15|Psikiyatri Kliniği

20.2K 1.7K 1.4K
                                    

Hadi sizin için bir bölüm daha. Keyifli okumalar aşkolar ♥️

Sabah erkenden kalkmış, hayat enerjim tamamen söndürülmüş bir şekilde kahvaltı başındaydım. Emindim ki; dün geceden kalma ağlayışımın neden olduğu hafif şişmiş gözler ve uykusuzluktan göz altlarım morarıktı. Biraz makyajla kapatsam da engelleyememiş, Bay Kim'in yoğun bakışlarına maruz kalıyordum.

Bakışlarımı masadan kaldırmayıp çatalı tabağa atıp atıp oynarken oldukça rahatsız hissediyordum. Gizliden başımı kaldırıp Bay Kim'e baktığımda hala yüzümü incelediğini farkettim. Rahatsız ediciydi bu.

"Öyle uzun uzun bakmasanız," dedikten hemen sonra bakışlarımı yeniden masada gezdirdiğimde Bay Kim'in kalın sesinden bir kıkırtı dökülmüştü. "Hadi ama, komik değil." Dünden kalma yorgunluğum ile yüzümü düşürüp cevap vermiştim.

"Özür dilerim." Yüzü ciddileştiğinde başımı kaldırıp kaşlarımı çatmıştım. "Ne için?" Diye sorduğumda elimdekilerini bırakıp sırtımı dikleştirmiştim. "Dün gece ağlatıp seni uykundan alıkoyduğum için." Yoğun gözlerine odaklandığımda ne diyeceğimi şaşırmıştım. Bu kadar da dürüst ve anlayışlı bir adamdı.

"Ben," başımı eğip devam ettim. "fazla duygusaldım, istemsizce ağladım. Sizin özür dilemenize gerek yok." Sözümü bitirdiğimde boğazını temizleyip oturduğu yerden kıpırdamıştı biraz.

"Dün dolu kafayla konuştum." Bakışlarımı gözlerine diktiğimde uzunca göz göze bakışmıştık. Kendi gözlerini çekmediğinde, utanıp gözlerimi çekmiştim. Ne ara bu kadar çekinir olmuştum ben? "Bu yüzden gitmeni istemiyorum, biliyorum dengesizce ama," demişti başını hafifçe yana eğerken "Burada, benimle kalmalısın."

Başımı kaldırıp hafifçe gülümseyip kafa salladığımda ne kadar aciz olduğumu düşünmüştüm. Dün birkaç sözü ile gecemi mahvetmemden sonra yine birkaç sözü ile yumuşamıştım. Kalkıp boynuna sarılmak geliyordu içimden, fakat hayır. Biraz gururun olmalı, Jeon.

"Siz haklısınız, buraya tanışmak ve bir şeyler öğrenmek için geldim." Gözlerimi gözlerine diktiğimde gülümseyip devam etmiştim. "Zirvede bırakalım, hm?" Gülümseyerek kafa salladığında kısaca bakışıp bu sefer ciddi bir kahvaltı yapmaya başlamıştık. Zirveden kastımı anladınız, değil mi?

***

İki-üç gün yan gelip yatmanın ardından hastane o kadar yormuştu ki, iki kat çıkıp inmemden sonra Bay Kim'in odasında nefes nefese soluklanıyordum. Bu hiç adil değildi.

"Klostorofobi'ni yenmem lazım, Jeongguk." Başını kaldırmadan Bay Kim'e bir şey demeyip derin bir nefes aldığımda kalbime saplanan iki saniyelik bir ağrı ile istemsizce ağzım açılmış, elim refleks kalbime doğru gitmişti. Evet, gerçekten yenmem lazımdı.

"Bunu nasıl yaparım bilmiyorum," yavaşça soluğumu verip devam ettim. "Bu duruma alışmaktan başka çarem kalmıyor sanırım." Sözümü bitirdikten sonra Bay Kim ayağa kalkmış ve beni kendi yerime doğru yöneltmişti.

"Birlikte yeneriz, dert etme." Doktor önlüğünü giydiğinde beyazın tenindeki uyumuna bakakalmıştım. "Göz attığın hastaların son durumuna bakıp geleceğim. Asıl hastalarım birazdan gelir, burada otur ve onların ihtiyaçları her ne ise karşıla, bana da bir telefon edip haber etmeyi unutma." Anlaşıldı dercesine kafa salladığımda odadan çıkmıştı. Ben de kendi yerime geçip dağınık duran, ama olmayan masayı toplamaya girişmiştim.

Bir süre sonra odaya orta yaşlı bir kadın girmişti. Ayağa kalkıp selamlaştığımda yüzü hafiften buruşmuş kadın, önümdeki tekli koltuklara yerleşmişti. Kollarımı birleştirip ahjumma'ya baktığımda su içtiğini görmüştüm. Gözlüklerimi takıp ekrandan hasta bilgilerini açtığımda işlemleri yavaşça yerine girmeye başlamıştım. Bugün Kim Taehyung benim.

Stajyer || Taekook Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin