Stajyer || Taekook

Mrs_Alien95 által

733K 58.8K 47.8K

Stajyer Jeon Jungkook, baş doktoru Kim Taehyung'a aşık olur. Başlangıç ||30.12.2017|| Bitiş ||30.10.2018|| •D... Több

1| Yorucu yaşam başlasın.
2| İnanırsan başarırsın.
3| İlk günden geç kalmak..
4| İlk gün, ilk gece..
5| Başarısız görev..
6| 'Bay Kim! Lütfen yeter' [1/2]
7| Barış antlaşması. [2/2]
9| Gece tam bir fiyasko.
10| Nedir bu kıskanmışlık hissiyatı?
11| "Ne? Birlikte duş mu?"
12| "Bilirsin, Stajyerim daha önemli."
13| "Hadi içelim bu gece!"
14| "Başladığım yere geri dönmek."
15|Psikiyatri Kliniği
16| Benimle kal
17| Sevgililik Evresi
18| Asansör Fantezisi
19| "Bay Kim, ben sadece size aşığım."
20| "Ateşli Bir Öpücüğe Hayır Demem."
21| "Asansöre her bindiğimizde seni öpeceğim."
22| "Taehyung, sevişelim."
🤡
23| "Sürekli altta olacağımı düşünüyorsan..."
24| "Nefesim oldun..."
25| "Yenik düşmek istemiyorum."
26| Beklenmedik Misafir
27| Örnek Gelin Adayı
28| Başlangıç ve Bitiş
29| Ölüm Ve Yaşam Arasındaki Çizgi
30| "Bitti mi?"
31| Sürpriz
32| Gülüşünden Öpmek
33| "Bana benliğimi şaşırttırıyorsun."
34| "İtalya'yı altını üstüne getirelim."
35| En Güzel Cevap
Final| Bu Bir Son Değil
30.12.17|| 30.10.18
Özel bölüm| Scenery

8| Doksan altıncı oda vakası

21.8K 1.7K 1.4K
Mrs_Alien95 által

Medya: Taehyung'un bugünki kombini

Keyifli okumalar! 🧡

"Bay Kim!" Bağırarak ciyakladığımda göz devirerek bana dönmüştü. Ne var dercesine kafasını salladığında elimdeki dosyayı göstermiştim. "Bunu unuttunuz!" Bedenini tamamen bana çevirip kollarını birleştirdiğinde pür dikkat onu izliyordum. "Ayağına kadar gelip alayım mı istiyorsun?" Birkaç saniye şaşkınca baktığımda şapşalca kafa sallayıp dosyayı sıkıca sardım ve mutfak masasından telefonumu kapıp cebime attım. Hızla kapıya doğru koşup Bay Kim'e ulaşmaya çalıştım. Arabanın içinde girmişti bile. Arabaya girdiğimde konforlu arabanın huzur verirmişçesine her bir yanına yayılan kokusuyla derin bir nefes almıştım.

"Bir şey unutmadık, değil mi?" Ona dönüp kafa salladığımda düz bir ifade ile yola odaklanmıştı. İstemsizce onu süzme ihtiyacı duymuştum. Siyah, bacaklarını sıkıca saran kumaşı ile altına soktuğu siyah, beyaz çizgili gömleği ile belindeki gümüş parıldayan kemer, onu kesinlikle kusursuz kılıyordu. Bakışlarımı yüzüne çıkardığımda alnına düşen bal tutamlarıyla yan profilinin oluşturduğu görüntü, her şeye değerdi. Bu güzellik nereden Kim Taehyung?

"Beni süzmeyi bırak." Farketmesiyle dudağımı ısırıp önüme dönmüştüm.

"Bu kadar mükemmel olmayın o zaman." Başımı cam tarafına çekip sessizce söylenmiştim. Yan taraftan duyduğum kıkırtılar ile Bay Kim'e dönmüştüm. Yüzünde oluşan mükemmel gülüş ile bana bakıyordu göz ucuyla. Duymuştu. Gülüşü yüzünden silinmemişken göz devirip önüme döndüm.

