"HA-" Birden bağıracakken anında kendisini tutmuş, ardından dudaklarını birbirine bastırarak bana doğru eğilmişti. Yuvarlak gözlerini kocaman açarken, "Benimle hiçbir şeyini paylaşmıyorsun."dedi ve sonra dudaklarını büzdü. "Suga hyung seni benden alıyor."

Gülmeme engel olamazken elimle ağzımı kapatarak kendimi geriye attım. "Aigoo, kıskanıyor musun sen? Hem de Suga'yı?"

"Belki." Tek gözünü kıstı. "Birazcık."derken sesini düşünceli çıkmıştı ama göz göze geldiğimizde ve ben kaşlarımı gülerek kaldırdığımda gözlerini açarak, "Ama fazla değil!"demişti yüksek sesle.

"Tamam, tamam."dedim gülerek. "Tabii ki fazla kıskanmıyorsun."

İç geçirdi. Onunla dalga geçmem moralini bozarken eskiden Suga'dan fazla hoşlanmadığı aklıma gelmişti. Artık Suga ile birebir konuştuğu, onu tanıdığı için, çalışmalarına, kişiliğine, insanlara karşı olan genel tavrına tanıklık ettiği için Suga'ya o da artık hayrandı. Dile getirmiyordu ama bakışlarından, Suga'ya yaptığı şarkıdan bahsederkenki utangaç tavrı bile anlamamı sağlıyordu. "Suga hyung sana iyi davranıyor, değil mi?"diye sordu birden gözlerime bakarak.

"Hem de çok iyi."dedim gülümseyişim gözlerime kadar ulaşırken.

"Anlıyorum... Taehyung ile ilk sevişmemizin ardından benim parladığımı söylediğinde sana inanmıyordum ama hyung, kendini görmelisin. Gerçekten parlıyorsun."deyip tatlı sesler çıkartarak güldü. Benim ise yanaklarım kızarmıştı. Bu çocuk nasıl olur da aynı anda hem bu kadar utanmaz hem de bu kadar masum görünebilirdi?

"İlk önce Taehyung'dan bahsedelim."dedim ve kendi utangaçlığımı görmezden gelerek ona kaşlarımı kaldırarak baktım. "Sana ilkinde nasıl davrandı?"

"Çok nazikti. Başta."dedi kızararak. "Yataktaki kontrolü çok iyi. Göründüğünden çok daha güçlü ve... Hyung, bana çok iyi davrandı. Hayatımda hiç o kadar sevildiğimi hissetmemiştim."derken gözlerinin dolmaya başladığını fark edince istemsizce dudaklarım yukarı doğru kıvrıldı. Sözlerinden ve ses tonundan gerçekten de hissettiklerini anlayabiliyordum. "Aslında tahmininden de önce sevgili olduk. Ve resmen ben isteyinceye kadar beni öpmedi bile. Bana saygı duyuyor, beni mutlu ediyor, bana sanki dünyada tekmişim gibi davranıyor... Hyung. Taehyung'u düşünmek bile erimiş gibi hissetmemi sağlıyor."deyip yüzünde dünyadaki en uysal gülümsemeyle birlikte iç geçirdi. "Geceleri bana sarılmadan uyuyamıyor. Ve ben de onsuz uyuyamıyorum hyung. Kendisini bana öyle alıştırdı ki... Bu kadar kısa sürede, o yanımda yokken bile kendimi yarım hissediyorum."dedi ama sonra bana baktı. "Alınma hyung."dediğinde gülerek omuz silktim.

"Kardeşimin mutlu olması her şeyden önemli."

Gülümsedi. "Beni gerçekten mutlu ediyor."deyip kaşlarını kaldırıp indirdi. "Tabii bazen yaramazlık yapmıyor değilim."dedikten sonra sinsi olduğunu düşündüğü ama tamamıyla tatlı olduğu ifadesiyle sırıttı.

"Tamam, tamam. Ayrıntılara gerek yok."dedim ben de gülerek.

"Hadi biraz senden bahsedelim hyungie."diyerek aegyo yaptı ve kıkırdayıp başını yana yatırdı. Ben ise kızarmama engel olamazken yüzümü ekşittim. "Seni oturamayacak kadar sert becermesine izin mi verdin? Kesin hoşuna gitmiştir."dedi ve gözlerimi kocaman açarak dediklerini sindirmeye çalışırken düşünürmüş gibi yaptı. "Eminim ki kalçandan dudaklarını ayırmamıştır. Suga hyung kalçalarının bir numaralı hayranı gibi duruyor."

"Aigoo! Sen ne zaman bu kadar utanmaz oldun?!"dedim şaşkınlıkla.

O da benim yüz ifademi taklit ederek gözlerini açıp dudaklarını da yuvarlak şekliyle öne doğru iterek bana baktı. "Yani benim dediklerim doğru mu?!"

"Guk-ah! Sus artık!"dedim iyice kızarıp oturduğum sandalyede küçülürken.

"Ama ben sana her şeyi anlattım!"

Derin bir nefes aldım ve elimle yüzümü sıvazlayıp etrafta kısa bir bakış attım. Kimsenin bizim izlemediğinden, fotoğraf ya da video çekmediğinden emin olduktan sonra masaya dirseklerimi dayayıp yüzümü avuç içlerime yaslayarak ona baktım. O da masanın üstünden bana yaklaşırken, "Senden nefret ediyorum."dedim.

Sırıttı. Tatlıydı. "Hyungie, beni sevdiğini ikimiz de biliyoruz. Ben de seni seviyorum."dedi aegyo ile.

"Aish." Gözlerimi devirdim. "Şimdi ne merak ediyorsan sor, yemeğimiz gelinceye kadar zamanın var."

"Yani en fazla beş dakika mı?"dedi dudaklarını büzerek.

"Evet, ağlak bebek."

"O zaman bana kaç tur yaptığınızı söyle."diye fısıldadı ve kıkırdadı. Neden şimdi fısıldadığını anlamazken tavrına gözlerimi devirdim.

"Bilmiyorum. Ama üçten fazla olduğuna eminim." Durup dudaklarımı bilerek büzdüm ve gözlerinin içine bakarak kafamı sol yanıma doğru eğdim. "Sabah olanları da öğrenmek istiyor musun?"

*




Continue Reading

You'll Also Like

4.3K 431 24
kısa süreli hafıza kaybı yaşayan Park Jimin ormanda katil Min Yoongi ile karşılaşır #Yoonmin Angst... Başlangıç : 29.10.2022 Bitiş : 16.02.2023
50.5K 1.4K 33
"Sakın ağzını açıp itiraz etme" dedi Sinirle ayağa kalktım. "İtiraz etmiyim öyle mi? Bu güne kadar ne istediyseniz yaptım. Her defasında hata bulma...
57.9K 5.8K 8
Korkma küçüğüm, sesini duydum...
93.1K 8.4K 45
katıldıkları yetenek yarışmasında min yoongi, hiç haz etmediği park jimin'in, babasının parasıyla birinci olacağını düşünüyor. ↝texting, düz yazı, ta...