"Çalış senin de olur." Dediğiyle gözlerimi dört açıp -evet dört- ona dönmüştüm. Hala sırıtmış bir şekilde gülüyor ve gözlerini yoldan ayırmıyordu. Dilini dudaklarında gezdirip kısa bir an bana dönmüş, ardından yeniden önüne dönmüştü.

Siz kadar güzel olamam ama ben de yakışıklıyım, Kim Taehyung.

"Yah! Tamam, ağlama..." gülümsemesini yüzünden silmeye çalışıp dudaklarını ısırmıştı. "Sen de iyi görünüyorsun." Gözlerini gözlerime kilitlediğinde ciddi olup olmadığını sorgulamak istemiştim. "Gerçekten mi?" Bakıp kafa salladığında önüme dönmüştüm. Beni beğeniyordu.

Yol boyunca mal mal sırıtıp hastaneye gelmeyi beklemiştim. Sonunda bahçeye girdiğimizde, hastanenin bahçesinde yoğun bir kalabalık vardı. Arabayı park edip birkaç saniye önümüzdeki insan topluluğuna çevirdik.

"Yoğun olacak. Hazır mısın?" Bay Kim'e dönüp umutsuzca kafa salladım. "Hadi inelim." Elini kapıya atıp çıktığında onu tekrarlayıp çıkmıştım.

Bir söz verdin kendine. En iyisini yap!

***

"Doksan altıncı odaya git ve benim hemen geleceğimi söyle. Ayrıca dikkatli konuş yanında. Kafa sallayıp geç." Bay Kim'in uzattığı dosyaları alıp hızla kafa sallayıp doksan altıncı odaya doğru yürümeye başladım. Dikkatli konuş derken ne demek istemişti acaba?

Gün boyu yine bir klası gerçekleştirmiştik. Ve beni yoran en temel iş, ayak işleriydi. Eh, bir de asansör yerine merdivenleri kullanıyordum.

Bahsi geçen odaya geldiğimde, geldiğimi belli etmek için kapıyı tıklayıp birkaç saniye bekleyip ve içeri girdim. Eh, belki özel şeyler oluyordu. Bilirsiniz hastane fantezileri.

Ortalama otuz yaşındaki kadının tavanı izlediğini görmemle aklımdan geçen fanteziler için kısa bir küfür ettim kendime. İçeri girmemle kadın oturma pozisyonuna geçip bana dönmüştü.

"Oğlum nerede?" Sorduğu soru ile kısa bir an afallamıştım. Boğazımı temizleyip hastaya baktım.

"Oğlunuz?" Soruma karşılık göz devirmişti. Neler oluyordu?

"Seni buraya gönderen adam işte! Kim Taehyung'dan bahsediyorum!" Sesini hafifçe yükselttiğinde irkilmiştim. Fena mahçup olmuştum.

"Üzgünüm.." ismine bakmak için dosyaya baktığımda.. Ellen Roth? İsmi görmemle yüzümü kadına çevirmiştim. Sinirle dişlerini dudaklarına bastırıyordu. İsmi Amerikan bir isim olması ve Koreli olması?

"Seni buraya oğlum mu gönderdi! Ne şaşkın insansın sen ya. Seni şikayet edeceğim." Şaşkınlıktan dört açılmış gözlerimle karşımdaki kadını izliyordum. Bay Kim'in annesi olma olasılığı cidden ne kadardı?

"Ü-Üzgünüm Bayan Roth. Bay Kim birazdan burada olur." Hafifçe eğildiğimde yüzünde gülümsemeler açmıştı. "İyi tamam, affettim seni! Tavşana ne kadar da çok benziyorsun sen" kıkırdamaya başladığında korktuğumu hissetmeye başlamıştım. Neredeydim ben!?

Konuşmama gerek kalmadan Bay Kim, beyaz önlüğü ile -bir nevi tüm asaleti ile- odaya giriş yapmıştı. Kısa bir an bana bakmış, ne oldu dercesine kafa sallamıştı. Avcı görmüş tavşan gibiydim şu an!

"Aha! Oğlum da geldi." Bayan Roth, oğlu olduğunu söylediği Bay Kim'i gördüğünde kocaman gülümsemişti. Doktor, ağır adımlarla yanına varıp ellerinden tutmuştu. Refakatçi koltuğunu, hasta yatağına yaklaştırıp annesinin(!) yüzüne ciddi bir ifade ile bakmaya başladı.

"Sana kızgın olduğumu biliyorsun değil mi Anne?" Sanırım şu an kafayı yiyeceğim.

"Bana kızma oğlum, uzun zamandır gelmiyordun. Bu defa da ben geldim." Orta yaşlardaki kadın hafifçe dudak büzdüğünde Bay Kim, derin bir nefes vermişti.

"Yine de kendine zarar vermemeliydin. Ya ciddi bir şey olsaydı!?" Hafifçe sesini yükselttiğinde hala şaşkınlıkla izliyordum.

"Ö-öyle deme oğlum. Oradaki insanlar çok kötü. Sana gelmeme izin vermediler..." başını eğdiğinde devam etmişti. "Ben de bileklerimi kestim. Sırf seni görebilmek için." Kadının gözleri dolduğunda Bay Kim, kadının çenesinden tutup göz göze gelmelerini sağlamıştı. "Öyleyse anlaşma yapalım, Anneciğim. Ben düzenli olarak seni ziyarete geleyim, sen de oradaki adamlara zorluk çıkarmadan iyileş. Tamam mı?" Şefkatle çıkan sesiyle büyülenmiş bir şekilde onu izliyordum. Kadın, yeniden kocaman gülümsediğinde elleriyle söz işareti yapmıştı. "Söz! Akıllı olacağım." Bay Kim'de karşılık olarak söz işaret yapıp gülümsemişti.

Olayları bu defa far görmüş tavşanmışçasına izlerken içeriye uzun boylu, kızıl saçlarıyla kusursuz görünen Doktor(!) görünümlü biri girmişti. Bay Kim ile göz göze geldiğinde kocaman gülümsemişti. Bay Kim de aynı şekilde gülümseyip ayağa kalkmıştı.

"Hoşgeldin Ho-" bize kısa bir bakış atıp devam etmişti. "Bay Jung." İkili uzunca el sıkıştıktan  sonra Bayan Roth söze girmişti.

"Hemen mi gideceğim." Çıkardığı ağlak seslerle şaşkınca Bay Jung'a bakıyordu. Bay Jung, gülümseyip kafasını iyi yana sağlamıştı. "Nasıl olduğunu görmeye geldim Bayan. Oğlunuzla biraz daha konuştuğunuzda hep beraber gideceğiz." Bay Jung'un güzel gülümsemesine uzunca takılı kalmıştım. Bay Kim, boğazını temizlediğinde hızla ona dönmüştüm. Kafasıyla dışarıyı işaret etmişti.

"Anneciğim, biz şimdi çıkıyoruz. Biraz dinlen sonra yanına geleceğim, tamam mı?" Kadın başta itiraz etmek istese de usulca kafa sallayıp uzanmıştı. Üçümüz hep beraber çıktığımızda Bay Kim'in odasına doğru yürümeye başladık. Odaya vardığımızda Bay Kim, kendi özel yerine, Bay Jung da deri koltuğa yerleşmişti.

"Neler olduğunu öğrenebilir miyim acaba?" Sıkıntıyla nefes verdiğimde, Bay Jung bana bakıp gülümsemişti. Bana güldü!

"Sen başla istersen, Hoseok." İsmi dahi güzel olan adama döndüm.

"Merhaba.."

"Jungkook ben. Jeon Jungkook."

"Öyleyse merhaba Jungkook. Ben Psikiyatrist Jung Hoseok. Taehyung ile liseden beri arkadaşız." Bay Kim'e döndüğümde kafa sallamıştı. O liseye ben de gitmek istiyorum!

"Hastamıza gelirsek, Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu var. Yani yaşadığı ağır travma sonucu kendi kimliğini isteyerek kaybetmesi." Şaşkınça bakmamdan dolayı gülümseyip boğazını temizlemişti.

"En iyisi daha detaylı konuşmak. Bayan Roth, yaklaşık 8 yıl önce oğlunu kaybetmiş. Kocasını uzun süre önce kaybeden hastamız, oğlunun kaybı ile tamamen perişan duruma düştü. İnsanların olaylardan kaçma, geçmişi unutmak için kendi kimliklerini değiştirirler. Ki bu bir yerden sonra Mitomani, yani kendi uydurdukları yalana, doğruymuşçasına inanma düşüncesine bürünüyor. Bayan Roth, kendini Ellen Roth olarak tanıtıp, bu şekilde yaşamaya başladığında bir süre sonra geçmişi silinmişçesine yaşıyor. Yaklaşık yedi ay önce trafik kazası geçirip bu hastaneye kaldırıldığında, beyninin ona oynadığı bir oyun ile Doktorunu, yani Taehyung'u oğlu sanıyor."  Bay Jung, sözünü bitirip Bay Kim'e döndüğünde söze doktorum girişmişti.

"Bu durumu şokta olmasına verip oğlu olduğumu onayladım ve gerekli tedavileri yerine getirdim. Psikolojik rahatsızlığı olduğunu düşündüğüm için arkadaşım Hoseok'u aradım ve durumu anlattım. Hoseok ise hastanın geçmişiyle, eski yaşadığı yere dair orada yaşayanlarla konuşup oğlunu ve kocasını kaybettiğini, ardından kendini Ellen Roth ile tanıtmaya başladığı söylemişler. Komşuları onu inkar ettiğinde Bayan Roth görünümlü asıl kimliği Kim Min-Hee olan kadın taşınıp Seoul'e taşındı. Eh sonrası kaza ve Taehyung'u oğlu sanması.." Bay Kim sözünü bitirdiğinde devamını Bay Jung getirmişti.

"Taehyungun da ısrarı ile kliniğe yatmayı kabul eden Bayan Roth, her ay ziyaret için kliniğe gelen Taehyung'un yaklaşık bir aydır gelmemesi üzerine bileğini hafifçe kesip buraya gelmeyi amaçladı. Ki istediği elde etti de."

Bay Jung, sözünü bitirdiğinde hala şaşkınlıkla dinliyordum. Bu çok deliceydi, bir o kadar da gerçekçi.

"Woah.. İnanılmaz bir yaşam öyküsü varmış." İkili bana uyup kafa salladığında derin bir nefes vermiştim.

"Sadece fazla yoğunum şu sıralar. Fake annemi unutmam da kaçınılmaz oldu. Geleceğim birkaç gün sonra Hoseok'cuğum."

"Ah, önemli olan hastamızın durumu Taehyung'cuğum." İkili yalandan bir şekilde konuştuklarında ortaya büyük bir kahkaha bırakmıştı. Onlara uyup hafifçe gülümsemiştim. Açıkçası hala olayın etkisindeyim. Tıp yerine psikoloji mi okusaydım?

"Öyleyse Taehyung'cuğum, işin yoksa annenin(!) yanına git ve hasret gider." Bay Kim, yalancıktan göz devirip gülümsediğinde bana dönmüştü. "Sen burada kal ve önemli bir şey olursa haber et. Tamam mı?"

"Peki Bay Kim. Endişeniz olmasın." Hafifçe eğildiğimde Bay Jung araya girmişti. "Siz fazla mı ciddisiniz? Hadi ama aynı evde de kalıyorsunuz. Eğilme olayını ortadan kaldırın."

Bay Kim, konuşmayıp imali bir şekilde bana bakıp yan sırıttığında ne düşündüğüne karar verememiştim. Bir şey demeyip odadan çıktığında Bay Jung ile baş başa kalmıştık.

"Eh, kaldık baş başa. Kendinden bahsetsene biraz." Bay Jung'un samimi gülüşüne karşılık gülümsemiştim.

"Jeon Jungkook. 22 yaşındayım. Busan'da doğdum ama beş yaşından beri Seoul'dayım. Eğitim öğretim hayatımda ne kadar çalıştığımı ben bilirim." Elimi mahçupça enseme atıp gülümsedim. "Annem ve babam ise hala Busan'da. Arada bir ziyarete geliyorlar, ya da ben gidiyorum işte. Stajyerlik mevzusunda ise üç-dört gündür Bay Kim ile aynı evdeyiz.Anlaşılması zor bir insan olsa dahi seviyorum, y-yani iyi anlaşıyoruz. Bazı sorunlar harici." Bay Jung anlarcasına kafa salladığında yüzündeki mükemmel gülüş bir an olsun silinmemişti. Tamamen samimi bir havası vardı. Doktor Taehyung gibi değildi. O kesinlikle ilk günden soğuktu.

Neyse ki şu an aynı yatakta yatacak kadar iyiyiz.

Yalan. Elinden gelse kovar evden.

"Ah evet. Taehyung başta hep soğukkanlı davranır. Tanıdıkça alışır ve seversin. Ayrıca uzun bir süre aynı evde kalacaksınız. Alışması zor olmaz." Kafa salladığımda hak vermiştim.

Böylelikle yaklaşık bir saattir konuşmuştuk. Onun kesinlikle mükemmel bir karaktere sahip olduğunu düşünüyordum. Bay Kim, odaya girdiğinde ayağa kalkmıştık.

"Ben de gidiyordum, Taehyung'cuğumm." İsmini uzatarak söylemesi ile gülümsemiştim.

"Öyleyse en kısa sürede yeniden buluşalım, Hoseok'cuğumm." Aralarında ki ilişkiye hayran kalmıştım.

"Ha bu arada, yarın liseli arkadaşlar bir partimiz var. Buna sen de davetlisin Taehyung." Bay Kim, memnunmuşçasına kafa salladığında Bay Jung bana dönmüştü.

"Jungkook'u da özel olarak davet ediyorum."

"Hayır efendim, teşekkür ederim. Siz takılın hep beraber." Teşekkür edip eğildiğimde elini omzuma koymuştu.

"İtiraz istemiyorum. Taehyung, birlikte geliyorsunuz." Bir şey söylememize fırsat vermeden çıkmıştı odadan. Arkasından şaşkınca bakakalırken Bay Kim bana dönmüştü. "Onu duydun. Yarına hazır ol." Göz kırpıp tahtına oturmuştu.

Yarın Kim Taehyung ve Jeon Jungkook olarak parlayalım öyleyse.

Bölüm sonu 🌙

Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu: Hafıza, bilinç veya farkındalığın, kimlik ve/veya algıların parçalanması ya da bozulmasıdır. Bunu bölümde de bahsettim. Genelde travma sonucu oluşuyor.

Mitomani: Bir insanın kendi uydurduğu yalana inanma durumu.

Açıkçası kurguyu okuduğum bir kitaptan aldım. Kitabın işime yaracağını hep düşünürdüm, ki işe yaradı da. Merak ediyorsanız da kitabın ismi Psikiyatrist. Eğer kitabı okumadı ve okuyacaksanız da bu bölümden ağır spoi yediğinizi söyleyebilirim ;")

Ve umarım beğenmişsinizdir. Sizi seviyorum 🧡

Sanat eseri gibi doktorumuz..

Ultra karizma Stajyerimiz..

Mükemmellikten oluşan Psikiyatristimiz..

Olvasás folytatása

You'll Also Like

181K 18.5K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.
83.3K 9.4K 20
Kim Taehyung kutsal kanını yıllardır uyuyan vampire vermiş ve en büyük günahı işlemişti... "Beni damarlarındaki şarapla uyandırdın. Şimdi şarabının s...
111K 13.2K 13
delta jeon'un annesi köye yeni gelen öğretmeni oğluna almakta ısrarcıydı. 160124
19.4K 1.2K 34
"Eski biz çok güzeldi Jeon." "Eski bizi sen bitirdin Kim." Jungkook ve Taehyung'un güzel giden ilişkileri, Taehyung'un arkadaşları yüzünden sonlanmış...